Ağlamak için gözyaşı gerekli midir?

Ağlamak için gözyaşı gerekli midir?
Ağlamanın biyolojik bir refleks olduğunu düşünebiliriz. Ancak soru iki farklı şekilde sorulmalıdır.

1. Neden ağlarız?
2. Ağladığımızda neden gözyaşı bezlerimiz gözyaşı salgılar?

Ağlamak, genel olarak göz kaslarının gözyaşı bezlerini mekanik olarak sıkıştırmasıyla üretilmiş gözyaşının salıverilmesi olarak özetlenebilir. Bu tamamen biyolojik bir olaydır. Hem güldüğümüzde hem de üzüldüğümüzde göz kasları tetanusta kalır. (Tetanus; kasların belli bir kasılma eşiğinde uzunca bir süre kasılı kalması durumudur. Örneğin Clostridium tetani basilinin ürettiği tetanospazmin toksini, çizgili kasları kasılı olarak tutar. Bu bakteri en fazla ev yapımı konservelerde ürer çünkü oksijensiz solunum yapan bir bateridir. Bozulmuş konserveyi yiyen kişi toksinin etkisini göstermesini takiben ağır kıramplar eşliğinde çizgili kasları kasılı kalarak can verir. Keza bu nedenle bakteri “C. tetani” olarak isimlendirişmiştir.)
Ancak 1. sorunun cevabını vermek pek öyle göründüğü kadar kolay değil. Psikologlar,

“Üzüntü ve acıyla ağlamak, bu duyguların kelimelerle ifade sınırlarını aşıp, gözyaşının akmasını sağlayan bir mekanizmaya yönelmesi, bu yoldan ifadesidir. Başka türlü söylemek gerekirse, kendimize rağmen, elimizde olmaksızın meydana gelen bir refleks harekettir. Yeterli sebep varsa, biz istemesek de, o sebep böylece ifade edilecek, dışa vurulacaktır.”

şeklinde muğlak bir açıklama yapabilirler. Ancak bu açıklama yeterli ve tatmin edici değildir. Çünkü:

Ağlamak, bir davranıştır. Eğer ağlamak bir davranış ise bunun tüm yanıtları davranış biyolojisinde ve evrimsel biyolojide aranmalıdır. Zira, ağlama davranışı atalarımızdan bizlere miras kalmıştır.
Gözyaşı ise ağlama davranışının biyolojik bir sonucudur ve buna ilişkin biyokimyasal izahatlar rahatlıkla verilebilir. Sorun bu sonucu doğuran “ağlama davranışı”nın nereden kaynaklandığıdır. Davranışların, çok karmaşık biyolojik süreçleri içermesi ve bu süreçlerin her birinin açıkça denklemleştiremediğimiz dışsal etkenlerden etkilendiğini göz önünde bulundurursak genel bir biyokimyasının çıkarılabilmesinde zorluğu görebiliriz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu