Felak Suresinin Tefsiri

Felak Suresinin Tefsiri

Mekke’de inmiştir, 5 âyettir.

Takdim

Felâk sûresi Mekke’de inmiş olup bu sûre de kullara, yaratıklarının ve karardığı zaman gecenin şerrinden Allah’ın himayesine girmeleri, yücelik ve saltanatına sığınmaları öğretilmektedir. Çünkü gece ruhlar yalnızlık his*seder kötü ve ahlâksız kimseler etrafa yayılırlar. Sûre aynı zamanda bütün kıskanç, büyücülerden de Allah’a sığınmayı öğretir. Bu sûre, Rasulullah (s.a.v)’ın, nefsini Allah’ın korumasına havale ettiği “Muavvizeteyn” denilen iki sûreden biridir. [1]

Bismillâhirrahmânirrahîm
1, 2, 3, 4, 5. De ki: Yarattığı şeylerin şerrinden, ka-ranhğı çöktüğü zaman gecenin şerrinden, düğümlere üfürüp büyü yapan üfürükçülerin şerrinden ve kıskan*dığı vakit kıskanç kişinin şerrinden sabahın Rabbine sığınırım!

Kelimelerin İzahı

Felâk, sabah demektir. Araplar, son derece açık olan bir konu için derler, Musibet ve hayret verici şey demektir. Bunun aslı, yarmak olup “bir şeyi yardım” mânâsına gelen sözün*den alınmıştır. Yanlan her şey, ister hayvan, tane veya tohum olsun, felâktır. Sabahı yaran”[2] âyetinde de bu mânâda kullanılmıştır. Zürrumme şöyle der:
Nihayet, sabah aydınlığı onun yüzünden etrafa yayıldığında… Gâ**** zifiri karanlık gece demektir, Gece karanlığının ilk vakitleridir. Gece karardığında denir. Şâir şöyle der:
Bu gece, iyice karardı. Üzüntü ve uykusuzluktan rahatsız oldum.[3] Karanhğıyla bastırdı. Girmek demektir. Neffâsât, üfürükçüler demektir. Tükrüksüz üfürmek mânâ*sına gelen 7 benzeridir. Tükrüklü olursa buna Jü denir. Antara Şöyle der:
İyileşirse (ne âlâ). Ben ona üflememişimdir. Kaybedilirse zaten o kaybolmayı hak etmiştir.[4]

Âyetlerin Tefsiri

1. Ey Peygamber! De ki, geceyi yaran ve karanlığı dağıtan sabahın Rabbine sığınırım. İbn Abbâs şöyle der: Felak, sabah de*mektir. Nitekim Yüce Allah, “Sabahı yaran”[5] buyurmuştur.[6] Arap darb-ı meselleri arasında “O, sabah aydınlığından daha açıktır,” sözü vardır, Tefsirciler şöyle der: Sığınma vakti olarak sabahın tahsis edil*mesinin sebebi şudur: Gece karanlığından sonra sabah aydınlığının yayıl*ması, sıkıntıdan sonra rahatlığın gelmesine benzer. İnsan, nasıl sabahın doğmasını beklerse, korku içinde olan kimse de başarının gelmesini öyle bekler. [7]

2. İnsan, cin, hayvan ve haşere gibi bütün yaratıkların ve Allah’ın yarattığı bütün eziyet vericilerin şerrinden Allah’a sığınırım. [8]

3. Karardığı ve zifiri karanlık haline geldiğinde gecenin şerrinden Allah’a sığınırım. Çünkü gece karardığında insan ve cin*lerin kötüleri etrafa yayılır. Bunun içindir ki Araplar şu darb-ı meseli söyle*mişlerdir: “Gece, şerri en iyi gizleyen şeydir”. Fahreddin Râzî şöyle der: Geceleyin yırtıcı hayvanlar inlerinden, haşereler yerlerin*den çıktığı, hırsız ve soyguncular hücuma geçtiği, yangınlar olduğu, yardım imkânı az olduğu için, gecenin şerrinden Allah’a sığınmak emredildi.[9]

4. İpliklerde düğüm yapıp üfleyen büyücülerin şerrinden de Allah’a sığınırım. Bu büyücüler, sihirleriyle Allah’ın kullarına zarar vermek ve karı kocayı birbirinden ayırmak için bunu yaparlar: “Oysa büyücüler, Allah’ın izni olmadan hiç kimseye zarar veremezler”[10] Ebû Hayyân şöyle der: Muavvizeteyn sûrelerinin inmesinin sebebi Lebîd b. A’sam olayıdır. Lebîd, tarak, saç, erkek çiçek kapçığı, üzerine onbir düğüm atıl*mış ve iğnelerle dikilmiş iplerle Hz. Peygamber (s.a.v)’e büyü yapmıştı. Bunun üzerine Muavvizeteyn sûreleri indirildi. Rasulullah (s.a.v) her âyeti okuduğunda bir düğüm çözüldü ve kendisinde bir hafiflik hissetti. Nihayet son dügmü çözülünce, zincirden kurtulmuş gibi ayağa kalktı.[11]

5. Başkasının nimetinin elinden çıkmasını iste*yen ve Allah’ın kendisi için ayırdığı rızka razı olmayan hasetçinin şerrin*den ç!e Allah’a sığınırım. [12]

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu