Hepimiz kardeş miyiz?

Hepimiz kardeş miyiz?
Hepimizin bildiği bazı klişe sözler vardır:
“Dinimizin ilk emri Okudur.”
“Mü’minler, kardeştir.” gibi.
Bu sözlerin ayet olduğunu genelde hepimiz biliriz, hepimiz savunuruz ve hepimiz yeri geldikçe kullanmaya çalışırız.
Ancak, Okumayız,
Kur’an’ın kardeşlik konusunda ne dediğini pek merak etmeyiz.
Kur’an’ın İslam kardeşliği konusunda Müslümanlara nasıl bir yükümlülük yüklediğini önemsemeyiz.
Müslümanlar bu kardeşliği, ne ölçüde yaşamaya ve bu hukuka ne kadar uymaya çalıştıkları pek tartışmayız.
Gelin isterseniz alışkanlıklarımızı bir tarafa bırakıp, konuyu Kur’an’ın yönlendirmeleri doğrultusunda bir kez daha sorumluluk bilinciyle ele alalım.
Öncelikle, Kur’an’ın kimleri kardeş olarak tanımladığına bakalım.
Kur’an’da üç çeşit kardeşlik dile getiriliyor:
Kan ve süt kardeşliği, aynı anne ve babadan meydana gelen veya süt emzirilmeyle oluşan yada anne ve babaları evlendiği için hukuki anlamda kardeş olanlar.
Adem ve Havva’nın çocukları olarak, aynı atadan meydana gelen insani kardeşlik.
Aynı dini inançlara ve ideallere sahip olan din kardeşliği.
Kur’an hukuki anlamda 1. sıradaki kardeşliği önemser ve en bağlayıcı miras ve sosyal ilişkiler alanında diğerlerinden farklı olarak özel ve doğal bir kardeşlik olarak kabul eder.
Akrabalık ilişkileri, velayet hakkı ve miras hukuku bu tür kardeşliğin konusudur.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu