“Blac” ne anlama gelir?

“Blac” ne anlama gelir?
Black: Siyah renk; siyah boya; siyah elbise; zenci; siyah; kara; karanlık; kasvetli; kirli; uğursuz; kızgın; dargın; karartmak; siyahlatmak; siyaha boyamak; kararmak; siyahlanmak. A Black zenci. Black-and-blue çürük; morarmış Black-and-Tan terrier kahverengi benekli siyah teriyer. Black and white yazı; basılı şey; siyah beyaz resim. Black art büyü. Black belt judo’da en yüksek derece; (A.B.D.) siyahların beyazlardan daha çok olduğu bölge;

(A.B.D.) toprağı siyah olan bölge. Black body (fiz.) siyah cisim; hiç ışın yansıtmayan kuramsal cisim. Black book kara listede olanların isimlerinin kayıtlı olduğu defter black box montajda bir tüm olarak takılan elektronik cihaz; içine bakılmadan kullanılacak cihaz. Black coffee siyah kahve; alafranga kahve; sade ve sütsüz kahve. Black Death ondürdüncü yüzyılda Avrupa’yı kıran veba hastalığı. Black diamond maden kömürü. Black eye siyah göz; morarmış göz; kara leke. Blackeyed Susan öküzgözüne benzer bir çeşit sarı papatya. Black face (tiyatro) zenci rolüne girmiş beyaz adam; (matb.) siyah baskı. Black flag siyah flama korsan flaması. Black Forest Kara Ormanlar (almanyada) black hole hapishane koğuşu; askeri ceza koduu black horehound kara yer pırasası; (bot.) Ballota nigra. Black lead grafit. Black letter bir çesit matbaa harfi; gotik harf. Black magic büyü. Black Maria (k.dili) hapishane arabası; cenaze arabası. Black mark kara leke. Black market kara borsa. Black mass şeytana ibadet ayini. Black medic kelebek otu; kara yonca; (bot.) Medicago lupulina Black Muslim (A.B.D.)’de isl�m din ve �detlerini kabul eden bir zenci mezhebine bağlı kimse. Black out (ask.) karartma; tiyatro v.b.’nde ışıkların sönmesi. Black out karartma tatbikatı yapmak; geçici olarak şuurunu veya görme duyusunu kaybetmek. Black pepper karabiber. Black power zencilerin talep ettikleri toplumsal ve kanuni hakları temsil ve temin eden güç. Black pudding kıyma; yulaf unu ve kan ile yapılan bir iskoç yemeği. Blaek Sea Karadeniz .black sheep bir ailede diğer fertlere benzemeyen ve hep güçlükler çıkaran kimse. Blaek Shirt Kara Gömlekli; Faşist bir kurulusun üyesi black tea siyah çay. Blackthorn karaçalı; karadiken. Black tie siyah papyon kravat; smokin. Black walnut bir nevi siyah ceviz .black widow zehirli bir örümcek; (zool.) Latrodectus mactans in black alacak bakıyesi olan. Blackish siyahımsı. Blackly .karanlık olarak. Blackness siyah oluş; karanlık olma.

Black-hearted: Kötü kalpli.

Blackball: Kırmızı oy; ret oyu; karşı oy kullanmak; toplum dışı etmek.

Blackberry: Böğürtlen; (bot.) Rubus fruticosus; ayı dutu; diken dutu.

Blackbird: Karatavuk; (zool.) Turdus merula

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu