Ankara gezilecek yerler

Ankara gezilecek yerler
ankaraan
Anıtkabir

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, inkılâpların yaratıcısı, kahraman asker, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ebedî istirahatgâhının bulunduğu Anıtkabir, Rasattepe’ de inşa edilmiştir

Mimarları Prof Emin Onat ve Doç Orhan Arda’dır 1944 yılında yapımına başlanan anıt, 1953’te tamamlanmıştır Aynı yıl Ata, Etnografya Müzesindeki geçici kabrinden büyük bir törenle buraya nakledilmiştir

Anıtkabir kompleksi içindeki üniteler ;İstiklâl Kulesi, Hürriyet Kulesi, Aslanlı Yol, Müdafaa-i Hukuk Kulesi, Mehmetçik Kulesi, Zafer Kulesi, Barış Kulesi, 23 Nisan Kulesi, Misak-ı Milli Kulesi, İnkılâp Kulesi, Zafer Kabartmaları, Mozole – Şeref Holüdür

Müzeler

Anadolu Medeniyetleri Müzesi

Adres: Hisar Cad Ulus – Ankara

Etnografya Müzesi

Adres: Talatpaşa Bulvarı Opera – Ankara

Ankara’da Atatürk Evi

Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi ”Oyuncak Müzesi”

Atatürk’ün Mekanı Müze Köşk

Beypazarı Kültür ve Tarih Müzesi

Eğit-Der Eğitim Özel Müzesi

Gordion Müzesi

Mehmet Akif Ersoy Evi

MTA Tabiat Tarihi Müzesi

ODTÜ’de Arkeoloji ve Müze

Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu Müzesi

TRT Müzesi ve Ulusal Kurtuluş Sergisi

100 Yıl Kız Teknik Öğretim Müzesi

Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi

TC Ziraat Bankası Müzesi

Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet Müzesi

Adres: Cumhuriyet Cad Ulus – Ankara

Örenyerleri

Gordion – Polatlı/Yassıhöyük: Frigya Krallığı’nın başkenti, ünlü Gordion şehrinin kalıntıları; Ankara-Eskişehir karayolunun yakınında, Sakarya (Sangarios) ve Porsuk nehirlerinin birbirlerine yaklaştıkları yerde, Polatlı’nın 21 km kuzeybatısında, Ankara’dan 90 km uzaklıkta, Yassıhöyük köyündedir

Gordion’ un tarihi MÖ 3000 yılma (Eski Tunç Çağı) kadar dayanmaktadır Asur, Hitit (MÖ 1950 – MÖ 1180) ve Frigya (MÖ 900 -MÖ620) nın önemli bir yerleşme yeri idi Frigya Devletine başkentlik yapmıştır Gordios adlı (Frig başkenti kurucusu) kralın adını almıştır Kral Gordios tarafından bağlanan ünlü düğüm, Büyük İskender tarafından MÖ 333 yılında kışı geçirdiği Gordion’da kesilmiştir Gordion’da, bu tarihten sonra Büyük İskender Dönemi (MÖ 300-100) başlamış, sonra Roma Dönemi (MÖ 1- MS4 yy), daha sonra Selçuklu (MS11-13 yy) dönemi sürmüştür

Roma Hamamı – Ankara/Merkez: Ulus Meydanından Yıldırım Bayazıt Meydanına uzanan Çankırı Caddesi üzerinde, caddeden 25 metreye kadar yükseklikteki bir platform üzerinde bulunmaktadır Hamamın bulunduğu yüksek platformun höyük olduğu bilinmektedir

Hamam, Caracalla (MS 212-217) devrine tarihlenir Caracalla Hamamının Çankırı Caddesindeki girişi, sütunlu bir revak kalıntısının çevrelediği geniş bir alana, palaestraya yani bir güreş sahasına açılır Bu revaklı avlunun bir kenarında 32 sütun olmak üzere bütün yüzünde 128 mermer sütun bulunmaktadır Hamam binaları paleastra kısmının hemen arkasında yer alır Bu yapılar ender rastlanan bir büyüklükte olup, her zaman olduğu gibi Apoditerium (soyunma kısmı), Frigidarium (soğukluk kısmı), Tepidarium (ılık kısım) ve Caldarium (sıcak Kısım) bölümlerinden oluşur

Gavurkale Örenyeri – Ankara/Haymana: Ankara’nın 60 kilometre güneybatısındadır Yanında akmakta olan Babayakup Deresinin tabanından 60 metre yüksekte olan tepe, uzun süren bir yerleşmeye sahne olmuştur Tepeye buradaki eski yıkık duvarlar nedeniyle Gavurkale adı verilmiştir

