Zekatın önemi ve fazileti nelerdir

Zekatın önemi ve fazileti nelerdir
I. Konunun Planı
A. İnfak, Sadaka Ve Zekat Kavramı
B. Zekatın Dindeki Yeri, Önemi ve Fazileti
C. Zekat Vermeyenlerin Durumu
C. Zekatın Fert Açısından Değerlendirilmesi
a. Zekatın Veren Birey Üzerindeki Etkileri
b. Zekatın Alan Birey Üzerindeki Etkileri
D. Zekatın Toplum Açısından Değerlendirilmesi
E. Zekatın Çözümlediği Problemler
II. Konunun Açılımı ve İşlenişi


Konuya infak, zekat ve sadaka kavramlarının sözlük ve terim anlamları ve kapsamları kısaca açıklanarak başlanılabilir. Daha sonra zekatın İslam Dini’ndeki yeri, önemi, fazileti; zekat vermeyenlerin ahirette karşılaşacakları durumlar ile sorumlulukları ve kayıpları Kur’an-ı Kerim ve hadislerden örnekler verilerek ele alınır.
Zekatın Allah’ın rızasını kazandıran, kişide malın araç olmaktan çıkarak amaç haline gelmesini önleyen, insanda başkalarını düşünme, merhamet ve iyilik duygularını geliştiren ve toplumsal barışı sağlayan bir ibadet olduğu belirtilir.Bu bağlamda zekatın kişiyi cimrilik hastalığından koruyacağı, kalbi dünya sevgisinden uzaklaştıracağı, zekat veren ve zekat verilen kişiler arasından sevgi bağlarının kuvvetlenmesine vesile olacağı, böylece arzulanan sosyal barış ve toplumsal kaynaşma ortamının oluşacağı üzerinde durulur. Zekatın, bireyin Allah’ın ahlakı ile ahlaklanmasını sağlayacağı, bireyi alan el değil veren el olma yüceliğine ulaştıracağı anlatılır.
Ayrıca zekatın malın temizlenmesine ve artmasına katkıda bulunacağı, toplumda iktisadi hayatın canlanmasını, milli manevi değerlerin korumasını sağlayacağı, fakirlik, yoksulluk, dilencilik, sosyal çatışma ve umumi afetlerin doğurduğu problemlerin çözülmesinde en etkin rolü oynayacağı hususları üzerinde de durulur.
İslâm’ın, yoksula yardımı kişinin isteğine bırakmadığı, zengin olan herkesin zekat vermesini zorunlu kıldığı; topluma denge, huzur, dayanışma güven ve mutluluk getirebilmesi için müslümanlara düşen görevin zekatı ödemek ona işlerlik kazandırmak olduğu vurgulanır.
III. Konunun Özet Sunumu
İnfak, dinî bir terim olarak, Allah’ın hoşnutluğunu kazanma amacıyla kişinin kendi servetinden harcamada bulunması, ihtiyaç sahiplerine aynî ve nakdî yardım etmesi demektir.
Bu yönüyle infak, hem farz olan zekâtı hem de gönüllü olarak yapılan her çeşit hayrı içerir. İnsanın sahip olduğu servetin gerçek sahibi Allah’tır. O’nun emanet olarak
verdiği bu servetten başkalarına vermek gerekir.
Kur’an’da Allah’a karşı sorumluluğunun bilincinde olan müttaki mü’minlerin özellikleri sayılırken bunlar arasında infâk da zikredilmiştir.
Sadaka ise Allâh Teâlâ’nın rızasını kazanmak niyetiyle, karşılıksız olarak fakir ve muhtaçlara yardım etme, iyilik ve ihsanda bulunma demektir. Hem bedeni ve hem de mali olabilir. Farz, vacip ve mendub şeklinde taksim edilebilir. Zekât ve zaruret derecesinde ihtiyaç içerisinde bulunan kimseye yardım etmek farz, sadaka-i fıtır vacip ve diğerleri ise menduptur.
Hz. Peygamber sadaka ile ilgili olarak şöyle buyurmuştur: “Güneşin doğduğu her yeni günde kişiye, her bir mafsalı için bir sadaka vermesi gerekir. İki kişi arasında adâlet yapman bir sadakadır. Kişiye hayvanını yüklerken yardım etmen bir sadakadır. Güzel söz sadakadır,

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu