Atatürk müze evleri

Atatürk müze evleri
Prof.Dr.Afet İnan, araştırmacı, yazar Mehmet Önder’in 1970 yılında yayınlanan “Atatürk Evleri- Atatürk Müzeleri” adlı eserine yazdığı önsözünde bir anısını şöyle aktarmaktadır:

“Atatürk’ün Çankaya’da oturduğu köşkte bir anahtar koleksiyonu vardı. Bunlar memleketin çeşitli yerlerinde, kendisine hediye edilen evlere aitti. O, bu binaların hemen hepsine gitmiş, zaman zaman memleket meselelerini yerlerinde tetkik ederken, buralarda misafir edilmiştir…Bugünkü sınırlar içinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni temsil eden Türk milleti, kendisine sembolik bir şükran ifadesi olarak kasaba ve şehirlerinde evler hediye etmişlerdir. Bunların tapuları, anahtarları, kendisine güzel birer hatıra idi. Fakat yine gayet iyi biliyorum ki, son senelerinde bunların hepsini, bulundukları şehirlere vermeyi öngörmüş ve resmi muamelelerin bir kısmı da tamamlanmıştır.” (Önder 1970 :7,8)

Atatürk’ün oturduğu, misafir edildiği evler, savaş yönettiği karargahlar, hatırasını taşıyan değerli mekanlar, eşyalarıyla birlikte günümüzde halka açık müzeler haline getirilmiştir.

Bu evleri:
1- Doğumundan, 19 Mayıs 1919′da Samsun’a çıkışına kadar olan konutlar
2- Milli Mücadele Yılları konutları
3- Cumhurbaşkanlığı dönemi konutları olarak üç ana başlık altında toplamak mümkündür.

I- 1881-1919 tarihleri arasında kalan dönem

İlk döneme ait olan evler içinde en önemlileri Selanik’te doğduğu ev ile İstanbul-Şişli’deki Atatürk Evi’dir.

Selanik’te Türk Evi: 1881′de içinde doğduğu, çocukluk ve gençlik yıllarının bir kısmını geçirdiği, ülkenin özgürleşmesi için mücadele etmeye karar verdiği tarihi ev, Selanik’in Balkan Savaşları sonunda Yunanistan’ın eline geçmiş olması nedeni ile Lozan Antlaşması maddelerince Yunanlılara verilmiştir. Yunan Hükümeti de evi bir Yunanlı aileye satmıştır.

Cumhuriyetin 10. Yıl Dönümü gerekçesiyle, Selanik Belediyesi, Türk-Yunan Dostluğu ve Balkan Konferansının bir anısı olarak, Atatürk’ün doğduğu evin kapısına, üzerinde Türkçe, Yunanca ve Fransızca olarak : “Türk Milletinin Büyük Kurtarıcısı ve Balkan Birliği’nin Önderi GAZİ MUSTAFA KEMAL burada dünyaya gelmiştir. İş bu levha Türkiye Cumhuriyeti’nin 10. yıldönümü münasebetiyle konulmuştur. Selanik, 29 Ekim 1933″ yazan çift kapalı bir levha koymuştur.

Selanik Belediyesi daha sonra evin, Yunanlı sahibinden satın alınarak Atatürk’e armağan edilmesini de kararlaştırmış, konut ancak 19 Şubat 1937′de tahliye edilmiş, anahtarları Selanik Konsolosluğumuza teslim edilmiştir.” Doğduğu evin kendisine armağan edilmesinden büyük memnuniyet duyan Atatürk, Ankara’dan bir mimar görevlendirmiş ve yaşadığı döneme ait bilgileri not ettirerek evin o günkü durumuna getirilmesine yardımcı olmuştur”(Çetinor 1981 30).

1950 yılında daha geniş bir tadilat gören Atatürk Konutu’nun “Atatürk Müzesi” olarak düzenlenmesi düşünülmüş ve bu konuda Dışişleri Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı çalışmalara başlamıştır. Bu çabalar sonuç vermiş ve ev tamamen eski haline uygun biçimde düzenlenerek 10 Kasım 1953 günü ziyarete açılmıştır.

İstanbul-Şişli’de Atatürk Evi (İnkılap Müzesi): Atatürk Suriye cephesinden ayrılıp 13 Kasım 1918′de İstanbul’a gelişinden kısa bir süre sonra Şişli’de Madam Kasabyan’ın üç katlı konutunu kiralamış, Beşiktaş Akaretler mahallesinde oturan annesi Zübeyde Hanım ile kız kardeşi Makbule Hanımı da bu eve taşımıştır. İstanbul’un düşman işgali altında olduğu o zor günlerde, konutunda arkadaşları ile sık sık toplantılar yapmış, 16 Mayıs 1919′da Samsun’a hareketine kadar, altı ay burada kalmıştır.1908 yıllarında yaptırılan ve Atatürk Evi olarak bilinen evi, İstanbul Belediyesi tamir etmiş ve 1943′de İnkılap Müzesi olarak ziyarete açmıştır.

Atatürk’ün doğumunun 100. senesinde yeniden düzenlenen müzede, kendisine ait fotoğraflar, kullandığı eşyalar ve merhum Çelik Gülersoy tarafından bağışlanan Atatürk hakkında yazılmış 500′ün üzerinde eserin bulunduğu bir kitaplık bulunmaktadır.

II- Kurtuluş Savaşı Yılları

Kurtuluş Savaşı sırasında Anadolu’da kaldığı ve karargah olarak kullandığı pek çok ev arasında : Samsun 19 Mayıs Müzesi, Erzurum Atatürk Evi, Ankara İstasyon Binası, Eski Çankaya Köşkü, Polatlı Alagöz Köyü Başkomutanlık Cephe Karargahı, Akşehir Garp Cephesi Karargahı, Afyon, Şuhut Atatürk Karargah Binası, Afyon Atatürk Karargah Binası sayılabilir .

Samsun 19 Mayıs Müzesi: Bugün Samsun 19 Mayıs Müzesi olarak ziyaretçilere açık olan bina, 19 Mayıs 1919′da 18 arkadaşı ile Samsun’a gelen Atatürk’ün kaldığı Mıntıka Palas Otelidir. “Cumhuriyetin ilanından sonra 1924 yılında, Atatürk’ün Samsun’a ikinci gelişinde Mıntıka Palas sahipleri bu binayı Atatürk’e hediye etmişlerdir. Daha sonra, Atatürk’ün emri ile binanın alt katı “Gazi Kütüphanesi” adıyla 22 Eylül 1939′da halkın hizmetine açılmış, üst kat ta Samsun belediyesince “19 Mayıs Müzesi” olarak tanzim edilmiştir” (Çetinor 1981:33). Bu otel, heyeti Anadolu’da ilk barındıran bina olarak tarihe geçmiştir.

Erzurum Atatürk Evi: 3 Temmuz 1919′da Erzurum’a gelen Atatürk, bir kaç yer değiştirdikten sonra, Yukarı Mumcu Mahallesindeki iki katlı kagir konağa taşınmıştır. “Erzurum Kongresi süresince ve Sivas’a gidiş tarihi olan 29 Ağustos 1919′a kadar 52 gün bu konutta kalmıştır” (Çetinor 1981: 33).

Cumhuriyetin ilanından sonra Erzurumlular bu binayı Atatürk’e armağan etmişlerdir. Vefatından sonra Çocuk Esirgeme Kurumuna devredilen bina, uzun süre çocuk yuvası olarak kullanılmıştır. Bugün tarihi Atatürk Evi, müze olarak halka açılmıştır.

Ankara İstasyon Binası: Atatürk Anadolu’daki tarihi gezisini ve kongreleri tamamladıktan sonra Ankara’ya gelmiş, önce Ziraat Mektebine, daha sonra da “Direksiyon Binası” denilen Ankara’nın küçük istasyon binasına yerleşmiştir. 2,5 katlı binanın iki odası kendisine tahsis edilirken, diğer bölümleri yine Demiryollarının hizmeti için kullanılmıştır. Kurtuluş Savaşı’nın harekat planları ve Türkiye Büyük Millet Meclisi kurulması esasları bu binada yapılmıştır. Çerkez Ethem’in Atatürk’e suikasta yeltenmesi ve casus Mustafa Sagir’in yakalanması Direksiyon Binasında geçen en önemli olaylardır. Bina, Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğü’nce 1965 yılında müze haline getirilmiştir.

Eski Çankaya Köşkü: Atatürk için müstakil bir binaya ihtiyaç duyulması sonunda Çankaya sırtlarındaki Bulgurzade’lerden Mehmet ve Fuat Beylerin bağ evi 1921′de Ankaralılar tarafından 4500 liraya satın alınarak Atatürk’e tahsis edilmiştir. Cumhurbaşkanlığı köşklerinin nüvesini oluşturan ve Atatürk’ün 1921-1932 yılları arasında severek kaldığı bu bina, ünlü mimar Vedat Tek tarafından bazı ilavelerle genişletilmiş, geniş bir teras ve üstü sivri kuleli bir kütüphane yapılmıştır. Atatürk ünlü Nutkunu bu kütüphanede yazmıştır. Eski köşk, 1950 yılında “Atatürk Müzesi” haline getirilmiştir.

Polatlı Alagöz Köyü, Başkumandanlık Cephe Karargahı: Bu ev, Atatürk’ün Büyük Nutkunda “Genel Kurmay Başkanı Fevzi Paşa hazretleriyle beraber Polatlı Cephe Karargahına gittim..” dedikleri, düşmana en yakın tarihi binadır. Mustafa Kemal,” 23 Ağustos’tan 13 Eylül tarihine kadar 22 gün-22 gece aralıksız devam eden Sakarya Meydan Muharebesini bu binadan idare etmiş, bütün planlarını burada hazırlamış, tarihi kararlarını burada vermiştir” (Önder 1970: 78). Sakarya Meydan Savaşı’nın hareket planları, haritaları, savaşta kullanılan silahlardan bazıları ve Atatürk’ün özel eşyaları da dahil olmak üzere pek çok tarihi belgenin yer aldığı bina, 10 Kasım 1968 tarihinde müze olarak hizmete girmiştir.

Akşehir Garp Cephesi Karargahı: 18 Kasım 1921′den 24 Ağustos 1922′ye kadar Garp Cephesi karargahı olarak kullanılan o zamanki Belediye binasında Büyük Taarruzun planları hazırlanmıştır. Atatürk 18 Kasım 1921- 24 Ağustos1922 tarihleri arasında kaldığı bu binada 22 Ağustos günü “Ordular.. İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!” emrini vermiştir (Çetinor,1981:33). Bina, 1966 yılında “Atatürk ve Etnografya Müzesi” olarak ziyarete açılmıştır.

Afyon, Şuhut Atatürk Karargah Binası: Şuhut kasabasındaki bu küçük köy evi 22 Ağustos 1922′de Atatürk’ü ağırlamış, iki gün sonra 26 Ağustos’ta Büyük Taarruz başlamıştır. Günümüzde özel mülkiyet olan bina “korunması gerekli tarihi evler” arasındadır. (Önder 1970:84)

Afyon Atatürk Karargah Binası: Büyük Taarruz sonunda Türk Orduları 22 Ağustos 1922′de Afyon’a girmişler ve Başkumandanlık ile Garp cephesi Kumandanlık Karargahı da Afyon belediye binasına nakledilmiştir. Bu bina Kurtuluş Savaşı’nın sonuna kadar karargah olarak kullanılmıştır (Çetinor, 1981 :33).

III. Cumhurbaşkanlığı Dönemi Konutları

Bu dönemde, Cumhurbaşkanlığı Konutlarının yanı sıra, Atatürk’ün karış karış gezdiği genç Türkiye Cumhuriyeti’nin hemen her köşesinde, kendisini ağırlayan, misafir eden sayısız bina vardır. Bir çoğu, günümüzde müzeye dönüşmüş olan bu binalar arasında: Konya Atatürk Evi, Adana Atatürk Evi, İzmir Atatürk Evi, Antalya Atatürk Köşkü, Ankara Atatürk Orman Çiftliği içinde bulunan Marmara ve Atatürk Köşkleri, Ankara Söğütözü Atatürk Evi (Atatürk’ün en küçük evi, tek oda), Diyarbakır Atatürk Köşkü, Trabzon Atatürk Köşkü (ölümünden bir sene önce vasiyetnamesini dikte ettirdiği ev), İstanbul-Florya Deniz Köşkü, Ankara Çubuk Barajındaki Atatürk Köşkü ve Yalova Atatürk Köşkleri sayılabilir.

Eski ve Yeni Çankaya Köşkleri: Atatürk’ün 1921-1931 yılları arasında kullandığı Eski Çankaya Köşkü ilk Cumhurbaşkanlığı konutudur. “Ancak zaman içinde bu köşkün yetersiz kalması sonunda 1932 yılında Atatürk’ün emriyle bugün de Cumhurbaşkanlığı Köşkü olarak kullanılan Yeni Köşk yaptırılmıştır (Önder 1970: 77).

Çoğunda, en fazla bir kaç gün kalan Atatürk’ün en fazla sevdiği ve vakit geçirdiği evlerinin başında, Atatürk Orman Çiftliği ve Yalova Atatürk Köşkleri gelmektedir.

Cumhuriyetin ilanından sonra, hedeflenen Batı Medeniyeti doğrultusunda yapılan çalışmalar her alanda büyük bir hız ve azimle başlamış ve Atatürk bu faaliyetlerin pek çoğuna katılarak halkı yüreklendirmiştir. Atatürk Orman Çiftliği tarıma verdiği önemin bir göstergesidir. “Çiftlik, çeşitli tarım alanlarında faaliyet göstermek ve bir örnek teşkil etmek üzere 5 Mayıs 1925’te Atatürk’ün emri ile kurulmuştur. Atatürk, Ankara’nın çölleşmiş olan bu geniş düzlüğünde bizzat çalışmış, çiftliğin her türlü faaliyeti ile uğraşmış, bütün masraflarını kendisi ödemiş, burada yaptırdığı iki köşkte, günlerce, haftalarca kaldığı olmuştur. Bir süre sonra bu boş arazi verimli bir çiftlik haline gelmiş, bir orman doğmuş, bu başarısından sonra Atatürk 11 Mayıs 1937’de , bu çiftlikle birlikte Silifke ve Yalova’daki çiftliklerini de Türk Milletine hediye ederek, bununla ilgili belgeyi imzalamıştır.”(Önder 1970 :110)

“Yalova’yı ve şifalı kaplıcalarını çok seven Atatürk, 1927′den 3 Şubat 1938′e kadar sık sık Yalova’ya gelmiş, dinlenmiş ve şifalı sularından yararlanmıştır”(Çetinor,1981:35). Atatürk’ün bu ilgisi nedeniyle Yalova’da : Atatürk Köşkü, Baltacı Çiftliği Köşkü ve Cumhurbaşkanlığı Köşkü olmak üzere üç köşk yaptırılmıştır.

Kurtuluş Savaşının başladığı 1919 yılından sonra hiç yurt dışına çıkmayan Mustafa Kemal Atatürk,
Başkumandan ve Cumhurbaşkanı olarak tüm yaşamını, Yahya Kemal Bayatlı’nın:

Kuru ekmekle beyaz peyniri lezzetle yiyen,
Çeşmeden her su içişte “şükür Allaha” diyen bu vatandaş,
Biraz ahşap, biraz kerpiçten, yapabilmiş bu güzellikleri bir hiçten
mısralarındakine benzer vatandaşlarının arasında, evlerinde, gönüllerinde yaşamıştır.
Kaynaklar:
* Bülent Çetinor, Atatürk Evleri, İlgi Dergisi, Apa Ofset Basımevi, İstanbul, Mayıs 1981
* Mehmet Önder, Atatürk Evleri- Atatürk Müzeleri, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1970

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu