Hunlarda askeri yapı nasıldır?

Hunlarda askeri yapı nasıldır?
* Kuruldugu tarih kesin olarak bilinmemektedir. Tarihte bilinen iLK TÜRK DEVLETi’dir.
* Bilinen ilk hükümdari TUMAN(Teoman)’dir. Teoman’dan sonra yerine oglu METE HAN gecmistir.
* Asya Hun devleti METE HAN zamaninda en genis sinirlarina ulasmistir.
* Çinliler Türk akinlarina karsi koymak icin ÇiN SEDDi’ni yaptilar.

NOT: Tarihte ilk defa bütün Türkleri tek bayrak altinda toplayan Türk Devleti Asya Hun devletidir.

* Büyük Hun Devleti VERASET SiSTEMi ve ÇiN SiYASETi nedeniyle Dogu ve Bati Hun Devleti diye ikiye ayrildi.
Bati Hunlari ARAL GÖLÜ civarina göc etmek zorunda kaldilar. Dogu Hunlari ise Kuzey ve Güney olarak ikiye ayrildi. Ve daha sonra Çinliler tarafindan ortadan kaldirildi.

ÇiN SEDDi

TÜRKLERDE VERASET SiSTEMi NASILDI?
Türklerde devlet hükümdar ailesinin ortak mali sayilirdi. Ve ülke hükümdarin sagliginda ogullari arasinda paylastirilirdi. Her prensin (TEKiN) hükümdar olma hakki vardi.

NOT: Bu anlayis Türk devletlerinde sik sik taht kavgalarinin cikmasina ve Türk devletlerinin parcalanmasina sebep olmustur.

HUNLAR’DA DEVLET TEsKiLATI

Hun Devleti otlagi bol besicilige elverisli bozkirlar bölgesinde kurulmustu. Tarima uygun topraklari nerdeyse hic yoktu. Bu yüzden ekonomisinin temeli, basta at yetistiriciligi olmak üzere hayvan yetistirmek üzere idi. Bunun sonucu olarak sosyal durum, Çin’dekinden cok farkliydi. Çin’de genis toprak sahipleri ile köle sinifi vardi. Hun bölgesinde ise ne malikanelere ne de toprak kölelerine rastlaniyordu. Akrabalik baglari ile birbirine siki siki bagli olan aileler, kabileleri meydana getiriyor, kendilerini savunmak icin daima silahli yasayan kabilelerin siki isbirligi yapmalarindan da devlet doguyordu.

Bu yapisi ile ve ordunun Mete tarafindan tanziminden sonra, devlet merkezden idare edilen bir “askeri teskilat” haline gelmisti. Askeri karakterde olmasi ve gerekli sartlarin (bozkirda egitilmis olmak, at ve silah)bulunmasi sebebiyle de fütühata acikti. “Köylü” Çin devletinden bu yönü ile ayriliyordu.

Çin’de esas rejim “Feodalite” idi. Hun Devletinde ise Merkeziyetcilik hakimdi. Bu devlette Çinliler ancak kücük memurluklara ve bazi müsavirliklere gelebiliyordu. Birinci derecede sorumlu makam sahipleri ile yüksek görevliler tamamen Hun aslindan gelmeydi. Bunlar emirlerindeki silahli kuvvetlerle, ayni zamanda birer komutandilar.

Devlet teskilatinin (Sag-Sol eligleri=kanat krallari) Çinlilikle hic bir ilgisi yoktu. Mete tarafindan gerceklestirilen ve toplulukta kabilecilik gayretlerini kirarak devlete milli topluluk havasini getiren ordudaki 10’lu tertip Türk idi. Devletin “Milli” karakterinin korunmasina dikkat ediliyordu. imparator kumandasindaki Çin ordusunu kusatan Mete’un Çin iclerine dalarak bozkirdan uzaklasmasina , devlet meclisi engel olmustu.

Hun devleti bozkir Gök-Tanri inanisindaydi. Bu bakimdan Türk inanci ne Mogol totemciligine ne de Çin toprak tanriciligina benziyordu.

Bütün bunlardan dolayi Mete’un zamaninda kesin seklini aldigi görülen büyük Hun Devleti, sosyal yapi, hakimiyet anlayisi, idare, ordu, din, dünya görüsü ve benzeri gibi cesitli yönlerden, Türk milletinin tarih ve kültüründe bir kilit tasi ve ana kaynak durumundadir. Onun icin Türk ve dünya tarihinde cok büyük önem tasir.

HUN iMPARATORLUgUNUN PARÇALANMASI

Mete’dan sonra hükümdar olan KiOK (M.Ö.174-160) devletin büyüklügünü muhafaza etmeye calisti. Yurtlarindan oynattigi Yüeci’ler Afganistan’a giderek burada iskender tarafindan kurulmus olan GREK hakimiyetine son vermislerdi. (M.Ö.166) Ayni yil Kiok da kalabalik ordusu ile Çin baskentine giderek imparatorun sarayini yakip ülkenin Çinli prensesini de alarak evlenmisti.

ÇiN PRENSESLERiNiN HUN ÜLKESiNDEKi ETKiLERi

Çin sarayi ile kurulan ve devam ettirilen akrabalik siyasi bir nitelik tasiyordu. Fakat bu cigirin acilmasi ilerde Çin ile temas edecek olan hemen bütün Türk devletleri bakimindan kötü sonuclar verecek bir davranis oldu. Hanedanlar arasindaki bu yakinlasma Çin entrikalarinin yogunlasmasi icin bir firsat yaratiyordu. Çin diplomatlari ve görevlileri Hun merkezindeki Çinli prensesin himayesinden faydalaniyorlardi. Bu sayede Hun topraklarinda serbestce gezip dolasiyorlar, Türklerin ve onlara bagli kavimlerin arasinda propaganda yapiyorlardi.

ÇiN CASUSLARI

Çin imparatoru VU-Ti Çin’in en büyük gelir kaynagi olan ipege bati ülkelerinde yeni pazarlar bulma gayretindeydi. Bunun icinde ic Asya iran üzerinden Akdeniz kiyilarina ulasan ünlü “ipek yolu” nu güvenlik altinda bulundurmak istiyordu. Bu bakimdan Orta ve Bati Asya da yabancilarin gücünü kirmasi gerekiyordu. Türk-Çin mücadelesinin yüzlerce yil sürmesinin temel sebeplerinden biride bu kervan yoluna hakim olmakti.

Vu-Ti ipek yolu üzerindeki memleketleri ve kavimleri ögrenerek Hun’lara karsi isbirligi saglamayi dis politikasinin ana hedefi haline getirmisti. Bu maksatla yüksek rütbeli bir asker olan Çang-Kien’i batiya göndermisti. Bu casus gizli vazifesini yaparken Hun’lar tarafindan yakalanip uzun zaman gözaltinda tutuldu.

Çinli casus batida gecirdigi on yil icinde edindigi bilgileri, temaslarini ve tavsiyelerini bir rapor haline getirerek imparatora sundu. Bu önemli rapor sonraki yillarda takip edilecek Çin siyaseti icin basli basina bir rehber vazifesi gördü.

ÇiN ORDUSUNDA HUN USULÜNE BENZER YENiLENMELER

Hanedanlar arasindaki akrabalik baglarina ve gizli haber alma faaliyetine ek olarak Çin imparatorlari askeri islahata da önem verdiler. Çin ordulari Türk usulüne göre yetistirilmeye calisildi. Tuman zamaninda baslayan bu hareketlilik ara verilmeksizin uzun zaman sürdürüldü. Nihayet Çinliler Hun tarzinda 140.000 kisilik süvari kuvveti cikaracak konuma geldiler.

HUNLARIN ZAYIFLAMASI VE iÇ HUZURSUZLUKLAR

Hun imparatoru Kiok zamaninda pek sorun olmayan bu durum Kiok’tan sonra imparator olan KÜNÇiN zamaninda (M.Ö.160-126)gercek bir huzursuzluk kaynagi olarak ortaya cikti.

Küncin Çin’deki Han sülalesine damat olmustu. Üstelik babasi ve dedesi ölcüsünde dirayetli bir askerde degildi. Bu sebepler bir araya gelince Hun iktidarinda sarsintilar olmaya basladi. Bunu firsat bilen Çin kuvvetleri Hun bölgelerine önce kücük, kücük daha sonra ise durdurulamadiklarindan dolayi taarruza gectiler. Bunun neticesinde zengin güneybati topraklari (Tanri daglari-Çungarya-Turfan-Yarkent-Kuca vb.)Çin istilasina ugradi.

Hun prenslerinin birbirleriyle olan anlasmazliklari ayrica askeri gücsüzlük ve iktisadi darlik karsisinda maddi yardim saglamak icin Çin ile bir anlasma yapilip Çin himayesine girmek gibi bir egilim benimsenmeye baslamisti. Ancak bu görüse karsi cikip mücadeleden yana olanlarda vardi. Bunlarin basinda Prens ÇiÇi yer aliyordu. Çici kardesinin hükümranligini tanimadigini ilan etti. Bu durum karsisinda Hun meclisi cok yogun tartismalar yasadi. Nihayet Bu görüs ayriligi maalesef Hun’larin bölünmesiyle neticelendi. Devlet birliginin parcalanmasi ile Çin üzerindeki Hun baskisi da tamamen ortadan kalkti. Bu bakimdan M.Ö.58 yili Dogu Asya tarihinde bir dönüm noktasi oldu.

Daha sonralari Çici bütün rakiplerini yenerek Tanhuluk merkezini ele gecirdi. Bu suretle Hun imparatoru durumuna geldi. Kardesi HOHANYEH kendisine bagli kütlelerle Çin’in kuzeybati sinirina cekildi ve burada yasadilar. Bu kütleler “Güney Hunlar” diye anilirlar.

HUN ÇiÇi DEVLETi

Çici devletini batiya dogru yaymayi uygun gördü. M.Ö.51 de harekete gecerek cok kisa sayilabilecek bir zaman icinde Aral gölüne kadar olan bütün bati bölgesini ele gecirdi. Devleti tekrar eski gücüne kavusturmaya calisti. Çici devletin Kuzey Mogolistan’daki agirlik merkezini de Çu-Talas nehirleri arasina kaydirdi ve orada yeni bir baskent kurdu.

Böylece Türkistan sahasina Türk halkinin iyice yerlesmesini sagladi. Çici ayrica Fergana ve Baktria bölgesini de Bati Hun imparatorlugu topraklarina katti.

ÇiN SALDIRISI VE YENiLGi

Hunlar’in yeniden toparlanmasindan endise eden Çin Vusun’lar ve Kank-Kü Devleti ile bir anlasma yaparak saldiriya gecti ve daha henüz tam yapilanmamis Hun birliklerini yenip Talas irmagi üzerinde yeni yapilmis Hun baskentini yakip yiktilar. (M.Ö.36) Çici bu savasta hayatini kaybetti.

HUNLAR’IN YENiDEN YAPILANMASI VE YIKILIs

Güney Hunlar’i M.Ö.31 de ölen Hohanyeh’in evlatlari tarafindan Çin tabiiyetinde kalarak bir müddet idare edildiler. Fakat tarihin cilvesidir ki hic bir zaman esaret altinda kalmaya alisik olamayan ve olmamis yüce Türk milleti bir kez daha icinden muhtesem bir hükümdar cikararak M.S.18-46 yillarinda YU TANHU tarafindan istiklallerine kavusturuldu. Doguda Kuzey Hun topraklarini da alarak Mancurya’ya, batida Kasgar’a kadar olan sahada hakimiyetlerini genisletip Çin ile olan bütün münasebetleri kestiler.

Fakat Yu Tanhu’nun ölümünden sonra ic anlasmazliklar basladi. Bütün bunlara birde uzun zaman süren kitlik ve hayvan ölümleri eklenince ülkede aclik bas gösterdi. Nihayet ic karisikliklar sonucu bir daha hic birlesmemek üzere ikiye ayrildilar. Dis Mogolistan’da Kuzey Hunlar, ic Mogolistan’da Güney Hunlar. Bu devletlerinde ömrü uzun olmadi ve 147-156 yillarinda Sienpi’ler tarafindan Kuzey Hunlar, 216 yillarinda ise resmen olmasa bile Çin’li idarecilerin yönetime gelmesiyle Güney Hun’lar da tarihe karisti.

TÜRKLERE KARsI ÇiN SiYASETi (POLiTiKASI) NASILDI?
Çin bozkir göcebe hayati yasayan ve savasciliklari gelismis olan Türk Ordusu karsisinda caresiz kaliyordu. Hatta Türk Akinlarini durdurmak icin ÇiN SEDDi’ni yaptirmisti. Buna ragmen Türkleri durduramamisti. Bu durum karsisinda caresiz kalan Çin su siyaseti takip etti:
1- Çin prenslerini Hun Hakanlariyla evlendirerek, prensesin yaninda Hun sarayina cok sayida hizmetkar gönderdiler. Bu hizmetkarlar casusluk faaliyetinde bulunarak, Türkler hakkinda bilgi topladilar.
2- Türk Beylerine hediyeler göndererek, onlari kendilerine baglamaya ve ekonomik olarak Çin’e bagimli yasamaya alistirdilar.
3- Hediyeleri ve ekonomik yardimlari birden keserek, Türkleri itaat altina almaya calistilar.
4- Türk Beylerini birbirlerine karsi kiskirtarak, Türk devletinin parcalanmasini sagladilar.

ÖRNEK:
Bu konuda en iyi örneklerden biri, Asya Hun Devleti’nin Bati ve Dogu Hun Devleti diye ikiye ayrilmasi olayidir.
Bu dönemde Hun Devletinin basina gecen HUANYEH, Çin’in ekonomik yardimlari kesmesi üzerine, kurultayi toplayarak, Çin’e baglanmayi teklif etti. Ancak kardesi ÇiÇi “Bagimsizligimiz herseyden önce gelir.” diyerek, Huanyeh’e karsi cikti. Böylece Hunlar ikiye ayrildi. Çin ile birlesen Huanyeh, kardesi Bati Hun Hakani Çici üzerine giderek, Bati Hun Devletini ortadan kaldirdi. Bati Hun Halki Aral gölü cevresine göc etmek zorunda kaldi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu