Fİravun un hİkayesİ

Fİravun un hİkayesİ
Mısırın, kendisinin tanrı olduğunu söyleyecek kadar ileri giden bu firavunun yani hükümdarının adı KABUS idi. babasını adı ise Musab’dır. Musab’ın babasının adı da Reyyandır. Bu firavunun hikayesi Kur’an-i Kerim’in Araf suresinde anlatılmaktadır. Kabus,

Mısır’a hükümdar olunca Firavun ünvanını aldı:
1 – İran hükümdarlarına Kisra,
2 – Mısır hükümdarlarına Firavun
3 – Bizans hükümdarlarına Kayser
4 – Çin hükümdarlarına da Fağfur denir.

Rivayete göre, kabus Mısır’a hükümdar olmadan önce, karpuz satmakla meşgul olan cimri ve süfli herifin birisiydi. Pazarda karpuzları dilim dilim keserdi, bir dilimi bir pula diye bağırarak karpuz dilimlerini satardı. karpuz çekirdeklerini de toplayan Kabus, onları damlara doldurmuş ve istif etmişti. Derken Mısır da bir ara karpuz yetişmedi kıtlık oldu. İşte karpuzcu Kabus da biriktirdiği o çekirdekleri sattı. Böylecede zenginleşti, Sonra ki zamanda da Mısır’a hükümdar oldu. Hükümdar oludktan sonra Mısır’ın bütün hazinelerine sahib olan Kabus yani Firavun Mısır halkına önceleri şöyle diyordu. –Ben sizin, benden başka ilahınız olduğunu bilmiyorum. (Kasas suresi, ayet-38) Daha sonraları ise işi daha da azıttı ve dedi ki:
– Ben sizin yüce Rabbınızım (Naziat suresi, ayet 20) .
kainaıtn yaratıcısı ve sahibi mutlak mutasarrıfı Allah’ın rahmeti o derece boldur ki firavunun böyle demesine karşılık O, şöyle buyurmuştur:
– Eğer firavun, “Ben sizin yüce Rabbınızım” yerine, bir defa “Sübhane Rabbiyel ala–Yüce Rabbımı noksan sıfatlardan tenzih ederim” demiş olsaydı, muhakka ki onun bütün kusurlarını bağışlar ve de onu cennetime koyardım…..
İmam Gazali bu mevzuda der ki:
– Her insanın Nefs-i Emmaresinde bu kibirlilik vardır. Fakat herkes onu açığa vuramaz. Firavun ise bu kötü damarını açığa vurmaktan çekinmedi. Kibir ve büyüklülük davasından vazgeçmek en başta gelen hususlardan biridir. Zira kibirlilerin yeri cehennemdir. Kudsi hadiste Allah (c.c) Hz. buyuruyor ki:
– Büyüklük ve azamet bana mahsus vasıflardır. Kim ki onları benden almak isterse onu cehenneme atarım.
Firavun, Musa’yı yok edebilmek için binlerce oğlan çocuğunu, öldürttü. Mısır’daki Nil ırmağı için,
– İşte şu nehirler benim altımdan akar…… diyordu Firavunun zulmü fazlalaştıkça yapmak istediği bir çok şeylerde de de başarılı olurdu. Yani Allah (c.c) onu daha fazla azdırmak için kendisinie bir çok olaylarda başarı sağladı. Buna da istidraç denir ki, bu kullar için büyük tehlikedir. İşte firavun, bu başarılarına mağrur olarak devam edip daha da azdıkça azdı, ve öyle bir an geldi ki, bu seferde kendinisinin Tanrı olduğunu ilan etti. İhsan ve Keremi büyük ve bol olan Allah (c.c), yeryüzünde Tanrı olduğu iddiasında bulunan firavunada dilediklerini verdi. Daha önceleri dünyanın, Allah’ın da, peygamberlerin de, mümin’lerinde, velilerin de, hatta kafirlerin de düşmanı oluşunun sebebi budur. Zira, kafirler dünyaya gururlu mağrur olurlar bu yüzden de ahiret alemine imansız giderler. Dünya yaşamı adeta zehirli bir yılan gibidir. Yaklaşanı sokar yani zehirler. İşte her akıl sahibi bunu bildiklerinden dolayı kendilerini dünya alemine kaptırmazlar. Zehirli bir yılanın her hangi birinin koynuna giripte onu sokmaması hemen hemen imkansız gibi bir durumdur. İşte dünya hayatı da böyledir. Kalbine dünyayı koyup da ondan zarar görmeyen, hemen hemen imkansız gibi bişeydir.Bunun için de dünya sevgisini gönüllerimize sokmamak gerekir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu