Osmanlılarda sosyal hayat hakkında bilgi verir misiniz?
Osmanlilarda sinifsiz toplum hayâti vardi. Köle vardi, fakat; Osmanli
ülkesinden alinmazdi. Kölelik devamli degildi; âzâd edilip, hürriyete
kavusarak, devlet kademesinde vazife alabilirdi. Kölelikten yetisme ve köle
çocugu pekçok devlet adami yüksek memuriyetlerde bulunurdu. Kölelikten
yetisme sadr-i âzamlar da vardi. Bunlardan Koca Yusuf Pasa, Yusuf Ziyâeddin
Pasa, Ibrâhim Edhem Pasa, Resid Mehmed Pasa, Hursid Ahmed Pasa, Sâhin Ali
Pasa, Silâhtar Süleyman Pasa, Siyavus Pasa gibi sadr-i âzamlar kölelikten
yetiserek devlet kademesinde yükselen sahsiyetlerdir.
Köylü hür olup, serflik yoktu. Köylüler ve kasabada oturan halk üretici durumundaydi.
Sehirlerde esnaf, îmâlâtçi, sanatkâr, idâreci ve ilmiye teskilâti mensuplari
otururlardi. Askerligi Müslüman halk yapardi. Bütün ülke halki Osmanlilik
suuru tasirdi. Milliyet ayirimi yapilmayip, ümmet esâsi aranirdi. Gayr-i
müslimler askerlik yapmayip, erkekleri cizye vermekle mükellefti.
Müslümanlar çogunlukta olup, dört hak mezhep (Hanefî, Sâfiî, Hanbelî,
Mâlikî) ve bimezhep firka mensuplari da olmasina ragmen resmî mezhep
Hanefiliktir. Müslümanlarin temsilcisi Halîfe olup, 1516 târihinden îtibâren
Osmanli pâdisâhlari bu mânevî makamin da temsilcileridir. Hiristiyanlardan
Ortodoks mezhebinin merkezi Istanbul’dadir. Ermeni patrikligi de Istanbul’da
olup, merkezleri de Osmanli hâkimiyetindeki Revan’di. Osmanli topraklarinda
Katolikler de bulunmasina ragmen merkezleri Vatikan’di. Yahûdîlerde olan
Filistin, Osmanli tebeasindandi. Mûsevîligin dogus yeri ve merkezi Osmanli
topragi idi. Avrupalilarin zulmünden kaçan Yahûdîleri de Osmanlilar himâye
ediyordu. Osmanli vatandasi olan Müslüman ve gayri müslim topluluklar Rum,
Ermeni, Yahûdî, Gürcü, Sirp, Bulgar, Macar, Rumen, kendi din ve dillerinde
mâbet, okul açip, ibâdetlerini yapabilme hürriyetine sâhiptiler. Bu hosgörü,
günümüzün hiçbir liberal, kapitalist, komünist ve dikta rejiminin imkân
tanimadigi ölçüde serbestti. Gayri Türk Müslümanlar devlet kadrosunda ve
orduda vazife alirdi, fakat gayri müslimler, Tanzimatin îlânina kadar bu
hakka sâhip degildi. Gayri müslimler, Tanzimat ve Mesrutiyet ile devlet
memuru ve orduya girme hakki kazanmislarsa da, askerlik yapmak
istemediklerinden silâh altina alinmamislardir. Serbest meslekle
ugrasirlardi. Gayri müslimler tarafindan islenen hirsizlik, yol kesme, gasp,
soygun, adam öldürme, devlet makâmina zarar verme, Islâm dînine karsi
hareketler, devlet tarafindan yasaklara uymama, câsusluk ve bunlara benzer
suçlar devletçe ve disindakiler de, kendi kilise ve havralarinda bakilirdi.
Pâdisâhin, ülkedeki gayri müslim ve Türkler üzerinde tâvizsiz hâkimiyeti
olup, din adamlari ve kavmî liderleri, Avrupalilarin ve Prusya’nin tahrikine
kapilmadan önce merkeze hürmetkârdilar. Osmanli tebeasi olup da, propaganda
ve tahriklerine kapilarak Osmanliya ihânet eden kavimlerin hiçbiri bugüne
kadar huzur yüzü görmemislerdir