Hangi yazar ve şairler çizimle ilgilenmişlerdir?

Hangi yazar ve şairler çizimle ilgilenmişlerdir?
Abidin Dino (1913-1993) Ressam-Yazar Yaşamı

Abidin Dino, 23 Mart 1913’de İstanbul’da dünyaya geldi. Aynı yıl ailesi Cenevre’ye yerleşince 12 yaşına kadar burada büyüyen Dino, 1. Dünya Savaşı’nın ardından İstanbul’a döndü. Robert Koleji’nde başladığı eğitimini resim ve karikatüre duyduğu ilgi nedeniyle yarıda bıraktı. Aynı zamanda edebiyat’la da ilgilen Dino, o dönemde abisi Arif Dino’nun da desteğiyle kendini tamamen sanata adadı.

Yarın Gazetesi’nde desenleri ve ilk kez 1931’de Artist adlı dergide de yazıları yayınlanan Dino, yaptığı herşeyde yeniliğin peşindeydi. 1931 ve 1932 yılları arasında Esrarkeşler ve Parmak İstifleri adlı dizileri gerçekleştiren Abidin Dino, Pertev Naili Boratav’ın Türk Masalları ve Nâzım Hikmet’in Kuvayi Milliye adlı eserlerini resimledi.

1933’te D Grubu topluluğunu diğer ressamlar Nurullah Berk, Cemal Tollu, Zeki Faik İzer, Elif Naci ve heykeltraş Zühtü Müritoğlu ile birlikte kuran Dino, yine yenilik peşindeydi. Bu toplulukta düşünce yanı ağır basan resimler yapmayı amaçladılar ve meydana getirdikleri eserlerle birçok sergi açtılar.

Aynı yıl SSCB’li yönetmen Sergay Yutkeviç’in Türkiye’nin Kalbi Ankara filmini çekmek için Türkiye’ye geldiği sırada, Dino’nun resimlerini gördü ve Mustafa Kemal ATATÜRK’ün de ricasıyla, o’nu Leningrad’a davet etti. Böylece 1934’de sinema eğitimi almak için gittiği Leningrad’da dekoratör ve ressam olarak Yutkeviç’in çalışmalarına katıldı ve onun yönettiği Madenciler adlı filmde çalışma imkanı buldu. Abidin Dino, geçen üç yılın ardından, 2. Dünya Savaşı’nın çıkmasıyla oradan ayrıldı ve bir süre Londra’da yaşadıktan sonra, Paris’e gitti ve burada çalışmalarda bulundu. Yine ressam ve dekoratör olarak çalıştığı bu dönemde Pablo Picasso, Tristan Tzara, Eisentein, Andre Malraux ve Gertrude Stein gibi önde gelen sanatçılarla da yakınlıklar kurdu.

1939’da İstanbul’a döndüğü sıralarda yoksul insanlara ve balıkçılara olan ilgisinin üzerine, onun gibi düşünen sanatçılarla birlikte 1941’de Liman Grubu diye anılan Yeniler Topluluğu’nu kurdu. Liman çevresindeki balıkçıların resimlerinden oluşturularak açılan sergi büyük ilgi gördü. Aynı dönemde bir yandan da siyasal çalışmalarda bulunan Dino, İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı tarafından Mecitözü’ne, ardından da Adana’ya sürgüne gönderildi. Dino, 1943 yılında Kenanpaşazade Sait Bey’in oğlu olan Osmanlı Bankası Resmi İşler Müdürü Asım Bey’in kızı dilci, öğretim üyesi, çevirmen ve yazar olan Güzin Dino (Dikel) ile evlendi. Adana’da yaşadığı dönemde, resimlerinde pamuk işçilerini işleyen Dino, “Kel” adını verdiği bir oyun yazdı, “Türk Sözü” isimli bir gazete yönetti ve 1950 yılında “Çingeneler” adında bir film de senaryosu yazdı.

Sürgün yıllarının ardından İstanbul’a dönen Dino, “İkinci Dünya Savaşı” adlı diziyi gerçekleştirdi ve 1952 yılında tamamen Paris’e yerleşti. Amerika, Fransa ve Cezayir’de sergiler açmasının ve karma sergilere katılmasının yanısıra, bir dönem Fransa Plastik Sanatlar Birliği’nin Onur Başkanlığı’nı yaptı ve New York Dünya Sergisi’nin Sanat Danışmanlığı’nı yürüttü. İki yıl sonra eşi de Paris’e yerleşti. Güzin Dino, Paris’teki Ulusal Bilim Merkezi’nde çalıştı ve Doğu Dilleri Enstitüsü’nde öğretim üyeliği yaptı.

Dino, tek bir konuyu ele alarak yaptığı resimlere, “İşkence” (1955), “Atom Korkusu” (1955), “Uzun Yürüyüş” (1955), “Uzay” (1959), “Adalar” (1964-65), “Savaş ve Barış” (1966), “Çıplaklar” (1976) gibi isimler vererek onları sergiledi. Aynı yıllarda, Yaşar Kemal’in “Deniz Küstü” (1978) adlı romanını, İlhami Bekir’in “Unuttum” (1979) ve Melih Cevdet Anday’ın “Tanıdık Dünya” (1984) adlı şiir kitaplarını da resimledi. Dino, 1966 yılında da yönetmenliğini yaptığı “Golemata Voda” adlı belgesel film ile, Flaherty Ödülü’nü kazandı.

Abidin Dino, 7 Aralık 1993 günü, 80 yaşındayken Paris’te Villejuif Hastanesi’nde vefat etti. Dino’nun cenazesi İstanbul’a getirildi ve Aşiyan Mezarlığı’nda toprağa verildi.

Ölümünün ardından “Kültür, Sanat ve Politika Üstüne Yazılar” adı altında, Kısa Hayat Öyküsü, Kel ve Verese adlı oyunları, Eller, Pera Palas, Sinan adlı anlatıları ve 1938-1993 yılları arasında yazdığı yazılar yayımlandı. Eşi Güzin Dino’nun da Gel Zaman Git Zaman – Abidin Dino’lu Yıllar adlı bir kitabı bulunmaktadır.

KİŞİSEL SERGİLERİ
1955 Galerie Kleber, Paris 1955 Galerie Camille Renaud, Paris 1956 Galerie La Demeure, Paris 1957 Cadan Gallery, New York 1958 Picasso Müzesi, Antibes 1959 Galerie Schoeller, Paris 1960 Galerie Deent, Amsterdam 1962 Galerie Partis Pris, Grenoble 1964 Galerie Spisovatele, Prag 1964 Galerie Ritter, Zürih 1964 İbn-i Haldun Müzesi, Cezayir 1964 Galerie Casanova, Paris 1965 Scott-Faure Gallery, La Jolla, California 1966 Dom Pisatili Galerisi, Moskova 1968 Galerie Henriette Gomez, Paris 1969 Galerie Deent, Amsterdam 1970 Galeri 1, İstanbul 1971 II Poliedro Galeria, Roma 1972 Galerie Leonardo da Vinci, Potenza 1972 Galerie Estève, Paris 1976 Çıplaklar, Palais Municipale, Saint-Paul de Vence 1977 Doksan Çiçek/Dokunsan Çiçek , Vakko Sanat Galerisi, Ankara 1978 Siloghi Galerisi, Atina 1978 Galerie Le Scriptorium, Paris 1978 Vakko Sanat Galerisi, Ankara/İzmir 1979 Deniz Küstü, Vakko Sanat Galerisi, Ankara/İzmir 1979 Bedri Rahmi Galerisi, İstanbul 1980 Türkay Sanat Galerisi,Stuttgart 1980 Galerie dans la Galerie, Paris 1980 Galerie Place Beauvau, Paris 1981 Adalar, Bedri Rahmi Galerisi, İstanbul 1981 Adalar, Vakko Sanat Galerileri 1981 Adalar, Saint-Germain en Laye 1982 Galerie Praestasgaarden, Danimarka 1983 Günümüz Türk Sanatı, Fondation Corrente, Milano 1983 Vakko Sanat Galerisi, İstanbul/Ankara 1984 El, Galeri Nev, Ankara 1985 Urart Sanat Galerisi,İstanbul/Ankara 1985 Pamukbank Suadiya Sanat Galerisi, İstanbul 1986 Yalınlar, Galerie Espace Pont Neuf, Paris 1986 Bu Dünya, Galeri Nev, Ankara 1987 Bu Dünya, Galeri Nev, İstanbul 1988 Jacques L. Jourdan-Jopie, Paris 1988 Garanti Sanat Galerisi, İstanbul 1988 Acıyı Çizmek, Vakko Sanat Galerisi, İstanbul/Ankara 1988 Yalınlar, Galeri Nev, Ankara 1989 Galerie Vieille du Temple, Paris 1989 Antibes Resimleri-Açılar-Pencereler, Galeri MD, İstanbul 1990 Çiçekleme, Galeri Nev, Ankara/İstanbul 1990 Musée de la Céramique, İtalya 1991 Galerie Bussola, Turin 1992 Yüzler, Galeri Vieille du Temple, Paris 1993 Ak la Ka ra, Galeri Nev, Ankara/İstanbul; Kızılkule,Antalya 1993 HP Galerisi, Lefkoşa 1994 1. Ölüm Yıldönümü Sergisi, Galeri Nev, İstanbul 1996 Üç Şehir: Antibes, İstanbul, Paris, YKB Galerileri, İstanbul /Adana / İzmir 1997 Abidin Dino’yu Anma Sergisi, Fransız Kültür Merkezi, İzmir 1997 Galerie Vieille du Temple, Paris 1999 Kafalar, Galeri Nev, İstanbul 2001 Bir Desen Ustası, Garanti Bankası Sanat Galerisi, İstanbul 2001 Art Shop, İzmir (Galeri Nev’in katkılarıyla) 2003 El Mikrocerrahi ve Ortopedi Travmatoloji Hastanesi, İzmir (Galeri Nev’in katkılarıyla) 2003 Milli Reasürans Galerisi, İstanbul 2003 Yapı Kredi Kasım Taşkent Galerisi 2003-2004 Onuncu Ölüm Yıldönümü Anısına, “Güzin’in Abidinleri”, Galeri Nev Ankara/İstanbul

KATILDIĞI KARMA SERGİLER
1952 16. Venedik Bienali 1954-1962 Salon de Mai, Paris 1964 Türk Sanatçılar Sergisi, Musée de l’Art Moderne de la Ville, Paris 1976 7 Türk Ressam, Centre Culturel, Venissieux 1977 Siloghi Galerisi, Atina 1979 Poésie Murale, Bourges 1979 5 Türk Ressamı, Türkay Sanat Galerisi, Stuttgart 1982 Bugünün Türk Ressamları, Fondation Corrente, Milano 1982 Henry Thomas Foundation, Musée de l’Art Moderne de la Ville, Paris 1983 İnsan Görüntüsü, Galerie Sculptures, Paris 1983 d Grubu 50. Yıl Resim ve Heykel Sergisi, Garanti Sanat Galerisi, İstanbul 1986 Çağdaş Türk Plastik Sanatları Sergisi, Ankara 1987 1. Uluslararası İstanbul Bienali 1989 Jacques L. Jourdan-Jopie, Paris 1989 İslam Dünyasında Çağdaş Sanat, Barbican Centre, Londra 1990 10. Uluslararası Sanat Fuarı, Galeri Nev ,1940 Kuşağı, Tem Sanat Galerisi, İstanbul ,1940 d Grubu’ndan Bir Kesit, Şekerbank Sanat Galerisi, Ankara ,1940 Paristanbul, Cité International des Arts, Paris 1991 1. Sanat Fuarı, Apocalpyses, Saint-Germain en Laye 1991 La Bussola Galeria, Torino 1992 Galerie Hermés, Paris 1992 Galerie Vieille du Temple, Paris 1994 1950-2000 T.C. Merkez Bankası 1994 Çağdaş Türk Sanatı Kolesiyonu Sergisi, AKM, Ankara 1995 Devlet Resim ve Heykel Müzesi, Ankara 2000 Beden/Ego, Galeri Nev, Ankara/İstanbul 2000 Hayal/Hakikat, Galeri Nev, Ankara/İstanbul 2000 Mekan/Zaman, Galeri Nev, Ankara/İstanbul 2000 Nazar/İktidar, Galeri Nev, Ankara/İstanbul

Abidin Dino Kitapları
Kısa Hayat Öyküm – Can Yayınları
Sensiz Herşey Renksiz – Can Yayınları
Sinan – Bir Düşsel Yaşamöyküsü – Can Yayınları
Yeditepe Öyküleri – Can Yayınları

İbrahim Balaban

(1921 – Bursa – ….). Ressam – Yazar

1921’de Bursa’nın Seç köyünde dünyaya geldi. Doğduğu köyün 3 yıllık okulunda eğitim gördü. 1937 yılının son günlerinde, henüz 16 yaşındayken hint keneviri yetiştirmek suçundan cezaevine girdi, böylece ilk defa köyünden dışarı çıktı. Cezaevinde kendini avutmak için resim çizmeye başladı. Resimlerini zeytinyaına batırdığı renkli kalemlerle yapıyordu. Altı ay hapis ve üç ay da para cezasına çarptırılmıştı. Ancak para cezasını ödeyemeyince üç yıl cezaevinde kaldı. Cezasının bitmesine çok az bir zaman kala dört mahkumun saldırısına uğrayan Balaban, cezaevinden çıktıktan sonra evlendiği gün düğün evini basan hasmını öldürdü ve yeniden cezaevine girdi. 1942 ile1945 ve 1948 ile 1950 yılları arasını Bursa Cezaevi’nde geçirdi.

Balaban, Bursa Cezaevi’nde kendisinden 20 yaş büyük olan Nazım Hikmet Ran’la tanıştı. Onun desteği ve ilgisi sayesinde resim yeteneği ortaya çıktı ve gelişti. Nazım Hikmet, Orhan Kemal’i hikayeci, Balaban’ı ise ressam olarak yetiştirmek istiyordu. İbrahim Balaban cezaevinde resmin yanı sıra felsefe, sosyoloji, ekonomi-politik konularında pratik bilgiler edindi. Ressam, Nazım Hikmet’li günlerini ileriki yıllarda yazdığı Şair Baba ve Damdakiler kitabında anlatmıştır.

Balaban, “Konu bir özdür, her öz kendi kabuğunu, yani sanatsal biçimini oluşturur. “ kuramını ortaya koyduktan sonra yaptıklarını sanat olarak değerlendirmeye başladı ve ilk sergisini 1953’te İstanbul’da, Fransız Kültür Merkezi’nde açtı. Sonraki yıllarda hem Türkiye’de, hem de yurtdışında pek çok sergi açtı. 1961’de Yeni Dal Grubu sergisindeki bir tablosundan dolayı yargılandı, ancak aklandı. Yine 1968’de Gazi Dergisi’nde basılan bir tablosundan dolayı yargılandı; ondan da aklandı. [[1969]9’da Adana’da sergilediği resimleri saldırıya uğradı.

Resim eleştirmenleri kendisini “Anadolu insanının yaşamından ve halk efsanelerinden yola çıkarak toplumsal gerçekçi yapıtlar üreten ressam” olarak tanımlarlar. Balaban, sanat hayatını Dağınık, Nakışsı, Ağır Aksak, Oyuncaksı, Tutsak, Özgürlük gibi dönemlere ayırır. Önceleri köy yaşamının yoksulluğunu, köylü üresim araçlarını resmeden sanatçı, giderek destanlara, halk inançlarına, kahramanlarına, söylencelere, mitolojiye uzanır. Giderek kente göçü, kentteki yaşam ve demokrasi mücadelesini ele alır. Son dönemde Anadolu Erenleri ve Bereket Anaları’nı resimler.
Kendisi aynı zamanda yazar olup, yayımlandığı çeşitli kitapları bulunmaktadır.

Ressam, son olarak desen çalışmalarını 2005’te İstanbul’da sergilemiştir.

Hapiste birlikte yattığı Nazım Hikmet de, onun bir tablosundan etkilenerek şu dizeleri yazacaktır: “İşte seyreyle gözüm, işte insan / Dağın, taşın, kurdun efendisi. / İşte poturunda yamalar, / İşte karasaban, / İşte sağrılarında kederli, korkunç oyuklarıyla öküzleri…”

İlk evliliğinden iki erkek, bir kız çocuğu ve dört torunu vardır. 1955 doğumlu oğlu Hasan Nazım Balaban da kendisi gibi ressamdır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Başa dön tuşu