1. Murat döneminde hangi beylikler vardı?

1. Murat döneminde hangi beylikler vardı?
Babasının yerine tahta geçen I. Murat, kendine muhalefet eden kardeşlerini ortadan kaldırdı. Karamanlıların kışkırtması ile Ankara’ya hakim olan Ahilerin üzerine yürüyerek buraları tekrar Osmanlı Devleti’ne kattı. Anadolu’da düzeni sağladıktan sonra, yanına Lala Şahin Paşa’yı alarak Rumeli’ye geçti.
Bu sırada Balkanlarda bulunan devletlerin ve prensliklerin arasında devamlı şekilde mücadele vardı. Bu durum Türklerin Balkanları fethetmesini kolaylaştırıyordu.
I. Murat önce, elden çıkan Çorlu ve Lüleburgaz’ı geri alarak buraların surlanru yıktırdı. Anadolu’dan Türkmenler getirterek buralara yerleştirdi. Lala Şahin Paşa, Edirne üzerine gönderildi. Bizans ve Bulgar kuvvetleri Sazlıdere mevkiinde yapılan meydan savaşında yenildiler. Edirne fethedildi (1361). Fetihlere devam eden Lala Şahin Paşa, Filibe’yi; Evrenos Bey de Gümülcine’yi aldı.

Türklerle başa çıkamayacağını anlayan Bizans imparatoru, barış istemek zorunda kaldı.
Sırp Sındığı Savaşı

Türk ilerleyişinden rahatsız olan Bulgarlar ve Sırplar, papa vasıtasıyla Avrupa’yı harekete geçirmek istediler. Papanın teşvikiyle Macarlar, Bulgarlar, Sırplar, Eflaklılar ve Bosnalılardan meydana gelen birleşik ordu ile Edirne üzerine yürüdüler. Bu sırada sultan Murat Hüdavendigar Bursa’daydı. Durumu öğrenen beylerbeyi Lala Şahin Paşa acele olarak padişaha haber saldı. Diğer taraftan da Hacı İlbeyi komutasında bir keşif kuvvetini Edirne’ye gönderdi. Hacı İlbeyi, Meric’i geçen düşmanın gafletinden ve sarhoşluğundan istifade ederek, gece yarısı üç koldan ani bir baskm yaptı. Onları müthiş bir bozguna uğrattı. Kaçan düşmanın bir kısmı Meriç’te boğulurken, Macar kralı Layoş canını zor kurtardı (1364).


Sultan I. Murat 1365 yılında başşehri, Bursa’dan Edirne’ye taşıdı. Orada camiler, saraylar, medreseler ve diğer sosyal müesseseler yaptırdı.
Sırp ve Bulgar Krallıklarının Osmanlı Himayesine Girmesi
Osmanlı orduları, arka arkaya yapmış oldukları seferlerle, Doğu Trakya’nın fethini tamamladılar. Türklerle başa çıkamayacağını anlayan Bulgar kralı Şişman Yuvan barış istedi. Vergi vermeyi ve Osmanlı himayesini kabul eden Kral Şişman’la barış yapıldı (1369).
Türkleri Bulgaristan ve Batı Trakya’dan çıkarmak maksadıyla harekete geçen, çoğunluğunu Sırpların oluşturduğu düşman ordusu, Edirne yakınlarında yapılan Çirmen Meydan Savaşı’nda yenildi (1371). Böylece Trakya ve Makedonya’nın bir bölümüne Türkler hakim oldular.
Gazi Evrenos Bey ve vezir Kara Halil, fetihlere devam ederek batıya doğru “ilerlediler. Anadolu’dan getirilen Türkler, alınan yerlere yerleştirildi. Türklerle baş edemeyen Sırp kralı Lazar barış istedi. İstenen vergiyi vermek ve gerektiğinde asker yardımında bulunmak şartıyla barış yapıldı (1374).
Balkanlardaki fetihlere ara veren I. Murat, devlet bütçesine gelir sağlamak için Pencik kanununu çıkardı. Buna göre esir basma alman 25 akçe, hazineye gelir kaydediliyordu. Fethedilen yerlerdeki topraklarda tımar ve zeamet sistemi uygulandı. Buralara Türkler yerleştirildi. Tımar teşkilatı yeniden düzenlendi. Kapıkulu süvari teşkilatı ile süvarilerin hayvanlarına bakmak için voynuk sınıfı kuruldu.
Anadolu’da Genişleme
I. Murat oğlu Yıldırım Bayezit’i, Germiyanoğullan beyinin kızıyla evlendirdi. Kütahya, Tavşanlı, Emet, Simav tarafları çehiz olarak Osmanlılara verildi (1381). Akşehir, Yalvaç, Beyşehir, Seydişehir, Karaağaç ve İsparta tarafları Hamidoğullan beyinden satın alındı. 1383 yılında CandaroğuUarı Beyliği de Osmanlı hakimiyetini kabul etti.
Karamanoğlu Alaettin Ali Bey, I. Murat’ın kızıyla evlenerek akraba oldu. Buna rağmen Osmanlılara karşı bir dost siyaseti izlemedi. Osmanlı topraklarına tecavüz eden Alaettin Ali Bey, Konya önlerinde yapılan savaşı kaybedince, 1. Murat’tan af diledi. Damadının af isteğini kabul eden sultan, onu bağışladı.
I. Kosova Savaşı (1389)
Geçici bir süre için durdurulan Rumeli’nin fethi 1380 yılında yeniden başladı. Manastır, Sofya ve Niş gibi stratejik önemi olan şehirler ele geçirildi.
Osmanlıların Rumeli’de ilerlemelerini hayret ve korkuyla izleyen Sırp, Bosna, Hırvat ve Arnavut prensleri kendi aralarındaki anlaşmazlıkları bir tarafa bırakarak birleştiler. Timurtaş Paşa komutasındaki akıncılar, Ploşnik yakınında Sırp ve Bosna kuvvetleri tarafından pusuya düşürüldü. Timurtaş Paşa büyük kayıplar vererek pusudan kurtuldu. Bu olayı fırsat sayan Sırp, Bosna, Leh, Çek, Hırvat, Eflak ve Macarlar, Osmanlılara karşı kendi aralarında anlaştılar.
Bütün bu gelişmeleri dikkatle izleyen I. Murat, ittifakı daraltmak için harekete geçti. Vezir-i azam Çandarlı Ali Paşa, Bulgaristan’a girdi. Çok süratli bir şekilde Bulgaristan topraklarını ele geçirerek Kral Şişman’ı yakalayıp I. Murat’ın huzuruna çıkardı. Kral, I. Murat tarafından bağışlanarak bir Osmanlı valisi durumuna getirildi (1388).
I. Sultan Murat, bütün Anadolu beyliklerinden yardım istedi. Filibe’de toplanan Osmanlı ordusu, Evrenos Bey’in tavsiyesi üzerine düşmanla savaşmaya uygun bir yerde karşılaşmak amacıyla yola çıktı. Öncü kuvvetler Kosova ovasına gelince düşman kuvvetleriyle karşılaştılar. Kosova’da savaşmaya karar veren I. Murat, orduyu şu şekilde savaş düzenine soktu: Sağ kanatta Şehzade Bayezit komutasında Rumeli beylerbeyi Kara Timurtaş Paşa ve Evrenos Bey, sol kanatta şehzade Yakup Bey komutasında Anadolu beylerbeyi Sanıca Paşa ve Anadolu beylik askerleri, merkezde I. Murat vardı. Merkez kuvvetlerinin önünde yeniçeriler ve toplar vardı.
Savaş, düşmanın top atışlarıyla başladı (1389). Türk askerinin kahramanlığı, mükemmel savaş planı sayesinde düşman ordusu büyük bir bozguna uğratıldı. I. Murat, savaş alanını gezerken Miloş adındaki bir Sırp asilzadesi tarafından hançerlendi. Öleceğini anlayan I. Murat, düşmanı takip eden büyük oğlu Bayezit’i çağırdı. Devlet ileri gelenlerinin de isteği doğrultusunda hükümdarlığı Bayezit’e bıraktı. Kısa bir süre sonra da öldü. Bayezit, saltanat mücadelesine kalkmasın diye kardeşi şehzade Yakub’u boğdurttu (1389).
Tarihte Gazi Hünkar ve Murat Hüdavendigar diye anılan I. Murat, babasından bir beylik halinde aldığı topraklan genişleterek, Osmanlı Devleti’nin temellerini attı. I. Murat din ve mezhep farkı gözetmeksizin tebaasına karşı çok adil ve şefkatli davrandı. Adli, mali ve askeri sahalarda yaptığı çalışmalarla, devleti aşiret halinden teşkilatlı bir devlet haline getirdi. Devlet yönetiminde, mutlaka tecrübeli devlet adamlarmın fikrini alır, ondan sonra yapacağı işe karar verirdi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu