Nazım Hikmet Ran Sözleri

Nazım Hikmet Ran Sözleri
Hiç olmazsa hıncımı böyle alırım dedim, Yola mağrur uzanan gölgesini çiğnedim.
Hoş geldin! Biz bıraktığın gibiyiz. Ustalaştık biraz daha taşı kırmakta,dostu düşmandan ayırmakta…
Ne kötüdür insanın aklıyla yüreği arasında çaresiz kalması. Ne kötüdür ona an kadar yakın, bir asır kadar uzak olması !
Pişman değilim! Sadece dön bak arkana; ne için, nelerden vazgeçtin? Neler dururken, sen neyi seçtin.
Ne ben sana kızarım, Ne de zatın zahmet edip bana küssün. Artık seninle biz, Düşman bile değiliz.
Benim sevdasında bencil; ama yüreğinde sağlam sevdiğim. Aklıma gelişini seveyim: ne güzel darma duman ediyorsun beni.
Büyük insanlığın toprağında gölge yok,sokağında fener,penceresinde cam,ama umudu var büyük insanlığın,umutsuz yaşanmıyor.
Kimi insan otların kimi insan balıkların çeşidini bilir ben ayrılıkların. Kimi i…nsan ezbere sayar yıldızların adını ben hasretlerin.


Ben hem kendimden bahseden şiirler yazmak istiyorum, hem bir tek insana, hem milyonlara seslenen şiirler.
Sen benim sarhoşluğumsun, ne ayıldım, ne ayılabilirim, ne ayılmak isterim!
Özledin, içtin, ağladın, güldün, şarkılar söyledin, şiirler yazdın. Peki o ne yaptı ? deme. Herkes kendinden sorumludur aşkta.
Bir gülüşün ateşiyle yakmasını biliriz ölümün önünde sigaramızı.
Hiçbir korkuya benzemez halkını satanın korkusu.
Bilmezden gelişim, aptala yatışım kaybetme korkumdan değil; karşımdakilerin yalan söyleme potansiyellerine olan merakımdandır.
Belki ben sana sevmeyi öğretemem , Ama sen de bana , unutmayı öğretmezsin . Belki ben sana kavuşmayı öğretemem, Ama sen de bana , ayrılığı öğretemezsin.
Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin. Hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,Ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için.
Gelinler aynada saçını tarar, aynanın içinde birini arar. Elbet böyle sizi de aradılar. Gelinlere kıymayın efendiler.
Geliyorum dedi. Benden bile kovdum beni. Ama ne o geldi ne de kovduğum ben geldi geri. Sensizdim bir de bensiz bıraktın beni.
Sevdiğin müddetçe ve sevebildiğin kadar, Sevdiğine her şeyini verdiğin müddetçe ve verebildiğin kadar gençsin.
Gökyüzünde atomlu tek bulut kalmayıncaya kadar, malı mülkü, aklı fikri, canı neyi varsa verebilmeli büyük hürriyete şiirlerimiz.
Biz; ince bel, ela göz, sütun bacak için sevmedik güzelim.. Gümbür gümbür bir yürek diledik kavgamızda…
Arkadaşlık ağaca benzer,kurudu mu bir daha yeşermez.
İnsanların kanatları yok,insanların kanatları yüreklerinde.
içimde ikinci bir insan gibidir seni sevmek saadeti.
sende, ben, imkânsızlığı seviyorum, fakat asla umutsuzluğu değil.
Ya ölü yıldızlara götüreceğiz hayatı,ya da ölüm inecek yeryüzüne.
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine.
En fazla bir yıl sürer yirminci asırlarda ölüm acısı.
Düşmana inat birgün daha fazla yaşayacaksın.
Gökyüzünü başımın üstünde görmek bana yasak.
Ölüm kendinden önce bana yalnızlığını yolladı.
Geçtim putların ormanından baltalayarak, ne de kolay yıkılıyorlardı.
Kim bilir.. Masalınızın kahramanı, başka bir hikayenin figüranı olmaya gitmiştir belki de.
Benim gönlüm bir kartaldır.
İçimde mis kokulu kızıl bir gül gibi duruyor zaman.
Mesele esir düşmekte değil,teslim olmamakta bütün mesele.
Dost uğrunda ölmek kolay, fakat uğrunda ölünecek dostu bulmak zordur.
Cebimde yoktu ! Yüreğimden verdim.
O bensizliği göze aldysa, Ben onsuzluktan birşey kaybetmem.
Yürekli bir kadının başı, yüreksiz bir erkeğin omuzuna ağır gelir!
İnsαn birisiyle yαşlαnmαlı, Birisi yüzünden değil!
Yaşamak ümitli bir iştir, sevgilim.Yaşamak: Seni sevmek gibi ciddi bir iştir.
Biz başka severdik. O yüzden başka sevemedik.
Bence Sen De Şimdi Herkes Gibisin.
Pişman değilim yaşadıklarımdan, Öfkem belki de yaşayamadıklarımdan…
Aşk, bazen gitmekle kalmak arasında verdiğin en büyük savaştır. Sevmeyenin aklı, gerçekten sevenin kalbi kazanır bu savaşı.
Büsbütün unuttum seni eminim, Maziye karıştı şimdi yeminim, Kalbimde senin için …yok bile kinim, Bence sen de şimdi herkes gibisin.
Sevmek, Sevdiğin kişiyle birlikte olmak değildir unutma! Çünkü aşk; onunla yaşamak değil, onu yaşamaktır aslında.. .
kimselere anlatamadım ..kendime bile ..ola ki ağzımdan kaçırır, bir daha tutamam seni.
Kadınlarımızın yüzü acılarımızın kitabıdır. Acılarımız, ayıplarımız ve döktüğümüz kan karasabanlar gibi çizer kadınların yüzünü.
Aşkın bu denli sıradan olmadığına inanıyorum ben. Önce sıradanları yaşayacaksın ki, gerçek olanı anlayabilesin.
Yapraklara dallara, yeşillere, allara, Nice nice yıllara gülüm, nice nice yıllara. Yaprak dala, al yeşile yaraşır, Gayrı bundan böyle vermem seni ellere.
Sebebi ne seni bir bıçak yarası gibi hatırlamamın? Sen böyle uzakken senin sesini duyup, yerimden fırlamamın sebebi ne?
Bir meltem olacak rüzgarım dahi kalmadı benim. Dağlara çarptım her esişimde. Yollara küfrettim her gidişinde.
Önemli olan zamana bırakmak değil, Zamanla bırakmamaktır.
Büyük bir hayal kırıklığı yaşayıp ben artık kimseyi sevemem deme! Unutma ki, en güzel çiçekler mezarlıklarda yetişir.
İnsanlar işine gelince değil de vicdanına değince iyilik yapsalardı; bugün çıkar ilişkileri değil, gerçek sevdalar yaşanırdı !
Benim kelime hazinem çok geniştir, derdim. Senin bir kelimene yetemedim ; Git, ne demekti sevgilim ?
Yolunu beklerken daha dün gece, kaçıyorum bugün senden gizlice. Kalbime baktım d…a işte iyice; anladım ki sen de herkes gibisin!
Artık şaşırtmıyor beni dostun kahpeliği, elimi sıkarken sapladığı bıçak.Nafile, artık kışkırtamıyor beni düşman.
Birgün bensizlik çalar kapını. Benli dünleri düşünür, avunursun… Sanma ki yalanlar içinde, ben gibi bir doğru bulursun …
Bazen önemli olmamalı gidecek olan yada gelmeyen. Çünkü bazen, başlaman gerekir her şeye yeniden.
Korkma bana âşık olmaktan ya da çekip gitmekten. Çünkü kalbimdeki hiçbir cesedi sahipsiz bırakmadım ben.
Artık ne geri gelmeni beklerim ne de ben gelirim. Nasılsa ben bir şey kaybetmedim, sen bensizliği seçtin. Karar senin.
Her gelen sevmez ve hiçbir seven gitmez unutma. Bil ki; Giden dönüyorsa sevdiğinden değil, kaybettiğindendir aslında!
Ne acıdır insanın bildiğini anlatamaması. ‘Ben’ deyip susması, ‘Sen’ deyip ağlamaklı kalması.
Ne kadar seviyorsun dersen ; o kadar işte.. Tavanı kadar sokağın ve dibi kadar cehennemin…
Döğüşebilirim, doğru bulduğum, haklı bulduğum, güzel bulduğum herşey için, herkes için, yaşım başım buna engel değil.
Korkma giderken ‘b’yi alıyorum, Gerisini sana bırakıyorum. Nede olsa sen bitirdin b/izi. Öyleyse sende kalmalı ‘izi’..
Kelebek misalidir aşk; Anlamayana ömrü günlük, Anlayana bir ömürlük!
Neleri alıp götürmedi benden ayrılık ; kilometrelerle umut , tonlarla keder, taradığım saçlar, sıktığım eller.
Ve sana söylemek istediğim en güzel söz: henüz söylememiş olduğum sözdür.
Koşuyor altı yaşında bir oğlan, uçurtması geçiyor ağaçlardan, siz de böyle koşmuştunuz bir zaman. Çocuklara kıymayın efendiler.
durup dururken hiç bitmeyecekmiş gibi bağlanıyorum başladığım güne ve her seferinde sen çıkıyorsun suyun yüzüne.
Evet.. Belki umudum kalmadı geleceğimden; ama asla pişman değilim geçmişimden.
Hani derler ya ben sensiz yaşayamam diye İşte ben onlardan değilim Ben sensiz de yaşarım; Ama seninle bir başka yaşarım…
Vicdanla birlikte, şeref ararım ben sevdiklerimde. Her zaman doğru değildir elbet seçimlerim; Zaman gelir, şerefsizleri” de severim..
Ellerine dokunmak isterim, dokunamam arkasından camın. Ben bir şaşkın seyircisiyim gülüm, alacakaranlığımda oynadığım dramın.
İnsan ya hayrandır sana, ya düşman. Ya hiç yokmuşsun gibi unutulursun, yada bir dakika bile çıkmazsın akıldan.
Hapşurduğumda; çok yaşa, iyi yaşa yerine benimle yaşa deseydi keşke. Bende; sende gör değilde, emrin olur deseydim sessizce.

alıntı

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu