Masonlar ve Mesenlerin farkları ve bu topluluklar hakkında bilgi verir misiniz?
MASONLAR İLE MISIRLILARIN “M-S-N”İ ARASINDAKİ KESİN ÖZDEŞLİK (Bu makale ilk olarak Mason Araştırmaları Tutanaklarında yayınlamıştır)
Giriş
Sami dillerde sessiz harflerin büyük önemi vardır ve eski Samidillerindeki sessiz harflerin günümüzde oldukça büyük bir doğruluk payı ile bilindiğine inanılmaktadır. Ancak, sesli harflerin değerlerinin belirlenmesi, varlığını özellikle Kıpti dili üzerine yapılan bir çalışmaya borçlu olan, son derece yeni bir olgudur. Bu nedenle, Mısır üzerine yirmi yıl önce yazılmış bir kitapta, Ari adına rastlayıp da iki yıl önce yazılmış bir başka kitapta aynı adın, yani aynı hiyerogliflerin, Ir biçiminde yazıya geçirilmiş olduğunu gördüğümüzde aradaki 18 yıl içinde, ikincisinin daha olası bir biçem olduğunun keşfedildiğini anlarız.
Herhangi bir kişisel önyargı olasılığından kaçınmak için, bu makalede, Gardiner’in Mısır dili üzerine en yeni ve söz sahibi eser kabul edilen kitabı Mısır Grameri’nde verdiği kuralları izledim ve ele aldığım hiyeroglifleri söz konusu kitapta Gardiner’in verdiği sayılar ve çevirileri yine Gardiner’in verdiği sayfa numaraları ile birlikte birlikte sundum.
Veriler
Mason cemiyetinin kökeninin, Heru-Behuti’nin müridi olan Mısırlı M-s-n’lere dayandığı sıklıkla öne sürülen bir savdır. Ancak, şu ana dek, buna dair herhangi bir kanıt sunulmamıştır.
M-s-n sözcüğünü Budge “demirci”(Mısırlıların Tanrıları, cilt I, sayfa 485) Gardiner ise “hipopotam avcısı” (bakınız: sayfa 544) ya da “dokumacı (bakınız: sayfa 510) olarak çevirmiştir.
Mısır dilinde bir kök olan m-s ayrıca “getirmek” anlamına geldiği için,
M-s-n’ler ile Masonlar arasında bir bağlantı kurmak için, ad benzerliği dışında hiçbir kanıt yoktur. Eldeki kanıt herhangi birşeyi belirtebileceği için, bu bağlamda, Kralın habercileri de onları prototip olarak alabilir.
Buna karşın, Ölüler Kitabında (papirüs Nebseni) Mısırlı bir Tanrının hiyerogliflerle yazılmış adı geçer. Gardiner’in numaralı listesiyle vermek gerekirse:
Hiyeroglif Okunuşu Çevirisi Gardiner’in sayfa no D 4, Göz Ir Her şeyi yapan 443 G 17, Baykuş em göre 542 F 34, Kalp ab arzusuna 534 I 9, Engerek f kendi 542
ya da Ir-em-ab-f, “Her şeyi arzusuna göre yapan”: Mucit bir tanrı.
Ölüler Kitabı adlı eserden onun hakkında çok şey daha öğreniriz. 125. bölümden onun, “Olumsuz İtiraf”ı alan 42 yargıçtan biri, otuzaltıncısı olduğunu öğreniriz. Görünüşe göre, o, bir tanrı, ya da olasılıkla şöhretli mimar ve sağaltıcı I-em-hotep gibi tanrılaştırılmış büyük bir kişiydi. (Budge, Mısırlıların Tanrıları, cilt I, sayfa 522)
125. bölümden onun “Tebti şehrinden geldiğini” ve 110. bölümden mavi gözleri olduğunu öğreniriz.
Bilindiği gibi, Mısır tanrılarının birden çok adı vardır. Ölüler Kitabı’nın 142. bölümünde Osiris’e verilen adların listesine bakın. Osiris için orada,
(Bölüm 5) kullanılan adlardan biri An-mut-f-abur’dur ve bu şu anda ele aldığımız adla aynı tiptedir.
Bu tanrı ya da tanrılaştırılmış varlık için kullanılmış adlardan diğerlerini bulabilir miyiz? Hangi mavi gözlü mucittanrının Tebti kentinde tapınağı vardır?
Tebti, Herodot’un Tanis’i, İbranilerin Zoan’ı, büyük bir cam ve ömlek üretim merkeziydi ve görkemli bir tersaneye sahipti. Numbers cilt III, 22. buranın İbrahim’in zamanından daha eski olduğu belirtilmektedir. (Smith, Klasik Coğrafya Sözlüğü, altbaşlık Tanis). Bu nedenle mucit birtanrıdan söz edilmesi doğaldır.
Budge’ın Mısırlıların Tanrıları adlı eseri için hazırladığı paha biçilmez indeksi açarsak, Tanis’te tapınağı bulunan tanrı olarak bir tek Horus Behutet’in verildiğini görürüz.
Smith’in Klasik Coğrafya Sözlüğü’nde, Tanis’teki tapınağın Tanrı Ptah’a ait olduğu belirtilir. Ptah da mucit bir tanrıydı ve Heru ya da sıkça kullanılan biçimiyle Horus Behutet ile karıştırılmış ya da ona tapınma geleneği Horus’a tapınma geleneğinin yerini almış olabilir. Her koşulda, Ölüler Kitabı’nın bölümlerinin yazıldığı dönemde Tanis’te tapınağı bulunan mucittanrı Horus’tu ve Ölüler Kitabı, Ptah’ın Mempis’teki tanrı olduğunu belirtmektedir.
Ölüler Kitabı’nda adı geçen tek mavi gözlü tanrının Horus olduğunu bulup (“Size mavi gözlü Horus geldi”, bölüm 177, satır 7), ve özellikle, Horus adının ölülerin 42 yargıcı listesinde, 125. bölümde İremabf ile birlikte yer almadığını saptadığımızda kimlik belirleme işlemi tümden tamamlanmış olur. Bu bulgu, An-mut-fab-ur’un Osiris’in diğer bir adı olması gibi, (bölüm 142) Iremabf’ın da Horus için başka bir ad olduğu sonucunu destekler.
Iremabf’ı Horus Behutet ile bu biçimde özdeşleştirdikten sonra, Heru-Behutet ya da Iremabf’ın Mesen’in başı olması son derece ilgimizi çekecek bir konudur.
Budge, Mısır’ın Tanrıları, (cilt I, sayfa 476) adlı çalışmasında bunlara geniş yer ayırdığı için burada tüm ayrıntıları vermeme gerek yok ve elinizdeki bu çalışmanın yeterli uzunlukta olduğunu düşünüyorum.
M-s-n ya da eksik sesli harfleri kabul edilmiş yöntemle tamamlarsak Mesen sözcüğünün anlamı bağlamında, Mısır ve Fenike dilleri ile diğer Samidillerdeki kökler ve sözcüklerin kullanıldığı yerler üzerinde yapılan ayrıntılı bir incelemeden sonra, sözcüğün herhangi bir mesleğe değil bir alanda çalışanların işgal ettiği konuma karşılık geldiği söylenebilir.
M-s kökü üretmek, öne çıkarmak” anlamına gelmektedir (Gardiner, sayfa 544 ve diğerleri). “unsur” sözcüğü iyi bir çeviri olurdu, eski toplulukların unsurlarıişçi ya da ustabaşı olsaydı tabii.Olasılıkla böyleydiler. Her koşulda, Mesen, yapılan işin doğasına bakmaksızın, usta bir zanaatkar anlamına gelir. Edfu’da hiç kuşkusuz demirciydiler,ama başka şehirlerde duvarcılık (masonluk) ya da başka zanaatlarla uğraşmış olabilirler.
Hiyeroglif yazıda, hiyeroglif şeyin kendisini temsil ediyordu. Bu nedenle “herşeyi yapan tanımının Masonların kullandığı bir simge olan göz (Gardiner, D, 4) ile ifade edilmiş olması ilgi çekicidir. Ayrıca, M-s-n’in içiçndeki M-s sözcüğü ç tilkinin derisinden yapılan bir iş önlüğü anlamına gelir (Gardiner, F,31). Bunlar tümüyle rastlantı olabilir ama aralarında gerçek bir bağıntı olması daha olasıdır.
Sonuç
Iremabf sözcüğünde, kendi Mason tarikatımız ile Eski Mısırdaki usta zanaatkarların ait olduğu Mesen tarikatı arasında gerçek bir bağlantının kanıtları var görünmektedir.
Ekler
Sur Şehri Kralıileolan bağlantıyı belirli şeyleri açıklamak için uydurulmuş bir öykü sayıp reddetmek doğal olabilir. Mesen’lerin hanedan öncesi dönemde, Kızıl Deniz’den gelen ve ölü geçip Thebes yakınlarında Nil Nehrine varan işgalciler olduğu (Budge, Gods of Egypt, cilt I, sayfa 485) kuramı gelişene dek ben de öyle hissediyordum.
Dokuz yıl önce, Fenikelilerin bu yoldan geldiğini gösterdim(Kafkas Kıstağının Batık Uygarlığı; bu çalışmanın baskısı tükenmiştir ama British Museum, Atheneum ve diğer kütüphanelerde bulunabilir). Fenikelilerin kendi ana yurtları olan Stagnum Assyrum’da bir Sur şehri olduğu için, Iremabf bu asıl Sur’un kralı olabilir ama elimizde buna dair kanıt bulunmamaktadır.
İkinci Chronicles’daki (ii.13) çoğunlukla Hir-**-bi olarak yazılan Hur-**-bi adı, Fenike dilindeki adların iyi bilinen bir grubuna girmektedir. Abi-baal ile Huram’ın babasının adını olan Abi-is’i karşılaştırınız. (Rosenberg, Phoenician Dictionary, sayfa 70 ve Century Bible, Chronicles, sayfa 184). “Hurom benim babam”, yani vasim ya da koruyucum. Ama “abi” sözcüğü Horus Behutet’in dul annesinin adını anımsatan bir ipucu olabilir ünkü bu türden kullanımlara eski dinsel törenlerde oldukça sık rastlanmaktadır.
Ocak, 1932.