Hikaye özetleri bulabilir misiniz?

Hikaye özetleri bulabilir misiniz?
Hikaye özetleri bulabilir misiniz?

Çiftçi ile Geçimsiz Oğulları

Akıllı bir çiftçi varmış. Ama bu çiftçinin oğullarıyla başı dertteymiş. Çünkü oğulları birbirleriyle hiç geçinemez, durmadan çekişirlermiş.

Çiftçi oğullarına ne dediyse kâr etmemiş. Çocuklar o kötü huylarını bir türlü değiştirmemişler. Atışıp çekişmeye devam etmişler.

Adamcağız sözle başa çıkamayacağını anlayıp, “Bâri şunlara bir örnek göstereyim.” demiş. Oğullarını yanına çağırmış. Onlardan birkaç demet de çubuk istemiş.
Oğullarını karşısına almış. Çubukların hepsini bir demet yapıp bağlamış. Sonra oğullarına verip;

“-Kırın bakayım şunları!” demiş.
Çocuklar uğraşmışlar, didinmişler ama çubukları bir türlü kıramamışlar. Bunun üzerine çiftçi, demeti onlardan alıp çözmüş. Çocukların hepsine birer çubuk verip;

“-Şimdi kırın bakalım.” demiş.
Çocukların hepsi de ellerindeki çubukları kolayca kırmışlar.

Baba;

“-Görüyorsunuz ya evlâtlarım,” demiş, “birlik olursanız düşmanlarınız size bir şey yapamaz. Ama birbirinizle geçinemez, çekişmeye devam ederseniz, düşmanlarınıza tek başınıza karşı koyamazsınız; yenilip gidersiniz.”

Bencil Nergis’in Hikayesi

Nergis, Kardelen’e verdiği sözü tutamamanın sancısını için için yaşıyordu. Nergis, kimseye bir şey belli etmemek için etrafı kahkahalarla çınlatıyor, sahte gülücükler atıyordu. Kendini beğenmişliği galip gelmişti. Arkadaşını kandırdığını, sözünü tutmadığını unutmaya çalışıyordu…

Nergis, baharın gelmesi ile birlikte süslenip, güzelleşip ortaya çıkmış ve en güzel kokuları yaymış. Bütün orman, dağ, taş burcu burcu Nergis’in kokusuyla dolmuş. Etraftaki bütün arılar, uçuç böcekleri, kelebekler, bu kokunun sahibi Nergis’e hayranlıklarını sunmuşlar. Diğer çiçekler de O’na övgü dolu sözler söylemiş. Nergis bu övgülerden öyle mutlu olmuş öyle mutlu olmuş ki, kendini çiçeklerin kraliçesi olarak ilan etmiş. Ne olduysa da ondan sonra olmaya başlamış.

Alımlı ve hoş kokulu olan Nergis çiçeği kendini o kadar çok beğenmeye başlamış ki artık kimseyi beğenmez olmuş. Kendisiyle konuşmaya gelen arkadaşı Uğur böceğine öyle bir bağırmış ki, zavallı uğur böceği korkudan küçük dilini yutacakmış neredeyse. Nergis’in bu kadar hırçın ver kaba olmasını anlayamamış. O’na, arkadaşların bir birlerine yüksek sesle, ya da bağırarak konuşmaması gerektiğini söylemeye çalışınca da Nergis çılgına dönmüş. Uçuç böceğini yanından kovmuş. Nergisin buram buram kokusu arıları, karıncaları da etkilemiş. Onlar da Nergisin yanına yaklaşmak istemişler ama Nergis onları da öyle haşlamış ki neye uğradıklarını şaşırmışlar. Kırlardaki çiçekler ve böcekler Nergis’teki bu değişikliğin anlamını çözmeye çalışmışlar. Sonunda O’nun bencil, kendini beğenmiş olduğuna karar vermişler. O’nun yanına uğramama, konuşmama kararı almışlar.&nbs p; Nergis, onların gidişinden hiç de mutsuz olmamış. “zaten çirkin ve pis kokuyorlardı, bana yakışmıyorlardı” diye söylenip durmuş.

Rüzgar, bütün konuşulanları duymuş. Olanları izlemiş. Nergis’e bir ders vermek gerektiğini düşünmüş. Rüzgarın uğultusu ve esintisi karşısında hiçbir çiçek, bitki, ağaç ayakta kalamazmış. Rüzgar öyle esmiş öyle esmiş ki, Nergis’in yaprakları tir tir titremiş. Tek tek kopmaya başlamış. İncecik sapı üzerindeki çıplak boyunu neredeyse kırılacakmış. Nergis çok korkmuş. Zarif boynunu bükülü kalmış. Kendi kendine “ şu fırtına bir dinsin, artık kimseye bağırmayacağım, kimseyi incitmeyeceğim, kimseyi kandırmayacağım, verdiğim her sözü tutacağım” diye söz vermiş.

Rüzgar, O’na bu kadar korkunun yeterli olduğuna karar vermiş. Sert esmeyi kesmiş. Yumuşak nefesini bütün çiçeklere bütün böceklere yeniden göstermiş. Ortalık süt liman olunca Nergis yaptığı bencillikten çok utanç duymuş. Bütün canlılardan özür dilemiş, onlarla barışmış. Bir tek eski arkadaşı Kardelene ulaşamamış. Onu kandırmanın ve bir dost kaybetmenin acısını yüreğinde hep taşımış. Bütün canlılar; arılar, uç uç böcekleri, kelebekler, kuşlar yeniden doğaya yayılmışlar. Açan çiçekleri koklamışlar. Arılar onların üzerinden topladıkları özlerle bal yapmışlar, onların polenlerini alıp başka çiçeklerle birleştirip döllenmelerini sağlamışlar. Kuşlar ağaçların üzerinde yuva yapıp güzel sesleriyle doğaya neşe vermişler. Yer yüzünde her şey yeniden düzene girmiş. ”İşte masal bu kadar cocuklar. Haydi bakalım artık biraz dinlenin.” dedi Ayşe Nine.

Canan, “ Babaanne, bu Nergis çiçeği neden kendini bu kadar beğenmiş. Kendini beğenmek, kötü bir şey mi?” diye sorunca

Ayşe Nine “ yavrucuğum, bu çiçeğin çok eski bir hikayesi daha var. O efsaneye Göre” Narkissos adında çok yakışıklı bir delikanlı yaşarmış bu topraklarda. Ekho diye bir kız Narkissos’u görür görmez aşık olmuş. Ekho, çirkin olduğu için ona görünmek istemezmiş. Çalıların arkasından konuşurlarmış. Fakat Narkissos bir gün kızla buluşmak istemiş. Kız, buluşmak için ortaya çıkınca da Ekho’nun çirkinliğini gören Narkissos korkup, kaçmış. Ekho bu duruma çok üzülmüş, ah etmiş. Narkissos dere tepe gezmiş ve yorulmuş. Dinlenmek için de gölün yanındaki çayıra uzanmış. Narkissos uyanıp, durgun gölde yüzünü yıkamak isteyince suda kendi aksini görmüş, ve kendine aşık olmuş. Kendi yüzüne bakmaktan vazgeçemez olmuş. Kendine hayran hayran bakarken birden suya düşüp ve boğulmuş. Narkissos’un öldüğü yerde sarı göbekli beyaz yapraklı çiçekler açmış. İşt e o çiçeklere Nergis denmiş. O zamandan bu zamana.”

Canan, Seda, Emine, Kemal ve Çınar Nergis çiçeğinin neden bencil olduğunun mitolojik öyküsünü de öğrenince, “biz kimseyi kırmayacağız. Kendimizi boş bir beğenmişlik içinde avutmayacağız.” diye karar almışlar.

Fikret Doğan

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu