Gece işemesi nedir? Nasıl önlenir?

Gece işemesi nedir? Nasıl önlenir?

Çocukların gece küçük aptesini tutamamaları; küçük aptesini tutamama deyimi genellikle uyku sırasında istemsiz olarak işemek anlamında kullanılır (enüresis). Aynı duruma uyanıkken rastlanması bir işeme bozukluğudur. Bu bozukluk yetişkinlerde vücutsal veya ruhsal bir rahatsızlığın sonucudur; küçük çocuklarda ise üstünde önemle durulması gereken bir sorun değildir.

Gündüz ve geceleri altını ıslatmamaya başlama yaşısmiliv çocuktan çocuğa değişir; kimi çocuklar iki yaşına gelmedensmiliv gündüzleri altını ıslatmamaya başlar; kimisi ise üç yaşma geldiği halde altını ıslatmaya devam eder. Çocukların gece çişlerini tutmaya başlamaları genellikle gündüz çişlerini tutmaya başlamalarından daha geç olur.

Ana babalar sürekli altını ıslatmanın ne zaman anormal sayılacağını ve ne zaman doktora başvurmak gerektiğini bilmek isterler. Bu soruya cevap vermek biraz güç olmakla birlikte bir çocuğun dört yaşından itibaren gündüzlerismiliv beş yaşından itibaren de geceleri altını ıslatmamayı öğrenmesi gerektiği söylenebilir. Bu duruma gündüzleri ikismiliv geceleri üç yaşında alışan çocukların sayısı da oldukça kabarıktır. Bazı aileler çocuklarının çok küçük yaşta çişini tutmaya alışmasını isterler; bazıları da çocuklarının altını ıslatmasına yıllarca önem vermezler ve bunun yaş ilerledikçe düzeleceğini bilirler.

Çocukların altını ıslatması konusu uygarlığın başlangıcından beri ilgi görmüştür. Ebers papirusunda (M.Ö. 1550) bu aksaklığın ardıç yemişi ve birayla tedavi edilebileceğinden söz edilmektedir. VII. yüzyılın ünlü Yunanlı hekimi Eginalı Paulos da çeşitli tedavi yolları öne sürmüştür. Orta çağlarda İbni Sinasmiliv Fidelis ve Dioskorides gibi yazarlar bu sorunu tartışmış ve 1472’de Paulus Bagellardussmiliv çocuk hastalıklarını konu edinen kitabında bundan uzun uzadıya söz etmiştir.

İngiliz Thomas Phaer Çocukların Kitabı (1544) adlı yapıtının yatak ıslatma bölümündesmiliv çağının öbür yazarları gibismiliv tiksinti verici usulleri öne sürmüştürsmiliv örneğin çocuğa kurutulmuş ve üstüne toz serpilmiş horoz boynusmiliv kirpi ve fare derisi verilmesini önermiştir. Phaer ayrıca bir tedavi yolu olarak ince kurşun levhalar üstünde yatmayı da öğütlemiştir.

XVII. ve XVIII. yüzyıllarda daha da sert tedbirler alınmışsmiliv sinirleri harekete geçirici maddelerden ve yakılardan yararlanılmıştır. Ayrıca penisin demir mengeneler veya kıskaçlarla sıkıştırılması gibi yanlış uygulamalar da olmuştur. XIX. yüzyılda bilimsel yöntemlerin gelişmesismiliv sidik tutamamaya neden olarak daha akılcı kuramların öne sürülmesine yol açtı. Böylelikle de yeni tedavi yolları bulundu; ancak bunlar pek etkili olmadı. XIX. Yüzyılın sonlarına doğrusmiliv yatak ıslatmayla ilgili psikolojik kuramlar ağırlık kazandı; bu psikolojik kuramlar günümüzde de yaygındır.

Altına işeme olaylarının çoğu hiç bir zaman meydana çıkmaz; bazı aileler çocuklarının çişini tutamamasına ses çıkarmazlar bu rahatsızlığın zamanla düzeleceğine inanarak kimseye danışmak gereğini duymazlar. Ama incelemeler yatak ıslatma oranının hiç de önemsiz olmadığınısmiliv beş yaşında yüzde on beş kadar olan bu oranınsmiliv on bir yaşında bile yüzde altı olduğunu göstermektedir. Bu sorunun aydınlatılması ve tedavisi amacıyla birkaç yıl önce Londra’da altını ıslatan çocuklar için özel olarak bir klinik açılmıştır. Bu kliniktesmiliv beş ile on beş yaşlar arasındaki 50000 kadar çocuk arasından saptanan 200 çocuk tedavi edilmektedir. Çocukların kliniğe devam süresi altı ile on iki haftada bir kez olmak üzeresmiliv üç aydan iki yıla kadar değişmektedir. Bu rakamlar sorunun büyüklüğünü açıkça ortaya koymaktadır.

Yatak ıslatma oranındasmiliv çeşitli ırklar ve toplumsal gruplar arasında büyük bir fark yoktur. Bununla birlikte kesin rakamlar vermek güçtür. Çünkü bu soruna gereken önemi veren ailelerin sayısı oldukça sınırlıdır. Yatağa işeme olaylarının birçoğunun nedeni günümüzde bile açıklığa kavuşturulmamıştır. Doktorlar bu konuda çeşitli görüşler öne sürmüşlerdir.

Zekası normalin altında olan çocukların yetiştirilmesi biraz güç olmakla birliktesmiliv aşırı geri zekalılık durumları dışındasmiliv çocuğun zeka durumu altını ıslatma konusunda büyük bir rol oynamaz. Altını ıslatma üç gruba ayrılabilir. İlk grubu genel veya her zaman rastlanan tür; ikincisini duyusal veya psikolojik nedenli tür; üçüncüsünü ise yapısal bir rahatsızlığın yol açtığı türler olarak sınıflandırmak mümkün dür.

Birinci türe giren çocuklar yataklarını sürekli olarak ıslatan çocuklardır. Böyle çocuklar için genellikle doktora beşsmiliv altı yaşlarında başvurulur. Çoğu zaman çocuğun gündüzleri altını ıslatmamaya geç başladığı (iki veya dört yaşlarında) görülür; çocuk gündüzleri sık sıksmiliv belki de aceleyle işeme gereksinmesi duyar ve arasıra gündüzleri de altını ıslatabilir. Böyle bir çocuk hemen her gece. bazen gecede bir kereden fazla olmak üzere yatağını ıslatır. İşeme özellikle gece yattıktan az sonra veya gün düz uyanmadan az önce olur. Böyle hallerde uyku çok derindir ve eğer çocuk çişini yapması için kaldırılmak istenirse tam olarak uyandırılması mümkün olmaz.

Ana veya babanın üstüne işeme durumlarına da sık sık rastlanır; bu arada eğer varsa kardeşler de çoğu zaman zarar görürler. Bu noktalardan yola çıkarak çeşitli varsayımlar öne sürülebilirsmiliv örneğin sidik torbasının kapasitesinin küçük olduğu düşünülebilir; ancak binlerce çocuk üzerinde yapılan incelemeler bunun doğru olmadığını göstermiştir. Uykunun derin olması da yetkililer tarafından altına işemek için bir neden sayılmamaktadır; çünkü altına işeyen birçok çocuğun uykusunun hafif olduğu kesinlikle saptanmıştır. Ancak bazı çocukların yataklarını yalnız geç yattıkları ve her zamankinden daha derin uyudukları zaman ıslattıkları da görülmüştür.

Çişini tutamamanın soyaçekimle ilgili olaraksmiliv sidik torbası kapağındaki sinirlerin yeterince denetlenmemesinden ileri gelebileceği ileri sürülmüşse desmiliv bu görüş de doğrulanmış değildir. Çok ender görülmekle birlikte bazen sidik torbası gerilmeye karşı duyarlı olabilir. Ancak bu durum kısa zamanda kendiliğinden geçer; bu tür çocukların yansında rahatsızlık bir yıl içinde düzelir. Altına işeme çocuğun but ve kaba etlerinin pişmesine ayrıca azarlanmasınasmiliv cezalandırılmasına da yol açabilir. Anne çamaşır yıkamaktan usanır ve muşamba veya plastik çarşaf kullanmazsa döşekler de kirlenir.

Duygusal nedenlerle çişini tutamayan çocukların durumu bambaşkadır; ama bazı hallerde bu durumu yukarıdaki türden ayırmak güç olur ve çişini tutamama ve bunun sonucu ortaya çıkan duygusal sorunlar bir kısır döngü meydana getirebilir. Bazı psikiyatri ve psikoloji uzmanlarısmiliv nedeni tam olarak açıklığa kavuşturulamayan altına işeme durumlarının nedenini psikolojik sorunlara bağlarlar. Duygusal bir bozukluk yüzünden yatak ıslatan bir çocuk bu konuda azar işittiği zamansmiliv duygusal bozukluğu geçse bile yatağını uzun bir süre daha ıslatmaya devam eder.

Çocuğun çişini tutamamasının okula girmesiyle birlikte başlaması oldukça çok görülen bir olaydır. Bunun gibismiliv yakın bir akrabanın ölümü gibi bir üzüntüsmiliv hastanede kalma veya okulda ortaya çıkan önemli bir sorun da bu rahatsızlığın başlamasına yol açabilir. Ama bu tür altına işeme genellikle altı ay içinde kendiliğinden düzelir. Bazen birdenbire yatak ıslatmaya başlamasmiliv yeniden küçük çocuk olma hevesine kapılmanın veya dikkati ve ilgiyi çekmek isteğinin sonucu olabilir. Yeni bir kardeşin doğumu gibi bir olayın yol açtığı bu durum genellikle geçicidir. Sürekli bir duygusal gerginlik veya çökkünlük çişini tutamama durumunun düzelmesine engel olabilir ve bu durum da bir kısır döngü meydana getirir. Yatak ıslatma sorunu bir düzene sokulduktan sonrasmiliv çocuğun duygusal yönden genellikle iyiye doğru gitmesi dikkate değer bir olaydır.

Çoğu zaman yatak ıslatma istemli bir harekettir; çocuk bunu bilerek ve bir nedene dayanarak yapar. Bu yüzden böyle bir çocuk mutlaka bir ruh hastalıkları uzmanına gösterilmelidir Örneğin sırf kardeşinin başını derde sokmak içinsmiliv her gece onun yatağını ıslattıktan sonra kendi yatağına dönen çocuklar vardır.

Yatak ıslatmanın yapısal nedenleri de olmakla birliktesmiliv bunlara daha az rastlanır. Bazı yatak ıslatma durumlarısmiliv işeme sistemindeki veya sinir sistemindeki bir anormallik nedeniyle doğuştan başlar. Bazılarına da sidik torbası yangılanması gibi bir rahatsızlık yol açar. Hekimin tam bir teşhis koyabilmesi için durumu bütün özellikleri ve ayrıntılarıyla bilmesi gereklidir.

Eğer çiş tutamama uzun süreden beri devam etmekte ve hem gündüz hem gece olmaktaysa; sidik damla damla ve az miktarda geliyorsasmiliv sidik torbasında veya sidik yolunda bir anormallik veya merkez veya çevresel sinirlerde bir rahatsızlık olduğu düşünülebilir. Birdenbire başlayan bir çiş tutamama önemli bir duygusal bozukluğu akla getirebilir. Ama bu durumun bütün özellikleriyle anlatılması ve hastanın titiz bir muayenesismiliv bölgesel veya genel bir rahatsızlığın başladığını gösteren başka etkenleri de ortaya koyabilir. Gerçekten de çiş tutamamasmiliv işeme sistemindeki önemli bir yangılanmanın veya şeker hastalığının ilk belirtilerinden biri olabilir.

Tedavi rahatsızlığın türüne göre değişir. Yapısal nedenli çiş tutamamasmiliv tıbbi veya cerrahi tedaviyi gerektirir. Psikolojik kökenli rahatsızlıklarda çocuğa birkaç hafta yatıştırıcı ilaçlar verilir ve daha anlayışlı davranılır. Daha derin duygusal bozukluklarda mutlaka bir çocuk psikiyatrisi uzmanına başvurmak gerekir.

Genel türe giren çiş tutamama durumları çoğu zamansmiliv tedavi yönünden büyük güçlükler çıkarır. Yatak ıslatmanın gerçek nedeni bilinmediği içinsmiliv tedavi deneme aşamasını pek aşamaz. Yatak ıslatmaya sinir sistemindeki bir bozukluğun yol açtığından kuşkulanılması halindesmiliv sinir sistemini düzenleyici çeşitli ilaçlar verilir; ancak alınan sonuçlar birbirinden farklı olmakla birlikte genellikle olumlu değildir.

Amfetamin ve benzeri ilaçlarla derin uykuya dalmayı önleme yolundaki çabalardan da fazla bir başarı elde edilememiştir. Antidepresiflersmiliv tofranil ve triptitol başta olmak üzere çişini tutamamaya iyi geleceği sanılan bazı ilaçlarsmiliv yıllardan beri sık sık kullanılmaktadır. Bu ilaçların bazı durumlarda hiç değilse bir ölçüde yararı dokunduğu haldesmiliv zaman zaman kötü sonuçlar verdikleri de olmaktadır. Adı geçen ilaçların etkileri henüz kesinlikle bilinmemekle birliktesmiliv insanı ruhsal yönden etkileyebilecekleri sanılmaktadır.

İlaçlar genellikle yüksek dozlarda kullanılır (çocukların buna katlanabilmeleri şaşırtıcı bir durumdur) ve haftalarcasmiliv hatta aylarca alınırlarsmiliv ilaçlar birdenbire kesilirse yatak ıslatma durumunun eskisinden daha kötüye gittiği görülür. İlaçlar ılık havalarda daha etkili olmaktadır; bu nedenle yaz aylarındasmiliv kış aylarına oranla daha büyük başarı elde edilmektedir. En düzenli ve en faydalı tedavi biçimi alarm sistemidir. Bu sistem çocuğu uyandıran bir çeşit elektrik ziline dayanır; böylelikle çocukta meydana gelen refleks onun yatağını ıslatmadan uyanmasını sağlar.

Bazen üç veya dört gece gibi kısa bir sürede çocuğun çişini biraz kaçırdıktan sonra uyanmayı başardığı görülür. Bazı çocuklarda bu refleks kendiliğinden gelişerek yatak ıslatmalarını önler. Çocuk alarm sesiyle veya kendiliğinden uyandığı zaman kalkıp çişini yapar. Ancak bazı çocuklar ya alarm sesini duymayacak kadar derin uyurlar ya da duysalar bile buna aldırış etmezler. Alarm sistemi ile birlikte ilaç da verilirsesmiliv alarm sisteminden alınan sonuçlar daha başarılı olur

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu