Akdeniz Bölgesinde Söylenen Türküler

Akdeniz Bölgesinde Söylenen Türküler
Akdeniz bölgesinin (Isparta, Burdur) halk müziği, bir bütünlük arz etmektedir Bölge, Akdeniz kıyıları ile İç Anadolu, Ege, Marmara bölgeleri arasında bir köprü görevini görmektedir Bu sebeple, ilde zengin bir halk müziği varlığı oluşmuştur İlin Akdeniz, İç Anadolu, Ege bölgeleriyle ortak ezgileri bulunmaktadır Alevî-Tahtacı inancına bağlı köylerde yaşayanlar, yörenin halk müziğine ayrı bir renk vermişlerdir Ayrıca Kafkasya, Bulgaristan, Romanya ve Yunanistan’dan yöreye yerleştirilen Türk göçmenler, bölgenin halk müziğine, halk oyunlarına yeni katkılarda bulunmuşlardır

Halk kültürünün konuları olan doğum, sünnet, evlenme, ölüm, asker-hacı uğurlama ve karşılama ile ilgili gelenekler, gezek-sohbetler, mesire yerlerindeki eğlenceler, seyirlik ve çocuk oyunları, dinî ve geleneksel bayramlar, nevruz-hıdrellez gibi kutlamalar, bağbozumları, gül toplama, halı dokuma gibi işler, halk şairleri (âşık) Isparta halk müziğini besleyen, yeni ezgi ve türkülerin oluşmasını sağlayan kültürel unsurlardır

Isparta halk ezgilerini kırık havalar, uzun havalar, karma havalar sınıflandırması açısından bakıldığında kırık havaların çoğunlukta olduğu görülür Yörede uzun havalara “Gurbet Havası” veya sadece “Gurbet” denildiği gibi “Guval” da denilmektedir Bağlama veya kemane ile bu havaların özelliğine uygun 5 veya 7 zamanlı ezgiler çalınır Avşar Beyleri en tanınmış gurbet havalarıdır Gelin ve güvey okşamaları da uzun hava niteliğindedir Ağıtlar, ninniler, Garip ve Kerem ayağındaki ezgiler yörede “Guval-Gurbet Havası” olarak okunur Ağıtlara yörede “yakım” denilmektedir Gurbet havalarının hemen ardından Teke Zortlaması gibi hareketli, kırık havalara geçilir

Yöredeki ezgiler dinsel (dinî) ve din dışı diye iki şekilde ele alınarak bakıldığında, Cem törenlerinde Pir Sultan, Kul Himmet, Hatâyî gibi Alevî inancına bağlı şairlerden deyişler, duvazların okunduğu ve samah dönüldüğü görülmektedir Sünnî inancına bağlı topluluklarda ise düğünlerde, kutsal gecelerde, mevlitlerde ilâhiler söylenmektedir

Isparta halk müziğinde Yahyalı Kerem dizisinin çeşitli derecelerinden başlayıp karara giden ezgiler çoğunluktadır Garip, Kerem, Yanık Kerem, Misket ayarlarında söylenen türküler bunlara örnektir Bir takım türkülerde bir ayaktan öbürüne geçişteki ustalık dikkat çekicidir Evlerinin Önü Mersin, Gıcır Gıcır Gelir Yarin Kağnısı bu ezgi yapısındadır Bunun yanı sıra yaygın olarak kullanılan 2+2+2+3=9 ve 2+3+2+2=9 zamanlı türküler de bulunmaktadır Bundan başka 2, 3 ve 4 zamanlılar ile 5 ve 7 zamanlı türkülere de (gurbet havalarının saz bölümleri) rastlanılmaktadır Zeybek, Teke Zortlaması, Gakgili, Dattiri ve Dımıdan havaları 9 zamanlıdırlar

Yöre ezgileri, halk arasında Zeybek, Gurbet Havası (Guval), Yakımlar, Teke Zortlaması, dımıdan, dattiri, Gakgili, Okşama, Boğaz Havası, Oyun Havası, Samah, Deyiş şeklinde sınıflandırılmaktadır

Zeybek: Hem türkü olarak söylenen hem de oynanabilen ezgilerdir İl merkezi ile Gönen ve Keçiborlu gibi İç Ege’ye açılan ilçelerde ağır zeybekler ön plandadır Ağır zeybeklerin 9/4’lük, bazen de 9/2’lik ölçüler taşıdığı görülür Serenler, Evlerinin Önü Mersin, Ardıçtandır Kuyuların Kovası, Kâzım’ım ağır zeybeklerdendir İlin diğer yerlerinde ve kadın eğlencelerinde ise hafif zeybekler söylenip, oynanır Şu Gelen Atlı mıdır?, Şu Aydın’ın Uşağı, Ay Doğar Ayan Beyan, Sarı Zeybek, Haymanalı, Hatçem, Çayıra Serdim Postu, Merdiven Altında Tavuk Gıdaklar 9/8’lik ölçünün hakim olduğu zeybeklerdir

Gurbet Havası: Uzun hava türündeki bu ezgilere “Guval (Kaval)” veya sadece “Gurbet” de denilir Guvaldan sonra çok hızlı bir tempoda oynanan zortlatmalara geçilir Toroslardaki Yörükler ağıt, ninni ile Garip, Avşar, Kerem ayağındaki ezgileri “Guval” olarak okurlar Guval’dan sonra çok hızlı ritimdeki zortlamalara geçilir Teke Zortlatmaları için çok hızlı olmaları nedeniyle özel bir tezene tavrı geliştirilmiştir Bu tavır, 9/16’lık bir tartımdadır ve 9/16’lığın tüm varyasyonları görülür

Yakım: Yörede ağıtlara “Yakım” denilmektedir Boğulan Gelin, Yaralandım, Al Başlı Gelin, Yaran Sürmeli Mehmet, Camız Süsen Gelin, Gerdekte Ölen Güveyi, Deryalar Yüzünde Bir Yeşil Direk, Beni Vuran Amcaoğlu, Süpürün Damları Osman Geliyor, Demir Parmaklıktan Bakar Bakar Ağlarım, Fadimem Fadimem Tombul Fadimem, Bu Gençlikte Ölüm Bazan Zor gibi türküler gurbet havaları içinde yer alan türkülerdir

Teke Zortlaması: Genellikle Anadolu’nun güney bölgelerinden başlayarak, Toros dağları boyunca uzanan ve İçel, Antalya, Burdur, Isparta, Denizli, Afyon, Muğla illerini içine alan yöreye “Teke Yöresi” denilmektedir Bu bölge, Hamitoğulları Beyliğinin bir kısmı olan Teke Beyliği’nin yönettiği topraklar olması nedeniyle Teke yöresi adı verilmiştir Bu bölgenin havalarına “Teke Havası”, oyunlarına da “Teke Oyunları” denilmektedir Bunun yanı sıra yörenin oyun ve ezgilerinde Tekenin hareketleri yansıtıldığı için de “Teke Yöresi” denildiği ileri sürülmektedir Ezgilerin ritimleri çok hızlıdır

Teke Zortlatmaları, iki bölümlüdür Yellemede, oyun, yürük olarak başlar ve hoplatmadan aynı ezgi ile hızlanarak devam eder Teke Zortlatmalarında ağırlama bölümü yoktur Oyunlar bu nedenle tek bölümlü havayı anımsatırlar Zortlatmalar çoğu kez sözlüdür

Teke Havaları, bağlama ile ne kadar hızlı çalınırsa çalınsın oynanacak hıza ulaşılamamaktadır Aynı durum büyük kaval için de geçerlidir Bu nedenle Sipsi ve Çift Kaval (çifte) kullanılır Teke Zortlamaları Türk Müziğindeki Ağır Aksak (2+2+3+2), Aksak (2+2+2+3), Raks aksağı (2+3+2+2) ve Oynak (3+2+2+2) olarak bilinen dokuz vuruşlu bileşik ölçülerin 9/16’lık türüne girmektedir Teke Zortlamalarının “Dımıdan”, “Gakgili” ve “Dattiri” adları verilen çeşitleri bulunmaktadır

Dımıdan: Teke yöresi Türkmenlerinde kadınların leğen dibi döverek oynadıkları Teke Zortlamalarıdır (2+2+2+3) ölçüsü hakimdir

Dattiri: Yörede zortlamaların daha yürük (hızlı) olanlarına bu ad verilmiştir Çalgı ile çalınamayacak derecede ritimleri hızlı olduğundan Boğaz Havasıyla eşlik edilirler Kadın oyunları olup, (2+3+2+2) ölçüsü hakimdir

Gakgili: Teke yöresinde Dattirilerin çalgı ile çalınmasına verilen addır Çalgı ile çalındığı için daha ağırdır

Okşama: Yörede kadın oyunlarına verilen addır Zil Okşaması, Gelin-Güvey Okşaması, Davul Okşaması, Kına Okşaması, Sağdıç Okşaması gibi türleri vardır Gelin-Güveyi okşamalarında övme, övünme duygusu hakimdir Okşamalar, ağır ve yürük olmak üzere iki biçimde oynanır Garilom, Gabardıç, Sağdıç Dolanması gibi oyunlar yürük, diğer okşamalar ise ağırdır Kadın meclislerinde okşamaları defçi kadınlar çalıp söylerler Teke oyunu olarak tanınan okşamalar, bazı bölgelerde zeybek olarak sayılmaktadır Isparta, Yenice, Eğirdir gibi yörelerde bu ad verilir

Yörede, ayrıca zeybek oyunlarının yanı sıra samahlar da oynanmaktadır Isparta’nın çeşitli yerlerinde yerleşen Tahtacı ve Abdalların da, açık olmayan ve kendilerine has ayinlerinde (cemlerinde) oynadıkları oyunlar “Samah” ya da “Semah” olarak adlandırılır Semahlar bağlama ve bazen de kemanenin eşliğinde, çoğu kez deyiş veya nefeslerin söylendiği, o esnada daha ziyade gençler olmak üzere kadınlı erkekli çiftlerde oluşan gurupların belli bir düzen içinde oynadıkları dini rakslardır

Isparta’da, özellikle düğünlerde kadın kına gecelerinde veya erkeklerin kendi aralarında bir araya geldiği güvey okşamalarında oyunlar oynanarak yaratılan eğlenceye yine “Samah” denilir Ancak ayin veya dini raks samahları ile bir ilgisi yoktur

Bazı gelin okşamalarında, mısra sonlarında “hı, hı, hıı” ve “ay babam /anam / ağabeyciğim/ kızım/ hı, hı, hıı” gibi ifadelere rastlanmaktadır Bu ifadeler ile türküde anlatılmak istenen konu daha acıklı ve üzüntülü bir duruma getirilmektedir Gelin okşamaları; düğün esnasında, gelin hamamında ve kına gecelerinde bir kadın tarafından söylenmektedir Bu kadın, gelin ve yakınlarına türküler söylemekle birlikte onların ağızlarından da bu tür türküler söylemektedir Yörede, güvey okşamaları ise kına gecesinde, bir erkek tarafından kına yakılırken söylenir Bu türküler ile güvey övülür ve düğününün kutlu olması temenni edilir

Boğaz Havası: Teke yöresi Yörüklerinin parmaklarını gırtlakları üzerine bastırarak, bastırma gücü ve parmakların yer değiştirmesi ile elde ettikleri ezgilerin tümüne verilen addır “Boğaz vurmak”, “Boğaz çalmak” gibi tanımlamalar da boğaz havasını bir ezgi ile söylemek anlamında kullanılmıştır Boğaz havaları bazı Yörüklerin dilinde “Hada” ve “Doa” gibi isimler almıştır Boğaz havalarının yörede özel bir önemi vardır Erkek çobanların kaval, düdük çalmalarına karşılık kız-kadın çobanlar “Boğaz” çalarlar Nadiren erkeklerin “Boğaz” çaldıkları da görülür Yörük çoban kızları dağlarda hayvanlarını otlatırken, birbirleri ile haberleşmek, müzik gereksinimlerini karşılamak, atışmak amaçlarıyla kullandıkları bilinmektedir

Teke yöresinde kaval, boğaz havası biçiminde üflenirse, buna “Nefesleme” denir Bu tür havalara “Boğaz Oyun Havası” da denir Boğaz havalarını Yörük boğazları diye anılanlar; Sarı Keçili Kızımın Boğazı, Hayta Kızımın Boğazı, Saçı Kınalı Boğazı, Kocakarı Boğazı, Eski Yörük Boğazı, Guguk Boğazı vb Yörede, boğazlar çalınırken oyun havalarının arasına ayrıca birtakım üflemeler eklenir (gelmiş, şimdi gelmiş, hoyda, hayda vb) gibi Boğaz havaları cura ile çalındığında tezene kullanılmaz, curanın tellerine parmakla vurularak ve teli sap ile parmak arasına sıkıştırarak parmakla teli çekerek ses çıkartılır

Kesinti: Sözlü oyunların bitiminde gelen bölüme denir Bu bölümde yapılan oyunlar şu biçimlerde görülür; Kesinti-sözlü müzik-kesinti, Sözlü müzik-kesinti-sözlü müzik- kesinti, sözlü müzik kesinti sözlü müzik, sözlü müzik-kesinti, kesinti-sözlü müzik-kesinti-sözlü müzik

Kesinti sözcüğü belli bir fasıldaki türkü ve oyunların sonunda, ortasında veya başında çalınan müzik olmak üzere iki anlamda kullanılır Oyun adı başa eklenerek söylenir, Serenler Kesintisi gibi Serbest biçimdeki oyun havalarına da aynı ad verilir Bu durumda kesinti sözcüğü başa gelir Kesinti Havası, Kesinti Zeybeği gibi

Kaydalama: Teke oyunlarında keklik gibi sekerek yürümek, kanat çırpar gibi el çırpma, eğilerek dönme ve yer değiştirme ile yapılan oyunlara “Kaydalama” adı verilir Kadınlar arasında, iki kişi ile ve def vurularak oynanır

Deyiş: Alevî-Bektaşî geleneğinde, uluların, dedelerin, babaların ve Pîr Sultan, Kul Himmet, Hatayî gibi şairlerin müzik eşliğinde söylenen şiirleridir Cem törenlerinde mutlaka deyişler okunur

Isparta sözlü ezgilerinin konuları aşk, doğa, hayvan ve çocuk sevgisi, meslek aşkı, yiğitlik, gurbet, ölüm, erken ve ani ölümlerde duyulan acı, övgü, yergi, kutsal değerlere bağlılık, Allah-Muhammed-Ali sevgisi gibi konulardır

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu