Nükleobazlar ve kullanım alanları nelerdir?
Nükleobaz
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Nükleobazlar (veya nükleotit bazları), RNA ve DNA’daki şekerlere bağlı olan moleküllerdir. Bunlara adenin, guanin, sitozin, (yalnızca DNA’da bulunan) timin ve (yalnızca RNA’da bulunan) urasil dahildir. Bunlar sırasıyla A, G, C, T ve U olarak kısaltılır. Genetikte bunlara genelde baz olarak değinilir.
Bir DNA dizisi RNA’ya kopyalandığında timinin yerine urasil alır. Bu iki baz birbirine çok benzer, timinin 5′ konumundaki metil grubu urasilde eksiktir. Adenin ve guanin, pürin olarak adlandırılan çift halkalı bazlar sınıfına aittirler, sitozin, timin ve urasil ise pirimidin olarak adlandırılan tel halkalı bazlar sınıfına aittir. DNA ve RNA dizilerinde pürinler R, pirimidinler Y harfi ile gösterilebilir.
Bir riboz veya deoksiriboz şekerinin 1′ karbonuna bağlı bir baz nükleozit olarak adlandırılır. Bir nükleozitin 5′ karbonuna bir veya daha fazla fosfat grubu bağlanmış hali nükleotit olarak adlandırılır.
Adenin ( A ), guanin ( G ) , sitozin ( C ), timin ( T ) ve urasil ( U ) bazlarını taşıyan nükleozitler, sırası ile, adenozin, guanozin, sitidin, timidin ve uridin olarak adlandırılır.
DNA ve RNA sentezlendikten sonra yukarıda sayılan bazların bazıları, belli enzimlerin etkisiyle kimyasal değişime uğrayabilirler. DNA’da bulunan tek değişik baz, 5-metilsitozin ( m5C )’dir. RNA’da pekçok değişim görmüş baz vardır, bu bazların ait oldukları nükleozitler ların arasında psödouridin ( Ψ ), dihidrouridin ( D ), inosin ( I ), ribotimidin (rT ) ve 7-metilguanozin ( m7G ) sayılabilir.[1][2]
Hipoksantin ve ksantin, mutagen etkisiyle meydana gelen pekçok bazdan ikidisir, her ikisi de deaminasyon (bir amin grubunun hidroksil grubu ile değişmesi) ürünleridir. Hipoksantin adeninden, ksantin ise guaninden meydana gelir.[3] Benzer şekilde, sitozinin deaminasyonundan urasil oluşur.
Konu başlıkları