Özel Sektör Tahvilleri Nedir?

Özel Sektör Tahvilleri Nedir? ( Private Sector Bonds )

Özel Sektör Tahvilleri : Anonim şirketler tarafından çıkarılan borçlanma senetleridir. Vadeleri en az iki yıl olmak üzere serbestçe belirlenebilir ve sabit veya değişken faizli olarak ihraç edilebilir. Kupon ödemeleri yılda 1,2 ya da 4 defa olabilir.

72. 01.01.2006 tarihinden sonra Türkiye’de ihraç edilen özel sektör tahvillerinden elde edilen faiz gelirleri nasıl vergilendirilir?

Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 67. maddesi ile banka ve aracı kurumlara, yatırımcıların 1 Ocak 2006 tarihinden sonra ihraç edilmiş olan özel sektör tahvillerinden elde ettikleri faiz gelirleri üzerinden % 10 oranında stopaj yapma yükümlülüğü getirilmiştir.

Bu stopaj bireysel yatırımcılar için nihai vergi olup, elde edilen faiz gelirinin tutarı ne olursa olsun beyanname verilmez. Ayrıca başka gelirler dolayısıyla beyanname verilmiş olsa dahi, bu gelirler beyannameye dahil edilmeyecektir.

73. Yurtdışında ihraç edilen özel sektör tahvillerinden elde edilen faiz gelirlerinden stopaj yapılıyor mu?

Günümüzde bazı yerli kurumlar (tam mükellef) sadece yurtiçinde değil, yurtdışında da tahvil ihraç edebiliyorlar. Tam mükellef kurumlar tarafından yurtdışında döviz cinsinden ihraç edilen tahvillerden elde edilen faiz gelirleri üzerinden 2010/1182 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen oranlarda tevkifat yapılması gerekmektedir. (Söz konusu Kararname 29 Aralık 2010 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)

Buna göre tam mükellef kurumlar tarafından yurtdışında ihraç edilen tahvillere ilişkin olarak tam mükellef gerçek kişilere ödenen;

– Vadesi 1 yıla kadar olan tahvil faizlerinden % 10,

– Vadesi 1 yıl ile 3 yıl arası olan tahvil faizlerinden % 7,

– Vadesi 3 yıl ile 5 yıl arası olan tahvil faizlerinden % 3,

– Vadesi 5 yıl ve daha uzun olan tahvil faizlerinden % 0

oranında tevkifat yapılması gerekmektedir.

74. Yurtdışında ihraç edilen özel sektör tahvillerinden elde edilen faiz gelirleri nasıl vergilendiriliyor?

Tam mükellef kurumlar tarafından yurtdışında ihraç edilen tahvillerden elde edilen faiz gelirleri vadesine göre yukarıda belirtilen oranlarda stopaja tabidir. Bireysel yatırımcılar tarafından bu menkul kıymetlerden 2011 yılında elde edilen faiz geliri 23.000 TL’lik beyan sınırından daha az ise bu gelirlerin beyan edilmesine gerek yoktur. Bu tutarı aşan bir gelir elde edilmesi durumunda ise gelirin tamamının beyan edilmesi gerekmektedir

23.000 TL’lik beyan sınırının hesabında yukarıda belirtilen menkul sermaye iratlarının yanı sıra, beyana tabi diğer menkul sermaye iratları ile Türkiye’de tevkifata tabi tutulmuş olmak kaydıyla elde edilen gayrimenkul sermaye iratları toplamının dikkate alınması gerekmektedir.

Bu menkul kıymetlerin itfasında oluşan ana para kur farkı veya endeks farkı da gelir sayılmaz.

Beyan edilen faiz gelirleri üzerinden hesaplanan vergiden, bu gelirler üzerinden kesilmiş olan vergiler (tevkifat) düşülebilmektedir.

75. 01.01.2006 tarihinden sonra Türkiye’de ihraç edilen özel sektör tahvillerinin satışından sağlanan kazançlar nasıl vergilendiriliyor?

Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 67. maddesi ile banka ve aracı kurumlara, yatırımcıların 1 Ocak 2006 tarihinden sonra ihraç edilmiş olan özel sektör tahvillerini elden çıkarmaları dolayısıyla sağladıkları kazanç üzerinden % 10 oranında stopaj yapma yükümlülüğü getirilmiştir.

Bu stopaj bireysel yatırımcılar için nihai vergi olup, elde edilen alım satım kazancının tutarı ne olursa olsun beyanname verilmez. Ayrıca başka gelirler dolayısıyla beyanname verilmiş olsa dahi, bu gelirler beyannameye dahil edilmeyecektir.

76. Yurtdışında ihraç edilen özel sektör tahvillerinin satışından sağlanan kazançlar nasıl vergilendiriliyor?

Bu tahvillerin 2011 yılında elden çıkarılması dolayısıyla sağlanan kazançlar geçici 67. maddenin kapsamına girmez. Dolayısıyla bu gelirler üzerinden Türkiye’de stopaj ödenmesi söz konusu değildir.

1 Ocak 2006 tarihinden sonra alınan bu menkul kıymetlerden 2011 yılında elde edilen alım satım kazançlarının Türk Lirası bazında hesaplanması gerekir. Bu kazancın hesaplanması sırasında endeksleme yönteminin kullanılabilmesi için ise ÜFE farkının % 10’un üzerinde olması şartı vardır. Alış ve satış tarihleri arasındaki ÜFE farkının % 10’un altında kalması durumunda satış kazancı, satış bedelinden endekslenmiş maliyet bedelinin çıkarılması şeklinde değil, satış bedelinden maliyet bedelinin çıkarılması şeklinde tespit edilecektir.

Yukarıda belirtildiği şekilde hesaplanan kazanç için herhangi bir istisna söz konusu olmadığından, kazancın tamamının beyan edilmesi gerekir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu