B İle Başlayan Deyimler ve Açıklamaları
B Harfi İle Başlayan Deyimler ve Anlamları
Baba Ocağı (Yurdu) : Ezelden beridir ailesinin malı olup içinde yaşadığı ev, yurt ,toprak.
Bacası Tütmez Olmak : Ailesi dağılmak ya da büyük bir felakete uğramak anlamında kullanılır.
Bağlandığı Yerde Otlamak :Uzun zaman önceki durumunda kalıp hiçbir ilerleme göstermemek, yerinde saymak.
Bağrına Taş Basmak : Derdini kimseye anlatamadan her türlü acıya katlanmak.
Baklayı Ağzından Çıkarmak : Sabrı tükenip o zamana kadar sakladığı şeyleri en sonunda söylemek.
Baldırı Çıplak : İşsiz, sataşmaya bahane arayan serseri.
Bal dök te yala : Her yerin tertemiz olduğu anlamında kullanılır.
Balık İstifi : Sıkışık olarak bir yere dolmuş şeyler ve insanlar için kullanılır.
Balta Değmemiş : İçinden hiç ağaç kesilmemiş orman.
Baltayı Taşa Vurmak : Farkında olmayarak karşısındaki insana düşüncesizce söz söyelemek, pot kırmak, çam devirmek, gaf yapmak.
Bam Teline Basmak : Duyarlılık gösterdiği bir konuda bir insana çok kızdıracak söz söylemek ya da iş yapmak.
Bana Göre Hava Hoş : Öylede olsa böylede olsa benim için fark etmez. Yeğlenecek durumu başkaları düşünsün anlamında kullanılır.
Bana mısın Dememek : Kişi ya da şey durumlarını değiştirilmesi için girişilen büyük çalışmalardan hiç etkilenmemek.
Barut Fıçısı : Her an olay çıkabilecek anlar için kullanılan deyim.
Basıp Gitmek : Aklına koyduğu şeyi yapmak üzere bulunduğu yerden uzaklaşmak, çekip gitmek.
Basireti Bağlanmak : Doğru yolu görememek, alabileceği uygun tedbiri alamamak.
Baskın Çıkmak : Bir konuda üstünlüğünü göstermek.
Başa Kakmak : Yaptığı iyiliği birinin yüzüne vurarak söylemek, onu üzmek.
Baş Belası : Bir kimseye musallat olup sıkıntı veren ve bir türlü uzaklaştırılamayan kişi veya şey anlamında kullanılır.
Baş Eğmek : Güçlünün buyruğuna uymayı kabul etmek.
Baş Göz Etmek : Evlendirmek.
Başı Ağırmak : Bir işten dolayı sorumlu duruma düşmek.
Başı Altından Çıkmak : Kötü bir şey bir kişinin düşünüp planlamasıyla meydana gelmek.
Başı Boş Bırakmak : Denetimi altında bulunması gereken kimseyi hiç denetlemeyerek, kendi bildiğini yapmaya bırakmak.
Başı Dara Düşmek : Çok sıkıntılı çare bulunması zor bir durumda kalmak.
Başı Derde Girmek : Daha önce güçlüğünü düşünemediği ya da istediği dışında olarak sıkıcı, üzücü bir işle uğraşama zorunda kalamk.
Başı Dumanlı : Üstünü sis kaplamış dağ. Sevdadan ya da içkiden sarhoş olan.
Başı Göğe Ermek : Uğraşa uğraşa layık olmadığı şeyi elde ettiğinde çok sevinip böbürlenmek.
Başına Buyruk : Kimseden izin almaksızın dediğini yapan.
Başına Çalmak : Bir şeyi birine öfke ve sert davranışlar kullanarak söylemek.
Başına Çorap Örmek : Birini felakete sürüklemek için belli etmeksizin plan hazırlamak.
Başına Devlet Kuşu Konmak : Beklemediği büyük bir nimete kavuşmak.
Başında Kavak Yeli Esmek : 1-Bir genç yükümlülük duygusundan uzak, zevk ve eğlence peşinde koşmak. 2-Gerçekleşmeyecek şeyler için vakit geçirmek.
Başından Kaynar Sular Dökülmek : Çok utandırıcı ya da sıkıntı verici bir durum karşısında vücudunu sıcak bir ter basmak.
Başından Sağmak : Bir kişiyi yanından uzaklaştırmak, başından atmak.
Başını Alıp Gitmek : Kimseye danışmadan ve nereye gideceğini kimseye söyelmeden çevresindekilerle ilgisini kesip bulunduğu yerden uzaklaşmak.
Bel Bağlamak : Birisinin kendisine yardımcı olacağına inanıp ona güvenmek.
Belini Bükmek : Bir kişiyi büyük üzüntü içinde bırakmak ve birşey yapamaz duruma getirmek.
Benlik Davası : Söz sahibi ben olmalıyım, benim dediğim olmalı tutkusu, bencillik.
Beş Para Etmez : Hiç değeri olmayan insanlar ve eşyalar için kullanılır.
Beterin beteri : En kötü sanılandan daha kötü bir durum.
Beyninden Vurulmuşa Dönmek : Çok üzücü bir haberle aşırı bir sarsıntıya uğrayıp, düşünme yeteneğini yitirir gibi olmak.
Bıçak Kemiğe Dayanmak : Çekilen zahmet artık dayanılamayacak boyuta ulaşmak. Canına tak etmek.
Bıçak Sırtı : Çok yakın çok az.
Bıyığı Terlemek : Bıyığı yeni yeni çıkmaya başlamak.
Bıyık Altından Gülmek : Birinin durumuna belli etmeden gülmek. Böyle bir duruma sevindiği halde bunu sezdirmemeye çalışmak. İçinden alay etmek.
Biçilmiş Kaftan : Çok uygun.
Bildiğini Okumak : Herkes ne derse desin istediğini yapmak, davranmak.
Bileğine Güvenmek : Gücüne ya da hünerine güvenmek.
Bin Pişman Olmak : Bir şeyden dolayı çok pişman olmak. Pişmanlık duymak.
Bir Baltaya Sap Olmak : Belirli bir iş sahibi olmak.
Bir Çuval İnciri Berbat Etmek : Yolunda olan bir işi yanlış davranışıyla kötü bir duruma sokmak.
Bir Deri Bir Kemik Kalmak : Çok zayıf kimse için kullanılır.
Bir Dikili Ağacı Olmamak : Toprak üzerinde hiçbir malı bulunmamak.
Bir İçim Su : Güzel insanlar ve güzel kadın için kullanılır.
Boğaz Boğaza Gelmek : Birbirini boğmak istercesine kavga etmek.
Boğaz Derdi : Yaşamak için kazanç sağlama kaygısı, yemek pişirme hazırlama sıkıntısı.
Boğazı Kurumak : Çok konuşmaktan dolayı sesi çıkmaz olmak.
Boğazına Düşkün : Yeme içmeyi çok seven kişilker için kullanılır.
Boğazından Kesmek : Para arttırmak için yiyecek giderlerinden kısmak.
Boğaz Tokluğuna Çalışmak : Para almadan karnını doyurma karşılığı çalışmak.
Bostan Korkuluğu : Kuşlar ürküp yaklaşmasınlar diye tarlaya dikilen insan biçimindeki nesne. iş başında bulunduğu halde görevini yapmayan ve sözü geçmeyen işi başkalarının eline bırakmış olan göstermelik kişi.
Boş Atıp Dolu Tutmak : Umutsuz olarak girişilen işin iyi sonuç vermesi.
Boş Bulunmak : Dikkatsiz ve dalgın bir durumda olmak.
Boş Gezenin Boş Kalfası : İşsiz, güçsüz dolaşan bir adam.
Boy Atmak : Uzamak.
Boynum Kıldan İnce : Adaletli yargı karşısında verilecek her cezaya razıyım anlamında kullanılır.
Burnu Bile Kanamamak : Büyük bir kazadan yara almadan kurtulmak.
Burnu Büyümek : Herhangi bir olaydan ötürü bir kişinin büyüklenmesi, kibirlenmesi.
Burnundan Kıl Aldrmamak : Davranışlarına karşı hiç söz söyletmemek, en küçük bir eleştiriye ya da itiraza sinirlenip, köpürecek kadar huysuz olmak.
Burnundan Solumak : Çok öfkelenip, çok sinirlenmiş olmak.
Burnunun Direği Sızlamak : Bir yerinin acısı burun direğini sızlatacak kadar aşırı olması durumu. Yakınlarından birinin durumuna çok üzülüp ona acımak.
Burnunun Ucunu Görememek : Dikkatsizlik, sarhoşluk gibi nedenlerle çok yakınında olan şeyi, ayak bastığı yeri görememek.
Burun Buruna Gelmek : İki ayrı yönden gelen kişilerin birbirlerine çok yaklaşması.
Burun Kıvırmak : Bir şeyi ya da kişiyi beğenmeyip, küçümsemek.
Buz Kesmek : Çok üşümek, vücudu buz gibi olmak.
Buz Üstüne Yazı Yazmak : Bir kişiye üzerinde etki yapmayan sözler söylemek. Etkisi çok az süren bir iş yapmak.
Büyük oynamak: 1. Büyük bir tehlikeyi göze alarak bir işe girişmek. 2. Çok fazla para koyarak kumar oynamak.
Büyük (söz) söylemek: Başkasının düştüğü kötü duruma düşmeyeceğini söyleyerek övünmek.
Büyük sözüme tövbe!: Bir konuda kesin konuşulduğunda ya da bir başkasının düştüğü kötü dur ama düşmeme iddiasında bulunulduğunda Cenab-ı Allah`tan böyle bir duruma düşürmemesini dileme.
Büyüklük göstermek: Elinde her imkân varken kötülük yapmamak, affetmek, iyi davranmak.
Büyümüş de küçülmüş: Davranışları, konuşması yaşının üstünde olan, büyükler gibi hareketler yapan çocuk.”Aman yarabbim, şunun söylediği sözlere bakın hele, büyümüş de küçülmüş sanki!”