Gavurkale, bir tepe üzerindeki dik kayaların güneye bakan yüzünde yer alan; birbiri ardına yürüyen iki tanrı, karşılarında oturan bir tanrıça kabartması ve bu kayalığın çevresindeki iri bloklardan oluşan duvarlar ile dikkati çekmiştir Söz konusu kaya kabartmaları Hititlere özgü eserlerden olup, Anadolu’nun değişik yerlerinde bulunan benzer anıtlardan sadece birisidir

Yapılan çeşitli araştırmalar sonucunda buranın surlarla çevrili önemli bir merkez olduğu anlaşılmıştır Önceleri yalnızca Hititlerin ibadet yeri olarak bilinen Gavurkale’ de önemli Frig yerleşiminin olduğu da anlaşılmış, burası 1930 yılındaki çalışmalar sırasında bizzat Atatürk tarafından ziyaret edilmiştir Daha sonraki yıllarda çevresinde çeşitli yüzey araştırmaları yapılmış olan Gavurkale’de 1998 yılında Anadolu Medeniyetleri Müzesi Başkanlığında kazı çalışmalarına da başlanmıştır

Karalar Köyü Örenyeri – Ankara/Kazan

Karahöyük Harabesi – Hacıtuğrul Köyü

Etnografya Müzesi

Ogüst Mabedi – Ankara/Altındağ

Ahlatlıbel : Ahlatlıbel, Ankara’nın 14 kilometre güneybatısında Taşpınar Köyü – Gavurkale -Haymana eski yolu üzerindedir Ankara’ya çok yakın olan bu Eski Tunç Çağı istasyonu Anadolu için önemli bir düz yerleşme birimidir

Bitik : Bitik Höyüğü Ankara’nın 42 kilometre kuzeybatısındadır Yukarıdan aşağıya doğru MÖ V yüzyılda başlayan bir Klasik Çağ iskânı ile kalın bir Eski Tunç Çağ iskânı meydana çıkarılmıştır Bitik’ teki Eski Tunç Çağı kalıntıları bölgenin Doğu ve Batı Anadolu ile ilgisini belgeler

Etiyokuşu : Ankara’nın 5 kilometre kuzeyinde, Çubuk Çayı kıyısındadır Buradaki kazı Prof Şevket Aziz Kansu tarafından 1937 yılında Türk Tarih Kurumu adına yapılmıştır En alt katta Eski Taş Devri tipte aletler ele geçmiştir Onun üstündeki Eski Tunç Çağı kültürü Ahlatlıbel kültürü ile benzerlik gösterir En üstte ise çeşitli devirlere ait büyük bir sarayın kalıntılarına rastlanmıştır

Augustus Tapınağı : Ulus’ta Hacı Bayram Cami bitişiğindedir MÖ II yüzyılda Frigya Tanrıçası Men adına yapılmış olan tapınak zamanla yıkılmıştır Bugün kalıntıları bulunan tapınak ise son Galat Hükümdarı Amintos’un oğlu Kral Pylamenes tarafından Roma İmparatoru Augustus adına bir bağlılık nişanesi olmak üzere yaptırılmıştır

Bizanslılar zamanında çeşitli eklemeler yapılıp, pencereler açılarak kilise haline getirilmiştir Etrafı dört sütunla kuşatılmış dört duvar halindedir Etrafını çevreleyen uzunluğuna on beşer, enine altışar adet kırk iki, tapınağın kapısı önünde dört, arkada iki adet sütunun yerleri bulunmaktadır Yalnız iki yan duvarı ile kenarları işlemeli olan kapı kısmı eski hali ile ayakta durmaktadır Aslı Roma Tapınağında bulunan ve Augustus’un başardığı işleri gösteren vasiyetnamesi bir yazıt ile bu tapınağın türbeye bitişik duvarına konulmuştur

Julianus Sütunu : Defterdarlık ve valilik binası arasındaki havuzun kenarında bulunmaktadır Hiçbir yazıtı yoktur Gövdesinde birçok halka olup, yüksekliği on beş metre kadardır Sütunun İmparator Julianus’ un (MS 361)

Ankara Roma Tiyatrosu : Hisar Caddesi ile Pınar Sokak arasında yer alır İlk defa 1982 yılı sonunda bulunmuş, kurtarma kazılarına 15 Mart 1983’te Müzeler Genel Müdürlüğünce başlanmıştır Anadolu Medeniyetleri Müzesi Müdürlüğü de kazılan 1986 yılı sonuna kadar sürdürmüştür Sonuçta MS II asrın başına tarihlenen tipik bir Roma Tiyatrosunun kalıntıları çıkarılmıştır Bunlar arasında tonozlu parados binaları, döşemeli orkestra, seyirci oturma yerleri (kavea), sahne odası (scene)’ndan artakalan temel ve duvarların yanı sıra birçok heykel ve parçalan bulunmuştur

Akköprü : Varlık Mahallesi önünde ve Ankara Çayı üzerinde olup, Ankara’nın en eski köprüsüdür 1222 yılında Selçuklu Hükümdarı I Alaaddin Keykubat tarafından Ankara Valisi Kızılbey zamanında yaptırılmıştır

Höyük ve Tümülüsler

Beştepeler Tümülüsü : Anıtkabir alanındaki tümülüslerde ilk kazı 1926 yılında Makridi tarafından yapılmıştır 1945 yılında Anıtkabir alanında yapılan toprak düzeltmesi sırasında birkaç tümülüsün kaldırılması gerekmiş, iki tümülüs açılmış ve burada Friglere ait birçok çanak çömlek ile beraber aletler de ele geçmiştir Uzmanlar bu tümülüslerin Gordion Frig mezarlarıyla çağdaş olduğunu meydana çıkarmışlardır

Yumurtatepe (Demetevler) Tümülüsü: Çiftlik – Demetevler Kavşağında Demetevlere giden yolun sol tarafında yer alır 1986 ve 1987 kazı mevsimlerinde Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi Müdürlüğünce kazılmıştır Yapılan kazılar sonucunda, tümülüsün tepesinde Eski Tunç Çağına ait küçük ve yuvarlak tek bir yapı ve içinde pişmiş toprak eserler ele geçirilmiştir

Kül Höyük : Oyaca Kasabası sınırları içerisinde olup, Ankara-Haymana karayolunun yaklaşık 50 kilometresinde sola ayrılan Boyalık, Culuk, Çalış ve Durupınar yolundan 15 km gittikten sonra yolun sağında ve 150 metre mesafededir Orta büyüklükte höyüklerden olan Külhöyük’te, Anadolu Medeniyetleri Müdürlüğü Başkanlığında kazı çalışmaları yapılmaktadır

Karaoğlan : Karaoğlan, Ankara’nın 25 km güneyinde ve Ankara-Konya yolu üzerindedir Höyükte Kalkolitikten itibaren tüm uygarlık katları görülmektedir Ankara Gölbaşı bölgesinde Hitit ve Frig katlarına sahip en önemli istasyonlardan birisidir

Kaleler

Ankara Kalesi: Asırlardır kentin bekçiliğini yapan Ankara Kalesi kentin sembolü olmuştur Ankara Kalesi’nin tarihi, kentin tarihi kadar eskidir Yapılış tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber ilk kez Romalılar tarafından yapıldığı fikri yaygındır

Selçuklular tarafından onartılıp genişletilmiştir Kurulduğu tepe yanında akan (Hatip Çayı) Bentderesinden 110 metre yüksektedir

Kale, iç ve dış kale olmak üzere iki kısımdır Yirmiden fazla kulesi vardır Dış kale eski Ankara şehrini yürek biçiminde çevirir Dört katlı olan iç kale kısmen Ankara taşından kısmen de toplama (spoliyen) taşlarla yapılmıştır İç kalenin iki büyük kapısı olup, birisi dış kapı, diğeri hisar kapı adını taşır İç kaledeki kulelerin yüksekliği 14 ile 16 m arasında değişmektedir Bugün kale içinde Osmanlı Ankara’sının XVII Yüzyıldan itibaren ayakta kalmış bir çok Ankara evi bulunmaktadır

Kalecik Kalesi : Kalecik Kalesi, Çankırı’ya giden yol üzerinde Ankara’dan 78 km uzaklıktadır Modern kasabaya hakim olan simetrik koni biçimli bir tepenin üzerine kurulmuştur Güneybatısındaki dağlara bir sırtla bağlanır ve Kızılırmak’ a doğru uzanan ovada tek başına yükselir

Camiler

Şehrin bazı önemli camileri, Ağaç Ayak Cami, Ahi Elvan Cami, Ahi Yakup Cami, Aslanhane (Ahi Şerafettin) Cami, Cenab-ı Ahmet Paşa Cami, Alaaddin Camii ,Çiçekçioğlu Camii, Direkli Cami, Eskicioğlu Camii, Hacettepe Camii, Hacı Arap Camii, Hacı Bayram Camii, İbadullah Cami Karacabey Camii, Kocatepe Camii, Kurşunlu Camii, Tabakhane Camii, Tacettin Camii ve Zincirli Cami’dir

Türbeler

Ankara’da, Ahi Şerafettin Türbesi,Azimi (İsmail Paşazade Hacı Esad) Türbesi, Cenab-ı Ahmet Paşa Türbesi, Hacıbayram Veli Türbesi, İsmail Fazıl Paşa Türbesi, Karacabey Türbesi, Karyağdı Türbesi, Kesikbaş Türbesi, Yörük Dede (Doğan Bey) Türbesi bulunmaktadır

Kiliseler

Katolik Kilisesi (St Paul Kilisesi):

Adres: Atatürk Bulvarı No: 118 – Kavaklıdere (İtalyan Büyükelçiliği Bahçesinde)

Ayin gün ve saatleri:

Cumartesi günleri: (Yaz) 1900 (Kış) 1800

Pazar günleri: (Yaz) 1000 -1200 -1900 (Kış) 1800

Katolik Kilisesi (St Theres Kilisesi):

Adres: Işıklar Caddesi Kardeşler Sok 15 – Ulus

Ayin gün ve saatleri: Pazar günleri: 1030 (Türkçe)

Katolik Kilisesi (Meryem Ana Kilisesi):

Adres: Birlik Mah 3 Cad No: 35 Oyak-Çankaya (Vatikan Büyükelçiliği yanı)

Ayin gün ve saatleri: Pazar günleri: 0945 (İngilizce) 1100 (Fransızca)

Anglikan Kilisesi (St Nicolas Kilisesi):

Adres: Şehit Ersan Cad 46 – Çankaya (İngiltere Büyükelçiliği içinde)

Ayin gün ve saatleri: Pazar günleri : 1000 (İngilizce)

Sinagog (Museviler Cemiyeti):

Adres: Sakalar Mah Birlik Sok 8 – Samanpazarı,

Hanlar

Çengel Han: Kale altında ve Atpazarı Meydanı Sefa Sokakta bulunmaktadır Kitabesinin 1522 tarihinde yapılmış olduğu anlaşılmaktadır

Kurşunlu Han: Ankara Kalesine giden yol üzerinde bulunan ve Fatih’in sadrazamlarından Mahmut Paşa tarafından 1421 yılında yaptırılmış olan eser, tipik Osmanlı şehir içi hanlarındandır

Mahmut Paşa Bedesteni: Kale yolu üzerinde ve Kurşunlu Hanın bitişiğindedir 1421 – 1459 yılları arasında han ile birlikte Sadrazam Mahmut Paşa tarafından yaptırılmıştır

Doğu – Batı istikametinde boyuna uzanan büyük ve muntazam dikdörtgen plânda olup, on adet büyük kubbe ile örtülü bedesten ve bedesten dışında meydana gelmiş olan arasta ile birlikte iki kısımdan ibarettir Anılan bedesten bugün Anadolu Medeniyetleri Müzesi teşhir salonu olarak kullanılmaktadır

Sulu Han: Hacı Doğan Mahallesi Tekneciler Sokağı ile Sulu Han Sokağı arasında bulunmaktadır 1685 tarihinde Şeyhülislâm Cevvar Zade Mehmet Emin Bey tarafından Zincirli Camiye vakıf olarak yaptırılmış olduğu ileri sürülen Sulu Hana Hasan Paşa Hanı da denilmektedir Fakat 1141 tarihli vakfiyede, Hanın Abdülkerimzade Mehmet Emin Bey tarafından vakfedildiği kayıtlardan anlaşılmaktadır

Zağfiran (Safran) Hanı: At Pazarındadır Aslen Kayserili olup, Ankara’ya yerleşen Hacı İbrahim Bin Hacı Mehmet tarafından yaptırılmıştır Vakfiyesi 1512 tarihlerinde düzenlendiğine göre bu tarihlerde yapılmış olmalıdır Hanın yarısı mülk, yansı vakıfın ruhuna cüz-i şerif okumak, Lütfi Han kapısındaki musluğa bakmak için vakfedilmiştir İçinde bir mescit yer almaktadır

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu