Kompozisyon Bilgileri

Kompozisyon Bilgileri
Kompozisyonda Dikkat Edilecek Kurallar:

1. Giriş bölümünde; konuya genel bir başlangıç yapılır,giriş bölümünü okuyan biri gelişmede nelerden bahsedebileceğimizi anlayabilmelidir,bu bölümde örnek verilmez,ayrıntılara girilmez, ancak,şunun için,bundan dolayı gibi açıklama gerektirecek ifadeler kullanılmamalıdır.Bu bölüm tek paragraftan oluşur.giriş bölümü tek cümleden oluşmamalı.

2. Gelişme bölümünde; konu açıklanmaya başlanır,örnekler verilebilir,atasözü, özdeyiş veya gözlemlerden yararlanılabilir,bu bölümde birden fazla yardımcı fikir bulunabilir.Böyle bir durumda yardımcı fikirler farklı paragraflara bölünecektir.Paragraflar arası geçiş bir bağlantı cümlesi ile sağlanmalıdır.

3. Sonuç bölümünde;konu bir yargıya bağlanmalıdır,konumuzun özü ortaya çıkmalıdır.Hiçbir şekilde bu bölümde açıklamalara girilmez.Örnek verilmez.Bu bölüm tek paragraftan oluşur;ancak tek cümleden oluşmayacaktır.

4. Çok uzun cümleler kullanılmayacaktır.

5. Anlatım bozukluklarına dikkat edilecektir.

6. Aynı kelimeler sıkça tekrar edilmeyecektir.

7.”bu söz çok doğrudur, benim bu sözden anladığım şudur, bu sözde anlatılmak istenen ” gibi ifadeler kesinlikle kullanılmayacaktır.

8.”bir öğrenci var dersine çalışıyor,bir öğrenci var çalışmıyor” gibi örnekler verilmeyecektir.

9. Argo söyleyişler kullanılmayacaktır.

10. İmlâ kuralları-Noktalama işaretlerine dikkat edilecek.

11. Başlık yazmayı unutmamalıyız ve başlığımız da uzun olmayacak.

12. Kağıt düzenine uyulacak.

13. Yazıya önem verilecek.

14. Kompozisyonda açıkladığımız görüşlerimiz birbirine ters düşmeyecek.

15. Özgün ifadeler kullanılacak.

16. Planlı yazılacak.

17. Konu dışı yazılmayacak ,verilen konu
açıklanmaya çalışılacak.

18. Kompozisyon yazmak birikim işidir.Okuma,dinleme ve gözleme önem verilecek.Deneyimli insanlardan yararlanılacak.

Kompozisyon Kavramının Tanımı ve Çeşitleri:

Kompozisyon Kavramının Tanımı ve Çeşitleri:

TANIMI:
Farklı parçaları, uyumlu ve düzenli şekilde bir araya getirmeye Kompozisyon denir. Fransızca kökenli bir kelime olup, düzenleme anlamındadır. Kompozisyon kelimesini, genel anlamı içinde değerlendirecek olursak, yaşadığımız dünya ve evrenin kendisi de bir kompozisyondur.
Bir mimarî eser nasıl meydana gelir? Mimar ve mühendisler, binanın kâğıt üzerinde projesini hazırlar. Elektrikçi, elektrik kablolarını döşer. Duvar ustası duvarını belli ölçüler doğrultusunda örer. İşçiler harcını kararınca karar… vb. Bütün bu çalışmaların sonunda bir mimarî eser ortaya çıkar.
Farklı iş kollarında çalışan insanlar uyumlu bir tekilde bir araya gelerek eseri oluştururlar. Eğer, düzenli bir çalışma olmazsa, düzenli bir eser da ortaya çıkmaz. Konuyla ilgili daha çok örnek vermek mümkündür. İnsan hayatının kendisinde de bir kompozisyon vardır. Sabah belli saatlerde kalkılır, el ve yüz yıkanır, kahvaltı yapılır, okula ya da işe gidilir, öğle ve akşam yemekleri yenir, uyunur… vb. İnsan, günlük işlerinde bir düzenleme yapmazsa mutlu ve başarılı da olamaz. Her sanat dalında ayrı bir kompozisyon görülmektedir. Müzikte beste düzenleyenlere “Kompozitör” denilmesi de buradan kaynaklanmaktadır.
Dilde kompozisyon ise;
İnsanların duygu, düşünce ve hayallerinin, belli bir ahenk içinde yazılı ya da sözlü olarak etkili bir biçimde yansıtılmasıdır. Pek çok insan yazı yazar. Ama, kompozisyon kurallarına uygun yazı yazan pek azdır. Herkes konuşma yapar. Ama, kompozisyon kurallarına uygun konuşma yapan pek azdır. İnsan, yazı yazma ve konuşmada düzenleme yapabildiği takdirde başarılı olmayı da yakalar.

İki türlü kompozisyon vardır:
a. Yazılı Kompozisyon
b. Sözlü Kompozisyon
a. YAZILI KOMPOZİSYON
İyi ve güzel yazabilmek sabır ve titizlik ister. İnsan, iyi yazmayı çabuk yazmakla öğrenemez. Aksine, iyi yazarak, çabuk yazmayı öğrenir. Bunun için yazılı anlatımda başarılı olabilmek, yazılı kompozisyon ilkelerini bilmek ve bunları yazma çalışmaları ile geliştirmek gerekir.
İyi yazı yazmak; “İyi düşünmek, doğru duymak, uygun anlatmak, aynı zamanda düşünce, ruh ve beğeni (zevk) sahibi olmak” demektir. İyi ve başarılı yazı yazabilmek için önce, doğru düşünmek ve duymak, sonra da en iyi biçimde bunları anlatabilmek gerekir. Yani, “yazmadan önce, düşünmeyi öğrenmek” başta gelen özelliktir.
Güzel yazmak bir sanattır. Özel bir yetenek ister. Örneğin; şiir, hikâye, roman yazmak… Fakat, iyi ve doğru yazmak ise, yeteneğe bağlı değildir. Yazma zevk ve alışkanlığına sahip olan, yazma tekniğini ve dil kurallarını bilen, plân ve paragrafların oluşmasıyla ilgili gerekli deneyimi bulunan herkes, zamanla başarıya ulaşır. İyi yazmak, kolay bir iş değildir. Kişinin kendini yetiştirmesi, geliştirmesi ve düzeltmesi gerekir. (E. KANTEMİR, Yazılı ve Sözlü Anlatım, s. 114 – 116)

Yazıda, iki türlü ifade şekli vardır:
(1) Nazım: Nesirden farklı olarak, genellikle ölçülü, kafiyeli dizelerden oluşan ifade şeklidir. Nazımla oluşmuş eserlere Manzume adı verilir. Her manzume, şiir değildir.
ŞİİR: Duygu, düşünce ve hayallerin nazım yoluyla ahenkli ve etkili olarak anlatıldığı kompozisyon türüdür (edebî türdür).

Şiir yazabilmek için şu özelliklerin bulunması gerekmektedir:
(a) Şiir yazacak kişi, her şeyden önce büyük bir bilgi birikimine sahip olmalıdır. Bu bilgileri kendi arasında sınıflandıracak olursak şunlar ortaya çıkmaktadır:
(ı) İçinde yaşamış olduğu toplumun genel yapısını, geçmişini, gelenek ve göreneklerini, kutsal bildiği değerleri iyi bilmelidir. Şiirinde, bu değerlere ters düşecek ifadelerden uzak durmalıdır.
(ıı) Dil bilgisi, imlâ (yazım) kuralları ve noktalama işaretlerini hem teoride, hem de uygulamada iyi bilmelidir.
(ııı) Zengin kelime hazinesine sahip olmalıdır. Kültür dilinde bulunan kelimeleri, şiirde kullanmasa da okuyup anlayabilecek düzeyde bilmelidir. Yani, kültür dili bilincine sahip olmalıdır.
(ıv) Şiirinde kullanacağı kelimeleri seçerken; yaşayan, anlaşılan kelimeler olmasına dikkat etmelidir.
(b) Şiir yazacak kişi, üstün bir deneyime sahip olmalıdır. Bu nedenle, başka şairlerin şiirleri çok okunmalı; şiir yazma denemesi çok yapılmalıdır. Yazdıkça, daha güzel şiirlerin oluşacağı unutulmamalıdır.
(c) Şiirin üç önemli unsuru vardır: “Duygu, düşünce ve hayal”. Şair, bunlardan birini ön plâna çıkarabilir.
Düşünceyi ön plâna çıkaran şairlerde, ideolojik endişeler önemlidir. (Örnek: Tevfik Fikret, Ziya Gökalp, Mehmet Âkif ERSOY, Nazım Hikmet, Necip Fazıl KISAKÜREK vb.)
Duygu ve hayali ön plâna çıkaranlarda ise estetik yapı (güzellik) önemlidir. (Örnek: Cenap Şahabettin, Ahmet Haşim vb.)
Bazen de duygu ve hayal coşkunluğu içinde düşünceyi uyumlu bir şekilde öne çıkaran şairler görülmektedir. (Örnek: Yahya Kemal BEYATLI vb.)
Şiir yazacak kişi, bu ana unsurlardan hangisine ve nasıl önem vereceğini iyi bilmelidir. Ayrıca, düşüncenin çok açık olduğu (sırıttığı) şiirlerin herkes tarafından her çağda tutulmayacağına dikkat edilmelidir.
(d) Bunların ötesinde, şiir yazmanın bir yetenek olduğu unutulma-malıdır.
NOT: Şiir örnekleri için “Metinler” başlıklı bölümü inceleyiniz.
(2) Nesir (düz yazı): Roman, hikâye, makale, fıkra, deneme, söyleşi (sohbet), görüşme (mülâkat), mektup, dilekçe, eleştiri (tenkit), anı (hatıra), biyografi, gezi yazısı, röportaj, inceleme, rapor, atasözü, vecize vb. türler bu gruba girmektedir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu