Emisyon Primi Nedir? ( Premium on Issued Shares )
Emisyon Primi : Ortaklıkların hisse senetlerini nominal değerinin üzerinde bir fiyatla ihraçetmeleri sonucunda satış fiyatı ile nominal değer arasında oluşan farktır. Bugelir, ortaklıklar için vergiden muaf bir gelir olup bilançolarının pasifbölümünde özkaynak kaleminde yer alır.
Ortaklıkların hisse senetlerini nominal değerinin üzerinde bir fiyatla ihraç etmeleri sonucunda satış fiyatı ile nominal değer arasında oluşan farktır. bu gelir, ortaklıklar için vergiden muaf bir gelir olup bilançolarının pasif bölümünde özkaynak kaleminde yer alır.
Anonim şirketlerin kuruluşlarında veya sermayelerini artırdıkları sırada çıkardıkları payların bedelinin itibarî değeri aşan kısmı olup kurumlar vergisinden müstesnadır (madde 5-ç).
Anonim şirketlerin kuruluşlarında veya sermayelerini artırmaları dolayısıyla çıkardıkları hisse senetlerinin itibari değerlerinin üzerinde bir bedelle satılmasından doğan farklar hisse senedi ihraç primi yada emisyon primi olarak nitelendirilmektedir. Anonim şirketlerin halka açılmalarında sık görülen bir durumdur.
Halka açılma işletmelerin (anonim şirketlerin) mevcut paylarının ortakları tarafından satışı yoluyla olabileceği gibi, mevut sermayenin artırılması ve payların nominal/itibari değerinin üzerinde (agio) bir bedelle satışı biçiminde de olabilmektedir. Ayrıca, ülkemiz gibi küçük ve orta büyüklükte işlemelerin (KOBÎ) yoğun olduğu ve işletme sahipliği bakımından aile şirketlerinin büyük yer tutuğu ülkelerde halka açılma yoluna gitmeksizin gerekli yasal koşullara uyulması suretiyle (emisyon/ihraç) primli pay ihraçları da yapılabilmektedir. Bu yollarla işletmelerin sermaye yapılan güçlendirilmekte ve enflasyon, küreselleşme, artan rekabet gibi dışsallıkların önüne geçilmeye çalışılmaktadır. Tabiidir ki, primli pay ihraç edilmesi yöntemi, diğer yöntemlere göre daha düşük maliyetli olması nedeniyle tercih edilmektedir. Kredilelere göre maliyeti daha azdır.
Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda emisyon primi
Kanun’un 347.nci maddesine göre itibari değerinden aşağı bedelle pay çıkarılamaz. Anonim şirket paylarının itibarî değerinden yüksek bir bedelle çıkarılabilmeleri için esas sözleşmede hüküm bulunması veya bu konuda genel kurul kararı alınması gerekir. Kanunda emisyon primi kanuni yedek akçelerle birlikte ele alınmıştır.
Kanuni yedek akçeler ve emisyon primi
Kanunun 519’uncu maddesinde yer alan hükümlere göre yıllık kârın yüzde beşi, ödenmiş sermayenin yüzde yirmisine ulaşıncaya kadar genel kanuni yedek akçeye ayrılır. Bu sınıra ulaşıldıktan sonra da;
– Yeni payların çıkarılması dolayısıyla sağlanan primin(emisyon primi), çıkarılma giderleri, itfa karşılıkları ve hayır amaçlı ödemeler için kullanılmamış bulunan kısmı,
– Iskat sebebiyle iptal edilen pay senetlerinin bedeli için ödenmiş olan tutardan, bunların yerine verilecek yeni senetlerin çıkarılma giderlerinin düşülmesinden sonra kalan kısmı,
– Pay sahiplerine yüzde beş oranında kâr payı ödendikten sonra, kârdan pay alacak kişilere dağıtılacak toplam tutarın yüzde onu, genel kanunî yedek akçeye eklenir.
TTK’da her ne kadar esas sözleşmede hüküm bulunması koşulu varsa da, her halükarda genel kurul kararına gereksinim bulunmaktadır. Diğer taraftan, Sermaye Piyasası Kanunu uyarınca kayıtlı sermayeye sahip halka açık anonim ortaklıklarda itibari değerinin üzerinde hisse senedi ihraç edebilme yetkisi, esas sözleşmede hüküm bulunması koşuluyla yönetim kuruluna verilebilmektedir. Yine, 6102 sayılı TTK’nın 480’inci maddesinin ikinci fıkrasına göre, kayıtlı sermaye sistemini kabul eden anonim şirketlerde esas sözleşme ile yönetim kuruluna primli pay çıkarma yetkisi tanınabilir.
Yedek akçelerin kullanılması
Birinci tertip kanuni yedek akçenin ayrılmasında, ödenmiş sermaye esas alındığı halde, emisyon primi dahil, kanuni yedek akçenin harcanmasında ödenmemiş sermaye de dahil nominal sermaye esas alınmaktadır. Yasal yedek akçenin nominal sermayenin yarısını aşmaması halinde yedek akçe sadece;
– Zararların kapatılmasında,
– İşlerin iyi gitmediği zamanlarda işletmeyi idame ettirme amacıyla,
– İşsizliğin önüne geçmeye veya olumsuz sonuçlarını hafifletmeye elverişli tedbirler alınmasında kullanılabilecektir.
Bu üç konu dışında kanuni yedek akçelerin kullanılması mümkün değildir. Nominal sermayenin % 50’si aşıldıktan sonra yedek akçe şirket yararına kullanılabilir. Kanunda bu konuda açık bir belirleme yapılmamıştır.
Yedek akçelerin %50’yi geçmesi halinde geçen kısım kanımızca, sermayeye eklenebilir. Bu işlem kar dağıtımı olarak kabul edilmez. Kanuni yedek akçelerin % 50’yi aşan kısmının ortaklara dağıtılması halinde gelir vergisi stopajına tabi olabilecektir.. Ancak, emisyon priminin yedek akçe olarak ayrılmasını düzenleyen 6102 sayılı TTK’nın 519’uncu maddesindeki ifade kar payı olarak dağıtılmaması gerektiğini düşündürmektedir..
Emisyon primi ve vergileme
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun (KVK) “İstisnalar” başlıklı 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi ile “anonim şirketlerin gerek kuruluşlarında gerekse sermayelerini artırdıkları sırada çıkardıkları payların, itibari değerinin üzerinde bir bedelle elden çıkarılması halinde oluşan kazançlar” kurumlar vergisinden istisna edilmektedir. Ancak, söz konusu istisna hükmü, anonim şirketlerin portföylerinde bulunan başka şirketlere ait hisse senetlerinin elden çıkarılmasından sağlanan kazançları kapsamamaktadır.
Bu düzenlemedeki ayırt edici en önemli husus, Mülga 5422 sayılı KVK’da istisnadan yararlanabilmek için öngörülen “hisse senedi ihraç edilmesi koşulunun kaldırılmasıdır. 5520 sayılı KVK’da yer alan yeni düzenlemede “hisse senetlerinin” ibaresi yerine, “payların” ibaresinin kullanılması dolayısıyla kanımızca, anonim şirketlerin itibari değerlerinin üzerinde çıplak pay olarak da nitelendirilen senede bağlanmamış pay ihraçlarında da emisyon primi istisnasından yararlanmaları sağlanmıştır. Böylece artık söz konusu istisna açısından, anonim şirketlerin pay bedellerini itibari değerlerinin üzerinde belirleyerek yaptıkları sermaye artırımlarında, yeni ihraç olunan payların hisse senedine bağlanmış olması koşulu aranmayacaktır. Diğer taraftan, istisna uygulamasında daha önceki düzenlemede mevcut bulunan hisse senetlerinin borsaya kayıtlı olması ve/veya emisyon primi kazancının dağıtılmaması gibi koşullar da tamamen yürürlükten kaldırılmıştır. Böylece, KVK m.5/l-ç gereğince, emisyon primlerinin tamamı, herhangi bir koşula bağlı olmaksızın kurumlar vergisinden istisna edilmiş durumundadır.
Öte yandan, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun “Sosyal ve Askeri Amaçlı İstisnalarla Diğer İstisnalar” başlıklı 17’nci maddesinin “Diğer istisnalar” başlıklı 4 numaralı alt bendinin “g” bendi uyarınca “Külçe altın, külçe gümüş, kıymetli taşlar (elmas, pırlanta, yakut, zümrüt, topaz, safir, zebercet, inci, kübik virconia, döviz, para, damga pulu, değerli kâğıtlar, hisse senedi, tahvil, varlık kiralama şirketleri tarafından ihraç edilen kira sertifikaları, Türkiye ‘de kurulu borsalarda işlem gören sermaye piyasası araçları ile metal, plastik, lastik, kauçuk kağıt, cam hurda ve atıklarının teslimi,” katma vergisinden müstesnadır.
Yine, 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu’nun 29’uncu maddesinin (u) bendi uyarınca “bankalar, sigorta şirketleri, emeklilik şirketleri ve ipotek finansmanı kuruluşlarının kuruluşlarında veya sermayelerini artırdıkları sırada çıkardıkları hisse senetlerinin itibari değerlerinin üzerinde elden çıkarılması sonucu kendi lehlerine kalan paralar” banka ve sigorta muameleleri vergisinden istisna edilmiştir.