Astım Nedir?

Geçmeyen Öksürük ve Astım

Astım akciğerlere kadar olan hava yollarını ( Bronşlar ) etkileyen bir hastalıktır. Bu hava yolları soluduğumuz havayı burundan itibaren akciğerlere kadar ulaştırır. Sağlıklı bir kişide bu soluma olayı kolayca gerçekleşir. Astımlı bir kişide ise bazı dönemlerde soluma zorluğu meydana gelir. Astım atağı sırasında bronşlar ( hava yolları ) daralır ve havanın geçişi zorlaşır. Bu hava yolu daralmasının bazı nedenleri vardır. Bunlar:

Bronşları çevreleyen kasların kasılması sonucu hava yollarının daralması
Bronşun içini saran zarın şişmesi
Hava yollarında mukus ( sümük – balgam ) adı verilen yapışkan bir salgının aşırı salınması ve bu salgının hava yollarını
yer yer tıkaması

Astım Nöbetinin Belirtileri Nelerdir?

Bronşlar daraldığı zaman solunum işini yapmak için daha büyük çaba sarf edilir. Akciğerlere giren hava daralan bronşlardan dışarı çıkarken zorlanır. Hasta bunu nefes darlığı veya göğüste sıkıntı şeklinde ifade edebilir. Bu sırada hasta ıslık sesine benzer (vızıltı) bir ses çıkarır. Akciğere girmiş hava daralmış olan bronşlardan dışarı çıkarken, hasta aşırı zorlanırsa, normalde soluma ( nefes alıp verme ) işi için kullanılmayan boyun, göğüs, omuz ve karın kaslarını kullanır ve daha sık solur.

Astımın
Tekrarlayan öksürük,
Nefes darlığı,
Hışırtılı solunum,
Göğüste baskı ve
Sıkışma hissi gibi

Belirtiler ile görülen kronik bir akciğer hastalığı olduğunu, çevresel alerjenlerin, bebeklik çağı enfeksiyonlarının, sigara içiminin (pasif sigara içimi dahil) ve kalıtımsal nedenlerin astıma sebep olabilir.

Anne-babadan birinin astımlı olması durumunda, çocuklarda astım görülme riskinin yüzde 20-30’a yükselmektedir.

Anne ve babanın her ikisinin de astımlı olması durumunda da bu riskin yüzde 60-70’e ulaşmaktadır.

Öksürükler üç haftadan daha uzun sürerse ve hasta her soğuk algınlığının göğsüne indiğini söylerse astımdan şüphelenilmelidir.
Ayrıca fırıncılar, kuaförler, marangozlar ve boyacılar gibi bazı meslek mensuplarında “mesleki astım”ın söz konusu olabilmektedir.
Astım hastalığının belirtileri tipiktir. Tekrarlayıcı karakterdedirler ve daha çok gece ve/veya sabaha karşı ortaya çıkarlar.
Hastalar hırıltılı solunumu, hırıltı, ıslık sesi olarak da ifade edilebilir. Aksi kanıtlanıncaya kadar her hırıltılı solunum astım olarak kabul edilmelidir.
Öksürük, genellikle balgamsızdır. Az miktarda güçlükle çıkan yapışkan şeffaf balgam olabilir. Hastalar balgam çıkarınca rahatlar.
Soğuk algınlığı nedeniyle ortaya çıkan öksürükler üç haftadan daha uzun sürerse ve hasta “her soğuk algınlığının göğsüne indiğini” söylerse astımdan şüphelenilmelidir. Astım bazen sadece öksürük ile kendini gösterebilir yani öksürükle seyreden astımdır.
Öksürüğün inatçı olması ve gece uykudan uyandırması tipiktir.
Astım hastalarının doğru tedavi ile sorunsuz bir hayat geçirebilirler.
Her hastalıkta olduğu gibi kişiyi hekime götüren belirtiler, tıbbi öykü ve hekim muayenesi teşhis için ilk basamaktır.
Astımın kesin teşhisi için herhangi bir kan tahlili yoktur. Röntgen bulguları genellikle normaldir.
Günümüzde astım tanısı için kullanılan en önemli tetkik solunum fonksiyon testleridir. Akciğer fonksiyon testleri hastalığın teşhisi kadar ağırlığının belirlenmesi ve tedavi seçeneklerinin belirlenmesinde çok önemlidir.
Astım tedavisinde kullanılan ilaçlar iki grupta incelenmektedir : Bunlar “kontrol edici ilaçlar” ve “semptomları giderici ilaçlar”dır. Hastaların akut atak dönemlerinde hemen rahatlamaları için kullanılan ilaçlar “kurtarıcı ilaçlar “ olarak bilinirler. Astım tedavisinde kullanılan ilaçların büyük bir bölümü nefes yolu ile uygulanmaktadır.
Nefes yolu ile kullanılan ilaçların ektikleri yüksek, yan etkileri ise çok düşüktür. Bu durum astım tedavisi için büyük avantaj oluşturmaktadır. Nefes yoluyla alınan hem kontrol edici, hem de rahatlatıcı ilaçların doğru uygulanması en önemli noktadır. Yanlış ve eksik kullanımlar tedavide başarısızlığa yol açar.
Astım ilaçlarına bağlı yan etkiler genellikle kontrol edilebilir ve önemsizdir. Nefes yoluyla alınan ilaçların bazılarında (inhaler steroid ilaçlar) ses kısıklığı olabilir.
Bunun için en iyi önlem ilaç kullandıktan sonra boğazın su ile gargara yapılmasıdır.
Kan potasyum düzeyinde düşme, bazen kaslarda kramp olması nadir görülen diğer yan etkilerdir.
Sonuç olarak hekim hasta işbirliğinin iyi olduğu durumlarda “Astım” bilinenin aksine aslında tamamen kontrol edilebilir bir hastalıktır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu