Akılcılığın yapıcılık, gerçeklik ve sorumlulukla ilişkisi nedir?
akılcılığın, gerçeklik ve yapıcılıkla ilişkisi, çok ufak bir paragraf, «İnsan için hayatta kalabilmek tabiat ve toplum önünde akılcı ve bilimci davranmayla olur.
Bu zorunluluğu anlamak, gerçeği anlamak demektir. Bu gerçeği anlamaya gerçekçilik denir. Bu temel görüşten hareket edilerek tabiatta yapılan her türlü katkı ise yeni, olumlu ve yapıcı olur. Böyle bir anlayış yapıcı bir anlayış olduğu için, yapıcılıktır». Bu satırlarla denilmek isteneni anlamak mümkün değil. Bunun dışında bir «Felsefeye Giriş» kitabında neden yer verildiği anlaşılmayan konuların, ki biraz evvel somut örnekler verdik, yanısıra, şu gibi konular da var, örneğin: «Milli Birlik ve Beraberliğin .Sağlanmasında Akılcılığın Önemi», ya da «Akılcılığın Sorumlulukla Olan İlişkisi», vb. Bu gibi konuların felsefe disiplinleri, felsefe öğretileri, felsefe problemleriyle ilgisini anlamak olanaksız. «Bilim ve Teknolojiyi Uygularken
Gözönünde Bulundurulacak Esaslar», ya da aynı sözcüklerle kullanıyorum, «Taassup ve Hürriyet ya da Cehaletten Kaçmak, Taklitçilikten Kaçmak». O halde, öyle görünüyor ki, felsefeye ilişkin, doğrudan felsefeyi ilgilendiren temel problemler, temel disiplinler, filozoflar ve öğretileri, onlara ilişkin yapıtlardan doğrudan çeviriler, hiç sözkonusu değil. Şimdi, böyle bir felsefe eğitimi ve biraz evvel sayın Nutku’nun da söylediği gibi, genel bir eğitim idesi içinde olup bitenleri düşündüğümüz zaman, Türkiye’nin içinde bulunduğu açmazın ne denli derin olduğu daha çarpıcı bir şekilde karşımıza çıkmaktadır.