Çanakkale ilgili şiir şiirler

Çanakkale ilgili şiir şiirler
18 Mart Çanakkale Şiiri

Bulutlar sarmıştı her yanı,
Kapkara bir geceydi,
Yağmur,bardaktan boşalırcasına,
Sağnak gibi yağıyordu,
Yedi düvelin gemilerinden yükselen,
Top,tüfek sesleri,
Her yanı inletiyordu,
Mustafa Kemalin askerleri,
Aslanlar gibi dövüşüyordu,
Ve Çanakkale kahramanca,
Düşmana selam veriyordu,

Kükrüyordu tepeden,
Mustafa Kemal,
Vatanıma ayak basacaksa düşman,
Yaşamanın ne gereği var,
En son nefer ölünceye kadar,
Dövüşeceksiniz aslanlar,
Görecek bütün dünya,
Ne aslanlar doğururmuş,
Emineler,Hatçeler,Ayşeler,Fatmalar.

Ali Osman Yılmaz

Çanakkale Şiir

Gün geçmiş,yıl geçmiş ne yazar.
Her karış torağında bin,şehit bir mezar.
Yeryüzünde yaşadıkça,tek dişi canavar.
Türk milleti aynı destanı yine yazar.

Sen rahat uyu ey şanlı şehit.
Gölgesinde gölgelen al bayrağın.
Hangi kem göz sana edebilir nazar.
Türk milleti aynı destanı yine yazar.

Yedi cihana yeter yazdığın destan.
Gök kubbe ay,yıldız sana verir selam.
Çanakkaleyi düşmana yaptınya mezar.
Türk milleti aynı destanı yine yazar.

Dünya döndükçe Çanakkale yine geçilmez.
Kanınla suladın toprağı hangi canlı seni bilmez.
Sen yazdın cihana şanlı tarihi artık kim bozar.
Türk milleti aynı destanı yine yazar.

Şefik Aydemir

Çanakkale…

Biz Türk Milletiyiz !
Hepimiz birer Mehmetiz ! !
Kanımızın son damlasına kadar;
Vatan, Bayrak, İstiklal ;
Uğruna…….
GEREKİRSE! ! ! GEREKİRSE! !
ÖLÜME BİLE GİDERİZ !!!.

Bir tarih destanıdır ;
ÇANAKKALE! ! ! !
Tarihe kazıya, kazıya yazdık.
Uzanmasın kirli eller üzerimize !!
Vatan, Bayrak, İstiklal uğruna ! !
Bir değil ;
Bin ÇANAKKALE”LER Yazdırırız;
Tarihte yer yüzüne! ! ! !

Biz Vatan, Bayrak, İstiklal ,
Uğruna varız !!
Tüm insanlara ;
Kanımızın verdiği asaletle !
Kucak açar, sevgiyle bakarız;
Ama değmesin, gelmesin;
Nağmert eller üstümüze !
NİCE ÇANAKKALE”LER yaratır !
Bozguna uğratırız;
DÜŞMANI YERYÜZÜNDE ! ! !

Ahmet Tekin

Çanakkalem Şiiri

Din millet ve ırk ayırt etmeden
Toplansa bile her bir yerden el alem
Dönmeseler bile bu seferden
Yadigardır bana Çanakkale’m.

Etten ve kemikten olmuş toprak
Yatan şehitlerimin yüzü ak
Gazilerimin bir yeri sakat
Yadigardır bana Çanakkale’m.

Ben sen biz için deden savaştı
Nice engellerle karşılaştı
İstikbalimiz için çarpıştı
Yadigardır bana Çanakkale’m.

Her karışında geçmişin izi
Geçmişten geleceğe bir dizi
Kim bilir neler beklerdi bizi
Yadigardır bana Çanakkale’m

Gideceğimiz yer kara toprak
Önemli olan rahat uyumak
Dedelerimize layık olmak
Yadigardır bana Çanakkale’m.

Gülten Ertürk

Çanakkalem

Seni anlatmaya yetmez bu diller
Senin tarihini bilmez bu eller
Seninle ölmeye vaat edenler
Toprağın altında rahat edendir
Çanakkalem o ne büyük zaferdir

Yirmi bir düşmana bir türk biçilir
Uğrunda çarpışan erler seçilir
Bu destan için bir anıt dikilir
Üstüne şanlı al bayrak dikilir
Çanakkalem o ne büyük zaferdir

Zaferden zafere gark olan günler
Yediden yetmişe verdi ümitler
Toprağa sarılan canım bedenler
Yılmadan ölümle raks edenlerdir
Çanakkalem o ne büyük zaferdir

Denizde karada çarpışan asker
Vurulmuş yinede bu derdi çeker
Kutsaldır yücedir vatan her sefer
Nusretin düşmanı yardığı yerdir
Çanakkalem o ne büyük zaferdir

Dağlardan inen bu şanlı melekler
Karışan şafakta verir bize fer
Senindir bu zafer sevin muzaffer
Şanının adının konduğu gündür
Çanakkalem o ne büyük zaferdir

İlkbahar sabahı açılan güller
Sevgi bahçesine konmayı bekler
Bir toprak uğruna ezilen erler
Şehitler tahtında Rabbe gülendir
Çanakkalem o ne büyük zaferdir

Tazecik zihinler bu günü beller
Yıkılmaz çanakkalem yıkılmaz derler
Ecdadın kanıdır sulanan yerler
Her şey vatan için şeref içindir
Çanakkalem o ne büyük zaferdir

O gün bir buluttur kendine çeken
O gün bir umuttur mahvolup giden
O mucize ile hayrete düşen
Denize dökülen düşman şahittir
Çanakkalem o ne büyük zaferdir

Hüseyin Pelit

Çanakkale

Ezanlar çınlasın göklere yükselsin nida…
bu vatan için binlerce canlar olsun feda…
Yükselirken ruhlar, yaratan rabbin katına…
Aşka gelen diller söyleşir şeyda şeyda

Al kanların üzerine yıldızlar yağmış…
Ayın şavkı hilal olmuş uzanmış…
Ya rab! Bu ne tablo şehitler sıra sıra…
Diller susmuş gözler tevekküle dalmış…

Anonim

Çanakkale

Allah Allah nidalarıyla patladı toplar
Gümbür gümbür;
Zehir oluyor onlara bu yollar
Yer gök karışmış sanki kıyamet
Gözyaşlarında kalır
Vuslat dolu azamet

Çanakkale geçilmez der tüm gönüller
Anlamaz bu nidayı o yabancı eller
Yer gök karışmış
Üstüme üstüme gelir düşman
Savaşırız amansızca
Düşmana vermeyiz ferman

Gözlerimden yaşlar dökülür Mehmetciğin;
Kanının son damlasına kadar
Savaşacaktır kardeşliğin
Namahrem ele sürdürmeyecektir
Namusunu
Allah Allah nidalarıyla
Çevirir topun namlusunu

Ölse de vermez
Canı pahasına bu vatanı
Anlar o zaman
Vatanında kefensiz yatanı
Taş, toprak, vatan, millet
Bizimdir ,bizim kalacak illelebet.

Selim Özşahin

Çanakkale
Çanakkale Şehitlerine

Çanakkale! Çanakkale!
Mehmetçik dönüşmüştü sele
Allah diye yürüdü bir kere
Dur demek mümkün mü o şanlı askere

Vatan evlatlarının can verdiği yer
Yedi düven denilen şer
İşte Çanakkale, işte asker
Tarihte görülmemiş böyle zafer

Candan, canandan geçmiş asker
Şehitleri selamlıyor peygamber
Cennete kapıdır yattığın makber
Melekler posta posta Hüda’dan gelir haber

Tarihi kin. Garbın gelişi
Hala unutamamış o büyük zaferi
Türk anası nasıl doğurmaz Fatih’i
Çanakkale Hakkın zaferi

Şehitlerin kanıyla kızaran toprak
Bağrında yatanlar öyle şanlı öyle pak
Şehitler saf tutmuş Conk bayırına bak
Ataların geliyor, Ey Türk ayağa kalk.

Zekai Uz

Çanakkale
Çanakkale Şehitlerine

Bir kültürdür özgürlük
Bağımsızlık bir ilke
Yaşamak hürriyeti
Bütün iliklerinle.

Çıkmış tarih semasına
Bir millet.
Öğretmiş aleme
Nasıl olur milliyet.

İman ile yoğurmuş hamurunu
Adaletle şekil vermiş
Can düşmanları bile
Karşısında
Gözden geçirmek zorunda kalmış
Durumunu.

Bir ibret vesikası
Bir kahramanlık destanı
Çıkmak üzre olan bir canın
Boğulmakta olan bir milletin
Kurtuluş simididir Çanakkale.

Yedi düvele karşı
Bir direniş şahikası
Modern silahların aciz kaldığı
Bir ihlas fırtınası
Dudakları uçuklatan
Akılları durduran
Kitaplara sığmayan
Macerası Çanakkale.

Çanakkale
Tarih sussun sen söyle
Küffarın şaşkınlığını
Hasta dediği adamın
Nasıl devleştiğini
Olumsuzluklar girdabında
Olmamak için payanda
Yardan ve serden geçenlerin
Hikayesini söyle
Söyle Çanakkale

İslamı temsil eden bir milleti
Aynı zamanda hilafeti
Acze uğratmak
Ortadan kaldırmak niyeti ile
Geldiler Çanakkale’ye

Daha önce Bedir’de
Yaşanmıştı hikaye
O zaman da sahneye
Çıkmış idi sahabe.

Toprak kan, kılıç kan, kefen kan
Şahit tarih ve zaman
İtiraf etti düşman
Esir olmaz müslüman

Ve olmadı, olmayacak
Dünya bunu anlayacak
Anlamadı ise şayet
Çanakkale konuşacak

Söyle, söyle Çanakkale
Mecnun’un Leyla’sına
Kerem’in Aslı’sına
Benzer mi hiç bu sevda.
Ferhat dağları delmiş
Bu ne ki
Biz geçmişiz canandan
Kefenimiz patiskadan
Elbiselerdir üzerimizdeki.

Satmışız canımızı Allah’a
Şehadet karşılığında
Muştudur bize ölüm
İsterse dünya gelsin
Akıbet ne oluyor
Çanakkale söylesin.

Osman Erdoğmuş

Çanakkale

Anadoluda madde imana karşı
Mehmetçiğin cesareti sarstı arşı
Kana bulandı toprağın her karışı
Matem mekanıdır Çanakkale

Analar vatana ağlarken
Çıktı Harranlı Seyid Onbaşı
Düşman boğazı geçerken
İkiyüz yetmiş altıyla şaştı

Giden mehmetçiğe mersiye yakarız
Şehadetine ise şölen yakarız
Adlarını gönlümüze yazarız
Matem mekanıdır Çanakkale

Muhammed Fatih Bağmancı
Çanakkale

Kırık tırnaklar, yarılmış kaşlar,
Patlamış dudak ve morarmış gözler,
Soğuktan titreyen bedenleri,
Arkalarında koruncak memleketleri,

Çıplak ayakları kesen kayalar,
Zamansız bombalar,
Karşılık vermek için kalkan,
Gözü yaşlı çocuklar,

Arkada kalan ana, baba, bacılar,
Sırtında mermi taşıyan,
Yaralara bakan ve su dağıtan,
Ve çığlıklar;

ÇANAKKALE işte böyle

Kenan Özdemir

Çanakkale

Övün ey çanakkale, cihan durdukça övün!
Ömründe göstermedin bin düşmana bir gün.
Sen bir büyük milletin savaşa girdiği gün,
Başına yüz milletin birden üştüğü yersin!

Sen savaşa girince mızrakla, okla, yayla.
Karşına çıktı düşman çelikten bir alayla.
Sen topun donanmayla, tüfeğin bataryayla,
Neferin ordularla boy ölçtüğü yersin!

Nice tüysüz yiğitler yılmadı cenk devinden,
Koştu senin koynundan çıkar çıkmaz evinden.
Sen onların açtığı bayrağın alevinden,
Kaç bayrağın tutuşup yere düştüğü yersin!

Toprağından fazladır sende yatan adamlar,
Irmağın kanla çağlar, yağmurun kanla damlar.
O cenkten armağandır sana kızıl akşamlar,
Sen silahın inançla son sövüştüğü yersin!

Bir destana benziyor senin bugünkü halin.
Okurken duyuyorum sesini ihtilalin.
Övün ey çanakkale, ki sen mustafa kemal’in,
Yüz milletle yüz yüze ilk görüştüğü yersin!

Faruk Nafız Çamlıbel

Çanakkale

Biz Türk Milletiyiz!
Hepimiz birer Mehmetiz!
Kanımızın son damlasına kadar;
Vatan, Bayrak, İstiklal uğruna…….
GEREKİRSE! ! ! GEREKİRSE!
ÖLÜME BİLE GİDERİZ.

Bir tarih destanıdır ÇANAKKALE!
Tarihe kazıya, kazıya yazdık.
Uzanmasın kirli eller üzerimize!
Vatan, Bayrak, İstiklal uğruna!
Bir değil bin ÇANAKKALE’LER Yazdırırız;
Tarihte yer yüzüne!

Biz Vatan, Bayrak, İstiklal uğruna varız!
Tüm insanlara kanımızın verdiği asaletle!
Kucak açar, sevgiyle bakarız;
Ama değmesin, gelmesin; nağmert eller üstümüze!
NİCE ÇANAKKALE’LER yaratır!
Bozguna uğratırız; DÜŞMANI YERYÜZÜNDE!

Ahmet Tekin

Çanakkale

Savaşın kötü günleri,
Cephane, top, tüfek yok
Birleşmiş düşmanlar çok
Çanakkale bura geçilmezki!

Önder bizde, kuvvet bizde,
İman gücü asker bizde,
Karşımızda kim durabilirki?
çanakkale bura gecilemezki!

Gün 18 Mart 1915
Tarihin yazıldığı gün.
Seyit Onbaşının gücü,
İngiliz gemisini gömdüğü gün!

Daha ne Seyit Onbaşılar,
adını tarihe yazdırdılar
Mustafa Kemal önderliğinde,
Bir dönemin kapısını açtılar.

Çanakkale bura gecit verirmiyiz?
Bugüzel memleketi kimseye vermeyiz.

Hatice ALBAYRAK

Çanakkale

çanakkale!nedir çanakkale bilmezdim
söylerlerdi anlamazdım…
hep sanardım ki sadece savaş…
ama nereden biliyim yaşadığım toprağımı alacaklarını,

başka kişilerin topraklarının,canlarının gittiğini sanardım hep…
ama şimdi büyüdüm çanakkale sawaşını öğrendim!
şimdi ben soruyorum kendime çanakkale nedir diye?
diyorum ki kendime vatanımın kalbidir o savaş
ne kalpler attı ne kalpler durdu
sonunda vatan kalbi herkeze can oldu…

Aylin Altuntaş

ÇANAKKALE

“Söyle arkadaşım “dedi Anadolulu Mehmet
Yanıbaşında ki Anzak erine
“Nerelerden kopup gelmişin
Neden çökmüş bu mahsunluk üzerine”
“DÜNYANIN ÖBÜR UCUNDAN” dedi gencecik Anzak

“Öyle yazmışlar mezar taşıma
Doğduğum yerler öylesine uzak
Örtündüğüm topraksa gurbet bana”

“Dert edinme arkadaşım” dedi Mehmet
“Değil mi ki yurdumuzun koynundasın ilelebet
Sende artık bizdensin
Sende bencileyin bir Mehmet”

Çanakkale toprağının
Üstü cennet altı mezar
Kavga bitmiş mezarlarda
Kaynaş olmuş yiten canlar
“Ya sen” dedi Mehmet
Oyun çağındaki İngiliz erine
“Yaşın ne senin kardeş
böylesine erken buralarda işin ne”

“Yaşım sonsuza dek on beş”
dedi ufak tefek İngiliz eri
“Köyümde askercilik oynar
coştururdum trompetle bizimkileri

Derken kendimi cephede buldum
Oyun muydu gerçek miydi anlamadan
Bir sahici kurşunla vuruldum
Sustu boynumdaki trompet

Son verildi böylece oyundan bozma işime
Gelibolu’da bana bir yer kazıldı
Mezar taşıma ON BEŞİNDE TRAMPETÇİ yazıldı
Öyküm de künyem de bundan ibaret

Yağmur yağıyordu usul usul toprağa
Gözyaşları düşerek üstüne sanki
Damla damla ağlıyordu uzaktan uzağa
Sahibini yitiren bir trompet
“Ya sizler” dedi Mehmet
Dünyanın dört kıtasından
Mezar dolusu erlere
“Hangi rüzgar savurdu sizleri
bu bilmediğiz yerlere”

Kimi İngiliz’di kimi İskoç
Kimi Fransız dı kimi Senegalli
Kimi Hintli kimi Nepall
Kimi Avustralya’ dan Yeni Zellanda ’dan Anzak
Gemiler dolusu asker
Her biri niye geldiğinden habersiz
Gelibolu’nun oya gibi koylarından sızarak
Tırmanmışlardı dağa bayıra
Siper siper yara gibi yarılan toprak
Mezar olmuştu savaş ardından onlara

Kiminin BURADA YATTIĞI SANILIR
Kiminin ADI BİLİNSE DE MEZARI BİLİNMEZ
Kiminin de mezar taşında
On altı,on yedi on sekiz yaşında
EBEDİ İSTİRAHATE ÇEKİLDİĞİ yazılı
Çanakkale topraklarında
Her birinin erken biten yaşam öyküsü
Eski yazıtlar gibi taşlara böyle taşlara böyle kazılı
“anlamaz mıyım”dedi “halinizden kardeşler”
adına yazılı taşı bile olmayan asker
Anadolulu Mehmet

“Bende yüzyıllarca yaban ellerde
Neyin uğruna bilmeden can vermişim
Kendi yurdum uğruna can vermenin tadına
İlk kez Çanakkale’ de ermişim

Uğrunda can verdikçe vatanlaştı ancak
Ekip biçtiğim padişah mülkü toprak
Değil mi ki sizler alamazsanız bile
Bu topraklar almış sizleri basmış bağrına
Sizlere de vatan sayılır artık Çanakkale “

Çanakkale toprağının
Üstü cennet altı mezar
Kavga bitmiş mezarlarda
Kaynaş olmuş yiten canlar

Bir garip savaştı Çanakkale Savaşı
Kızıştıkça kızgınlığı dindiren
Ara verdikçe ateşe düşmanı kardeşe
Döndüren bir savaş
Kıyasıya bir savaştı
Ama saygı üreten bir savaş
Yaklaştıkça birbirine
Karşılıklı siperler
Gönüllerde yakınlaştı
Düştükçe vuruşanlar toprağa
Dostlar gibi kaynaştı

Savaş bitti
Ölenler kaldı sağlar gitti
Köylü köyüne döndü evli evine

Kır çiçekleri geldiler akın akın
Çekilen askerlerin yerine
Yaban gülleri dağ laleleri papatyalar
Kilim kilim yayıldılar toprağa
Siper siper
Toprağın savaş yaralarını örttüler
Koyunlar koruganları yuva yaptı kendine
Kuşlar döndü gökyüzüne kurşunların yerine
Çiçeğiyle yemişiyle yeşiliyle
Silah yerine sapan tutan elleriyle
Geri aldı savaş alanlarını doğa
Can geldi toprağa silindikçe kan izleri

Yeryüzünde cennet oldu öylece
O cehennem savaş yeri

Şimdi Çanakkale Gelibolu
Bahçe bahçe
Ülke ülke
Mezar dolu

Üstü cennet altı mezar
Çanakkale toprağının
Kavga bitirmiş mezarlarda
Kaynaş olmuş yiten canlar
“Huzur içinde uyusun”
Vuruştukları topraklarda
Kavgadan kinden uzakta
Yanyana dostça yatanlar

BÜLENT ECEVİTÇANAKKALE

“Söyle arkadaşım “dedi Anadolulu Mehmet
Yanıbaşında ki Anzak erine
“Nerelerden kopup gelmişin
Neden çökmüş bu mahsunluk üzerine”
“DÜNYANIN ÖBÜR UCUNDAN” dedi gencecik Anzak

“Öyle yazmışlar mezar taşıma
Doğduğum yerler öylesine uzak
Örtündüğüm topraksa gurbet bana”

“Dert edinme arkadaşım” dedi Mehmet
“Değil mi ki yurdumuzun koynundasın ilelebet
Sende artık bizdensin
Sende bencileyin bir Mehmet”

Çanakkale toprağının
Üstü cennet altı mezar
Kavga bitmiş mezarlarda
Kaynaş olmuş yiten canlar
“Ya sen” dedi Mehmet
Oyun çağındaki İngiliz erine
“Yaşın ne senin kardeş
böylesine erken buralarda işin ne”

“Yaşım sonsuza dek on beş”
dedi ufak tefek İngiliz eri
“Köyümde askercilik oynar
coştururdum trompetle bizimkileri

Derken kendimi cephede buldum
Oyun muydu gerçek miydi anlamadan
Bir sahici kurşunla vuruldum
Sustu boynumdaki trompet

Son verildi böylece oyundan bozma işime
Gelibolu’da bana bir yer kazıldı
Mezar taşıma ON BEŞİNDE TRAMPETÇİ yazıldı
Öyküm de künyem de bundan ibaret

Yağmur yağıyordu usul usul toprağa
Gözyaşları düşerek üstüne sanki
Damla damla ağlıyordu uzaktan uzağa
Sahibini yitiren bir trompet
“Ya sizler” dedi Mehmet
Dünyanın dört kıtasından
Mezar dolusu erlere
“Hangi rüzgar savurdu sizleri
bu bilmediğiz yerlere”

Kimi İngiliz’di kimi İskoç
Kimi Fransız dı kimi Senegalli
Kimi Hintli kimi Nepall
Kimi Avustralya’ dan Yeni Zellanda ’dan Anzak
Gemiler dolusu asker
Her biri niye geldiğinden habersiz
Gelibolu’nun oya gibi koylarından sızarak
Tırmanmışlardı dağa bayıra
Siper siper yara gibi yarılan toprak
Mezar olmuştu savaş ardından onlara

Kiminin BURADA YATTIĞI SANILIR
Kiminin ADI BİLİNSE DE MEZARI BİLİNMEZ
Kiminin de mezar taşında
On altı,on yedi on sekiz yaşında
EBEDİ İSTİRAHATE ÇEKİLDİĞİ yazılı
Çanakkale topraklarında
Her birinin erken biten yaşam öyküsü
Eski yazıtlar gibi taşlara böyle taşlara böyle kazılı
“anlamaz mıyım”dedi “halinizden kardeşler”
adına yazılı taşı bile olmayan asker
Anadolulu Mehmet

“Bende yüzyıllarca yaban ellerde
Neyin uğruna bilmeden can vermişim
Kendi yurdum uğruna can vermenin tadına
İlk kez Çanakkale’ de ermişim

Uğrunda can verdikçe vatanlaştı ancak
Ekip biçtiğim padişah mülkü toprak
Değil mi ki sizler alamazsanız bile
Bu topraklar almış sizleri basmış bağrına
Sizlere de vatan sayılır artık Çanakkale “

Çanakkale toprağının
Üstü cennet altı mezar
Kavga bitmiş mezarlarda
Kaynaş olmuş yiten canlar

Bir garip savaştı Çanakkale Savaşı
Kızıştıkça kızgınlığı dindiren
Ara verdikçe ateşe düşmanı kardeşe
Döndüren bir savaş
Kıyasıya bir savaştı
Ama saygı üreten bir savaş
Yaklaştıkça birbirine
Karşılıklı siperler
Gönüllerde yakınlaştı
Düştükçe vuruşanlar toprağa
Dostlar gibi kaynaştı

Savaş bitti
Ölenler kaldı sağlar gitti
Köylü köyüne döndü evli evine

Kır çiçekleri geldiler akın akın
Çekilen askerlerin yerine
Yaban gülleri dağ laleleri papatyalar
Kilim kilim yayıldılar toprağa
Siper siper
Toprağın savaş yaralarını örttüler
Koyunlar koruganları yuva yaptı kendine
Kuşlar döndü gökyüzüne kurşunların yerine
Çiçeğiyle yemişiyle yeşiliyle
Silah yerine sapan tutan elleriyle
Geri aldı savaş alanlarını doğa
Can geldi toprağa silindikçe kan izleri

Yeryüzünde cennet oldu öylece
O cehennem savaş yeri

Şimdi Çanakkale Gelibolu
Bahçe bahçe
Ülke ülke
Mezar dolu

Üstü cennet altı mezar
Çanakkale toprağının
Kavga bitirmiş mezarlarda
Kaynaş olmuş yiten canlar
“Huzur içinde uyusun”
Vuruştukları topraklarda
Kavgadan kinden uzakta
Yanyana dostça yatanlar

BÜLENT ECEVİT

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu