Kur’an-ı Kerim’e karşı sorumluluklarımız nelerdir?

Kur’an-ı Kerim’e karşı sorumluluklarımız nelerdir?
Kur’an-ı Kerim’e Karşı Vazifelerimiz
Kur’an-ı Kerim; mü’minlere, okumaları, anlamaları ve O’nun emirlerine göre hareket etmeleri için indirilmiş ilahi bir rehberdir. Allah’ın bize öğüt ve uyarı olarak göndermiş olduğu ilahi rehbere karşı yapmamız gereken vazifelerimizden bahsedeceğiz. Ancak ilk başta şunu belirtelim ki; Müslümanların büyük bir çoğunluğu Allah’ın kitabına karşı vazifelerini yapamamaktadır. Bunun sebebi; Allah’ın kitabının gönderiliş gayelerinin dışında kullanılmasıdır. Üstat Mevdudi Hitabeler adlı kitabında Müslümanların Kur’an’ı indiriliş gayelerine uygun bir şekilde kullanmadığını belirterek bazı tespitler yapmıştır. Şimdi, Mevdudi’nin yapmış olduğu tespitleri aktaralım. Müslümanlar bu kitabı, evin bir rafına, bir köşesinde yüksekçe bir yere yerleştirirler, yahut da cüz içine koyup da bir tarafa asarlar ki, cinler periler, kötü ruhlar gelip de evi basmasınlar, ev halkına kötülük etmesinler. Yani Kur’an, cinler ve bunun gibi nesnelerden korunmak için kullanılır. Yahut ta Kur’an-ı Kerim’in ayetlerini bir kağıda yazıp boyunlarına asarlar, veya safranla yahut da benzeri kaselere yazıp yıkayıp içerler. Veya, ne dendiğini ne söylendiğini hiç de bilmeden, hiç anlamadan, birkaç ayet, birkaç cüz ezberlerler, papağan gibi anlamadan, tekrar tekrar okurlarda geçerler ve bundan da sevap kazandıklarını anlarlar. Bunları ve bu gibi şeylerin hepsini de yaparlar, hepsine de inanırlar; ancak şuna inanmak istemezler ki Kur’an-ı Kerim hayatta ve yaşayışta bir örnek, bir hidayet rehberi olsun diye gönderilmiştir! Bu bedbaht kimseler şunu da sormazlar ve sormak külfetine de katlanmak istemezler ki, acaba kendilerinin inançları, akideleri neler olmalıdır ve nelere inanmaları lazım geliyor? Kendilerinin tutmuş oldukları işler, ameller nedir ve neler olmalıdır?

Kendilerinin ahlakı, davranışları nelerdir ve neler olması icap eder? Alışverişleri nasıldır? Ne durumdadır? Dostluk veya düşmanlık hususunda Allah’ın göstermiş olduğu yoldan mı giderler, yoksa kendi bildiklerini mi okurlar? Yine şunu da bilmezler ve öğrenmek istemezler ki, bunların, Allah’ın diğer kullarına ve kendi nefislerine karşı vazife ve hakları nelerdir? Acaba bunlarda bu hakları hakkıyla ödeyebiliyorlar mı? Bu vazifelerini yerine getiriyorlar mı? Düşünürler mi ki, acaba kendileri için hak nedir? Batıl nedir? İtaat etmek, boyun eğmek ne demektir? İtaatsız olmak boyun kaçırmak ne demektir? Şunu da yine bilmezler veya bilmek de istemezler ki bizim kimlerle yakınlığımız olmalıdır? Kimlerden uzak kalmamız icap eder? Bizim dostlarımız kimlerdir? Düşmanlarımız da yine kimlerdir? …Bu saydıklarımızın hepsinin cevabını, Müslümanlar bir zamanlar Kur’an-ı Kerim’den arayıp da bulurlardı? Ne yazık ki şimdi bu kitabı bırakmışlar ve kendi keyiflerine tabi olmuşlardır. Bu kadarda değil, kafir ve müşrik, sapıkların yolunu tutmuşlar, şaşırmışların, garazkar kimselerin peşine takılmışlardır. [233] Burada Üstat Mevdudi’den aldığımız alıntı sona erdi. Bizde üstat Mevdudi’nin yukarıdaki tespitlerine aynen katılıyoruz. Çünkü, günümüz Müslümanlarının indiriliş gayesine uygun bir şekilde kullanamadıkları ilahi rehberlerini ihmal ettiklerini ve O’na karşı yapılması gereken vazifelerini yapmadıklarını dost düşman herkes bilmektedir. Biz Müslümanlar olarak, Kur’an-ı Kerim’e karşı yapmamız gereken vazifelerimizi yapmak zorundayız. Bu bölümde O’na karşı vazifelerimizin ne olduğundan ve O’na karşı vazifelerini yapmayan Müslümanların içine düştükleri hallerden bahsedeceğiz.
Müslümanların Kur’an-ı Kerim’e karşı yapmaları gereken vazifelerini yedi madde halinde sıralayabiliriz.

1. Kur’an-ı Kerim’i anlamalıyız.
2. Kur’an-ı Kerim’i dinlemeliyiz.
3. Kur’an-ı Kerim’e inanmalıyız.
4. Kur’an-ı Kerim’e tabi olmalıyız.
5. Kur’an-ı Kerim’den başkasına tabi olmamalıyız.
6. Kur’an-ı Kerim’le öğüt verip, O’na davet etmeliyiz.
7. Kur’an-ı Kerim’in hükümleriyle hükmetmeliyiz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu