Kuranda Adı Geçen Peygamberlerin Mucizeleri

Kuranda Adı Geçen Peygamberlerin Mucizeleri

Adem (Adam):
1) Çamurdan yaratılmış ilk insan.İdris (Enoch):
1) Kendisine göklerin sırları açılmış ve eceli geldiğinde diri olarak göğe kaldırılmış.

Nuh (Noah):
1) Bir beldede bulunan bütün taşları birden toprak yapmış. Bunun üzerine on iki kişi iman etmiş.
2) Uzakta bulunan ve gözle görülemeyecek şeyleri görüp haber verirmiş.
3) Susuz yerlerden su çıkarırmış.
4) İşaretiyle ağaçlar kökünden sökülüp başka yere geçermiş.
5) Duasıyla kuru ağaçlar hemen meyve verirmiş.
6) Duasıyla bulutsuz olarak yağmur yağarmış.
7) Kum, toprak, kil gibi şeyler onun duasıyla yiyecek maddeleri haline gelirmiş.
8) İman ederek gemisine girip tufandan kurtulan insanlar çok az olmasına rağmen, onun duasıyla çok kısa zamanda çoğalarak artmışlar.
9) Eliyle yere diktiği bir ağaç fidanı o anda çeşitli renklerde meyve verirmiş.

Hud (Eber):
1) İnanmayanlar, Hud’a ”Rüzgarı istediğin tarafa çevir!” demişler. Huda dua etmiş, Allah da O’na ”Ne tarafa istersen elinle işaret et!” demiş. O da eliyle işaret edince, rüzgâr istediği istikamette esmeye başlamış.
2) Büyük kayaların toprak olmasını istemişler. Hud’un duası ile bu da olmuş.
3) Bu mucizeleri gördükleri hâlde hala inanmayan ahali, koyunların yünlerinin de ipek olmasını istemişler. Huda yine dua etmiş, koyunların yünü ipek haline gelmiş.

Salih (Shelah):
1) Kayadan deve çıkartmış.
2) Dua edince hamt denilen meyvesiz ağaçlardan çeşit meyveler olmuş bir anda.
3) Duası bereketiyle büyük taştan su çıkmış.
4) Çadırına ateş tesir etmemiş. Şöyle ki, kavmi koyuncu idi. Senenin bazı aylarını sahralarda, yaylalarda çadır kurarak geçirirlerdi. İman etmeyenlerden biri, gizlice Salih Aleyhisselâm’ın çadırını ateşe verince, çadır yanmaya başlamış. Bunun üzerine kavminden kafir olanlar ”Hak peygamber isen, çadırındaki yangını söndür!” diye alay etmeye, eğlenmeye başlamışlar. Salih yangının sönmesi için dua edince, kendi çadırı kurtulup ateş kafirlerin çadırlarına geçmiş ve hiçbir çadır kalmayıp içindeki eşyalarla beraber yanıp kül olmuş.

İbrahim (Abraham):
1) Vücuduna ateş tesir etmezmiş. Nemrut onu ateşe attığında, Allah “Ey ateş! İbrahim üzerine serin ve selamet ol!” buyurunca ateş onu yakmamış.
2) Cansız olan, parça parça edilmiş ve parçaları ayrı ayrı yerlere konmuş olan dört kuş, İbrahim’in çağırması üzerine yeniden dirilmişler.
3) Mucizesi ile taşlar kömür gibi yanmıştır.
4) Bazen yırtıcı ve yabani hayvanlar İbrahim’le birlikte giderler ve dile gelerek gayet açık bir şekilde onunla konuşurlarmış.
5) Bir defasında, hanımı Hacer ve oğlu İsmail’le görüşmek ve onları ziyaret etmek için Mekke’ye gitmiş. Şam’a geri dönüşünde birçok yabani hayvan İbrahim’le beraber yürüyüp onunla açıkça konuşmuşlar.
6) Duvarların ve dağların arkasını da görürmüş. Bu mucizesi Mısır’a gittiğinde karısı Sara’yı, Firavun’a “Kardeşimdir” diye tanıtınca Firavun, Sara’yı sarayına almış, İbrahim dışardan içeriyi seyretmiş. Sarayın duvarları ona cam gibi olmuş ve gözünden perde kaldırılmış. Böylece Sara’ya el uzatmaya kalkışan Firavun’un elleri kuruyup, ayakları tutmayarak yere yıkılmış.
7) Bastığı taşın üzerinden ağaç bitip yeşermiş.
8) Oturduğu yerden güzel kokular yayılırmış. Ayrılsa bile, senelerce güzel kokusu oradan çıkmazmış.

Lut (Lot):
1) Bulutsuz yağmur yağdırmış. Göğe işaret edince yağmur yağmaya başlamış.
2) Duası bereketiyle otsuz bir dağda ot bitmiş.
3) Taşlar, çakıllar ve kum taneleri Lut ile konuşmuşlar.
4) Kavmi, ona eziyet vermek için üzerine ufak taşlar atarmış. Allah’ın koruması ile hiçbiri ona dokunmazmış.
5) Üzerine yattığı taşlar döşek gibi yumuşak olurmuş.
6) Çok uzak yerlerde olan şeyleri görüp haber verirmiş.

İsmail (Ishmael):
1) Dikenli ağaçlardan çeşitli meyveler bitirmiş.
2) Cürhümileri imana davet ettiği zaman, onlar kısır koyundan süt çıkarmasını istemişler. O da elini koyunun sırtına koyarak ”Beni peygamber olarak gönderen Allaha Teala’nın ismi ile…” dediği anda koyunun memelerinden süt akmaya başlamış.
3) Duası bereketiyle koyunların yünleri ipek olmuş, üstelik sayıları da çoğalmış.
4) Kendisine misafir gelen iki yüz Yemenliye ikram edecek bir şey bulamayınca çok mahçup olmuş. O anda dua etmiş ve yanındaki kumlar un olmuş.

İshak (Isaac):
1) Hayvanlar açık bir dille O’nun peygamberliğine şehadet ederlermiş.
2) Dua etmesi üzerine koca dağ yürümeye baslamış.
3) Eşeğine binip bir dağa çıkmak isteyince eşeğin ön ayakları kısalır, arka ayakları uzarmış. Dağdan aşağı inerken de tersi olurmuş.
4) Dua bereketiyle ölmüş hayvanları diriltirmiş.
5) Elini sırtına koyduğu bir koyun, hemen kuzulaşmış daha sonra ara arda dokuz defa yavrulamış.

Yakub (Jacob):
1) Duasıyla istediği koyunun karnından dört kuzu doğurtmuş.
2) Sesi sürekli olup üç konaklık yerden bile duyulurmuş. Düşman askerine bağırdığı zaman korkularından kaçarlarmış.
3) Attığı şey 360 kilometre uzağa kadar gidermiş.
4) Duasıyla büyük ve küçük dağlar yerlerinden kalkarlarmış.
5) Kenan ahalisini imana davet ettiği vakit, oturdukları yerlerde bulunan dağlık ve taşlık yerleri, bütün tepe ve taşları toprak yapmasını istemişler, Yakup dua edince her yer toprak olmuş.

Yusuf (Joseph):
1) Konuşması pek şirin, çok tatlı olduğu için herkesin kalbi ona meyledermiş.
2) Yüzü güneş gibi nurluymuş. Hatta bir kimse yüzüne bakmak istese, hemen gözlerini çevirmeye mecbur olurmuş. Bu nurun tesiriyle, yani başkasına sirayetiyle huzuruna getirilen körlerin hemen gözleri görmeye başlarmış.
3) Ağaç yapraklarını en pahalı kumaşa çevirirmiş.

Eyyub (Job):
1) Ayağını yere vurmuş. Biri sıcak biri soğuk iki pınar fışkırmış. Sıcak sudan yıkanınca bedenindeki, soğuk sudan içince içindeki hastalıklardan kurtulmuş. Kuvveti geri gelmiş. Taze bir genç olmuş. Elinden alınmış olan mallarını Allah geri iade etmiş. Çok sayıda çocuğu olmuş, hatta ölmüş olan oğulları dirilmiş.
2) Duası bereketi ile koyunların yünleri ibrişim olurmuş.
3) Kavminin hakimini imana davet ettiği zaman o da “Evimdeki direklerin kalkarak havada durmasını senden mucize olarak isterim” demiş. Eyyub dua etmiş ve sonunda evin direkleri düşmüş ve ev havada kalmış.
4) Duasıyla çöldeki seraplar ve dumanlar su olurmuş.

Şuayb (Jethro):
1) Yaptığı dua neticesinde, koyunlardan doğmuş siyah kuzuların hepsi beyaz olmuş.
2) Yaptığı dua sonunda taşlar toprak olmuş. Şöyle ki: Medyen kasabası dağlık, taşlık bir yer olduğundan ”Hak peygamber isen dua et, şu dağlar kalkıp yerimiz geniş olsun” diye teklif etmişlermiş. Şuayb dua edince, Allah duasını kabul edip ‘Elini o dağ ve taşlar üzerine koy’ diye emreylemiş. Elini koyunca hepsi toprak oluvermiş.
3) Duası bereketiyle Medyen’de bazı taşlar koyun olmuş.
4) Bir yerin taşları etrafında dönünce, o taşlar hemen bakır olup ahali bununla pek zengin olmuş.
5) Duası bereketiyle kum tepeleri yerinden kalkmıştır.
6) Bir dağa çıkmak istediği zaman, dağ adeta devenin oturup kalktığı gibi Şuayb çıkıncaya kadar küçülür, çıktıktan sonra evvelki hali gibi büyük bir dağ olurmuş.

Musa (Moses):
1) Asası ejderha (büyük yılan) olurmuş.
2) Sağ elini koynuna sokup çıkarınca, güneş gibi parlarmış. Bu nuru gören düşmanları kaçışırlarmış.
3) Kavmiyle Kızıldeniz’in kenarına gelince asasını vurup denizde yol açmış.
4) Tih sahrasında kavminin susuz kalıp su istemeleri üzerine, asasını bir taşa vurup Beni İsrail’in kabileleri adedince on iki pınar akıtmış.
5) Firavun ve Kibti kavmi İsrailoğullarına zulüm ettiği ve Musa’ya inanmayıp isyan ettiklerinde Allah, Musa’ya tufan mucizesini vermiş. Çok şiddetli yağmur yağmış. Öyle bir karanlık ve fırtına olmuş ki, kimse evinden dışarı çıkamamış. Ayın ve güneşin ışığı görünmez olmuş. Kıbtilerin evlerini su basmış. Ayakta durur olmuşlar. Su boğazlarına kadar yükselmiş. İsrâiloğullarının evlerine ise bir damla su girmemiş. Firavun ve Kıbti kavmi, bu belanın kaldırılmasını ve iman edeceklerini söylemişler. Musa kaldırmış fakat yine iman etmemişler ve başka belâlara duçar olmuşlar.
6) Kıbti kavminin ekinlerini, meyvelerini ve giydikleri elbiselerini, evlerinin tavanlarını yiyen çekirge sürülerinin istilâsına uğramaları mucizesi. Bu çekirgeler İsrâiloğullarına hiç dokunmayıp, Firavun’un kavmi Kıbtilere musallat olurlarmış.
7) Kumnel yani bit ve ekin böceği denen haşaratın Musa`nın mucizesi olarak Kıbti kavmine musallat olmuş.
8) Kurbağa mucizesi. Kıbti kavmi her belaya tutuldukça, bela kaldırıldığında iman edeceklerini söylemelerine rağmen, sözlerinden vazgeçmeleri üzerine üst üstüne belaya tutulmuşlar. Kurbağaların istilasına uğramaları da şiddetli belalardan biridir. Kurbağalar yiyeceklerine, içeceklerine düşer, kalırlarmış. Bir söz söylemek isteseler ağızlarını açarken birkaç küçük kurbağa ağızlarından midelerine girermiş. Geceleri üzerinde toplanan kurbağaların seslerinden uyuyamazlarmış. Firavun, bu bela kaldırıldığı takdirde iman edeceğini söylemesine rağmen bela kalkınca yine iman etmemiş.
9) Kan belası. Mısır’da bulunan bütün sular, Kıbtilerin kaplarına doldurulurken kan halini alırmış. Böylece susuzluktan çaresiz kalmışlar. İsrâiloğullarına ise böyle bir şey olmazmış.
10) İsrâiloğullarından biri öldürüldüğü vakit kimin öldürdüğü bilinemeyince, Musa’nın duası ile ölü dirilip kendisini öldüreni söylermiş.
11) Musa kavmiyle Tih çölüne geldiği zaman, kavminin yiyeceği kalmadığı için Musa’ya gelerek ‘Çoluk-çocuğumuzla açlığa dayanamıyoruz’ dediklerinde Musa dua etmiş. Kudret helvası ve bıldırcın kebabı inmiş havadan. Her ne zaman isteseler önlerinde hazır olurmuş.
12) Musa’nın duası ile kuraklıktan kavrulup kuruyan ekinler, otlaklar ve meyveler eski halini alırmış.
13) Musa, Tih sahrasında bulunan İsrâiloğullarının durumunu merak edince, bir kurt gelip onların durumunun nasıl olduğunu Musa’ya söylemiş.
14) Musa’nın duasıyla sarıdikenler altın olurmuş.
15) Yolculukta Musa’ya uzun mesafeler kısalır, kısa zamanda çok uzak yollar kat edermiş.

Harun (Aaron):
?

Yuşa (Joshua):
1) Ürdün Nehri’ni ikiye bölmüş.
2) Bir şehri fethetmeye gittiğinde duasıyla o kentin kale duvarları kendiliğinden yıkılırmış.
3) Kudüs şehrini fethetmek için savaştayken bir cuma günü akşam üzeri güneş batarken, güneşin bir müddet daha batmaması için Allah’a yalvarmış ”Ey Allah’ım, güneşi geri al!” diye. Allah da O’nu kırmamış ve batmak üzere olan güneşi yükseltmiş. Bir müddet daha gündüz devam edip Kudüs fethedildikten sonra batmış.

Zülkifl (Ezekiel):
?

Davut (David):
1) Allah mucize olarak dağları, taşları, kuşları onun emrine vermiş.
2) Yanık sesiyle Zebur’u okumaya başlayınca, kuşlar havadan ağaçlara iner, hep birlikte okunan Zebur’u tekrar ederlermiş.
3) Allah, O’na demiri ateşe sokmadan ve dövmeden istediği şekli verebilme mucizesi vermiş.
4) Yırtıcı hayvanlar, Davut’un huzuruna gelip ona tam bir bağlılıkla hizmet ederlermiş.

Süleyman (Solomon):
1) Rüzgârlar O’nun emri altındaymış.
2) Denizi geçmek istediği zaman, suyu çekilerek yol açılır, geçtikten sonra yine kapanırmış.
3) Bütün cinler O’nun emrindelermiş. Ne zaman istese, kendisine büyük büyük köşkler, sûretler, çanaklar, sabit çömlekler, tencereler yaparlarmış.
4) Süleyman’ın bir mührü varmış. Üzerinde ise İsm-i Azam duası yazılıymış. O dua ile her istediği kolay olurmuş.
5) Karıncalara varıncaya kadar her hayvanın sesini işitir, dillerini anlarmış.
6) Nereye gitmek istese, rüzgâr emrinde olduğundan tahtını kaldırır, tahtını beraberinde götürürmüş.
7) Cinler vasıtasıyla denizdeki incileri, cevherleri, yerde bulunan defineleri bilirmiş. Allah’ın O’na bildirmediği bir şey yokmuş.
8) Neml Vadisinde kaldığı sırada o dağın yeşillik, çimenlik olması için ellerine biraz su alıp avucuyla o dağa serpmiş, derhal dağın üzeri çayırlık çimenlik oluvermiş.
9) Bir yere gittiği vakit, beraberinde duvarlar da gidermiş.

İlyas (Elijah):
1) Beddua ettiği beldeye üç yıl hiç yağmur yağmamış.
2) Kavminin imansızlığına kızarak Allah’tan kendisini gökyüzüne kaldırması için dua etmiş, bunun üzerine gökten gelen ateş gibi bir ata binip havalanarak göğe kaldırılmış.

Elyesa (Elisha):
1) Eriha şehri ahalisinin içme suları acılaşınca, bunu duyan Elyesa acılaşan suyun içine bir parça tuz atıp ”Tatlı ol!” deyince, su tatlı ve lezzetli olmuş.
2) Borçlu ve dul bir kadın, Elyesa’ya gelip fakirliğinden şikayetçi olmuştu. ”Evinde neyin var?” deyince, kadın ”Bir kaşık kadar yağım var” dedi. Elyesa kadına ”Git, o yağı bir kap içine koy” demiş. Kadın da gidip yağı bir kabın içine koymuş. Elyesa’nın mucizesiyle o yağ o kadar artmış ki pek çok kap yağ ile dolmuş. Fakir kadın bundan borçlarını ödediği gibi, zengin bile olmuş.

Yunus (Jonah):
1) Balığın karnında üç, yedi veya kırk gün yaşamış.
2) Duası bereketiyle bulutlardan ateş çıkarmış.
3) Duasıyla dağdan su çıkarmış.
4) Peygamberliğini kanıtlamak için insanlara dağı işaret etmiş. Dağdan çıkan bir kocaman kertenkele dile gelerek ”Ey insanlar! Biliniz ki, Yunus Hak peygamberdir. Sizi Cennet’e, Rabbinizin mağfiretine devam ediyor” diye konuşmaya başlamış.
5) Elini kapının halkasına koymuş, demir halka altın olmuş.
6) Odun olmadığı halde su üstünde ateş yakmış.
7) Güzel sesli olduğundan, tatlı sesi vahşi ve yırtıcı hayvanlara da tesir eder, onu dinlemek için etrafında toplanırlarmış.

Zekeriya (Zechariah):
1) Kalemleri kendi kendine Tevrat’ı yazarmış.
2) Meryem’i terbiyesi altına aldığı vakit, yazılması lâzım gelen kefaletnameyi kalemsiz, hokkasız yazmış.
3) Diviti (kalemi) su üstünde kalırmış, suya batmazmış.
4) Ağaçlar Zekeriya’yla konuşurlarmış.
5) Su üzerinde yürür ve ayakları ıslanmazmış. Kendisi için suda yürümekle karada yürümek arasında fark yokmuş.
6) Kendisinden mucize istendiğinde yakınındaki ağaçlara eliyle işaret etmiş, hemen ağaçlar köklerinden kopup önüne gelip kalırlarmış.

Yahya (John):
1) Birinci Herod’un emri üzerine askerler, Yahya’yı öldürmek için arıyorlarmış. Bu haberi duyan Yahya onlardan kaçıyormuş. Bu sırada bir kaya dile gelmiş: ”Ey Allahın peygamberi, bana gel!” Yahya kayaya yaklaştığı zaman içinin kovan gibi oyulmuş olduğunu görmüş. O taşın içine girmiş. Yahya’nın peşindeki kafirler o kayaya yaklaştıkları zaman, o kayadan kafirlerin üzerine oklar atılmaya başlanmış. Bu durumu gören kafirler geriye dönüp kaçmışlar.
2) Yahya, peygamber olarak görevlendirilip Şam’a geldikten sonra insanlar ona ”Gerçekten peygambersen, bize gündüz gözü ile yıldız göster” demişler. İnsanların bu isteği üzerine, Yahya dua edince güneşin çevresindeki yıldızlar görünmeye başlamış.

İsa (Jesus):
1) Beşikteyken konuşmuş.
2) Ölüleri diriltirmiş. Hatta bir iki değil, tam dört ölüyü diriltmiş.
3) Anadan doğma kör olanları sağlamlar gibi gördürür, bir cilt hastalığı olan baras hastalığını iyi edermiş. Eliyle hastaya dokunduğunda iyi oluverirmiş.
4) Kavminin yedikleri veya yemek üzere sakladıkları şeyleri bilirmiş.
5) Çamurdan kuş yapıp üzerine üfleyince, canlanıp uçarmış.
6) Ellerini kaldırıp dua edince, ekmeği ve eti bulunan bir sofra inmiş havadan.
7) Uykudayken yanında her konuşulanı ve yapılanı bilirmiş.
8) Ne zaman istese ellerini göğe kaldırıp dua edince, o anda yemek ve meyveler önüne gelirmiş
9) Yahudiler’den uzak olduğu halde sözlerini ve gizli hallerini bilirmiş.

Muhammed (Mohamed):
1) Gökteki Ay´ı ikiye bölmüş, iki parça da Hira Dağı’nın iki yanına düşmüş.
2) Eşek-katır arası cennetten gelen bir hayvanla bir gecede Mekke’den Kudüs’e gitmiş, aynı gece bir merdivenle yedi kat göğe çıkmış, oradan kendisine verilen bir uçan döşekle Allah’ın yanına gitmiş ve aynı gece Mekke’ye geri dönmüş.
3) Tükürükle ağrıyan gözleri iyileştirirmiş.
4) Tuvalete dışarıya çıktığında, ona siper olsunlar diye ağaçlar da onunla birlikte yürürmüş.
5) Uzun zamandır camide bulunan bir kütük onu camiden dışarı çıkaracaklarında, Muhammed’den ayrılmak istemeyip  inleyerek ağlamaya başlamış.
6) Hudeybiye’de susayan Müslümanların susuzluğunu gidermek için on parmağı on çeşme olmuş.
7) Duasıyla yiyecekler çoğalırmış
8) Peygamberin bir düşmanı ölünce toprak onu kabul etmemiş, üç kere dışarıya fırlatmış.
9) Gelecekte ne olacağını bilirmiş.
10) Kırk erkeğin cinsel gücü varmış.

…………………………………….

Ayrıca ‘peygamber’ gibi olanlar:

Hızır:
1) Otsuz kuru bir yerde oturduğunda, o yer birdenbire yemyeşil olurmuş.
2) Öldükten sonra bile ruhu insan seklinde gözüküp, gariplere yardım edermiş.

Üzeyr (Ezra):
1) Yahudilerin kaybettiği Tevrat’ın tümünü ezberinden okumuş.

Lokman:
1) Ölümsüzlük iksirini bulmuş ama sonra suya atmış

Zülkarneyn:
1) Yenilmez Yecüc-Mecücleri yenmiş.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu