Akarsular insan hayatını nasıl etkiler?

Akarsular insan hayatını nasıl etkiler?
Akarsulardan elektrik üretilmiştir.
Paleolitik Çağdan, bugüne kadar su, insanlar için vazgeçilmez bir kaynak olmuştur.Orta Çağa kadar sulardan; sulama,kullanma suyu ve taşıma şeklinde yararlanılmıştır.Orta Çağda, su ve rüzgar,değirmenlerin kanatlarını ve bu kanatlara bağlı çarkları döndürmüştür.Böylece insanlar akarsularda ve rüzgarlardan enerji elde etmişlerdir.Bu enerjileri, doğrama,kağıt fabrikalarında ve
tabakhanelerde kullanmışlardır. Su değirmenleri, yedi yüzyılı aşkın bir zaman fabrikaları harekete geçiren güç olmuştur ve akarsuların önemi artmıştır.Gerek su değirmenleri rüzgar değirmenleri eski önemlerini yitirmesine karşın günümüze kadar varlığını korumuşlardır.
Günümüzde rüzgar; buhar makineleri, petrol,doğal gaz ve elektrik karşısında bir güç kaynağı olarak hemen hemen unutulmaya başlandı.Ancak 1970 lerdeki petrol bunalımı rüzgar için bir dönüm noktası oldu.Yeni kuşak yel değirmenleri ortaya çıktı.Günümüzde Danimarka’da Kopenhag Körfezi’ndeki açık denizde bulunan 20 rüzgar çarkı,20 bin evin elektrik gereksinimini karşılamaktadır.1873te Fransız mucit Gramme tarafından su gücü ile işletilen dinamo icat edilmiş,bu icat ile enerji kaynağı olarak akarsular tekrar değer kazanmıştır.Böylece siyah kömürün karşıtı olarak bu kaynağa ‘beyaz kömür’ denmiştir.

Dinamo kullanılarak kömür yataklarından uzak bölgelerde sanayi tesisleri inşa etmek mümkün olmuş ve yerleşmelere elektrik verilmesiyle su gücü giderek önem kazanmıştır.Bununla birlikte su gücü bakımından zengin bölgeler, giderek yoğun sanayileşme bölgeleri durumuna gelmiştir.Akarsulardan elektrik enerjisi elde etmenin yaygınlaşmasının ardından dalga ve gelgitin gücünden de elektrik enerjisi üretilmesi yoluna gidilmiştir.İnsanların beslenmesinde su ürünleri önemli rol oynamaktadır.İnsanlar,iç sulardan ve denizlerden eskiden beri su ürünleri elde etmişlerdir.Dünya nüfus artışına paralel olarak iç sular ve denizlerden eskiden beri su ürünleri elde etmişlerdir.Dünya nüfus artışına paralel olarak iç sular ve denizlerden avlanan balık miktarı her geçen yıl artmaktadır.Avlanan balık, 1950’de 22.5 milyon ton iken 1995’te 112 milyon tona ulaşmıştır.Görüldüğü gibi denizler ve iç sulardaki ürünlerden önceleri daha küçük boyutlarda
yararlanılırken üretim giderek büyümüş, balıkçılık bir sektör haline gelmiştir.Ancak,deniz ekosistemi açısından tehlikeler doğurabileceğinden bu sınırın daha fazla aşılmaması
beklenmemektedir.1956’da Bell şirketine ait telefon sisteminde ortaya çıkan enerji problemini çözmek üzere laboratuara kapanan ekip, güneş ışığından yararlanarak enerji çıkaran foto voltaj hücreleri geliştirmişlerdir.Böylece çalışmalarını telefon sistemi onarımından güneş enerjisi ile elektrik üretimine kaydırmışlardır.Ekip,ilk olarak küçük bir radyoyu çalıştırmayı başarmıştır.
Buluşu takip eden yarım yüzyıl içinde güneş enerjisi hesap makinelerinden Mars’ta yaşam izi arayan uzay robotlarına kadar birçok makineyi çalıştırmada kullanılmıştır.Güneş ışığı ayrıca
kesintisiz bir enerji kaynağı olduğu ve çevreyi kirletmediği için alternatif enerji kaynakları arasında önemli bir yer tutmaktadır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu