Bilge Kağan kimdir?
Bilge Kağan, 683 yılında doğdu. Babası Göktürk Devleti’ni yeniden kuran İlteriş Kutlug Kağan, annesi İlbilge Hatun’dur. 8 yaşında babasını yitiren Bilge, 24 yıl boyunca Göktürk Devleti kağanlığı yapan amcası Kapağan Kağan’ın elinde büyüdü.
Bilge Kağan, amcası öldüğünde yerine geçen oğlu İnal’ı devirerek 32 yaşında Göktürk Devleti’nin başına geçti. Devletin yönetimini ele alan Bilge’nin ilk işi iyi bir yönetim oluşturmak oldu. Bunun için, ordunun başına 31 yaşındaki kardeşi Kül Tegin’i, vezirliğe de Tonyukuk’u getirdi.
Bilge Kağan’ın en büyük hayali milletini yerleşik hayata geçirip onları şehirlerde oturtmak idi. Ama buna vezir Tonyukuk karşı çıkarak, “Türkler, Çinlilerin yüzde biri kadar bile değildiler. Su ve otlak peşindedirler. Avcılık yaparlar. Belli bir yerleri yoktur ve savaşçıdırlar. Kendilerini güçlü görünce, orduları yürütürler. Güçsüz bulunca kaçarlar ve gizlenirler. Çinlilerin sayı üstünlüklerini böylece etkisiz kılarlar. Türkleri surlarla çevrili bir kentte toplarsanız ve bir kez Çin’e yenilirseniz, onların tutsağı olursunuz ” dedi.
Bilge Kağan, bir dönem de Türkler arasında Budizm’i yaymak hevesine kapıldı. Tapınaklar yaparak Türkleri Budist yapmak arzusunu taşıdı. Vezir Tonyukuk, bu düşünceye de karşı çıkarak, Budizm’in insandaki hükmetme ve iktidar duygusunu zaafa uğrattığını, kuvvet ve savaşçılık yolunun bu olmadığını, eğer Türk milletinin yaşaması isteniyorsa bu din ve tapınakların ülkeye sokulmaması gerektiğini söyledi. Bilge Kağan, çok itibar ettiği Veziri Tonyukuk’un tavsiyelerine uyarak, aklından geçen bu planları yapmadı.
Bilge Kağan döneminde Göktürk Devleti’nin sınırları Çin’in Şan-Tung ovasından, İç Asya’da Karaşar bölgesine, kuzeyde Bayırku sahasından Ani ırmağı havalisi ve Batı Demir Kapı’ya (Ceyhun Irmağı’nın yakınında Semerkant-Belh yolu üzerinde) kadar ulaştı. Önce veziri Tonyukuk’u sonra kardeşi Kül Tegin’i kaybeden Bilge Kağan’ı, Çinlilerle işbirliği yapan bakanı Buyrak Cor zehirledi. Yatağında hasta yatarken, kendisini zehirleten bakan ve yardımcısını öldürten Bilge Kağan, 25 Kasım 734’de öldü. Bilge Kağan’ın cenazesi 22 Haziran 735 tarihinde büyük bir törenle defnedildi.
BİLGE KAĞAN (683-734). Göktürk Devle-ti’ni yeniden canlandıran İlteriş Kağan’ın büyük oğlu olan Bilge Kağan aynı zamanda Türk dilinin en eski örneklerinden Orhun Anıtlar’ından bazılarını diktiren Göktürk kağanıdır. Babası öldüğünde sekiz yaşındaydı. Amcası Kapağan Kağan döneminde kendisinden bir yaş küçük kardeşi Kültigin ile birlikte yetişti. Daha 14 yaşındayken Göktürk ülkesinin batı bölgelerini yönetmekle görevlendirildi. Bu görevini başarıyla yerine getirirken birçok savaşa katıldı. Kardeşi Kültigin de Kapağan Kağan’ın yanında büyük bir komutan olarak tanındı.
Kapağan Kağan’ın 716’da ölümü üzerine Göktürkler’in başına oğlu İnel Kağan (Bökü Kağan) geçti. Ama ülkeyi yönetmekte yetersiz görüldüğü için Kültigin aynı yıl, İnel Kağan’ı tahttan indirerek Göktürk yönetimine ağabeyi Bilge Kağan’ı getirdi. Bilge Kağan bütün askeri yetkileri kardeşi Kültigin’e bıraktı. Amcası Kapağan Kağan zamanında yönetimden uzaklaştırılan büyük devlet adamı Tonyukuk’u kendisine danışman yaptı.
Kapağan Kağan’ın son dönemlerindeki sert tutumu Türk boyları arasında huzursuzluk yaratmıştı. Ölümünden sonra çıkan taht kavgaları Türk boylarının ayaklanmalarına yol açtı. Bilge Kağan, kardeşi ve danışmanının yardımlarıyla bu ayaklanmaları bastırdı. En büyük görev ordu komutanı Kültigin’e düşmüştü.
Göktürk Devleti’nin birliğini sağlamlaştı-ran Bilge Kağan, Tonyukuk’un öğütlerini dinleyerek Çin ile iyi ilişkiler içine girdi. Çin sınırındaki alışveriş yerlerinin düzenli işlemesini sağladı. Göktürkler bu yolla Çin’den sağladıkları ipeğin Asya’da ticaretini yaparak önemli gelir elde ediyorlardı. Göktürkler zaman zaman Oğuzlar’la savaşmalarına karşın Bilge Kağan döneminde oldukça rahat bir yaşam sürdüler.
Ülkesinde yetişen ürünlerin halkının yaşamasına yetmediğini bilen Bilge Kağan ticarete önem veriyordu. Birçok savaş bu ticaretin engellenmesi yüzünden çıkmıştı.
Bilge Kağan 734 sonlarında hakanlık danışmanı ve Çin elçisi Buyruk Çor tarafından zehirlenerek öldürüldü.
Ölmeden önce zehirlendiğini anlayınca kendisini zehirleyenleri ve işbirlikçilerini öldürttü. Büyük bir törenle gömüldü ve bir yıl sonra da, yaşamını kendi ağzından anlatan yazıtın bulunduğu anıt dikildi.
Hoşgörülü bir kişiliği olan Bilge Kağan halkını mutlu kılmak için uğraşan başarılı bir önder ve devlet adamıydı