Burdur’da Gezilecek Yerler

Burdur’da Gezilecek Yerler
seldagl
Suyu şifalı
Göl suyunun terkibinde magnezyum, soda ve kil bulunması bazı cilt hastalıklarının tedavisinde yararlı sonuçlara sebep oluyor. Uzmanların yaptığı araştırmalara göre göl suyu sivilcelere iyi geliyor. Gölün arka kısmında kalan orman örtüsü keklik, tavşan, tilki, yaban domuzu, göl ise yaban ördeklerine ev sahipliği yapıyor.

Yazın bile kar var
Gölü tepeden seyretmek ve fotoğraflamak ise bambaşka bir duygu. Yeşilova’nın içinden geçip Eşeler Yaylası’na doğru çıkarken Radar Tepesi üzerinden bakınca altınızda uzanan yeşille mavinin beraberliğini seyretmek tüm yorgunluğunuzu alıyor. Yaz mevsiminde bile kar bulunan Tınaz Tepesi’ne çıkanlar kar görebiliyor. Bu karlar, görsel güzelliğin yanı sıra köylülerin gelir kaynağı da oluyor. Köy halkı karları pekmezle karıştırıp Perşembe günleri kurulan çok renkli pazarlarda satıyorlar. Yeşilova’ya bağlı 47 köyden gelen ürünler yayla suyu ile sulandığından hem ayrı bir lezzete sahip, hem de bölgenin ürün bolluğu nedeniyle Antalya piyasasına göre daha ekonomik fiyatlı alınabiliyor.

Gölde Deve turu
Türkiye’nin en derin gölü olan Salda kıyılarında süslenmiş develer gezi ve fotoğraf çektirmek isteyen turistlerce kiralanıyor. Deve turu düzenleyenler merdivenle develerin üstüne binenlere ağır adımlarla salına salına göl kenarında deve sırtında gezi zevki yaşatıyorlar. Gezi sırasındaki beyaz sodalı bölgeler dikkat çekiyor. Soda tepeleri oto ve moto-krosçular için tarifi imkansız müthiş duygular tattıran bir parkur niteliğinde. Bu tepeler arasında araç kullanmanın bambaşka bir zevk yaşatırken, kumsuz zemin hiç toz çıkarmıyor, patinaj yaptırmıyor.
Yedi Beyaz Ada
Salda Gölü’ne eğer yaz aylarında giderseniz ilginç yüzey şekilleri dikkatinizi çekecek. Göl içindeki suların çekilmesiyle görülmeye başlayan yedi beyaz ada, gölün güzelliğine bir başka güzellik katıyor. Kışın ise yükselen sular, adaları yutuyor.

Türkiye nin en derin Dünyanın ikinci berrak gölü olan Salda, büyüleyici manzaraya sahip… Şifalı suları ve kızıl, karaçam ağaçlarıyla kaplı ormanı, buz mavisi renkli suyu ile zirvedeki yerini alıyor… Tınaz Tepesi’nde yaz mevsiminde bile bulabileceğiniz bembeyaz karlar, mavi ve yeşilin dostluğuna eşlik ederek doyumsuz güzelliğe renk katıyorlar…

Çeltikçi

eltiki

Burdur çeltikçi ilçesi gezi,tarih
Kuruluşunda bir kasaba ve 10 köye sahip olan ilçemiz çeşitli nedenlerden dolayı 6 köyün ayrılması sebebiyle bugün bir kasaba ve 5 köye sahip duruma gelmiş, ancak Bağsaray kasabasına bağlı Ovacık mezrası buradan ayrılarak ayrı bir köy olduğundan ilçemizin şu anki köy adedi 5.tir. ilçemizin ulaşım yönünden sıkıntısı yoktur.
Çeltikçi / Burdur
Çeltikçi coğrafi haritalarda göller bölgesinde yer alıyor gözükmekle birlikte, ilçe sınırları içerisinde sadece Çeltikçi beli mevkiinde Karaevli gölü bulunmaktadır. Ancak son yılların kurak geçmesi nedeniyle mevcut bu göl kurumuş olup bir bataklık görünümündedir.

Kış aylarında yağış miktarına göre bazı derelerin sulandığı görülmektedir.

Tarihçe
Yaşlı vatandaşların anlattığına göre önceden Bağsaray’da “ Tekke gözü” denilen yerden çıkan ve uzunluğu 20 km. bulan Arvallı çayı ile Çeltikçi çayı adı verilen ve Karaevli gölünden suyunu alan bir çay varmış fakat bu çayların son yıllarda kuruduğu bazı mevkilerde ise çok az miktarda aktığı ve yetersiz olduğu tespit edilmiştir. Kestel dağları ilçemiz ve Bağsaray kasabasına paralel olarak uzanmaktadır. İlçemizde yer alan mevcut tepeler ise ağaçsız dar ve cılız bitki örtüsüyle kaplıdır.

Çeltikçi ilçesinin kimler tarafından hangi tarihte kurulduğu hakkında kesin ve açık bir kayıt bulunmamasına rağmen 1725 yıllarında “KOKLAN” Beyleri sülalesinden olduğu söylenen bir kişinin pınarlı boğaz adı verilen derenin ağzına gelerek yerleşmesiyle bugünkü konak mahallesinin oluştuğu rivayet edilmektedir.

Bu günkü adıyla Cami Mahallesi, Arvallı (Bağsaray) yakınlarında ikamet eden ailelerin su kaynaklarının ve arazinin kıt oluşu nedeniyle göçerek bu bölgeye yerleşmesiyle oluşmuştur. Daha sonraki yıllarda Burdur tarafından ilçeye girişinin sağ ve sol yakalarında pirinç ekilmesiyle ilçeye “ÇELTİKÇİ” ismi verilmiştir. Halkın rivayetine göre Çeltikçi Ovası Sultan Hamit’ in çiftliği olup 1914 yılında 1. Dünya savaşı ilanında Osmanlı İmparatorluğu savaşa girmezden evvel Harbiye Nazırı Enver Paşa Antalya’ya yaptığı bir gezide Çeltikçi’de durarak halkla konuşup anlaşarak bedeli 12 yılda ödenmek üzere araziyi halka vermiştir. Arazinin halk tarafından alınmasından sonra bu günkü iki mahalle oluşturulmuş, daha sonra bu mahallelerin birleşmesiyle oluşan merkez şehirleşmiştir.

Bir Efsane Bir portre
“1900’lü yıllarda Çavdır’da bulunan Sarı Ahmet lakaplı birine ait hanlar mevcut idi.O dönemde efeler olarak bilinen bazı kişiler çevre halkından zorla topladıkları haraçlar ile bu hanlara gelerek hem konaklar hem de eğlenceler tertipler idi. Çavdır yöresi o zamanlarda Tefenni Jandarması mıntıkasına dahil idi. Jandarma Komutanı ise Feridun Bey isminde birisi idi. Feridun bey bu efeleri gizli olarak izlettirdiğinden, efelerin han’a gelip konakladıkları bir gün zaptiyeleri ile hanı kuşattı ve teslim olmaları için uyarılarda bulundu. Silahla karşılık verilince zaptiyelerine hanı yakmalarını emretti. Han ateşe verilince, han içerisinde bulunan efeler han’ın gizli bölmelerine saklandı iseler de kurtulamadılar. Bu suretle efelerden bir kısmı sağ, bir kısmı da ölü olarak ele geçirildi. Sağ olarak ele geçirilen efelerden olan Rıza efe o muhitte sevilen bir kişiydi ve Feridun bey ile daha öncelerden aralarında bir husumet var idi. Rıza efe Tefenni’ye doğru götürülürken Feridun Bey tarafından at arabasından indirildi ve kendisine serbest bırakıldığı söylenerek kaçmasına izin verildi.Bu sırada kaçmaya başlayan Rıza Efe Feridun Beyin silahını ateşlemesiyle vurularak öldürüldü. Bu olaydan sonra halk tarafından sevildiği için Şu Çavdır’ın Hanları isminde bir türkü yakıldı.

Çavdır

Çavdır burdur ilçesi turizm ,gezi,tarih
Çavdır’ın tarihi Selçuklular dönemine kadar uzanmaktadır.
Çavdır / Burdur
Oğuz Türklerinin üç ok kolundan olan ÇAVULDUR (Çavuldurluların) bir kısmı Anadolu’nun fethi sırasında Selçuklu fetihlerine katıldılar. Aral Gölünün güney kıyısında bilahare Kazak baskısı ile Anadoluya geçtiler ve bunlaın bir kısmı önce bu günkü DENGERE (Bölmepınar) Köyüne gelerek yerleştiler. Belli bir süreden sonra, Çavdır-Kozağaç, Bayındır-Karapınar ve Acıpayam Ovasına doğru yayıldılar. Çavdır’a gelenlerin büyük bir kısmı Aşağı Çavuldur (Çavdır) denen Haravza-Urgancı civarına yerleşti. Bir kısmı da çiftlik mevkiine ve köy yıkığına yerleştiler. Bugünkü Pazar Dağı olarak bilinen Pazar Dağının eteğine Pazar kurdular ve ürettikleri hayvansal-tarımsal ürünlerini burada pazarladılar. Osmanlıların son dönemlerinden itibaren ilçenin bulunduğu yere toplanmaya başladılar. 1925-1926 yıllarında Pazar, ilçe merkezinin bulunduğu yere taşındı.

Dengere Camii (Bölmepınar Köyü)
Çavdır İlçesine 12 Km. uzaklıkta bulunan Bölmepınar Köyünde bulunan camii, Selçuklular döneminden kalma taş-ahşap yapımı olduğu ya da Beylikler döneminde yapılmış olabileceği söylenmektedir. Camii; 1 şerefeli minaresinin Osmanlılar döneminde ilave edildiği hatta camiinin aynı dönemde aslına uygun olarak restore edildiği söylenmektedir. Camii, 4 içeride 5 dışarıda olmak üzere tabanı oyma işleme mermer üstü ahşap 9 direk üzerine inşa edilmiştir. Ahşaplar oyma ve nebati boya ile boyanmış, kitabesinin sökülerek Isparta-Eğirdir Dündar Bey Camisine monte edildiği, bu nedenle, Dengere camisiyle ilgili bilgilerin belirtilen camiden bulunan kütüphaneden temin edilebileceği belirtilmektedir.

Rahat Dağı (Gencer Yaylası)
Çavdır ilçesinin Güneydoğusunda 2300 m. zirvesinde bulunmaktadır. Bir yönü Korkuteli ilçesine bakmaktadır. Doruklarında binlerce hayvanı barındırabilecek düzlüklere sahiptir. Ayrıca onlarca soğuk su çeşmeleri bulunmaktadır.

Sini Çamı (Kozağaç Kasabası)
Sini çamı olarak bilinen Kara Çam ağacı, Çavdır İlçesine 6 km. mesafede bulunan Kozağaç Kasabası yayla yolunda bulunmaktadır. Çam Ağacının kaç asırlık olduğu bilinmemektedir. Yayla yoluyla ayrıca Çavdır Barajına’da ulaşılabilmektedir.Çavdır Barajı’nda ise balık avlanabilmektedir.

ANIT ARDIÇ AĞACI (Kozağaç Kasabası) ÇAVDIR/BURDUR
Çavdır İlçesi Kozağaç Kasabasında bulunan ve beldeye 7 km. mesafede bulunan Ardıç ağacı, Kozağaç Kasabası Kırkpınar yaylasında bulunmaktadır. Ağaca yakın bir yerde de Şaban Dede olarak bilinen bir türbe mevcuttur.

İklimi
Akdeniz-Ege geçiş iklimi karakterinde olup yazları sıcak ve kurak, kışları kısmen soğuk ve az yağışlı geçmektedir.Yağışlı mevsimler genelde Kasım, Aralık, Nisan ve Mayıs aylarıdır.

Yeşilova

Yeşilova burdur ilçesi gezi,turizm,müze,tarih
Burdur’un eski yerleşim yerlerinden biridir.
Yeşilova / Burdur
İlçe sınırları içindeki Dereköy ve Gençali’de yapılan yüzey araştırmalarında Kalkolitik Dönemin (İ.Ö.5000) çanak-çömlekleri elde edilmiştir. 15. yüzyılda Osmanlı egemenliğine katılan Yeşilova, o dönemde Eski Erle adıyla bucak merkezi durumundadır.

Tarihçe
Yeşilova İlçesi ve etrafındaki bölge Malazgirt savaşından sonra 1093 tarihinde Türklerin eline geçmiştir.O tarihlerde Bizanslılar ile bu bölgede yaşayan Türkmenler arasında bazı çatışmalar oldu ise de, 1190 tarihinde Alman İmparatoru Frederik Barbaros haçlı ordusunun başında buraya kadar gelmiştir. Frederik Barbaros’un gelişinden istifade eden ve kendisine Bizans veliahdı süsü veren Aleksi topladığı askerlerle Türk hududuna tecavüz etmiş, bir taraftan Dinar’a diğer taraftan Gölhisar’a cepheden de bugünkü Harmanlı (Navlu) boğazına kadar sokulmuştur.

Konya Sultanı tarafından gönderilen Osman Bey ve Hüsamettin Bey adlarındaki iki serdar Aleksi’yi her iki yönden sıkıştırmışlardır. Osman Bey, Harmanlı (Navlu) boğazında düşman askerlerini sıkıştırmış, Gençali, Karaatlı, Gökçe ismindeki Çeribaşları şiddetli hücumlarla düşmana bu bölgede kuvvetli bir satır atmışlardır. Muharebenin en çetin geçtiği yer Köpekbeli civarı olmuştur. Köpekbeli savaşında ağır yaralanan Osman Bey’in manevi evladı Abdi Bey Salda gölünün Eşeler dağının kuzeydoğu sırtlarında bugünkü Sultan Pınarı namı ile anılan yerde devirde tedaviye alınmıştır.

Bu sırada Abdi Bey’in büyük cesaretini taltif etmek üzere kendileri ile esasen sıhri karabeti bulunan bu genç kumandana Sultanlık payesi gelmiştir. Bu yöreye Sultan payesinin verildiği yer olarak Sultan Pınarı ismi ve bu civarda kurulan köylerede Gençali, Karaatlı ve Gökçe isimleri verilmiştir. Düşmana büyük ölçüde satır atıldığı için bu bölgeye Satırlar denmiştir. Bu tarihten itibaren yani 1207 tarihinden sonra zamanımıza kadar bölgede kayda değer tarihi olaylar vuku bulmamıştır.

Salda Gölü
Yeşilova’nın en büyük gölüdür. İlçe merkezine uzaklığı 4 Km. olup yüzölçümü 44 Km.2’dir. Denizden yüksekliği 1193 metre olan ve binlerce yıl önce jeolojik bir çökme ile meydana gelenbir göldür. Oldukça yuvarlak bir görünüme sahip olan Salda gölünün suyu tatlıdır. İçinde büyük sazan balıkları yaşamaktadır, ancak avlamak mümkün olmamaktadır. 185 metre derinliği ile Türkiye’nin en derin gölleri arasında bulunması nedeniyle ayrı bir özellik taşımaktadır. Tertemiz suyu ve masmavi görünümü ile yamaçlardan akan suları ve göl çevresindeki kumsalları ile güzel bir görünüm arz etmektedir. İçinde ve çevresinde Manyezit madeni bulunmaktadır.Salda Gölünün tabiat güzelliği nedeniyle çevresinde faaliyet gösteren gazino-kamping yerlerinin yanı sıra çok yakın gelecekte süratle yapılaşmaya gidilerek tatil sitelerinin yapılması halinde göl hızlı bir şekilde kirleneceğinden dolayı şu anki peyzajının ve ekolojik yapısının korunması ve yapılaşmanın dondurulması için Kültür Bakanlığı, İzmir II numaralı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulunun 14.06.1989 gün ve 786 sayılı kararı ile doğal sit alanı olarak ilan edilmiştir.

Salda Gölünün çevresinde Sultanpınarı Dinlenme Tesisleri, Otel Şahman, Sahil Mola, Akçeşme Dinlenme Tesisleri, Külcüoğlu, Mutlu Restaurant, Gürel Tur Dinlenme Tesisleri, Yeşilova Belediyesi Halk Plajı ve Orman Plajı tesisleri faaliyet göstermektedir.

Yarışlı Gölü
Yeşilova sınırları içerisinde olup 2000 Dekarlık bir sahayı işgal etmektedir. Suyundan hiç bir şekilde yararlanılmamaktadır. Son yıllarda yağışların az olması nedeniyle 1993 yılından bu yana yaz aylarında tamamen kurumaktadır.

Gençali Gölü
Bu göl DSİ tarafından kurutularak tarım alanı haline getirilmiştir.

Bayındır Gölü
Bu göl yaz aylarında kurumakta olup kar ve yağmur suları ile beslenmektedir. Kış aylarında doğal kuş barınağı halinde iken 1987 yılında tamamen kurumuştur.

İklim
Yeşilova Akdeniz bölgesinde bulunmakla beraber Akdeniz iklimi tesirinden uzak kalmaktadır. Kışları soğuk ve uzun, yazları sıcak ve kısa geçmektedir. Yağışlar genellikle kış aylarında olur. En yüksek sıcaklık 35-39, en düşük sıcaklık -11 ve -13 dereceler arasındadır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu