Antik Mısır kraliçeleri

Antik Mısır kraliçeleri
Antik Mısır kraliçeleri

Hatşepsut
Nefertari
Nefertiti
Kleopatra

Hatşepsut

Hatşepsut veya Hatçepsut; Eski Mısır’da 18. Hanedan döneminde hüküm sürmüş kadın firavun.

Nefertari

Kraliçe Nefertari (Nefertari Merytmut veya Mut-Nefertari) (yaklaşık olarak MÖ 1290 – MÖ 1254) II. Ramses’in Büyük Kraliyet Hanımı (veya baş eşi/hanımı). En yaygın bilinen Antik Mısır kraliçelerinden olan Nefertari’nin isminin anlamı “Güzel Eş”tir. Oldukça zengin bir şekilde süslenmiş olan mezarı, QV66, Kraliçeler Vadisi’ndeki en göz alıcı mezarlardan birisi olarak görülür. Mezarının yanı sıra, Ramses Ebu Simbel’deki kendi anıtının yanında Nefertari için de bir tapınak inşa etmiştir.

Nefertiti

Nefertiti (MÖ 14. yüzyıl), Mısır kraliçesi ( MÖ 1379-62), Mısır Firavunu IV. Amenhotep’in (sonradan Akhenaton) eşi, Firavun Tutankhamun’un kayınvalidesidir. Adının kelime anlamı “güzellik geliyor” ya da “güzelden gelen” anlamındadır.

Nefertiti yaşadığı dönemin özelliklede Mısır’da en güçlü kadınlarından biriydi. Çünkü Nefertiti kocası Akhenaton, yani firavunla aynı düzeyde bulunuyordu. Hatta firavunun uygulaması gereken cezaları ya da yapması gereken işleri yapabilme yetkisi vardı. Bu durum, Mısır’da alışkın olunan bir uygulama olmadığından halk ve din adamları hiç memnun değildi. Tahtta çok uzun süre kalamadıklarından dolayı bu memnuniyetsizlik uzun sürmedi. Akhenaton saraya yayılan salgın bir hastalıktan öldü. Nefertiti de ondan sonra bir süre tahtta kaldı ve öldü.

Kleopatra

VII. Kleopatra (d. Ocak MÖ 69 – ö. 12 Ağustos MÖ 30), Antik Mısır’ın son Hellenistik kraliçesidir.

Asıl ünvanı VII. Kleopatra olmasına rağmen kendisinden önce gelenler unutulduğu için, kısaca Kleopatra olarak bilinir. 9 dil bilen Kleopatra zeki bir kadındı.

İskenderiye’de doğdu. Aslen Yunan olan Kleopatra, babası XI. Ptolemaios’un vasiyeti üzerine kardeşi ile evlendi. O zamanlar Mısır’da egemen olan Yunanlılar Mısır toplumuna karışmamak için kendi soylarından olan kişilerle evleniyorlardı, bu da akraba evlilikleri özürlü insanların doğumuna yol açıyordu. Babası öldüğünde 18 yaşında olan Kleopatra tahta çıktı. Halkın içine girebilmek ve halkın kendisini benimsemesi için kendini Mısır dinine verdi. Kardeşi tarafından iktidardan uzaklaştırılıp sürgüne yollandı.

Kleopatra iktidara yanında büyük Roma diktatörü Sezar ile geri döndü. Kleopatra’nın bir halı içinde Sezar’ın sarayına girdiği ve bu büyük kralı kendine aşık ettiği rivayet edilir. Bu olaydan sonra kardeşi, kimsenin bilmediği bir sebeple Nil sularında boğuldu.

Kardeşinin aradan çekilmesi ile Kleopatra tek başına iktidar koltuğuna oturdu. O sırada Sezar’dan bir çocuğu oldu ve minik Sezarion’u alıp Roma’ya gitti. En büyük kurgusal, iki imparatorluğu birleştirip Büyük İskender’in de kurgusal olarak bilinen tüm dünyaya sahip olmaktı. MÖ 44’te Sezar ölünce bu hayallerini ertelemek zorunda kaldı.

Sezar ölünce Roma İmparatorluğu, tahta çıkan Octavian (Sezar’ın yeğeni ve resmi evlatlığı) ve Marcus Antonius arasında ikiye ayrıldı. Doğu artık Marcus tarafından yönetilmekteydi ve ilk işi de Mısır’ı ziyaret oldu.

Antonius Kleopatra’ya delice aşık oldu. Kleopatra’nin Antonius’dan da iki kiz çocuğu oldu. Bir süre Tarsus’da yaşadılar ve bu yıllarda Octavius’a savaş açtılar. Aktium’da yapılan savaşta Kleopatra ve Marcus kaçmak zorunda kaldı. İskenderiye’deki sarayına dönen Kleopatra’nın kendisini bir kobraya sokturarak intihar ettiği rivayet edilir. Ama son zamanlarda zehir içerek öldüğü anlaşılmıştır. Kolay yapılan bu zehir, acı çektirmeden birkaç saat içinde öldürüyordu. Öldüğünde 39 yaşındaydı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu