Karınca yuvalarının özellikleri nelerdir?

Karınca yuvalarının özellikleri nelerdir?

Karıncalar dünyadaki canlıların en özellerindenler. Onlar en az 130 milyon yıldır yaşamaktadırlar. Yeryüzünde yaşayan kuş türü yaklaşık 9 bindir, ama karıncaların tür sayısı bundan biraz azdır.

Onların boylarının 2-33 mm arasında olmaklarına rağmen, Dünyadaki biyolojik kütlenin % 10’dan fazlasını oluşturmuşlar. Bu da sayılarının çok fazla olmasına bağlıdır. Karıncalar çok güçlüler. Örneğin böcekler kendilerinden 25 kere fazla olan bir yükü kaldırabilirler. Karıncalar 100 kere fazlasını, ama şampiyonlar sülüklerdi. Onlar kendilerinden 1500 defa fazlasını kaldırırlar.
Karıncalar insanlardan sonra ikinci en sosyal toplumlardırlar. Onlar aileler ile yaşarlar ve bir ailede en az 50 karınca olur. Aynı aninin yavruları, biri diğerine çok daha yardımcı olurlar ve yemeklerini en fazla onlarla paylaşırlar. Aileler, akrabalıkla bağlı oldukları, kendi toplumları içinde yaşarlar. Bir devlet gibi, aynı kanunlara ve emirlere uyan karınca kolonilerinde (toplumlarında) karınca sayısı milyara ulaşabilir. Japonya da rastlaşan böyle çok büyük kolonilerin üyeleri biri diğerleri ile geçitlerle bağlı olan 45 bin karınca yuvasından oluşabilir. Böyle koloni yerleştiği arazinin boyutları 100 kilometre mertebesinde olabilir. Bu kadar büyük alanlarda, böyle çok sayıda karıncalar nasıl iletişimde olurlar ve iyi şekilde idare edilen bir devlet gibi yaşam sürdürürler.

Karıncaların kendi boyutları ile karşılaştırıldıkta, dünyadaki en büyük binaları (termitleri) inşa ediyorlar. Çamurdan yapılan en büyük termitin yüksekliği 12.8 metredir. Çin’de rastlanan böyle termitte yaşayan toplumun üye sayısı 50 milyon civarındadır. Bilim adamları böyle büyük inşaatın çok küçük bölgelerinde bile iyi havalandırma sistemlerinin olduğuna şaşırtıyorlar. İnsanlar böyle büyük yaşam binaları yapabilirler mi? En büyük gökdelenin yüksekliği yalnız 250 kişi yüksekliğindedir, ama onlarınki boylarını 2000 defadan fazla aşıyor. Acaba çamura ne ekliyorlar ki onları yerüstü inşaatları güçlü yağmurlara ve rüzgârlara karşı durabiliyor?

Karıncalar adeta annelere, yavrulara, her zaman işçilik yapanlara ve ömrü boyu asker olanlara bölünürler. İşçiler askerlik yapmazlar ve savaşlarda dövüşmezler. Göç eden karınca kolonisinde hareket ettikleri ve durdukları zaman anneler, yavrular ve yumurtaları taşıyan işçiler en ortada yerleşirler. Profesyonel askerler yanlarda, önde ve arkada. Askerler diğer kolonilerle savaş yaparak onların besinlerini ve yumurtalarını alırlar. Bu yumurtalardan çıkan karıncaları köle olarak çalıştırırlar.

Karıncalar görmüyorlar. Birileri diğerlerini ve akrabalarını kokusu ile tanıyorlar. Onlar sakat olanlarını ömrü boyu besliyorlar. Karıncalardan bazıları çevreni kontrol edenlerdir. Yemek bulunan yerden yuvalarına kader yollar ayarlarlar ve koku ile belirtirler. Sonra bu yolları kullanarak işçiler besinleri yuvalarına taşırlar. Disiplin o kadar iyi ki, sayılarının çokluğuna rağmen trafik sorunu olmuyor. Karıncaların beyinlerinin kütlesinin, kendi kütlelerine oranı canlılar içinde en fazladır.

Karıncaların kendi toplumuna karşı sevgi dolu, sosyal ve disiplinli olduklarını sizlere hatırlattık. Şimdi direkt olarak konuya geçelim. Anne dışındaki karıncalar çok az yaşarlar. Sadece 7- 13 gün yaşam zamanında onlar bu kader bilinçli olduklarını sergileye bilirler. Bu keder az yaşayarak onların (kendilerini, yumurtaları ve besinleri) yer altında ki yuvalarını, kış boyu su baskınlarından nasıl koruya bildiklerini düşünelim. Karıncaların yuvaları 6 m derinliklere kader yer altına gide bilir. Yuvaların kapıları açık olduğundan yağmur ve sel suları oraya kolaylıkla girer. Acaba karıncaların fizik bilgileri ne seviyededir ki onlar evlerini (yalnızca yuvalarını, yaşam bölgesinin tümünü değil) sudan koruyabilirler. Su ısıyı da çok iyi ilettiğinden yuvalarını soyuta ta bilir.

Doğal olarak tam lise seviyesinde bilgiye onlar gerek duymuyorlar. Suyun ıslatmasını ve öz kütlesini, basıncın ne olduğunu ve atmosfer basıncının önemini ve ek olarak hava basıncının onun hacmine nasıl bağlı olduğunu bilmeleri, güvenli yuva yapması için, onlara yeterlidir. Yuvanın ıslanmayan kısmının hacminin karıncaların sayına oranı, havalandırma sistemi ve diğer bilgileri ağaçlarda ve bitkilerin gövdesinde yaşayan karıncalar kader bilmeleri de gerekir. Onlar az yaşadıklarından ve başka nedenlerle Antalya kolyeci 10 sınıf örgencisi olan Kardelen gibi çok bilgi sahibi olamazlar ve gitara çalamazlar.

Toprak ıslanan zaman, araçların ve hayvanların ağırlığı altında çöker ve yuva bozula bilir. Bu ve toprağın alt katlarının kışta daha sıcak ve yazında daha serin olduğu nedenlerle karıncalar yuvalarını kayaların, ağaçların ve binaların altında, bu imkanlar bulunmayan yerlerde birkaç metre derinlikte yapıyorlar. Yuvalar giriş koridorları ile U şekildeki borulara benzer (sifon) girişlerle bağlanmalı. Buraya toplanan su tıkaç (mantar) görevini üstlenir. Yer yüzünde su birikip ise, su dışarıda U şekilli kısma kader olan yolu doldurur. Suyun karıncaların yaşam alanlarına girmemesi için, bu alanın duvarları hava geçirmez şekilde önceden karıncaların çıkartıları ile işlenmeli. Böyle havadan yalıtılmış bölge için yaklaşık (sıcaklık sabit kalmadığından) olarak buradaki hava basıncın onun hacmine çarpımı sabit olarak kalır. Anlaşılır ki karıncalar sabit kütlesi ve sıcaklığı olan gaz için PV=sabit (basınç çarpı hacim) kanununu milyar yıldır biliyorlar.

Bir atmosfer basınç yaklaşık olarak 10 metre su sütununun basıncına eşit olduğundan karıncaların yer altındaki evlerinde hava basıncı 1.5-1.7 atmosferi aşmaz. Böylelikle evleri kuru kalır ve burada karıncalar için birkaç günlük temiz hava da birikmiş olur. Unutmayalım ki diğer böcekler ve kuşlar da kendilerine suya ve rüzgara karşı dayanaklı yuvalar yapıyorlar. Örneğin yukarıda adını çektiğimiz termitler.

İnsan toplumu karınca toplumundan kaliteli eğitimi, bilimsel düşünce ve bilim birikimi, yeni teknolojiler üretimi ile üstündür.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu