Orucun Dinimizdeki Önemi

Orucun Dinimizdeki Önemi
Her din ve her düşünce kendi tabilerine, yapmakla mükellef olacakları birtakım emirler ve nehiyler getirmiştir. Hak olsun bâtıl olsun bütün dinlerde azçok bu mükellefiyet vardır.

Bir dini ve düşünceyi temsil eden insan, bağlılığını ancak yapacağı bu fiillerle ortaya koyar. Hak ve hakikat dini olan İslâmiyet de, temsilcilerine birtakım ibadetleri emir buyurmuş, Müslümanlığın bir şartı olarak, bunların yerine getirilmesini istemiştir.

Oruç, kıyamet günü oruçlu için şefaat edecek, Cenab-ı Hakk’a niyazda bulunup,Ya Rabbi! Ben onu gündüzleri yiyip içmekten ve zevklerinden alıkoydum. Bunun için onun hakkındaki şefaatimi kabul buyur.”diyecektir. Cenab-ı Hak da orucun bu isteğini kabul edip, oruçluya şefaat etme izni verecektir.

Oruç İslamın beş şartından üçüncüsü Ramazan ayında oruç tutmaktır. Ramazan orucu, hicretin ikinci yılında farz kılınmıştır.

Oruç, niyet ederek tanyerinin ağarmaya başlamasından itibaren, akşam güneş batıncaya kadar yememek, içmemek ve karı-koca ilişkisinde bulunmamaktır.

Ramazan ayı, müslümanlar için kutsal ve çok mübarek bir aydır. İslâm güneşi bu ayda doğmuş, dünyayı aydınlatan Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim bu ayda inmeye başlamıştır. Bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesi bu ayın içindedir. İçimizi kötü düşüncelerden, dışımızı çirkin davranışlardan temizleyen oruç bu ayda tutulmaktadır.

Yüce Allah şöyle buyuruyor: Ey iman edenler! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı. Ola ki, korunup sakınırsınız.

Oruç, bizi dünyada kötülüklerden sakındıran, ahirette cehennemden koruyan ve günahlarımızın bağışlanmasına vesile olan önemli bir ibadettir. Sevgili Peygamberimiz şu müjdeyi veriyor,Kim inanarak ve mükâfatını Allah’tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu