Yağ bezi hastalıklarında nasıl bir tedavi izlenmelidir?

Yağ bezi hastalıklarında nasıl bir tedavi izlenmelidir?
Yağ Bezi Hastalıkları
Yağ bezlerinin az çalışmasından, fazla sebum üretmesinden, iltihaplanmasından dolayı çeşitli hastalıklar ortaya çıkıyor. Bunlar;


Asteotozis
Yağ bezlerinin normalden az çalışmasıyla oluşan bir deri hastalığıdır. Genellikle yaşlılık, hipotiroidizm ve başka bir hastalıkla görülebilir. Deri, pul pul ve kurudur. Deriş elastikiyetinde, yumuşaklığında azalma ve direnç kaybı gelişir. Bu tür ciltlerde sebum üretimindeki azalmaya bağlı asit manto üretiminde azalma olup, cilt yağını kaybeder. Bu ciltler daha erken yaşlanır ve suyunu kaybederler. Yağ bazlı ürünler kullanılmalıdır. Bu tür ciltlerde özellikle soğuk havada kaşıntı ve çatlaklar oluşur.

Sebore
Yağ bezlerinin fazla sebum üretmesidir. Sebum ve keratin yağ foliküllerinin içini tamamen kaplar. Derideki gözenekler tıkanır. Sivilceye eğilim artar. Özellikle ergenlik döneminde hormonal aktivite sonucu yağ bezleri fazla çalışır. Bu tür ciltler yağsız (su bazlı) ürünlerle sık sık ve doğru temizlenmeli, gözenekler (derinin) açılmalıdır. Gözenekleri tıkayabilecek yağlı ürünler, pudralar kesinlikle kullanılmamalı ve antisepsiye özen gösterilmelidir.

Akne komedon:
Yağ foliküllerinin içini sebum ve keratin doldurması sonucu oluşur. Yağ folikülünün dışarıya açılan kısmındaki sebum ve keratin, havanın oksidasyonu sonucu grimsi siyah bir renk alır. Enfekte olmamıştır. Sıkılıp, dışarıya çıkarılabilir ancak sıkılma sırasında bloke olmuş tıkacın, folikülün içine doğru itilme tehlikesi vardır. Bu dönemde ciltte iz ve enfeksiyon oluşması riski vardır.

Akne Vulgaris
Sebum ve keratinin yağ foliküllerini doldurması sonucu oluşan iltihaplı bir hastalıktır. Siyah nokta papül ve pastüllerin görülmesiyle devam eder. Bakteriler, sebumu enfekte eder ve iltihaplanmaya sebep olur. Kırmızı papüller daha sonra da sarı başlı pastüllere dönüşür. Yağ folikülü çıkışı kapalı olursa yeni üretilen sebum dışarı çıkmaz, daha derine doğru itilir. Bu da kistik yapıların ve enfeksiyonun ilerlemesine sebep olur. Ciltte iz, çukur ve yumrular kalabilir. Bu, cildin görünümünü bozar. Kesinlikle sıkılmamalı, cilt yağdan arındırılmalıdır. Gözenekleri kapatıcı ürünler kullanılmamalı, su bazlı ürünler tercih edilmeli ve antiseptik solüsyonlar kullanılmalıdır. Akne vulgaris ergenlikle beraber hormonal aktivite sonucu sebum artışına bağlı olarak daha çok gözlenir ve otuz yaşına kadar devam edebilir. Akne vulgarisin nedeni olarak birçok faktör etkili olsa da başlıca dört faktör önemlidir.
a) Sebum üretiminde artış, hormonal aktivite veya vücuttaki bir rahatsızlığın sonucunda yağ bezlerinin çok çalışması.
b) Dukta hiperkornifikasyon, keratin pullarının ve keratinositle yapışıklığının artması derideki gözenekleri ve folikülleri tıkar ve salgının dışarıya atılmasına neden olur. Neden bir enfeksiyon değil, linoleik asidin azlığıdır.
c) Mikrobiyal flora, vücuttaki yararlı ve zararlı bakteriler sağlıklı bir deride bulunur. Derinin direncinin bozulması sonucu (O2, basıncı PH ub) gibi nedenlerden dolayı bir takım bakterilerde fazla bir artış kısmında da azalma görülür. Yağ bezinin infeksiyonu gözlenir.
d) İnflamasyon: Bakterilerin ürettiği proteolik enzimler olayın geçtiği yere hücresel göçü sağlar. Ve enfeksiyon bölgesinde hücresel yoğunlaşma gözükür.

Akne vulgarisin oluşumunda diğer faktörler
a) Heredite
b) Diyet
c) Manstruel siklus
d) Aşırı terleme
e) Stres

Akne rozase
Burun yanakları ve alındaki etkileri etkileyen kronik bir deri hastalığıdır. Açık tenli ve orta yaşlı kadınlarda sık görülür. Ciltte simetrik kelebek şekilleri oluşturur. Başlangıçta yüz derisinde eritem ya da papüller oluşur. Zamanla kalıcı eritem, papul****üller ve roduller ortaya çıkar. Yağ bezleri genişler, burun şişebilir. Baharatlı yiyecekler, çay, kahve ve alkol tabloyu şiddetlendirebilir. Salon tedavisi yapılmaz, tıbbi tedavi gerektirir.

Kist sebase
Çoğu zaman kafa derisinde, kulaklarda, yüzde, sırtta görülen, içerisinde yağlı materyal ve keratinöz bulunan yavaş yavaş büyüyen kistik tabiattaki iyi huylu bir deri tümörüdür. Tedavisi cerrahidir.

Milia (Milyum)
Deriden hafif kabarık, sert beyaz krem renginde, içinde yağ bulunan kistik yapılardır. Kistik yapıyı epidermal kalıntı örter. Doğumsal ve edimsel her yaş grubunda birden fazla lezyon olarak bulunabilir. Genellikle göz çevresinde, derinin ve mukozanın herhangi bir bölgesinde bulunabilir. Kuru ciltlerde daha sık rastlanabilir. Güzellik salonlarında veya kliniklerde steril edilmiş bir enjektörle kistik yapı parçalanıp, tedavi edilebilir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu