Türkiye’de haş haş üretim miktarı nedir?

Türkiye’de haş haş üretim miktarı nedir?
GİRİŞ
Ülkemizde çiftçisinin hayatında geleneksel bir ürün olarak tanımlanan haşhaş bitkisi (papaver Somniferum L.) tek yıllık bir kültür bitkisidir. Tüm dünyada ekiminden üretimine ve satışına kadar ilgi ile izlenen önemli bir sanayi bitkisi olan haşhaşın tarımının Anadolu’da M.Ö 3000 yılından bu yana yapıldığı ve anavatanının Ön Asya olduğu bir çok yazar tarafından kaybedilmektedir.


Geleneksel haşhaş üreticisi ülke olarak kabul edilen ülkemizde, gerçek üretici olan çiftçimiz pratik olarak başka bir bitkinin yetiştirilmesinin mümkün olmadığı topraklarda yetiştirmektedir.
Haşhaşın kapsülünde ihtiva ettiği alkaloidlerinden (Morfin, Thebain, Kodein, v.s), %44-54 yağ ihtiva eden tohumundan (Yağ Sanayiinde, pasta ve börek yapımında, çerez olarak) küspesinde hayvan yemi olarak, sapından da yakacak olarak faydalanılmaktadır.

II. YAKIN GEÇMİŞTEKİ GELİŞMELER VE MEVCUT DURUM
Ülkemizde herhangi bir sınırlama olmadan haşhaş ekimi ve afyon üretimi yapılırken; 1938 yılında Toprak Mahsulleri Ofisinin Kurulmasıyla haşhaşın ekimi, kontrolü ve elde edilen afyonun alımı, muhafazası ve ihracatı-ithalatı TMO’ya görev olarak verilmiş ve halen yürütülmektedir.
Ülkemizde halen 3298 sayılı kanunun ve yönetmeliği hükümlerince müsaadeli olarak her yıl Bakanlar Kurulunca belirlenen Afyon, Amasya, Burdur, Çorum, Denizli, Isparta, Kütahya, Tokat, Uşak illerinin tamamı ile Konya ilinin Akşehir, Beyşehir, Doğanhisar, Hüyük, Ilgın, Kadınhanı, Karatay, Meram, Selçuklu, Seydişehir ve Tuzlukça ilçelerinde Birleşmiş Milletlerce tanınan 400.000 dekarlık alanda haşhaş ekimi ve çizilmemiş haşhaş kapsülü üretimi yapılmaktadır.
Müsaadeli ve kontrollü olarak tarımı yapılan haşhaştan elde edilen çizilmemiş haşhaş kapsülü üreticiler tarafından tek alıcı olan TMO’ya satılmaktadır. TMO’ca satın alınan haşhaş kapsülleri Afyon ili Bolvadin ilçesinde bulunan Afyon Alkaloidleri Fabrikasında işlenerek kapsülde bulunan morfin ve morfinin de türevleri elde edilmektedir. Üretilen morfin ve türevlerinin %90’ı tıbbı amaçlı olarak ihtiyaç sahibi ülkelere ihraç edilmektedir. Ayrıca üretilen tohumların bir kısmı üreticinin kendi ihtiyacı için ayrılmakta geriye kalan kısmın belirli bir oranı ihraç edilmektedir. Üreticiler kendi ihtiyaçları için ayırdıkları tohumların basit yöntemlerle yağını çıkartarak yağ ihtiyaçlarını karşılamaktadırlar.

III- TÜRKİYE’NİN ARAZİ VARLIĞI
1-Haşhaş Ekim Alanı Potansiyeli
Haşhaş tarımı müsaadeli ve kontrollü olarak yapıldığından müsaade edilen bölgelerdeki tarım alanlarında haşhaş ekim alanı potansiyeli fazla olmasına rağmen, dünya yasal uyuşturucu talebi, stok durumu ile ülkenin tarımsal ve ekonomik durumu dikkate alınarak, ülkemize tanınan 400.000 dekarlık ekim limiti içerisinde, haşhaş ekimi yapılmaktadır.
2-Potansiyel Alanlardaki Rakip Ürünler
Haşhaş ekimi yapılan yörelerde ayçiçeği, şeker pancarı, hububat ve tütün gibi bitkiler rakip ürün olmaktadır. Bu bitkilerle de münavebeye alınmasına çalışılarak rekabet azaltılmaya çalışılmaktadır.
3-Yeni Ekilişler için Potansiyel Alanlar
Mevcut haşhaş ekimi alanları, Afyon Alkaloidleri Fabrikasının yıllık işleme kapasitesi olan 20.000 ton haşhaş kapsülü üretimi için yeterli olduğundan ekim alanlarının genişletilmesi için yeni potansiyel alan düşünülmemektedir.
IV-Beş Yıllık Kalkınma Planı Döneminde Gelişmeler
1-İstihdam (Tarım iş gücü olarak)
Ülkemizde haşhaş ekimine müsaade edilen 10 ilde yaklaşık 100.000 çiftçimiz haşhaş ekimi yapmaktadır. Haşhaş tarımı aile ziraatı şeklinde yapıldığından diğer işlerinin yanı sıra, 100.000 aileye iş imkanı sağlamaktadır.
2-Dünyadaki Durum ve Diğer ülkelerle Kıyaslama
Dünyada Hindistan, Japonya, Çin, Avustralya, Fransa, İspanya gibi ülkelerde haşhaş ekimi yapılmaktadır. Ülkemiz dünya haşhaş üreticisi ülkeler arasında Hindistan’dan sonra en fazla haşhaş ekimi yapılan ülke durumundadır. Aynı zamanda Birleşmiş Milletlerce geleneksel haşhaş üreticisi ülke olarak kabul edilmektedir. Afyon üretimi yapılan Hindistan ve çizilmemiş kapsülü üretin Türkiye’den sonra Avustralya da üçüncü sırada çizilmemiş kapsül üreten ülke konumundadır.
3-Mevcut Durumun Değerlendirilmesi
Haşhaş tarımı ve ürünlerinin değerlendirilmesi ülkemiz açısından olduğu kadar diğer ülkeler açısından da narkotik karakteri olması nedeniyle büyük öneme sahiptir.
Afyon Alkaloidleri Fabrikasının yıllık işleme kapasitesi olan 20.000 ton kapsül ihtiyacının da dikkate alınarak, Birleşmiş Milletlerce 400.000 dekarlık alanda ülkemize haşhaş ekim limiti tanınmaktadır. Bu limit dahilinde ülkemizde kontrollü ve lisansa tabi olarak 10 ilde haşhaş ekimi yaptırılmaktadır. Haşhaş ekimi kontrolündeki başarımız uluslar arası düzeyde kabul görmüş durumdadır.
Dünya yasal uyuşturucu pazarında rekabet koşulları içerisinde yer alabilmemiz ancak kaliteli haşhaş üretimi ile mümkün olacaktır.
5. ÖNEMLİ İLAÇ BİTKİLERİNİN BOTANİK ÖZELLİKLERİ
5. 1. HAŞHAŞIN BOTANİK ÖZELLİKLERİ
Famiye : Papaveraceae
Cins : Papaver
Türleri : Papaver somniferum L.
Papave orientle L.
Papaver puseude orientale L.
Papaver bırakteatum L.
Papaver dubium L.
Hiç şüphesiz ki haşhaş bugüne kadar insanlık tarihinin en önemli ilaç bitkisidir. Çünkü afyon ve türevlerinin hekimlikte ikamesi mümkün olmamış ve bunların sentetikleri de yapılamamıştır. Afyon alkaloidleri, özellikle de morfin, acı ve ağrı dindirici, teskin edici ve kan durdurucu (pıhtılaştırıcı) etkisi nedeniyle tıpta geniş ölçüde kullanılmaktadır. Afyon türevleri haşhaş bitkisinin hemen her yerinde bulunmakla beraber, en fazla kapsülde sentezlenmektedir.
5.1.1. Kök
Haşhaş, yazlık ve kışlık formları bulunan, fakat kışlık ekildiğinde daha verimli olan tek yıllık bir bitkidir. Kazık köklü olup, zayıf gelişen yan kökleri vardır. Haşhaş kökleri ekim zamanına, bitkinin gelişmesine ve toprağın durumuna göre 20-30 cm derine kadar inebilir. Sulamalardan sonra esen kuvvetli rüzgarlar bitkiyi devirebilir. Kökleri zayıf olduğundan bitkinin sökümü kolaydır.
5.1.2. Sap ve dallar
Haşhaş bitkisinin (Papaver somniferum L.) bir çok alt türü ve çeşidi bulunmaktadır. Bitki tek saptan ibaret olabileceği gibi özellikle kışlık ekimlerde 8-10 adet dal meydana getirebilir. Bitki boyu 100-120 cm, sap ve dallar yuvarlak, içleri boş, bitki üzeri puslu, rengi koyu yeşilimtıraktır. Haşhaş yukarıdan aşağıya doğru dallanmakta, en yaşlı dal en üstte, en genç dal ise en altta bulunmaktadır.
5.1.3. Yaprak
Yaprakların oluşumu aşağıdan yukarıya doğrudur. İlk zamanlarda (sapa kalkmadan önce) rozet şeklindedir. Bitki sapa kalkmaya başladığında, yapraklar oldukça büyük bir durum gösterir ve sapsız bir şekilde sapı veya dalı sararlar. Haşhaşta yapraklar kalın, etli, kenarları dişli ve orta damar belirgindir. En üstteki yaprak koltuğundan çiçek tomurcuğu meydana gelir.
1-HAŞHAŞIN BİTKİSEL ÖZELLİKLERİ
1.1-Haşhaşın Diğer Bitkiler Arasındaki Yeri
Tarımı yapılan ve çeşitli şekillerde faydalanma imkanı olan kültür haşhaşının ilmi sınıflandırmaya göre diğer bitkiler arasındaki yeri şu şekildedir:
Takım : Rhoedales
Familya : Papaveraceae
Cinsi : Papaver
Tür : Papaver somniferum L.
Papaver Latincede gelincik, somniferum ise uyku verici-rüya gördürücü anlamına gelmektedir. Bu sınıflandırmaya göre tarımı yapılan haşhaş; tarlalarda, kırlarda kendiliğinden yetişen gelincikle uzaktan akrabadır. Doğu ve Güneydoğu Anadolu dağlarında kendiliğinden yetişen fakat çok yıllık olan yabani haşhaşlar ise kültür haşhaşı ile aynı cins içinde mütalaa edilmektedir.
Haşhaş, bitkilerden faydalanma yönlerine göre yapılan sınıflandırmada endüstri bitkileri ana grubunda, bu ana grubun da; hem yağ bitkileri, hem de ilaç baharat bitkileri alt gruplarında yer almaktadır. Haşhaşın, kapsül kabukları ilaç sanayiinde, tohumları yağ sanayiinde kullanıldığı için endüstri bitkisidir.
1.2-Haşhaşın Gelişme Seyri
Kültür haşhaşı tek yıllık bir bitkidir, diğer bir ifadeyle ömrünü bir yıl içerisinde tamamlar. Tohumlar yeterli rutubeti ve sıcaklığı bulursa 7-12 günde çimlenip, filizlenir. Çıkış gecikirse ya rutubet yetersiz ya da toprak sıcaklığı yeterli değildir. Haşhaş, ilk çıkışında görülen iki kulakçık (kotiledonlar) dikkate alınmazsa, ilk çift yaprağı 10-14 günde, ikinci çift yaprağını 6-10 günde, üçüncü çift yaprağını 5-8 günde, dördüncü çift yaprağını ise 4-6 günde meydana getirir. Bitki rozet dönemine (6-8 yapraklı dönem) ulaştığında normal kış şartlarından zarar görmez. Yaprak çıkartmayan ve iki kulakçık döneminde –5 0C soğuğa maruz kalan bitkicikler ölür. Haşhaş kış aylarında yavaş da olsa gelişmesine devam etmektedir. Kışlık ekilen (sonbaharda) haşhaş kıştan çıkınca çok hızlı bir gelişme gösterir
Yazlık ekilen (ilkbaharda) haşhaş ise çıkıştan itibaren hızlı bir gelişme göstermektedir. Kışlıklarda tomurcuklanma 190-200 günde başlarken, yazlıklarda bu süre 50-60 gün olmaktadır. Tomurcukların görülmesinden 9-13 gün sonra haşhaş çiçek açmaya başlar (Resim 2). Tohumların ekilmesinden kapsüllerin kurumasına kadar geçen süre; kışlık, haşhaşta 270-280 gün, yazlıklarda ise 110-120 gün olmaktadır. Ekim ortasında ekilen kışlık haşhaşla, Mart ortasında ekilen yazlık haşhaş arasında ekim zamanı bakımındın 150 günlük bir fark olmakla birlikte, bu süre kapsül olgunlaşmasında 7-15 güne düşer. Yani kışlıklar yazlıklardan 1-2 hafta daha erken olgunlaşır.
Resim 2: Çiçek açmaya başlamış bir haşhaş tarlası.
1.3-Haşhaşın Morfolojisi
Mor çiçek açan haşhaşlarda çıkışta kulakçıklarda ve ileri devrelerde yapraklarda morlaşmalar görülür. Bu renklenme olayı beyaz çiçeklilerde nadirdi.
Haşhaş bitkisinin boyu iklim ve yetişme şartlarına bağlı olarak 30-165 cm arasında değişebilmektedir. Ana kapsülün yerden yüksekliği dikkate alındığında normal şartlarda yetiştirilen bitkilerin boyu ortalama 1 m civarındadır. Haşhaş bitkisi, pürüzsüz, az veya çok sıvama mum tabakasıyla kaplı, grimsi yeşil, olgunlaşma döneminde kahverengimsi sarı renkte sap ve dallara sahiptir. bazı bitkilerde özellikle sap ve dalların kapsüle yakın kısımlarında dikenimsi tüylere rastlanır. Haşhaş sap ve dalların kapsüle yakın kısımlarında dikenimsi tüylere rastlanır. Haşhaş sap ve dalları sağlam yapılı olmakla birlikte çok kuvvetli rüzgarlara mukavemet etmeyebilir. Türkiye’de yetiştirilen haşhaşlar dallanma gösterir. Dallanma bitkide üst taraftan alta doğru olmaktadır. Seyrek ekilmiş haşhaş bitkilerinde, ya da fazla azotlu gübre verilerek vejetatif gelişmesi teşvik edilenlerde bu dallardan ikinci dallarda oluşmaktadır. Normal şartlarda yetiştirilen Anadolu haşhaşlarında dal sayısı, ana sapla birlikte üç civarındadır. Bitkide oluşan ilk yan dalın boyu ana sapın boyunu geçmektedir.
Yapraklar gerek şekil ve gerekse büyüklük itibariyle bitkinin alt, orta ve üst kısımlarında farklılık göstermektedir. Alt kısımlardaki yapraklar ince-uzun, ortadaki yapraklar geniş-uzun, üst yapraklar ve özellikle de çiçek muhafaza yaprakları kalp şeklinde ve küçüktür. Yaprak kenarları az-çok dişli ve mum tabakası (pus) ile örtülüdür.
Haşhaş bitkisinde ana sap ve her dalın ucunda bir tomurcuk (elma) oluşur. Tomurcuklar, dışı yaprak renginde içi ise beyaz ve pamuksu görünümde iki adet çanak yaprağı ile sarılmıştır. İçte beyaz ya da mor renkli dört adet taç yaprağı, onun iç tarafında da 150’ye yakın erkek organ mevcuttur
Tomurcuğun ortasında dişi organ, diğer adıyla kapsül bulunur. Haşhaş sabahları tan yerinin ağarmasıyla çiçek açmaya başlar. Güneşin biraz yükselmesiyle çiçek açma son bulur. Açan çiçeklerde dıştaki iki adet çanak yaprağı hemen düşer. Taç yapraklar ise ortalama 24 saat üzerinde kalmaktadır. Haşhaşın taç yapraklarının (çiçek) rengi farklı olmaktadır. Beyaz ve sarı tohumlu haşhaş çeşitleri beyaz çiçek açar. Gri, mavi, çiğ kahve, pembe tohum renkli çeşitler ise mor (viyole) nadiren kırmızı çiçek açmaktadır
Kapsüller ana saptan yan dallara göre orantılı olarak küçülür. Bitkideki kapsüllerin büyüklüğü yetiştirme şartlarına bağlı olarak değişmekle birlikte aynı zamanda da çeşit özelliğidir. Haşhaş kapsülleri dış görünüşleri itibariyle oval, konik, yuvarlak ve fıçı şekillerinde olabilmektedir. Bu şekillerin kendine has uzunlaşmış ve basıklaşmış tipleri de mevcuttur. Türkiye haşhaşlarında en fazla görünen şekiller konik ve yuvarlaktır. Kışlıklarda ve iyi yetişmiş bitkilerde bu şekillerin basık formları, yazlıklar ya da iyi gelişmemiş bitkilerde bu şekillerin uzamış formları görülmektedir. Anadolu haşhaşlarında genel olarak bir bitkide değişik şekilli kapsüller bulunmaktadır. Haşhaş kapsülünün tepesinde, ortalama 12 civarında parçalı tepecik (stigma) bulunur (Resim 5). Tepecik parçası (tırnak) sayısı kadar kapsül içinde zar (perde) bulunur ki tohumlar bunlar üzerinde oluşur. Bazı haşhaş çeşitlerinde tepecik kapsüllü haşhaş denmektedir. Açık kapsüllü haşhaş çeşitlerinde olgunlaşma sonrasında, özellikle hasat geciktirilirse tohum dökülmesi olmaktadır. Özellikle kabuklardaki morfin verimi bakımından önemli olan diğer bir kapsül özelliği pus (mum) örtüsüdür. Kapsüller olgunlaşıncaya kadar yüzeysel olarak dallar ve yapraklarda olduğu gibi bir mum tabakasıyla kaplıdır. Bu mum tabakası parmakla sıyrılabilir. Bazı bitkiler de vardır ki bu pus tabakası ya çok zayıftır ya da tamamen kaybolmuştur. Böyle bitkilere pussuz bitkiler denir. Pussuz çeşitlerin kapsül kabuklarında morfin oranının yüksek olduğu literatürde kayıtlıdır.
Resim 5 : Farklı Olgunlaşma döneminde bulunan haşhaş kapsülleri

2-HAŞHAŞDAN FAYDALANMA ŞEKİLLERİ
Haşhaşın en önemli iki ürünü vardır, bunlar tohumu ve kapsül kabuğudur. Bunların dışında henüz genç devresindeki bitkiler yeşil salata, bitki artığı sapları yakacak olarak ülkemizde değerlendirilmektedir.
2.1-Haşhaş Kapsül Kabuklarından Faydalanma
Türkiye’de 1972 yılına kadar haşhaş kapsülleri teknik olgunluk döneminde, uygun bıçaklarla çizilip çıkan usareleri toplamak suretiyle afyon elde edilmiştir. 1974 yılından itibaren kapsül çizimi yasaklanmış olup, günümüzde çizilmemiş haşhaş kapsüllerinin tohumları alındıktan sonra geriye kalan kabuklar morfin üretimi için Afyon Alkaloidleri Fabrikasında kullanılmaktadır (Resim 6)
Haşhaş kapsül kabuklarından üretilen morfin, diğer alkaloid türevlerine de dönüştürülerek tıbbın hizmetine sunulmaktadır. Bolvadin’de kurulu Afyon Alkaloidleri Fabrikasında üretilen mamullerinin yüzde doksanından fazlası ihraç edilmektedir.
Kapsül kabuklarının morfini alındıktan sonra geriye kalan küspe tam olarak değerlendirilememektedir. Yapılan analizler sonunda küspenin organik maddece zengin olduğu (%78,5) tespit edilmiştir. Bu konuda yapılan araştırmalar neticesinde haşhaş kapsülü küspesinin dekara 2,5-5 ton hesabıyla toprağa verilebileceği ve gübre olarak değerlendirilebileceği, bu önerinin şimdilik haşhaş, arpa ve buğday için yapmanın mümkün olduğu, bu uygulamanın toprak kimyası açısından olumsuz bir sonuç doğurmadığı, bununla birlikte toprak verimliliğinin önemli ölçüde artırdığı, toprak verimliliği ve fiziki yapısındaki düzelmeye paralel olarak haşhaş, arpa ve buğday bitkilerinde önemli ürün artışını sağlayan küspe kullanımının yaygınlaştırılmasının uygun olacağı görüşü bildirilmiştir.
2.2-Tohumlardan Faydalanma
Haşhaş tohumları morfoloji bölümünde açıklandığı gibi gri-mavi, sarı, beyaz, çiğ kahve ve pembe renklerde olabilmektedir.
Türkiye’de en fazla yetiştirilen haşhaşlar sırasıyla sarı, gri-mavi, beyaz tohumlu çeşitlerdir (Resim 7). Diğer renklere ise bu çeşitler içinde karışık olarak rastlanır.
Haşhaş tohumları %45-54 arasında yağ ihtiva etmektedir. Tohumların yağ oranları renklerine göre farklılık göstermektedir. En yüksek oranda yağı beyaz renkli tohumlar vermekle birlikte, bu çeşidin ülkemizde ekilişi pek fazla değildir. Yağ verimi bakımından ikinci sırayı sarı renkli tohumlar almaktadır. Gri-mavi renkli ve halk arasında güvercin göğsü olarak isimlendirilen tohumların yağ oranı daha düşüktür.
Yurt içinde yoğunluklu olarak tüketilen sarı haşhaş tohumu, pasta, börek, çörek gibi hamur işlerinde ayrıca yağı yemeklik olarak ve boya sanayiinde kullanılmaktadır. İhraç edilen Mavi ve Beyaz haşhaş tohumları ise kozmetik sanayi ve pastacılıkta kullanılmaktadır.
Haşhaş yağı ülkemizde halen, tohumların sıcak usulle preslenmesi şeklinde elde edilmektedir. Haşhaş eken yörelerde bu işle uğraşan yağhaneler mevcuttur. İyi kalitede haşhaş yağı elde etmek için tohumların çok iyi temizlenmesi, acı tada sebep olan kapsül parçacıkları ve diğer yabancı maddelerden arındırılması gerekmektedir. Haşhaş yağı çıkartanlar tohumları eleyip, savurmakta ve temizliği bu şekilde sağlamaktadır.
Tohumlardan yağın alınmasıyla geriye kalan küspenin üreticilerimiz için ayrı bir önemi vardır. Presleme suretiyle yağı alınan haşhaş küspesi ortalama %36 ham protein ve %12 civarında ham yağ içermektedir. Bu değerler özellikle süt hayvanlarının beslenmesinde kıymet arz etmektedir.
Haşhaş küspesiyle beslenen süt hayvanlarının sütlerinde yağ oranı artmaktadır. Afyon ve civarında üretilen kaymakların güzel at ve lezzeti haşhaş küspesinin yaygın kullanımından kaynaklanmaktadır.
Haşhaş tohumları yağı işlenmeden de kullanılmaktadır. Tohumların ısıtılıp ezilmesiyle elde edilen ezmeye (sürtülmüş haşhaş) büyük şehirlerin marketlerinde rastlanır olmuştur. Haşhaş ezmesi pekmez veya şekerle karıştırılıp beslenme değeri yüksek tatlılar yapılmakta, ya da haşhaşlı ekmek yapımında kullanılmaktadır. Tohumlar tabi haliyle çörek, ekmek ve lokum çeşitlerinin süslenmesinde ülkemizde olduğu gibi Avrupa ve Amerika’da da kullanılmaktadır
Dış ülkelerde pastacılıkta kullanımı bizden daha yaygın olup, tercih edilen temiz, karışıksız gri-mavi tohumlardır. Gri-mavi ve beyaz tohumların ihracatı önemli miktarlarda yapılmaktadır.
3-HAŞHAŞ TARIMI
Haşhaş daha ziyade köy, kasaba vs. gibi yerleşim yerlerine yakın olan, tarım, arpalık olarak adlandırılan tarlalarda yetiştirilen bir bitkidir. Bu özelliğinden dolayı haşhaş tarımı aile iş gücünün rasyonel olarak değerlendirildiği bir görünüm arz eder. Çiftlik gübresi ve uygun kimyevi gübrenin kullanıldığı, bakım işlerinin zamanında yapıldığı oranda kapsül ve tohum verimi artmaktadır. Son yıllarda haşhaş ekim alanları taban ve sulu arazilere kaymaktadır. Modern tarım tekniklerinin uygulanmasıyla üretici şartlarında 150 kg. kapsül kabuğu ve bundan daha fazla tohumun dekardan alındığı görülmüştür. Bu sebeple haşhaş ve ekim ve kontrolünden sorumlu elemanlarımızın haşhaş tarımını çok iyi bilmeleri ve her fırsatta üreticileri bilinçlendirmeleri gerekmektedir.
3.1-Haşhaşın İklim İstekleri
Haşhaş tohumları toprakta yeterli rutubeti bulduğunda +4 0C’de çimlenebilmektedir. Toprak sıcaklığı daha düşük olduğunda tohumlar çimlenmeden kalır. Sonbaharda +4 0C’de daha yüksek sıcaklıklarda iyi bir gelişme gösterir. Kök sistemi iyi gelişmiş ve 6-8 adet rozet yaprağı vermiş bitkiler normal kış mevsimini zarar almadan geçirir. Çıkışı gecikmiş, donlara kulakçık yaprakları döneminde yakalanan bitkiler dondan zarar görür. Kışın çok soğuk geçmesi, toprağın uzun süre don kalması bitkinin ilk yapraklarında ölümlere neden olabildiği gibi, daha ileri safhalarda da ölüme sebep olabilmektedir. Kar örtüsünün haşhaş bitkisinin çok düşük sıcaklıklarda bile zarar görmesini önleyen bir faktör olduğunu unutmamak gerekir.
Haşhaş bitkisi güneşi ve sıcaklığı sever. Işıklanma süresinin uzun olduğu yerlerde ya da vejetasyon dönemi boyunca havanın açık geçtiği yıllarda kapsüldeki morfin oranı yükselmektedir. Avustralya’nın haşhaş yetiştirilen Tasmanya yöresinde morfin oranının yüksekliği ışıklanma süresinin uzunluğuyla izah edilebilir. Haşhaş bitkisinin yetişme süresinde toplam sıcaklık isteği 2300-2700 0C’dir. Çiçeklenme süresince meydana gelen yüksek sıcaklıklara bir de düşük rutubet eklenirse döllenmede engeller ortaya çıkar. Döllenmenin düşmesi tohum veriminin düşmesi sonucunu oluşturur.
Yukarıda izah edilenler dikkate alındığında kışları çok sert ve yazları serin geçen yörelerin ve özellikle de yaylaların haşhaş tarımına pek uygun olmadığı anlaşılır.
Haşhaş bitkisinin yıllık yağış ihtiyacı 600-700 mm dir. Bu yağışın 300-400 mm lik kısmının yetişme periyodunda, çiçeklenmeye kadar olması idealdır. Çiçeklenmeden sonra yağan yağmurlar döllenmede aksaklıklara sebep olup, tohum verimini düşürür, diğer taraftan da hastalıkların ve özellikle de mildiyö (Peronospora arborescens)’nün yayılmasına neden olur. Vejetasyon süresince havanın kapalı geçmesi ve yüksek rutubetin oluşması da hastalıkların yayılmasına sebep olmaktadır. Tam çiçek açma döneminde (sabah erken saatlerde) yağan yağmur taç yapraklarının açmasını engellemekte, çiçek yaprağını kapsül tepesine yapıştırarak yabancı döllenmeyi önlemekte az da olsa tohum kaybına sebep olmaktadır.
Haşhaş kazık köklü bir bitki olmasına rağmen yan kökleri zayıf gelişmektedir. Dolu ve kuvvetli yağışlar yaprakları parçalarken yağışın veya sulamanın arkasından gelen kuvvetli rüzgar bitkileri devirebilmektedir. Bu hususlar göz önünde tutularak boğaz doldurma işleminin iyi yapılması, kök boğazının sağlamlaştırılması gerekmektedir. Rüzgar zararını önlemek uygun ekim teknikleriyle mümkündür.
3.2-Toprak İstekleri
Haşhaş bitkisi toprak istekleri bakımından seçici değildir ve hemen hemen tüm toprak çeşitlerinde yetişir. Toprak çeşitleri içinde kumlu-tınlı toprakları tercih etmektedir. Zira kumlu-tınlı topraklarda üniform (tekdüze) çıkış sağlanmakta, rutubeti muhafaza ettiği için bitki iyi gelişebilmektedir. Aşırı killi topraklarda (ağır topraklar) bitki kök gelişmesi zordur, diğer taraftan da kaymak tabakası oluşturur, bu da çıkışı önler. Kumlu topraklar suyu tutmaz, çabucak aşağılara geçirir, bu nedenle bitkinin sağlıklı gelişmesi için gerekli rutubetin tutulması zordur. Diğer taraftan kumlu topraklarda, kuvvetli rüzgarlara ve yağışa karşı bitkilerin ayakta durması zorlaşır. Olumsuz toprak şartları bitkilerin hastalanmasına, bodur kalmasına, yaprakların daralıp yeşil renginin kaybolmasına, dallanmanın olmamasına ve netice olarak verimin düşmesine neden olur.
Özetlemek gerekirse, haşhaş orta ağır, alüviyal, taban topraklarda en iyi şekilde yetiştirilebilir.
3.3-Münavebe
Haşhaş toprağı yormaz, yarı nadas yerine geçer. Tarlayı erken terk ettiği için yerine hububat ekilebilir. Haşhaş çapa bitkisi olduğu için kendinden sonrasına yabancı otlardan arınmış, temiz bir tarla bırakır. Tarlaya arka arkaya haşhaş ekmek mümkünse de bunun mahzurları da vardır. Mahzurlardan bazılarını, hastalık ve zararlıların ertesi yıla artarak intikali, tarlaya tohum dökülmesinden dolayı ertesi yılda çeşit karışması şeklinde sıralamak mümkündür.
Bol ve sağlıklı ürün için haşhaşı, diğer ürünlerle münavebeye sokmak yararlıdır. Nadas ya da çaba bitkilerinden sonra haşhaş ekilmesi tavsiye edilir. Yeterli gübreleme yapmak kaydıyla arpa ve buğdaydan sonra da haşhaş tatminkar ürün vermektedir. Türkiye’de sulanmaz bölgelerde genelde nadasa haşhaş ekilmekte, haşhaştan sonra da tahıllardan birisi gelmektedir.
3.4-Gübreleme
haşhaştan iyi verim alabilmek için gübreleme gereklidir. Dekardan 150 kg. tohum alındığında topraktan 10,4 kg azot, 5,3 kg fosfor ve 9,3 kg potasyum kaldırdığı bilinmektedir. Topraktan kaldırılan bu besin maddelerinin toprağın muhtevası da dikkate alınarak tabii ve suni gübrelerle verilmesi gerekmektedir.
Haşhaş çiftlik gübresinden çok hoşlanan bir bitkidir. Çiftlik gübresi bitkilere besin sağlamakla birlikte asıl olarak toprağın su tutma kapasitesini ve karakterini düzeltici etkisi vardır. Bu açıklama ışığında haşhaş ekilecek tarlaya dekar başına 2-2,5 ton hesabıyla yanmış çiftlik gübresi vermek yeterli faydayı sağlayacaktır. Burada dikkat edilecek husus gübrenin yanmış olmasıdır. Zira yanmamış çiftlik gübresi Danaburnu ve Bozkurt gibi toprak zararlılarının rahat çoğalmalarına, diğer bitkilerde olduğu gibi haşhaşa da özellikle genç devrede zarar vermelerine yol açar. Çiftlik gübresinin verilme zamanı toprak hazırlamak için yapılan ilk sürüm dönemidir. İlk sürümde çiftlik gübresi tarla yüzeyinde mütecanis yayılıp, derin işlemeyle toprağa karıştırılır.
Diğer önemli bir husus haşhaşın ihtiyacı olan bitki besin maddelerinin kimyevi gübrelerle toprağa verilmesidir. Kullanılacak gübre miktarı toprağın yapısı ve besin maddesi muhtevasına bağlı olmakla birlikte, iyi bir gelişme ve verim için ortalama rakamlar vermek gerekirse, dekara 3 kg. saf fosfor ve 8-10 kg saf azot yeterli olmaktadır. Türkiye toprakları potasyum bakımından zengin olduğu için bu yönlü bir gübrelemeye gerek duyulmamaktadır.
Yukarıda verilen bilgiler ışığında aşağıda belirtilen gübreleme programını tavsiye edebiliriz.
Gübrenin verilme zamanı
Dekara Verilecek Saf
Madde Miktarı
Saf Madde Karşılığı Ticari
Gübre Miktarı
Ekim Öncesi Sürümde
Veya Ekimde Tırmık,
Diskaro Altında
3 Kg Fosfor
4 kg Azot
7 Kg TSP (%42-44)
20 Kg A.Sülfat(%21)
Kompoze Gübre Olarak
20 Kg Kompoze (20.20.0)
7 Kg DAP(18.46.0)
13 Kg A.Sülfat
Birinci Çapa öncesi veya
Birinci Çapada
4-6 Kg azot
15-25 Kg A.Nitrat

Şunu bir daha belirtmekte fayda vardır. Haşhaşın kışa daha sağlam ve dayanıklı girmesi, ilkbaharda hızlı bir gelişme göstermesi, netice olarak da bol ve sağlıklı ürün alınması, zamanında ve yeterli gübrelemeyle mümkün olacaktır.
3.5-Tarla Hazırlığı
Haşhaş tohumları çok küçüktür. Bin tanesinin ağırlığı ancak 0,5 gram gelmektedir. Tohumların küçüklüğü dikkate alındığında ekim yapılacak tarlanın ihtimamla hazırlanması gerektiği ortaya çıkar. Her şeyden önce tohumların çimlenebilmesi için rutubetli toprakla sarılması gerekir. Diğer taraftan haşhaş kazık köklü bir bitki olduğu için derin sürülmüş tarlayı sever. Bu şartları sağlayabilmek için aşağıda sıralanan işlemler yapılır.
Tarladan ürün kaldırılmış ise çiftlik gübresi verilerek derin bir sürüm yapılır, anız ve gübre toprağa karıştırılır. Bu işlem ürün kaldırılır kaldırılmaz yapılmalıdır.
Tarla nadas ise, sonbaharda çiftlik gübresi verilip derince sürülmelidir.
Eylül sonu, Ekim başında fosforlu gübrenin tamamı ve azotlu gübrenin yarısı saçılarak tarla tekrar işlenir.
Toprak işlemede kazayağı kullanılır. Yeterli rutubet yoksa ve imkan da varsa sulama yapılarak toprak tava getirilmelidir.
Toprak işleme işlerinde toprağın un ufak edilmemesi, furda yapısının korunması diğer bitkilerde olduğu gibi haşhaş ekiminde de önem arz etmektedir. Toprağın hafif kesekli kalması, yağış sonunda kaymaklanmayı önlediği gibi kışlık haşhaşlarda bitkiyi soğuğa karşı da korur.
Yazlık ekimlerde ise ilkbaharda ilk fırsatta gübreleri vererek tarlayı derince sürmek ve bu şekilde ekime hazırlamak yeterli olmaktadır.
3.6-Tohumluk
Haşhaş tohumları 3 yıl boyunca çimlenme kabiliyetini muhafaza etmekte, takip eden yıllarda bu özelliğini tedricen kaybetmektedir. Bu nedenle kullanılan tohumluğun taze olması istenir. Diğer taraftan tohumluğun tek renk yani karışmamış, doğal renk ve kokusunda olması gereklidir. Tohumluğun seçimi ve amaçlı yetiştirme ileriki konularda daha geniş olarak açıklanmakla birlikte bazı hususları burada açıklamakta fayda vardır.
Haşhaş hastalıklarından en önemli ve en yaygın olanı haşhaş mildiyosudur.
Bu hastalık tohumla ertesi yıla intikal etmekte ve yayılmaktadır. Bunu önlemek için hastalıklı tarladan tohum almamaya dikkat edilmelidir.
Haşhaş bitkisi üzerinde en iyi gelişmiş, iri, dolgun tohumlar ana kapsülde bulunur. Bu nedenle hasatta, öncelikle iyi gelişmiş ana kapsüllerden bir sonraki ekime yetecek kadar tohumu alıp ayırmak lazımdır. Bunu yaparken de renk karışımı olmamasına dikkat edilmelidir. Zira tek renk tohum üretmek pazarlamada daima üreticinin faydasınadır.
3.7-Ekim
Ülkemizde haşhaş ekimi genel olarak elle serpme şeklinde yapılmaktadır. Elle ekimde tohum yalnız, bazen de yarı yarıya ince kumla karıştırılıp serpilir. Serpme ekimde dekara verilen tohum 1-2-5 kg arasında değişmektedir. Makineli ekimde ise dekara verilen tohum miktarı 300 grama kadar düşmektedir. Makineli ekimde çıkışlar üniform tekdüze olmakta, özellikle çapalama ve ilaçlamada büyük oranda işçi tasarrufu sağlanmaktadır. Makineli ekime geçilmesi halinde tohumdan yapılacak tasarruf göz ardı edilemez.
İster serpme isterse sıraya olsun tohumların üzeri 2 cm toprak tabakasıyla örtülmelidir. Serpme ekimde, toprak yüzeyine tohum atıldıktan sonra tapan (tahta sürgü), çalı sürgü, diskaro veya tırmık geçirilir. Makineli ekimde böyle bir işleme gerek yoktur.
Özellikle sıraya ekimde dikkate alınması gereken bir konu vardır ki, o da ekim yönüdür. Daha önceki bölümlerde yeri geldikçe açıklandığı gibi, haşhaş bitkisi kuvvetli rüzgarlardan zarar görür. Bu özelliği dikkate alınarak özellikle kuvvetli rüzgar alan yerlerde rüzgar yönünde ekim yapmak faydalıdır.
Haşhaş ülkemizde genel olarak gözlük ekilmekle birlikte, kıştan zarar görülmesi halinde ya da kışın çok sert geçtiği yörelerde yazlık olarak da ekilebilmektedir. Gözlük ekim zamanı, yörelere göre bazı farklılıklar göstermekle birlikte Ekim yanını ilk haftasıdır. Yazlık ekim zamanı ise Mart sonu Nisan başıdır. Haşhaş konusunda yazılmış bazı kitaplarda kışlık ekimde (Ocak-Şubat) bahsedilmekle birlikte, günümüz ekiliş alanlarında bunun pratik bir değeri bulunmamaktadır.
3.8-Bakım İşleri
haşhaş tarımında verim açısından bakım işleri önem arz eder. Tatminkar ürün almak, zamanında ve yeterli bir bakımla mümkün olmaktadır. Bu bölümde bakım işleri, sulama, çapalama başlıkları altında incelenecektir. Bakım kapsamında yer alan hastalık ve zararlılarla mücadele konusu ise ileriki bölümde geniş olarak izah edilmektedir.
3.8.1-Sulama
Tohumlar çimlenebilmek için tohum yatağında yeterli rutubeti bulmalıdır. Bitkilerin dayanım seviyesinde kışa girebilmesi için zamanında çıkışın sağlanması gereklidir. Bunun için ekimde tarlanın tavda olması ya da ekim sonrası yeterli suyun toprağa verilmesi gerekmektedir. Ekim öncesi toprağı tava getirmek için bazı yörelerimizde tarla salma sulanmakta, ekim bunun üzerine yapılmaktadır. Kendi çalışmalarımızda ise ekimden sonra yağmurlama yapılarak sıhhatli çıkış sağlanmıştır. Her iki metot da imkanı olan üreticilere tavsiye edilebilir.
Çalışmalarda, haşhaşın su tüketimi kışlıklarda 752 mm, yazlıklarda 425 mm olarak bulunmuştur. Kışlık haşhaşta, tomurcuklanma döneminde bir defa sulama (111 mm), yazlık haşhaşta ise; tomurcuklanmada bir, çiçeklenme zamanında bir olmak üzere (her defasında)75-80 mm) iki defa sulama yeterli olmaktadır. Bu şekilde yapılan sulamayla gerek tohum ve gerekse kabuk veriminde önemli artış sağlanmıştır. Netice olarak imkan dahilinde ise, özellikle ilkbahar devresinin kurak geçtiği yıllarda haşhaşın sulanması gerekmektedir.
3.8.2-Çapalama
Kıştan çıkışta haşhaş bitkileri 7-10 yapraklı olunca seyreltme ve ilk çapa yapılır. Ekim makine ile yapılmışsa 50 cm sıra arası için sıra üzerinde her 20 cm’de bir bitki bırakılır (Resim 9)
Serpme ekilen tarlalarda ise 30 cm ara ile bitki bırakmak yeterlidir. Serpme ekimde özellikle birinci çapa zor olmakta, fazla işçi istemektedir. Sıraya ekimde ise sıra aralarında sadece ot alınıp, sıra üzerlerinde haşhaş seyreltmesi yapılmaktadır. Bu da dekarda çapacı sayısı bakımından en az üçte bir tasarruf sağlamaktadır.
Seyreltme ve 1. çapadan 15-20 gün sonra ikinci çapa ve boğaz doldurma işlemi yapılır. Haşhaş bitkisi kazık köklü olmakla birlikte yan kökleri iyi gelişmediğinden ve toprak üstü kısmı da büyük olduğu için, özellikle yağmurla birlikte gelen sert rüzgarlara dayanamayıp devrilir. Bu sebeple boğaz doldurma önemli bir önlem olarak ortaya çıkar.
İkinci çapadan sonra haşhaş çok hızlı bir gelişme gösterir ve bitkiler toprağı gölgeler, yabancı otların gelişmesine imkan vermez. Netice olarak haşhaşta 3. çapa yapmaya gerek kalmaz.
3.9-Hasat
Haşhaş kapsülleri kurulduğu zaman zarlar üzerinde dizilen tohumlar kapsül dibine dökülür. Olgunlaşan kapsüller elle sallandığı zaman ses verir. Bir bitki üzerindeki, ya da bir tarladaki tüm kapsüller aynı zamanda olgunlaşmaz. En son oluşan kapsüller en son olgunlaştığından hasada karar vermek için en alt kapsüllere bakmak gerekir (Resim 10). Kapsüllerin açık ve kapalı oluşu bir çeşit özelliği olmakla birlikte, olgunlaştığı halde hasat edilmeyen ve güneşe maruz kalan, diğer bir ifadeyle aşırı derecede kuruyan kapsüllerde de açılma görülebilir. Bu hasatta tohum dökülmesine ve kayba neden olduğundan hasat zamanının geciktirilmemesi gerekir.
Hasatta kapsüller sapa birleşme noktasından kırılarak toplanır, tohumluk için ana kapsüllerden yeteri kadarı, başka renk karışmaması için bıçakla kesilip tohumları alınır. Ürünün geriye kalanı kapsül ezme makinesinden geçirilir veya tahta tokaçlarla kırılır. Hasat sırasında kapsüller çizilip çizilmediği belli olacak büyüklükte ezilmeli, tozlanmaya meydan verilmemelidir.
4-HAŞHAŞIN ÖNEMLİ ZARARLILARI, HASTALIKLARI VE MÜCADELE USULLERİ
Bir önceki bölümde bahsedildiği gibi çeşitli yönlerden yararlanılan haşhaş bitkisinin gerek ülke gerekse üretici ekonomisinde önemli yeri vardır. Bu önemi daha da artırmak, haşhaşı diğer bakım tedbirlerine ilaveten, hastalık ve zararlılardan korumakla mümkündür. Bilindiği gibi haşhaş ekolojik, koşullara bağlık olarak her devresinde çeşitli zararlıların saldırısına uğramaktadır. Salgın olduğu yıllarda bu zararlı ve hastalıklar nedeniyle üründe önemli miktarda kayıplar meydana gelmektedir.
Bu nedenle haşhaşın önemli zararlı ve hastalıklarını tanımak ve bunlarla mücadele konusunda bilgi sahibi olmak gerek üretici gerekse haşhaş çalışanları için önemlidir.
4.1-Haşhaş Kök Kurdu
Ceuthorrhynchus denticulatus (Schrank)
Tanınması:
Kın kanatlılardan hortumlu böcekler familyasına bağlı olan zararlının ergini 3,3-4,0 mm vücut uzunluğunda, grimsi kahverengidir.
Çok hareketli olan erginler dokunulduğunda anten ve bacaklarını toplayarak ölü taklidi yaparlar. Olgun larvanın boyu 6 mm olup, bacaksızdır. Baş sarımsı açık kahverenginde vücut beyaz ve tombulcadır (Resim 11).
Yumurtaları oval, şeffaf ve beyazımsı sarı renkli olup, çıplak gözle fark edilmeyecek kadar küçüktür. Pupa toprak altında ve topraktan yapılmış bir kokon içindedir.
Yaşayışı:
Kışı ergin olarak toprak içinde geçirir. Baharla haşhaş ekimi yapılan illerimizde genellikle Mart ayından itibaren erginler tarlada görülmeye başlar. Ergin çıkışları ile iklim koşulları ve bitki fenolojisi arasında yakın bir ilişki vardır. Örneğin, haşhaş bitkileri 4-6 cm boyda ve 3-4 çift yapraklı olduğu dönemde erginler de çıkar ve yaprak üzerinde beslenirler 1-2 hafta süre ile beslenen erginler çiftleşirler ve dişiler yumurtalarını alt yapraklara, orta damar boyunca tek tek bazen de 2’li ve 3’lü gruplar halinde bırakır. Yapılan çalışmalarda bir ergin dişinin günde en çok 11 adet yumurta bırakabildiği ve ömrü boyuca bıraktığı toplam yumurta sayısı 104 adet olduğu tespit edilmiştir. Bırakılan yumurtaların ortalama 11,5 günde açıldığı, larva döneminin 34,2 ve pupa döneminin de 12-2 günde tamamlandığı saptanmıştır. Zararlı yılda bir döl vermektedir.
Zarar Şekli:
Erginler taze yapraklarda küçük delikçikler açarak beslendiklerinden zararlı olur. Bu tür zarar çoğunlukla bitki boyu 8 cm ve yaprak sayısının 10-12 olduğu döneme rastlar. Zarar özellikle alt yapraklarda görülür. Esas zararı yapan larvalardır. Larvalar haşhaş, köklerinde beslenerek yüzeysel galeriler oluşturur. Mayıs ayı ortalarında sökülen köklerde larvaların inci gibi sıralanmış olduğu görülebilir.
Zarara uğramış kökleri kararır, düşer ve yaprakları sararır, boy kısa kalır. Bu oyuklar köklerin özüne kadar gitmediği için bir süre sonra bitki kendini toparlar, ancak çiçek açıp kapsül bağlar ise de bitkinin gelişmesi yavaşladığından sağlam bitkilere oranla az sayıda sağlıksız kapsül bağlar. Böyle kapsüllerden elde edilen verim de az olur.
Mücadelesi:
Kültürel Önlemler
Erken yapılan kışlık, ekim ve münavebe, zararlı yoğunluğunun büyük ölçüde düşmesine neden olacaktır.
Kimyasal Mücadele
İlkbaharda bitki başına 1-2 ergin düştüğü dönemde, kış aylarının soğuk veya ılık geçmesine bağlı olarak değişmekle birlikte genellikle Mart ortası – Nisan ortası, ilk yumurtalar bırakılmadan önce erginlere karşı ilaçlama gereklidir. Yapılan ilaç denemeleri sonucu zararlıya karşı kullanılacak ilaçların etkili madde adı ve dozları Tabla-2’de gösterilmiştir.

Tablo-2: Haşhaş Kök Kurduna Karşı Kullanılan ilaçlar ve Dozları
Etkili Madde Adı ve Oranı
Formülasyonu
Dozu (100 Lt. Suya)
Azinphos methyl 230 gr/l
EC
200 ml
Fenitrothion 550 g/l
EC
150 ml
Malathion 650 g/l
EM
200 ml
Diazinon 185 g/l
EC
200 ml
Fenthion 525 g/l
EC
150 ml
Parathion-methyl 360 g/l
EC
200 ml

Zararlının yoğun olduğu durumlarda (m2de 20 adet ergin) ilaçlamanın 7 gün ara ile iki kez yapılması uygundur.
4.2-Yaprak Biti
Aphis Fabae (Scopoli)
Bitki özsuyuyla beslenen küçük böceklerden olan afidler genellikle koloniler halinde pek çok konukçu bitkinin yapraklarında yaşarlar. Erginler 1,3-2,7 mm arasında değişen vücut uzunluğunda, siyah renklidirler. Kanatlı ve kanatsız formları vardır. Zararlının ergin ve nimf dönemlerinde karnının ucuna doğru iki yanda birer adet olan mum borucuğundan mumsu maddeler salgılanır. Ayrıca abdomen sonunda tatlı maddeler çıkartılır
Yaşayışı :
Kışı genellikle döllenmiş yumurta halinde çeşitli konukçu bitkiler üzerinde geçirirler. Havaların ısınmaya başlaması ile Şubat sonu Mart ayı ortalarına doğru yumurtalar açılır ve kanatsız olan bu ana döller kışladıkları esas konukçu bitki üzerinde çoğalırlar. Meydana gelen kanatlı formlar bulundukları konukçuyu terk ederek ara konukçulara geçerler. Haşhaş ekim alanlarında zararlı ile buluşmalar Nisan ayının son haftasından itibaren başlar. Hasat sonuna dek çoğalmaya devam eder. Haşhaşlar hasat edildikten sonra da kışı geçirirler. Ekolojik koşullar uygun gittiği sürece hemen hemen 10 günde bir döl verebilmektedir.
Zarar Şekli ve Konukçuları :
Yaprak biti nimf ve erginleri haşhaş yapraklarının alt yüzlerinde, gövde ve dallar ile kapsüllerde koloniler halinde bulunur ve buralardan öz suyu emerek beslenirler. Beslenme sonucu yapraklarda emgi lekeleri ve kıvrılmalar, kapsüllerde sararma ve kurumalar meydana gelir. Ayrıca, zararlının salgılamış olduğu tatlı maddeler yaprak ve kapsüllerde ballık oluşturur. Bu nedenle bitkinin özümleme yapması güçleşir. Böyle bitkilerde gelişmede durgunluk, özellikle kapsüllerde şekil bozuklukları meydana gelebilir (Resim13). Bu durum verim ve kaliteyi oldukça etkiler. Zararlı, çeşitli virüs hastalıklarının taşıyıcısı olarak da ayrı bir önem taşımaktadır. Polifag bir zararlıdır, yani pek çok bitkide beslenerek zarar yapabilmektedir. Haşhaşın dışında fasulye, bakla, börülce, şeker pancarı, enginar, domates, havuç, muz ve süs bitkileri önemli konukçuları arasındadır.
Mücadelesi :
a) Kültürel Önlemler
Hasattan sonra tarlada kalan artık bitkiler ve zararlıya konukçu olabilecek yabancı otlar yok edilmelidir.
b)Kimyasal Mücadele
Polifag bir zararlı olan yaprak biti için haşhaşa özel bir ilaç kullanımı önerilmemesine rağmen, yaprak bitleri için spesifik bir ilaç olan Primicarb (50 WP) etkili maddeli ilaçtan 100 litre suya 50 gram kullanılabilir. Bu zararlı çabuk çoğalan bir zararlı olduğu için birkaç kez ilaçlama yapılmalıdır.

4.3-Bozkurt
Agrotis ipsilon (Hufn.)

Tanınması :
Noctuidae familyasına bağlı kelebeklerden olan zararlının ergini 40-47 mm arasında değişen kanat açıklığına sahip olup, koyu kahve veya siyahımsı vücudu vardır. Tanımada en belirgin özelliği ön kanatlarında böbrek şeklinde bir lekenin oluşudur. Antenler erkek bireylerde çift taraflı tarak şeklinde, dişilerde ise iplik gibi düzdür (Resim 14).
Yumurtalar iki tarafından bastırılmış küre biçimindedir. Renk ilk bırakıldığında beyazımsı, yeşilimsidir. Açılmaya doğru renk koyulaşır. Boz renkli grimsi, siyahımsı olan larvalar olgunlaşıncaya kadar 6 dönem geçirir. Her dönemde larva farklı desenlere sahiptir. olgun bir larvanın boyu 4-7 cm arasında değişir. Larvanın baş kısmı soluk kahverenginde olup üzeri siyah yuvarlak lekelerle bezenmiştir. Her vücut bölmesinde dörder siyah leke bulunur. Pupa kırmızımsı kahverenginde olup, 16-20 mm uzunluktadır.

Yaşayış :
Kışı larva veya pupa döneminde toprakta geçirir. İlkbaharda havaların ısınmaya başlaması ile birlikte faaliyete geçen kelebekler yumurtalarını haşhaş bitkisinin yaprakları üzerine veya kök boğazına yakın bir yere tek tek veya gruplar halinde bırakır. Yumurtalar bir hafta içinde açılır. Çıkan larvalar geceleri beslenirler. Gündüzleri beslendikleri bitkinin kök boğazına yakın bir yerinde kıvrık bir şeklide dururlar. Larva dönemi ekolojik koşullara göre 2 hafta ile 5 ay arasında değişir. Olgunlaşan larva yaz başlarına doğru pupa olmak üzere toprağa iner. Toprakta kendisine bir odacık hazırlarlar ve burada pupa olur. Pupa dönemi 10-16 gün sürer. Yılda 3-4 döl verir.
Zarar Şekli ve Konukçuları :
Bozkurt larvaları ilk dönemlerinde daha çok yapraklarda beslenir ve delikler şeklinde henüz taze olan haşhaş yapraklarını yerler. Daha ileriki dönemlerde ise haşhaş bitkilerini kök boğazından keserler. Kesilmiş bitkiler tamamen kurur ve ölür
Konukçuları tütün, pamuk, ayçiçeği, pancar, hububat, yem bitkileri, bazı süs bitkileri ve çeşitli sebzelerdir. Yani haşhaş dahil olmak üzere pek çok kültür bitkisinden beslenen bir zararlıdır.

Mücadelesi :
a)Kültürel Önlemler
Tarla temizliğine önem verilmeli, kıştan bahara çıkarken tarla otlu bulundurulmamalı ve bulaşık tarlalarda toprak işlemesi derin yapılmalıdır.
b)Kimyasal Mücadele
Tarlanın en az 5 ayrı yerinde birer metrekarelik alanlarda larva aranmalı ve metrekarede 1-3 arasında larva bulunduğunda ilaçlamaya geçilmelidir. Larvalara karşı ilkbaharda Trichlorphon Endosulfan veya Chlorpyrifos etkili maddeli ilaçlardan biri ile yapılmış zehirli yemler kullanılır. Bunun için 10 Kg. kepeğe 250 g Trichlophon (%80) veya 150 gram Endosulfan(%32,9) veyahut 300 gran Chlorpyrifos(%25) etkili maddeli ilaç karıştırılır. Bu karışıma yarım Kg şeker veya 1 Kg pekmez ilave edilir. Karışım 5 litre su ile nemlendirilerek tercihen akşamüzeri toprak sathına özellikle bitkiye yakın yerlere gelecek şekilde bir dekara 6 kg. zehirli yem kullanılarak serpilir.
4.4-Trips
Haşhaş çiçekleri üzerinde 4 tür trips bulunmuştur. Ancak yoğunluk ve yaygınlık bakımından Thrips tabaci başta gelmektedir.
Thrips tabanci Lind.
Tanınması :
Erginlerde vücut uzunluğu 1 mm kadar olup, dar ve hafifçe yassı yapılı böceklerdir. Genel vücut rengi saman sarısı, kirli sarı veya yeşilimsidir. Kanatları ince-uzun yapılı ve sarı veya sarımsı gri renklidir. Baş dikdörtgen şeklinde olup, genişliği uzunluğundan biraz fazladır. Antenler 7 parçalı ve uçtaki parçalar diğerlerine oranla biraz daha koyu renklidir (Resim 16).
İnce-uzun yapılı olan kanatlar saçak şeklinde kıllarla çevrilmiştir. Bu kıllar alt kısımlarda daha uzundur. Karın bölgesi açık veya kirli sarı renkli ve uzunca yapılıdır. Erkek bireylerde kanatlar yoktur ve doğada çok az rastlanır.
Yumurtalar ortalama 0,25 mm uzunlukta, şeffaf ve beyazımsı renklidir. Şekilleri fasulye biçimindedir.
Larvalar sarımsı, yeşilimsi veya kirli sarı renklidir. Olgun bir larvanın boyu 0,8-0,9 mm arasında değişir.
Yaşayış :
Kışı ergin, prepupa veya pupa döneminde toprak içinde veya toprak üzerinde bulunan bitki artıklarından geçirir. Genellikle Mayıs ayı başlarında, haşhaşların çiçekte oldukları dönemde ergin ve larvalar görülmeye ve zararlı olmaya başlar. Dişiler yumurtalarını yaprak dokusu içine bırakır. Bir dişi ortalama olarak 30 kadar yumurta bırakabilir. Yumurtalar 3-5 gün içinde açılır. Çıkan larvalar kısa bir süre sonra beslenmeye başlarlar. Larva dönemi 5-12 günde tamamlanır. Olgunluğa erişen larva toprağa iner ve pupa olur. Pupa dönemi ortalama bir hafta sürelidir. Yılda verdiği döl sayısı iklim koşullarına bağlıdır. Uygun koşullarda 3-6 döl verebilir.
Zarar Şekli ve Konukçuları:
Zararlının larva ve erginleri özsu emerek beslenir. Emilen yerlerdeki klorofil hücreleri zarar gördüğünden emilen kısımlar beyaza veya gümüş rengine dönüşür. Zararlının yoğun olarak bulunduğu çiçeklerde, emgi sonucu yol yol çizgiler şeklinde boşluklar meydana gelir. Tomurcukların gelişmesinde durgunluk görülebilir.
T. tabacı pek çok bitkide beslenebilen bir zararlıdır. En çok tercih ettiği bitki tütündür. Bu zararlı bazı virüs hastalıklarının da taşıyıcısı olduğundan ayrı bir önem arz etmektedir.
Mücadelesi :
Yaprak bitine karşı önerilen ilaç bu zararlıyı da kontrol etmektedir.
4.5-Danaburnu
Gryliotalpa gryllotalpa
Tanınması
Erginler genellikle 6-7 cm vücut uzunluğunda gri ve kahverengi iri yapılı böceklerdir. Baş kısmı oldukça gelişmiş durumdadır. Petek gözler küçüktür. Ön bacaklar kazıcı tipte olup, iyice yassılaşmıştır. Bacakların kenarları oldukça kuvvetli dikenlerle çevrilmiştir. Dana burunların uzun ve kısa kanatlıları olmak üzere iki formu vardır. Yumurtalar genellikle 2-3 mm uzunlukta ve elips şeklindedir. İlk bırakıldıkları zaman renkleri beyazımsı sarıdır. Daha sonra renk gittikçe koyulaşır
Yaşayışı :
Erginler kışı toprak içinde galeri şeklinde olan yuvalarında geçirirler. Bu yuvalar genellikle toprağın 10-20 cm derininde bulunurlarsa da toprak nemine göre bu derinlik değişebilir. Örneğin, kuru topraklarda yuvaların bulundukları derinlik 35 cm iken çok nemli topraklarda 6 cm dir.
İlkbahar başlarına doğru görünmeye başlayan erginler çiftleştikten sonra dişi yumurtalarını toprak içindeki yuvalarına toplu olarak bırakır. Bir dişi, bir defada 100-200 arasında yumurta bırakabilir ve 2-3 defada tamamlanır. Yumurta bırakma işi hemen hemen mayıs ayına rastlar. Yumurtalar doğal koşullara göre 10-20 günde açılır ve çoğunlukla hazırin ayı içinde ergin öncesi dönem olan nimfleri görmek mümkündür. Nimfler ilk zamanlarda toplu olarak bulunurlar. Birkaç gün sonra gruptan ayrılarak etrafa dağılırlar. Gelişmelerini tamamlamak için uzun süreye gereksinme olduğundan kışı nimf halinde toprakta geçirirler. Havaların ısınması ile tekrar faaliyete geçen nimfler Temmuz-Ağustos aylarında ergin olurlar. Bu erginler kışı geçirir ve gelecek baharda yumurta bırakırlar. Bu suretle gelişmeleri 2 yılda tamamlanmış olur. Daha sıcak bölgelerde yılda bir döl de verebilirler.
Esas olarak bitki yerler, fakat gelişmeleri için gerekli olan proteini böceklerden sağlarlar. Çoğunlukla kannibanizm görülür. Yani, dişi veya erkekten hangisi kuvvetli ise diğerini yer.
Zarar Şekli :
Zarar hem ergin hem de nimfler tarafından meydana getirilir. Gerek ergin gerekse nimfler daha çok yeni çıkmış haşhaş bitkilerine saldırırlar. Zararlı toprakta galeriler açar, toprak sathına yakın açmış oldukları galerilerle genç bitkilerin köklerini keser ve rastlamış oldukları yumruları oyarlar. Ayrıca, bir kısmı köklerin de açıkta kalmasına neden olurlar. Özellikle ılık ve nemli günlerde toprak yüzeyine yakın bulundukları için zararları da o günlerde çok olur. En çok humuslu, kumlu, killi, gübreli, işlenmiş ve hafif topraklarda zarar meydana getirirler.
Savaş Yöntemleri :
a)Kültürel Savaş
Zararlı kışı genellikle gübreli ve sıcak topraklarda geçirmeyi tercih ettiğinden, toprak sathının çeşitli yerlerine taze gübre, etli ve tatlı maddeler koyarak zararlı toplanıp yok edilmelidir.
b)Kimyasal Savaş :
Dana burnuna karşı ilaçlı savaşımda kepekli yemler kullanılmaktadır. Bozkurt da olduğu gibi dana burnuna Trichlorphon, Endosulfan veya Chlorpyrifos etkili maddeli ilaçlardan biri ile yapılmış zehirli yemler kullanılır. Bunun için 10 kg kepeğe 250 g Trichlorphon (%80) veya 100 gram Endosulfan (%32,9) veyahut 400 gram Chlorpyrifos (%25) etkili maddeli ilaç karıştırılır. Bu karışıma yarım kg şeker veya 1 kg pekmez ilave edilir. Karışımın 5 litre su ile nemlendirilerek tercihen akşamüzeri toprak sathına özellikle bitkiye yakın yerlere gelecek şekilde bir dekara 6 kg. zehirli yem kullanılarak serpilir.
4.6-Tettigometra
Tettigometra hexaspina (Kolenati)
Tanınması :
Tettigometra türleri genellikle basık vücutlu, ön kanatları oldukça kalın yapılı olan böceklerdir. Görünüş itibariyle küçük Ağustos böceklerine benzerler (Resim 18). Ülkemizde bu cinse bağlı 10’dan fazla türün bulunduğu bilinmektedir. Haşhaş köklerinde bulunan tür T. Hexaspına’dır. Zararlı hakkında verilen bilgiler Afyon ve Uşak ili ve çevresindeki haşhaş ekim alanlarında yapılan çalışmalardan elde edilen bulgulardır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu