Aşure Nedir, Aşure Ne Demek

Aşure Nedir, Aşure Ne Demek
Aşure Arapçada aşere on, âşir onuncu demektir.

Halkımız onuncu gün mânasına gelen “âşir”i, aşure şeklinde telâffuz ederek Muharrem’in onuncu gününe aşure günü ismi vermiş, böylece tarihe de aşure günü olarak geçmiştir.

Nuh aleyhisselam tufandan sonra pişirdiği rivayet edilen aşure bugün de adet olarak devam etmektedir. Bunu ibadet olarak kabul etmek yanlıştır.

Zira Muhammed aleyhisselam ve Eshab-ı kiram böyle yapmadı. Bunu ibadet sanmak bid’attir ve günahtır. Çünkü Muhammed aleyhisselamın yaptığı veya emrettiği şeyleri yapmak, ibadet olur. Din kitaplarının yazmadığı, İslam alimlerinin bildirmediği şeyleri yapmak sevab olmaz, günah olur

Aşure Günü Aşure Günü oruç tutmak sünnettir. Peygamber efendimiz buyurdu ki: “Bir kimse, Aşure günü oruç tutsa, Allahü teala ona bir şehid sevabı verir. Aşure günü oruçlu olan için, yedi gök ehlinin sevabını yazar. Aşure günü bir mü’mine iftar verene, ümmet-i Muhammed’in hepsine iftar vermiş gibi sevab yazılır. Aşure günü bir yetimin başını okşayana Allahü teala o yetimin başındaki kıllar kadar Cennet’te derece verir.”

Yahudiler, hazret-i Musa’nın Muharrem’in 10. günü hürriyetine kavuştuğuna inanırlar ve o Gün oruç tutarlar. Bu sebeple Müslümanların onlara benzememek için Muharrem’in 9, 10, 11. Günleri oruç tutmaları gerekir.

Kaynaklarda geçtiğine göre ise bu güne bu ismin verilmesinin hikmeti, o günde Cenâb-ı Hak on peygamberine on değişik ikram ve ihsanda bulunduğu içindir. Bu ikramlar şöyle belirtilmektedir:

Allah Hz. Musa’ya (a.s.) aşura gününde bir mucize ihsan etmiş denizi yararak Firavun ile ordusunu sulara gömmüştür.

Hz. Nuh (a.s.) gemisini Cûdi Dağı’nın üzerine aşure gününde demirlemiştir.
Hz. Yunus (a.s.) balığın karnından aşure günü kurtulmuştur.
Hz. Âdem’in (a.s.) tövbesi aşura günü kabul edilmiştir.
Hz. Yusuf (as) kardeşlerinin atmış olduğu kuyudan aşura günü çıkarılmıştır.
Hz. İsa (as) o gün dünyaya gelmiş ve o gün semâya yükseltilmiştir.
Hz. Davud’un (a.s) tevbesi o gün kabul edilmiştir.
Hz. İbrahim’in (a.s.) oğlu Hz. İsmail (as) doğmuştur.

Hz. Yakub’un (a.s.) oğlu Hz.Yusuf (as)’ın hasretinden dolayı kapanan gözleri o gün görmeye başlamıştır.

Hz. Eyyûb (a.s.) hastalığından o gün şifaya kavuşmuştur.

Aslında böyle bir tatlı İslâmî bakımdan ne emredilir, ne de nehiy…

Yâni, ne yapana yapma denir, ne yapmayana yap… Anlayış ve âdet mes’elesi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu