Aghoriler kimdir aghoriler hakkında

Aghoriler kimdir aghoriler hakkında

aghori


Aghori mezhebi Hindistan’da 14. yüzyıldan beri var olan bir mezhep.Bu tarikat üyeleri tanrı Şiva’nın müritleridir, genellikle Hindistan’nın batısında yaşarlar.Kendilerini tanrının zahiti (dindar kişi) olarak gören aghori mezhebine tabi kişiler ölümsüzlük için cesed kefeni giyerler ve ölen kimselerin cesetlerini törensel bir biçimde yerler.

Çok gizlice yaşayan, ibadetlerini sürdüren aghoriler zamanla azalmışlardır. Onlar hakkında pek fazla resim, bilgi, kayıt mevcut degildir.Genellikle ölülerin yakıldıgı yerlerde (Varanasi) yaşayan bu aghori zahitleri inançlarına göre ölülerin külleriyle kendilerini lekeliyor, ölülerin çig etlerini yiyorlar böylelikle ölülerin ruhu üzerindeki kontrolü kazanıyorlar.

Mezarlıklarda yaşayan , törenlerinde insan kemiği, külü kullanarak etini yiyen bu zahitler, insan eti yemenin fiziksel ve manevi gücüne inanırlar ancak Hindistan’da çok sevilmezler ve çok ağzı sıkı bir toplum olarak bilinir. 18. yüzyıl dönemine yakın bir dönemde 150 yıl yaşayan bir rahibi tanrı Şiva’nın vücut bulmuş hali olarak düşünen ve onun izinden giden aghori zahitleri, cenazelerin sürekli ölümü hatırlatıp, sürekli ölümün son gerçekligini göz önünde tutuğuna inandıkları için hayatlarını hep cesetlerin, küllerin içinde geçirirler. Genellikle çıplaktırlar.

1996 yılında Varanasi’yi ziyaret eden bir profesör aghorilerin tıbbi pratikleri hakkında bir kitap yazmaya başladı. 22 ay orada kalan profesör aghorilerin geçmişini araştırarak aghorilerin yıllarca toplumdan dışlanmaları konusunda araştırmalar yaptı. O bölgede yer alan büyük orandaki cüzzam hastalarının tedavisinde büyük rol oynayarak, Aghorileri sosyalleştirme konusunda çok çalışmalar yaptı. Profesörün amacı halk arasındaki aghori önyargısını kırmaktı. Aghori tedavilerini tanıtmaktı.(ayurveda)

Hindistan’da nerede bir cenaze töreni varsa yakınlarında mutlaka aghori mezhebinden birileri vardır, ya yanmış ceset külleriyle oynarlar yada cesetlerin yanmamış kısımlarını yemekle meşgul olurlar. İnsan eti yemek dışında dışkı da tüketen aghoriler bazen inançları gereği ölülerle cinsel ilişkiye girerler. “Bizim, dış dünyaya rezil görünen şeyleri neden yaptığımızın sebebi, gerçekte basittir” cümlesi onların kendilerince en kirlide en safı aramak amaçlarını ortaya koyuyor. Aghora Sankristçede kolay yol demektir ghora(zor yol)’nın karşıtıdır. Kafataslarından su içmeyi ölü eti yemek kadar doğal gören ve uygulayan bu çıplak insanlar kendilerini en kolay yoldan kötülüklerden arınıyor olarak düşünüyorlar.

Hindistan da Sadhu adı verilen sokak dervişlerinin bir çoğu fakir ve samimi tanrı arayanlarıdır. Sadhular içinde Adhori diye adlandırılan bir mezhep vardır. Tanrının karanlık yüzüne tapınırlar. Tantrik büyü ugulamaları rituellerinin önemli bir bölümünü oluşturur.

Ölü yakma alanında yaşayan, onlardan arta kalanları giyen, yiyen Aghorinin tek kişisel eşyası insan kafatasını kırarak yapmak zorunda olduğu kaptır. Ondan yer ve içer. Genelev çalışanlarını ziyaret eder onlar onun annesi ve kızkardeşi gibidir.

“Genelev çalışanlarını kınıyor ve onlardan kaçıyorsan bu kendi şehvetinden emin olmadığın, kendini üstün gördüğün anlamına gelir ” der.

“Yaşarken sevdiklerimizin ölülerini de sevmeliyiz” der Aghori. Ölü insan eti yer .

Yolunu kaybetmiş zavallı bir yamyam mı, acı ve çirkin olanıda memnuniyetle kabul edecek olgunluğa erişmiş, nefsini ezmiş bir ermiş mi ?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu