Cam işçiliği nedir?
İS yaklaşık 200 yıllarında, cam yapımındaki değişik yöntem ve üslupların kaynaştığı Roma İmparatorluğu’nun her yerinde tek tip cam yapımına başlandı.
Dünyanın birçok yerinde büyük camcılık merkezlerinin kurulduğu o dönemde cam kullanımı öylesine yaygınlaştı ki, cam eşyanın egemenliği ancak 19. yüzyılda yeniden bu noktaya ulaşabilecekti. Romalılar zamanında yağ, şarap gibi sıvıları koymak için en çok şişe üretiliyor ve taşınırken yan yana dizildiğinde fazla yer kaplamaması için şişeler genellikle kare biçiminde yapılıyordu. Buna karşılık parfüm şişelerinde çok daha zengin bir biçim çeşitliliği görülür. Pencere camı ise yalnızca zenginlerin evlerine özgü bir lükstü. Çünkü cam hamurundaki istenmeyen katışkı-ları, daha doğrusu kumun içindeki mineralleri gidermek için gereken özel işlemler nedeniyle renksiz ve saydam camın maliyeti çok yüksek-ti. Bu yüzden günlük kullanım eşyası genellik-le mavi, yeşil ya da kahverengi tonlarında renkli camlardan yapılırdı.
Romalı cam ustaları, bugün bilinen yön-temlerin çoğunu ve artık tarihe karışmış olan bazı eski teknikleri uygulayarak çok süslü cam eşya örnekleri yarattılar. Örneğin altın varakların (dövülerek çok ince katman haline getirilmiş altın yaprakların) üzerine desenler kazır, sonra bu desenleri iki cam levhanın arasına yerleştirerek sıkıştırırlardı. Ayrıca biri Victoria and Albert Museum renkli (genellikle koyu mavi), öbürü beyaz iki ayrı camdan çift katlı kaplar yapar ve üstteki beyaz camı istedikleri desene göre kesip tıraşlayarak alttaki koyu renkli camın göründüğü güzel bezemeler elde ederlerdi. Bugün Londra’daki British Museum’da bulunan Portland Vazosu bu cam işçiliğinin en ünlü örneklerinden biridir. Romalılar’ın kesme camdan yaptıkları kadehler de büyük bir ustalık ürünüydü. Bu kadehlerin üzerinde, yalnızca bir ya da iki yerinden cama tutturul-muş, tümüyle kadehin dışına taşan çok zengin bezemeler bulunurdu. Roma İmparatorluğu’nun son dönemlerin-de Almanya’da da ilk cam atölyeleri kurulma-ya başladı. Ama bu atölyelerde üretilen cam eşya Romalılar’ınkinden çok değişik, oldukça basit biçimli ve cam hamurunun içindeki demir oksitler nedeniyle yeşil renkliydi.
İS 5. yüzyılda Roma İmparatorluğu yıkılın-ca, cam ustaları da yıkılan imparatorluğun hemen her yanına dağıldı. O dönemde Yakın-doğu’da cam işçiliği gelişirken, Avrupa’da bütün ortaçağ boyunca yalnızca küçük cam atölyeleri bu sanatı sürdürdüler. Bu atölyele-rin çoğu, eritme fırınları için gerekli odunu sağlayabilmek kaygısıyla genellikle büyük or-manların içinde kurulmuştu. 10. yüzyıldan başlayarak kilise pencerelerini süsleyen renk renk vitraylar da ilk kez bu küçük atölyeler-deki cam ustalarının elinden çıktı.
Hafif yeşilimsi camdan, kaba içki kadehle-rinin yapımı yerel çeşitliliklerle 15. ve 16. yüzyıllara kadar sürüp giderken, o yüzyıllarda Venedik’te üretilen yeni bir cam türü yavaş yavaş bütün Avrupa’ya yayılmaya başlıyordu.