İslam ilgili şiir şiirler

İslam ilgili şiir şiirler
Ey Rabbim !

Yaratmak sadece sana mahsus,
Her şey kudret elin de senin.
Ol deyince oluverir dilediğin,
Yarattığın her şey kusursuz senin.

Sen! Hükmedenler hükmedenisin,
Şanın her alem de yüce senin.
Arş senin,Kürs senin,
Övülmeye layık olan yalnız sensin.

Bütün hazineler,ilimler senin,
İsteyeni ilimle yüceltirsin.
Dilediğini zenginlikle imtihan edersin
İlmin ezelden her şeyi kuşatmış senin

Sen! Her yerdesin,her şeydesin,
Tüm Kainat tespihte seni her an.
Ne uyku tutar seni,ne yorgunluk duyarsın,
Zaman ve mekanların üstünde olan sensin.

İnanan da inanmayan da kulun senin,
Hiç kimsenin ibadetine ihtiyacın yok senin.
Her canı bedenine emanet verirsin,
Eninde sonunda dönülecek olan sensin.

Din gününün sahibi sensin,
Her hesabı kolayca görürsün.
Mazlumun ahını yer de bırakmazsın,
Zalimi zulmün de bir çığlıkta boğarsın.

Dört kitabın sahibi sensin,
Levhi Mahfuz’dan verdin hepsini.
Sevgilinin kalbine indirdin Kuran’ı Kerim’i
Müslümana emrindir yaşamak şeriat rejimini.

Senin gazabından sana sığınıyoruz,
Bizi koru, bizi gözet,bizi yalnız bırakma.
Son nefeste iman üzere canımızı kabzet,
Bizleri Mahşer de sevdiklerinle beraber haşret

Şeref Özen

Selam Sana Ya Muhammed Mustafa

Gelişini haber verdi Nebîler,
Son dönemde gelir Ahmed dediler,
Melekler yoluna güller serdiler,
Selam sana ya Muhammed Mustafa,
Nûr-ı çeşmin gönüllerde zevk sefa.

İsrafil ninniler söyledi cana,
Çocuklukta özlem duydun babana,
Anam babam feda olsunlar sana,
Selam sana ya Muhammed Mustafa,
Ruhu nakşın gönüllere pür şifa.

Gençliğinde cesur, mert bir civandın,
Doğruluğa ta yürekten inandın,
Muhammedü’l-emin unvanı aldın,
Selam sana ya Muhammed Mustafa,
Cemâlin benzerdi hüsn-ü Yusuf’a.

Ceddin İbrahim’in Hanif dininde,
Bazen tüccar oldun Kenan ilinde,
Yalan yanlış yoktu senin dilinde,
Selam sana ya Muhammed Mustafa,
Meleklerde olmaz sendeki vefa.

Mirâcına şahit oldu âlemler,
Sevenler müjdeli haberi bekler,
Firâkından yandı bütün felekler,
Selam sana ya Muhammed Mustafa,
Gelmek istiyorum senin tarafa.

Ağzında dualar, gözlerin yaşlı,
Çocukla çocuktun, yaşlıyla yaşlı,
Oldukça vakurdun, hep ağır başlı,
Selam sana ya Muhammed Mustafa,
Şöhretin yazıldı nurlu Mushaf’a.

Konuşurken sesin gayet sakindi,
Bakışın kararlı, gözler emindi,
Firdevs dedikleri Cennet tenindi,
Selam sana ya Muhammed Mustafa,
Allah remzeyledi mim-i hurûfa.

Tenin gül kokardı, nefesin reyhan,
Dünyada sultandın, ukbada sultan,
Seni görmek ister bu fakir her an
Selam sana ya Muhammed Mustafa,
Şefâatin göster koyma A’râfa.

Ahlâkın Kuran’dı âdabın Furkân,
Ashâbın ışıktı, Ehl-i beyt nurdan,
Resul ayrılamaz çâr-ı yarından,
Selam sana ya Muhammed Mustafa,
Ehl-i Beyte canlar feda bin defa!

Şah Ali, Fatıma, Hasan, Hüseyin,
Sevdam Zeynep ile Zeynel Abidin,
Sensin kıblem, sensin Kevser, sensin din!
Selam sana ya Muhammed Mustafa,
Her zerrene Halit feda bin defa.

Tasavvuf Yolcusundan,

Medine’ye Varamadım

Medineye varamadım
Gül kokusun alamadım
Muhammed’e (ASM) doyamadım
Yaralıyam yaralıyam

Kabenin örtüsü kara
Açtı yüreğimde yara
Bulunmadı derdime çare
Yaralıyam yaralıyam

Hacerül esvedin taşı
Akıttı gözümden yaşı
Bulunmaz resülün eşi
Yaralıyam yaralıyam

Erkan Mutlu

Abdulkadir Geylani

Muhammed neslinden, Şah-ı Veliden,
Gonca Hüseyin’den, gül Fadime’den,
Zarif ve inceden, nurdan bir beden,
Sultanlar sultanı pir Abdulkadir.
Abidler içinde bir Abdulkadir.

Hasan-el Basri’nin irfan yolundan,
Bağdatlı Cüneyd’in aşkın kolundan,
İrem bağlarının eşsiz balından,
Sultanlar sultanı pir Abdulkadir.
Aşıklar içinde şir Abdulkadir.

Kırklar, Yedilerin sultanı sensin,
Gavslar meclisinin imamı sensin,
İlim deryasının ummânı sensin,
Sultanlar sultanı pir Abdulkadir.
Arifler içinde mir Abdulkadir.

Erenler bezminde dergâh kurulur,
Tüm veliler divanında bulunur,
Hama erlerinden yolun sorulur,
Sultanlar sultanı pir Abdulkadir.
Lütfunla rüyama gir Abdulkadir.

Tasavvuf Yolcusundan

Zındık

Dalga geçer bir zındık, göster diğer Hak nerde!
Göreceksin pek şedid, gayya bekler mahşerde.

Ömer Ekinci Micingirt

Ulu Cami

Avlusuna girdim abdest alınca,
Sinem çalkalandı seher vaktinde.
Bakıştık imamla melek gülünce,
Gece dalgalandı seher vaktinde.

Sandım Emir Sultan ön safta durmuş,
Alnında seccade Mekke’yi görmüş,
Nice kahramanlar burda can vermiş,
Ruhum çalkalandı seher vaktinde.

Kimler geldi geçti kimler secdede,
Aklım firar etti gitti ecdada,
Seni anlatamaz şiir ve kıta,
Devlet belgelendi seher vaktinde.

İlk namazı kıldı Molla Fenari,
Somuncu ilk imam erlerin erleri,
Üftade müezzin Bilaldir piri,
Bursa hatmelendi seher vaktinde.

Süleyman Çelebi nurlu imamı,
Yıldırım Beyazıt, Emir Sultanı,
Hızır da uğrarmış şahittir cami,
Tevhid sergilendi seher vaktinde,

Ulu cami konuş! Konuş tarihten,
Gidelim tarihe ruhunla gel sen,
Ah Ulu Cami Ah! Derdimi bilsen,
Yaşlar halkalandı seher vaktinde.

Sen ulusun ulu! Duruşun ulu,
Öttürdün bülbülü güldürdün gülü,
Osmanlı sendedir ihtişam dolu
Ömer duygulandı seher vaktinde

Ömer Ekinci Micingirt

Göreceksiniz!

Ya güneş doğup da,
Sakladığınız karanlıklar, ayân beyan,
Ne varsa kenarda köşede,
Bir bir belirecek, ya o zaman!
Sırâtına uyup gittiğiniz heykeller,
Portreler, büstler, kutlu mutlu günler…
Onlar ne diyecekler ki,
Siz ne diyebileceksiniz?
Diliniz tutuldukta, bir nebze nefes kalmayacak,
Onlar çekip gidecekler,
Hesabı ancak elleriniz verecek!…

Şahin Aslan

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu