Bursa Gezilecek Yerler

 Bursa Gezilecek Yerler Nerelerdir

Müzeler Ve Ören Yerleri

Arkeoloji Müzesi

Müze kurulması amacıyla eserler ilk kez 1904’den 1972’ye kadar Bursa Erkek Lisesi’nde toplanmıştır. 1972 yılında Kültürpark içerisinde yeni yapılan binaya taşınmıştır. Bithynia ve Mysia bölgelerinde bulunan eserlerin sergilendiği müzede, M.Ö. 3000 yılından Bizans dönemi sonlarına ait eserler yer almaktadır.

Bölgede bulunan, pişmiş toprak kaplar, sikkeler, taş eserler ve cam eserler bir arada teşhir için kullanılan dört salonda sergilenmektedir.

Türk-İslam Eserleri Müzesi (Yeşil Medrese)

Bursa kent merkezinde bulunan Yeşil Medrese, Sultaniye Medresesi adıyla da tanınmaktadır. Birçok ünlü bilgin yetiştiren medrese Yeşil Külliyesi ile birlikte Mimar Hacı İvaz Paşa tarafından 1414-1424 yılları arasında yapılmıştır. Plan olarak Anadolu Selçuklularının açık avlulu medreselerinin bir devamı görünümündedir. Bir giriş eyvanı, iki yan eyvan ve ana eyvandan meydana gelen mekânlarla 13 medrese odası bulunmaktadır. Medrese odalarının önünde avluyu üç taraftan çeviren revaklar vardır.

Günümüzde müze olarak kullanılan binada, 12. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar maden, seramik ahşap, işleme, silah, el yazması kitaplar, İslami sikke, İslami kitabeler ve mezar taşları ile etnografik malzeme teşhir edilmektedir. Medresenin çini süslemeleri cami ve türbeye göre daha azdır. Kapı girişi üstündeki tonoz, batı yan eyvanının tavanı ve dış cephede pencere alınlıkları medresenin çini süslemeli yerleridir.

Atatürk Müzesi

Atatürk’ün Bursa’ya çeşitli tarihlerdeki ziyaretlerinde kaldığı bu bina kendisine hediye edilmiş, Atatürk de 1938’de bu yapıyı Bursa Belediyesi’ne bağışlamıştır. Cumhuriyetin 50. yılında 29 Ekim 1973 tarihinde müze haline dönüştürülerek ziyarete açılmıştır.

19. yüzyıl başlarında iki katlı tamamen ahşap malzemeden inşa edilen bina, döneminin en çekici sivil mimarlık örneklerinden olup, ahşap yapısı ve iç düzeni aynen korunmuştur. Çekirge Caddesi üzerinde Çelik Palas Oteli yanında bulunan müzede Atatürk’ün kaldığı sürede kullandığı tüm eşyalar ile birlikte üst katta limonluk olarak adlandırılan salonda Atatürk ile ilgili fotoğraflar sergilenmektedir.

Osmanlı Evi Müzesi

Muradiye semtinde, II. Murat Külliyesi’nin karşısında bulunan ahşap ev, plan ve süslemeleri bakımından 17. yüzyıl özelliklerini taşımakta olup, Bursa’da halen ayakta kalan en eski evlerden bir tanesi ve en güzel olanıdır. Bahçe içinde bulunan iki katlı binanın iki kat planı da aynıdır. Bahçeye açılan eyvanlı bir sofası ile bu sofaya açılan sağda ve solda olmak üzere iki odası vardır. Alt kattaki odalar ise alçak tavanlı kışlık odalardır. Üst katta baş oda diye adlandırılan odada kalem işi bitki ve çiçek motifleriyle dekorlu şahane ahşap dolap, geometrik dekorlu ahşap tavan ve altıgen tavan göbeği zarif görünüşleri ile 17. yüzyıl süslemelerinin güzel ve karakteristik özelliklerini göstermektedir. Eski bir Bursa evi örneği olarak “Osmanlı Evi Müzesi” adı altında ziyarete açılmıştır.

Mudanya Mütareke Evi Müzesi

11 Ekim 1922 tarihinde TBMM Hükümeti’nin imzaladığı ateşkes antlaşmasının yapıldığı yer olan bina 19. yüzyıl başlarına ait olup, ahşaptan yapılmıştır. Daha sonra onarılan bina 1937 yılında belediyeye bağlı bir müze olarak açılmış 1959’da Kültür Bakanlığı’na bağlı bir müze olmuştur. Mütareke döneminin eşyalarının korunduğu bu evde ayrıca o döneme ait fotoğraflar ve belgeler sergilenmektedir.

İznik Müzesi

Sultan I. Murat’ın annesi Nilüfer Hatun’un anısına 1388 yılında imarethane olarak inşa edilmiştir. Cumhuriyet döneminde değişik gereksinmeler için depo olarak kullanılan bina, onarım görmüş ve 1960 yılında müze olarak ziyarete açılmıştır.

14. yüzyıl Osmanlı mimarisinin güzel örneklerinden biridir. Osmanlı mimarisinde “T” planı ilk kez bu yapıda görülmektedir. Kubbe ve tonoz kemerlerin örttüğü revakla başlayan yapının giriş kapısında kitabe mevcuttur. Kubbe ile örtülü ana bölümden yan mekânlara geçilir. Bizans’a özgü zengin ve renkli taş ve tuğla işçiliği ile yapılmıştır. Müzede İznik çevresinden toplanan prehistorik dönemden Osmanlı dönemine kadar olan çeşitli eserler yer almaktadır.

İznik Ayasofya Müzesi

İznik ilçe merkezinde yer alan ve 4. yüzyılda inşa edilmiş olan kilise, 11. yüzyıldaki depremden sonra onarım görmüş, 1331’de Orhan Gazi tarafından camiye çevrilmiştir. Günümüzde anıt-müze olarak ziyarete açıktır. Hıristiyanlar için önem taşıyan 7. Ekümenik (ruhani) Konsül burada toplanmıştır. Bizans dönemine ait bazı freskler ve tabanda geometrik motiflerden oluşan mozaikler bulunmaktadır. Kilisenin camiye çevrildiğinin göstergeleri olan mihrap, minare, duvar yazıları ve içteki kemer tadilatı oldukça belirgindir.

İznik Çini Ocakları

Antik çini ocaklarının bulunduğu alandır. Halen kazı çalışmaları sürmektedir.

İznik Roma Tiyatrosu

İznik’in güneybatısında yer alır. Eski saray olarak da adlandırılmaktadır. Roma döneminde yapılmıştır. Uzun beşik tonozlu galeriler mevcuttur. Kazısı devam etmektedir.

Camiler

Önemli bir inanç turizmi merkezi olan Bursa’da Yıldırım Camii ve Türbesi, Yeşil Cami ve Türbesi, Emir Sultan Camii ve Türbesi, Ulu Cami (Cami Kebir), Muradiye Külliyesi, Hüdavendigar Cami ve Külliyesi önemli cami ve külliyeleridir.

Bursa Cami ve Külliyeleri

Ulu Cami

Bursa kentinde bulunan Ulu Cami, Sultan Yıldırım Bayezit tarafından 1396–1400 yıllarında yaptırtılmıştır. Dikdörtgen planlı ve üç büyük giriş kapısı olan çok kubbeli camilerin en büyük ve en anıtsal örneğidir. On iki kare ayağa ve kesme taştan yapılmış kalın beden duvarlarına oturan yirmi kubbesi vardır. Orta eksendeki kubbede aydınlık feneri altında da onaltı köşeli havuzu ve üç çanaklı fıskiyesi olan şadırvan bulunmaktadır. Caminin kuzey cephesinin köşelerinde kaidesi mermerden yapılmış ve üzeri tuğlalarla örülmüş iki minare yer almaktadır. Ceviz ağacından yapılmış minberi ağaç işçiliği yönünden bir başyapıttır. Ahşap kapıları motiflerle bezenmiştir. Caminin içinde bulunan yazılar, hat sanatının özgün örnekleri arasında gösterilmektedir. Mimarisi, ahşap işçiliği ve içindeki yazı sanatları bakımından Ulu Cami’nin Bursa’daki eserler arasında ayrı bir yeri vardır.

Emir Sultan Camii

Yıldırım Bayezit’in kızı ve Emir Sultan’ın eşi olan Hundi Hatun tarafından 15. yüzyılın başında yaptırtılmıştır. Caminin asıl ibadet alanının üzerini büyük bir kubbe örtmekte, giriş bölümünde, şadırvanlı geniş ve dikdörtgen bir avlu yer almakta, kuzeydoğu ve kuzeybatı köşelerinde iki minare bulunmaktadır. 1795 yılında tamamen yıkılmış, 1804 yılında III. Selim tarafından yeniden yaptırılmıştır. 1954 depreminde zarar gören cami onartılmıştır.

Yeşil Cami

1414-1424 yılları arasında Çelebi Sultan Mehmet tarafından yaptırtılmıştır. Ters planlı camilerdendir. Caminin mimarı Hacı İvaz Paşa’dır. Tamamen kesme taş ve mermer ile inşa edilen caminin zengin süslemeler ve yazılarla kaplı stalaktitli mermer taç kapısı, Osmanlı taş işçiliğinin en güzel örneklerinden birisidir. İki kubbe ile örtülü ana mekânın ilk bölümündeki havuzun fıskiyesi yekpare mermerden yapılmıştır. Çini süslemeler caminin en önemli özelliğidir. Süslemede kullanılan firuze ve çinilerden dolayı “Yeşil” adıyla anılmaktadır.

Orhan Bey Camii

1339 yılında Osmanlı Sultanı Orhan Bey tarafından yaptırtılmıştır. Caminin çeşitli cephelerinde, belli bir düzene uyulmaksızın tuğla ve kesme taş kullanılmıştır. Beş bölümlü ve sivri kemerli son cemaat yeri ortada üç küçük kubbe, yanlarda tonozla örtülüdür. Yapıda yer alan motifler son derece sadedir. Cami, 1576 yılında genişletilmiştir.

Muradiye (II. Murat) Camii

Muradiye semtinde bulunan cami, Sultan II. Murat tarafından 1424-1426 yılları arasında yaptırtılmıştır. Beş bölümlü son cemaat yerinin kemer araları çeşitli geometrik tuğla ve çinilerle bezenmiştir. Caminin girişi kemerli olup, tavanı geometrik motifle süslü çini ile kaplanmıştır. Kapı kanatları ahşap işçiliğin en güzel örneklerinden biridir. Yapıda çeşitli geometrik tuğla süslemeler de yer alır. Rokoko tarzındaki mihrap, 18. yüzyılda yapılmıştır. Bu cami Bursa’da Osmanlı padişahları adına yapılan son camidir.

Yıldırım Camii

Bursa kentinde bulunan Yıldırım Bayezit tarafından 1390’lı yıllarda yaptırtılmıştır. Anıtsal bir görünümü vardır. Ters “T” planlı camilerin en özgünü olan cami, Bursa tipi kemerlerin ilk kullanıldığı yapıdır. Caminin duvarları düzgün kesme taş ile örülmüştür. Özenli bir taş işçiliğine sahiptir. 19. yüzyılda depremde iki minaresi de yıkılmış, bugün bina dışında olan minare sonradan yapılmıştır.

Hamzabey Camii

Muradiye Camii’nin batısında yer alan cami, Hamza Bey tarafından yaptırtılmıştır. Osmanlı Devleti ilk devir cami stillerinden ve ters “T” planlı bir camidir. Asıl ibadet mekânı üzerinde iki büyük kubbe, bunların yanında da iki küçük kubbe bulunmaktadır.

İznik Yeşil Cami

İznik’in doğusunda, Lefke Kapısı’nın yakınındadır. Mimarı Hacı Musa’dır. 1376 yılında Çandarlı Hayrettin Paşa tarafından yapımı başlatılan cami, onun ölümünden sonra 1398’de oğlu Ali Paşa tarafından bitirilmiştir. Adını yeşil, mavi, sarı ve mor renkli çinilerle bezenmiş minaresinden almıştır. Dikdörtgen planlı iç kısmın üzeri kubbe ve tonozlarla örtülmüştür. Mermer mihrabı, Osmanlı dönemine ait en eski örnektir. Ayrıca, mermer işlemeli taç kapısı ilginçtir.

Hacı Özbek Camii (Çarşı Mescidi)

İznik’de çarşı içindedir. Tarihi bilinen en eski yazıtlı Osmanlı camisidir. 1333’te yapılmıştır. Önündeki son cemaat yeriyle, tek kubbeli Osmanlı camilerinin öncüsüdür. Duvarlar bir sıra kesme taş, üç-dört sıra tuğladandır. Üç kemerli olduğu bilinen son cemaat yeri, 1959’da yıkılmıştır.

Mahmut Çelebi Camii

İznik’te, Ayasofya Müzesi yakınında bulunan cami, 1442 yılında Sadrazam Çandarlı İbrahim Paşa’nın oğlu Mahmut Çelebi tarafından yaptırılmıştır. Kesme taştan inşa edilmiş olan camiyi yüksek bir kubbe örtmektedir. Tek şerefeli minaresi, mavi ve yeşil renkte sırlı tuğla şeritleri ile süslenmiştir.

Kiliseler

Fransız Kilisesi: Üzeri ahşap ve kiremitle örtülü kilisede hasta bakım yeri de vardır. 19. yy’ da yapıldığı tahmin edilmektedir

Koimesis Kilisesi

İznik’in doğusundaki bu kilisenin 8. yüzyılda yapıldığı ve ismini Meryem Ana’nın ölümünü tasvir eden fresklerinden aldığı tahmin edilmektedir. Koimesis “Meryem’in Vefatı” demektir. Bugün, yapı temelinin bazı bölümleri ve taban mozaikleri görülebilmektedir.

Aziz Tryphonos Kilisesi

İznik’de bulunan bu kilisenin, Bizans İmparatoru II. Theodoros Laskaris’in emri ile Aziz Tryphonos onuruna 13. yüzyılda yapıldığı düşünülmektedir. Plan itibariyle İstanbul’daki Kariye Kilisesi’ne benzeyen yapının büyük bir kubbe ile örtülü olduğu ve yerde mozaik süslerinin yer aldığı tahmin edilmektedir.

Helena Konstantinos Kilisesi

Karacabey ilçesinde, Ulubat Gölü’ndeki Manastır Adası’nda bulunmaktadır. 4.-5. yüzyıllarda yapılmıştır. Haç planlı olan kilisenin duvarları beş sıra tuğla ile kaba işlenmiş taşlarla örülmüştür.

Kumyaka Kilisesi

Mudanya’dadır. Bizans İmparatoru IV. Konstantinos Porphyrogenetos döneminde yaptırılmıştır. Kare planlı ana kilisenin üzeri kubbe ile örtülü olup yanlarda beşik tonozlu dört haç kolundan oluşur. Duvarları tuğla ve taş ile örülü bulunan yapının çatısı da tuğla ile örülmüştür.

Sinagoglar

Geruş Sinagogu: 16. yüzyıl başlarında II. Selim tarafından inşa ettirilen sinagog Arap Şükrü sokağındadır. 14. yüzyılın sonlarında İspanya’dan sınır dışı edilen ve Osmanlı İmparatorluğu tarafından gönderilen kalyonlara bindirilerek Osmanlı İmparatorluğuna kabul edilen Musevî topluluğunun ilk kafileleri Bursa’ya yerleştirilmiş ve bu sinagog kurulmuştur. Geruş Sinagogu’ nun günümüzdeki yapısı son derece sağlam, bakımlı olup, ibadete açık tutulmaktadır.

Ets Ahayim Sinagogu: Hayat Ağacı Sinagogu olarak da bilinen Sinagog, Osmanlı Döneminde ilk yapılan sinagog olması nedeniyle önem taşımaktadır. Bursa fethini gerçekleştiren Orhan Bey zamanında bir ferman çıkartılarak Ets Ahayim Sinagogunun kurulmasına izin verilmiştir.

Mayor Sinagogu: İspanya’nın Mallorca Adasından 15. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğunca kabul edilen ve Bursa’da yerleştirilen diğer Musevî kafilelerince bu sinagog inşa edilmiş olup, geldikleri adanın adından esinlenerek Mayor adını almıştır. Mayor Sinagogu’nun etkinliklerinden ve ölü yıkama bölümü halihazırda kullanılmaktadır.

Hanlar

Emir (Bey) Han

Ulu Cami’nin hemen altında bulunan Emir Hanı, Orhan Bey tarafından, 14. yüzyılın ikinci yarısında yaptırtılmıştır. İç avlu çevresine sıralanan iki katlı revak ve buraya açılan odalardan oluşan bu han Osmanlı hanlarının ilk örneğidir. Alt katta eşya depoları olarak penceresiz otuz altı mahzen bulunurken, üst katta otuz sekiz oda bulunur. Hanın ortasında bir şadırvan ile tarihi çınarlar bulunmaktadır.

Eski Yeni (Tahıl) Han

Cumhuriyet Caddesi üzerinde bulunan han, Kanuni’nin sadrazamlarından Semiz Alizade tarafından 16. yüzyılda yaptırtılmıştır. İki katlı olan hanın duvarları kesme taş ve tuğla ile örülmüştür. Alt ve üst katta bulunan odaların önünde revaklar mevcuttur.

Geyve Hanı

Demirkapı Çarşısı’nın yanında bulunan bu hanı, 15. yüzyılda, Ahi Bayezit’in oğlu Hacı İvaz Paşa yaptırarak, Çelebi Mehmet’e armağan etmiştir. Han, Yeşil Cami’ye gelir sağlamak için yapılmış olup, iki katlıdır. Yapıda, kare planlı avlunun çevresine sıralanan revaklar ile bunlara açılan odalar bulunur. Revakların üzeri tonozla, odaların üzeri ise beşik tonozla örtülüdür. Alt katta yirmi altı, üst katta ise otuz oda bulunmaktadır.

İpek Hanı

İvaz Paşa Camii yanında bulunan bu han, Çelebi Mehmet tarafından Yeşil Külliyesi’ne gelir getirmesi amacıyla yaptırılmıştır. Bursa’daki hanların en büyüğüdür. Hanın duvarları taş ve tuğla ile örülmüştür. Hanın zemin katında otuz dokuz, üst katında kırk iki oda bulunmaktadır. Klasik Osmanlı hanları tarzında yapılan bu hanın odalarının önünde bulunan revakların üzeri kubbe ve tonozla örtülmüştür. Yapılan onarımlar ile hanın sadece batı bölümü özgündür; diğer bölümleri restorasyon görmüştür.

Koza Hanı

Ulu Cami ile Orhan Camii arasında bulunan bu hanı II. Bayezit İstanbul’daki hayır yapılarına gelir getirmek amacıyla 1490 yılında yaptırmıştır. Bursa’nın en güzel ve günümüzde en yoğun olarak kullanılan hanıdır. Duvarları tuğla ve taşla örülmüş olan bu han, dikdörtgen bir avlunun çevresinde yer alan iki katlı bir yapıdır. Bu hanın doğusunda ahır ve depoların bulunduğu ikinci bir avlulu bölüm vardır. Yapıya, Kapalı Çarşı tarafından bir taç kapıyla girilmekte, alt katında kırk beş, üst katta ise elli oda bulunmakatdır. Binanın üzeri tonozla örtülüdür. Avlunun ortasında taştan yapılmış, altında şadırvan bulunan, sekiz ayak üzerine oturtulmuş bir köşk mescit bulunur.

Pirinç Hanı

1508 yılında Sultan II. Bayezit, İstanbul’daki vakıflarına gelir sağlamak amacıyla yaptırtmıştır. Büyük bir avlunun çevresinde, iki katlı olarak sıralanmış revaklar ve onların arkasında odalardan oluşur. Üst katta otuz sekiz, alt katta ise kırk oda bulunur. Hanın önünde bulunan iki sıra dükkanlar, 1519 yılında yanmış ve sonradan onarılmıştır.

Tuz Pazarı Hanı

Tuz Pazarı Camii yanında bulunan bu han, camiye gelir getirmek amacıyla Timurtaş Paşa’nın oğlu Ömür Bey tarafından 15. yüzyılda yaptırtılmıştır. Duvarları kesme taş ve tuğla ile örülmüştür. Osmanlı hanları gibi dikdörtgen bir avlu etrafına iki katlı olarak sıralanan odalardan oluşur. Üst katta 18, alt katta 17 odası vardır.

Hoca Tursun Hanı

Gürsu ilçesi, Aksu köyünde bulunan bu han, 1498 yılında Muhammedoğlu Hoca Tursun tarafından yaptırılmıştır. Yapının bu gün sadece kuzey kapısının bir bölümü ayaktadır.

Issız Hanı

Karacabey ilçesi, Seyran köyü yakınında bulunan han, 1394-1395 yıllarında, Yıldırım Bayezit zamanında büyük emir Celaleddin Eyne Bey tarafından yaptırtılmıştır. Derinliğine uzanan üç nefli, tonozlarla örtülü, avlusuz bir yapıdır.

Milli Parklar

Uludağ Milli Parkı

Marmara Bölgesi’nde, Bursa ilinin güneyinde yükselen Uludağ üzerinde yer alan milli parka Bursa’dan 34 km’lik karayolu ile ulaşmak mümkündür.

Yerkürenin derinliklerinden gelen magmanın kırıklar ve çatlaklar boyunca yeryüzüne doğru yükselmesi ve katılaşması sonunda meydana gelen Uludağ’ın jeolojik yapısını genellikle iç püskürük granit kayaçları oluşturmaktadır. Dağın bugünkü şeklini kazanması tektonik hareketler ve farklı aşınma etkisiyle oluşmuştur. Bursa Ovası’ndan kısa mesafede 2543 m’ye kadar yükselen Uludağ, Marmara Bölgesi’nin en yüksek noktasıdır. Aras Çağlayanı ve doruklarda görülen buzul izleri Uludağ’ın jeomorfolojik yapısının ilgi çekici özellikleridir.

Milli parkın elverişli tabiat şartları ayı, kurt, çakal, tilki, karaca, geyik, tavşan, domuz, keklik, yabani güvercin, akbaba, kartal, çaylak, bülbül, çalıkuşu gibi hayvanların yaşaması ve çoğalmasına imkân vermiştir.

Aralık-mayıs ayları boyunca Uludağ karla örtülüdür. 3.95 m’ye varan kar kalınlığı, kayak yapmaya son derece elverişli olup kar kalitesi ile Uludağ, Türkiye’nin en önemli kış sporları merkezidir.

Çobankaya ve Sarıalan kamp/günübirlik kullanım alanı milli parkın farklı peyzaj değerlerini; Çobankaya mevkiindeki “Bakacak Manzara Seyir Terası” ise daha geniş bir perspektifte peyzaj değerlerini, Bursa Ovası’nı ve kent gelişimini ziyaretçilere sunar.

Milli park sahası içerisinde “oteller bölgesi” diye adlandırılan mevkii ziyaretçilere kış aktivitelerinde kayak imkânı sunarken, Sarıalan, Çobankaya ve Kirazlıyayla mevkiileri kamp ve günübirlik kullanımlar için düzenlenmiş sahalardandır.

Sarıalan mevkiinde sabit (baraka, bungalov) ve çadır ile kamp yapma imkânı mümkün olup, oteller bölgesinde ise gerek kamu gerekse özel işletmeler gecelemeye olanak sağlar. Çobankaya mevkiinde yalnızca çadırla kamp yapılabilmektedir.

Bayramdere Ayı Koruma Bölgesi

Karacabey’in Marmara Denizi sahilinde bulunan Yeniköy ve Bayramdere, geniş doğal kumsalları ile yaz turizmi için ideal tatil yöreleridir. Bayramdere yöresi dünyanın tek ayı rehabilitasyon alanını bünyesinde barındırmaktadır. Sokaklarda çingenelerce oynatılan ayılar, bu işin devletçe yasaklanması üzerine, toplanarak Bayramdere rehabilitasyon alanına getirilmiştir. Burada tabiata uyumlu yaşamaları için çalışmalar yapılmaktadır.

Plajlar

Marmara Denizi’nin güneyinde yaklaşık 135 km uzunluğunda kıyısı bulunan Bursa ilinde, Karacabey, Mudanya ve Gemlik ilçelerinde geniş doğal kumsallar ile İznik ve Uluabat (Apolyont) gölleri kıyılarında güzel plajlar bulunmaktadır. Yeniköy, Bayramdere (Malkara) kesimi ile Mudanya’nın Zeytinbağ kesimine dek uzun ve geniş doğal kumsallar vardır. Kum kalitesi iyi olan bu kıyılarda Kurşunlu, Bayramdere, Yeniköy-Mudanya kesiminde de Mesudiye, Eğerce ve Esence plajları bulunmaktadır.

Mesire Yerleri

Saitabat Şelalesi: Derekızık köyüne 3 km uzaklıkta bulunan şelale,bir kanyondan dökülmektedir. Şelale çevresinde et mangal lokantaları ve büfelerin yer aldığı bu mesire alanı Bursalılarca yoğun olarak kullanılmaktadır.

Suuçtu Şelalesi: Mustafakemalpaşa ilçesine 18 km. uzaklıkta bir cennet parçası Suuçtu Şelalesi 38 metre yükseklikten dökülür.

Aras Şelalesi: Aras Deresi ve Aras Şelalesi Uludağ’ın kar sularını taşıyan ve tam kayalıkların içinden 15 metre yükseklikten düşer. Bursa-Soğukpınar arası 30 km olup, köyden itibaren 5 km stabilize bir yolla Ketenlik yaylalarına, oradan da şelaleye varılır.

Kaleler

Bursa Kalesi

Bursa Kalesi’nin yapılışı M.Ö. 1. yüzyıla dayanır. Bugün surların uzunluğu 2 km. kadardır. Çakırhamam ile Tophane arasında biri yuvarlak diğeri dört köşe iki burç vardır. Tophane, Tümen ve Sanat Enstitüsü’nün bulunduğu alan, Yıldız Kahve’ye kadar doğal bir set halindedir. Kalede 5 adet kapı bulunmaktadır. Bunlar Hisar Kapı, Kaplıca Kapısı, Zindan Kapısı, Pınarbaşı Kapısı, Yer Kapı’dır.

İznik Kalesi

İznik Kalesi’nin geçmişi M.Ö. 258 tarihlerine dayanır. İznik Kalesi’nde; sırasıyla İstanbul, Yenişehir, Lefke ve Göl kapıları bulunur. Ayrıca 12 tali kapısı vardır. Uzunluğu 4970 m’dir. Yüksekliği 10-13 m. olan surların direncini güçlendirmek amacıyla 114 yuvarlak planlı burç yapılmıştır. Burçların eskileri yuvarlak, yenileri ise dört köşedir. Ayrıca surların önünde bulunan müdafaa hattında 131 burç mevcuttur.

İznik surları bir çok kez tamir görmüş olup, büyük ölçüde eski kent kalıntıları surlarda kullanılmıştır. Lefke Kapısı ile İstanbul Kapısı surları üzerinde bulunan üç kabartma tasvirde M.Ö. 3. yüzyıla ait bir savaşın anlatıldığı görülür.

Kestel Kalesi

Bizans döneminden kalmıştır. Osmanlı’nın ilk dönemlerinde oldukça güçlü bir kale olan bu surlar günümüzde büyük ölçüde yok olmuştur.

Kite Kalesi

Kite, bugünkü Bursa’nın Ürünlü köyü olup tarihte çok önemli bir limandır. Bu antik sur kalıntıları bulunmaktadır.

Cumalıkızık Evleri

Cumalıkızık, Osmanlı dönemi konut dokusunu günümüze kadar koruyan bir köydür. Osmanlı dönemi sivil mimarisini günümüze taşıyan Cumalıkızık Evleri, koruma altına alınmıştır. Bursa’nın doğusunda yer alır. Günümüzde ilin bir mahallesi konumundadır.

Orhan Bey zamanında vakıf köyü olarak kurulmuş bir yerleşim bölgesidir. Osmanlıların Bursa’da ilk yerleştikleri bölgelerden olan Cumalıkızık, 180’i halen kullanılan, bazılarında ise koruma ve restorasyon çalışmalarının yapıldığı toplam 270 evden oluşmaktadır.

NE YENİR?

Bursa’nın ünlü İskender Kebabı hazır. Yemek olmadığı için dönerin pişmesi bekleniyor. Haftasonu talep çok olduğundan, sırada bekleniyor.

Isıtılmış tabakta gelen kebabın yağı donmaması için hızlı yenen bir yemek sayılabilir. Bir veya bir buçuk porsiyon uzun kayık tabakta servis edilirken kesilmiş pide üzerindeki kebabın renk lezzet armonisi domates ve biberle tamamlanıyor. Kenarına konan yoğurt Uludağ’ın karlarını anımsatsa da üzerine eritilmiş tereyağı gezdirilince içiniz ısınıyor. Kebabın yanına en uygunu ayran, şıra, soda, kola. Niye içki içilemez mi diye soran olduysa eğer, içki soğuk ve uzun sürede tüketildiği, İskender kebap soğuyunca lezzeti kaçtığı için hızlı yenen yemekle yavaş içilen içki bağdaşmadığından kebapla içki içilmiyor.

“Tatlı olarak ne var?” derseniz, Bursa’nın kestane şekeri de çok ünlü.

Heykel yakınlarındaki Kafkas’ın kestane şekerleri, çikolatalısı, sadesi, tatlısı gibi çeşitleri bulunuyor.

1930 yılından bu yana lezzeti ve ismiyle efsane haline gelmiş olan Uludağ gazozları değişmeyen tadıyla Bursa’nın ünlü markalarından biri olmayı başarmış.Geçmiş yıllarda yazlık sinemaların vazgeçilmezlerinden biri olarak içenleri serinleten gazoz, okul yıllarında talebelerin de en sevdikleri içeceklerden olmasıyla hafızalarda tat anıları bırakmış. Çay bahçelerinde tahta masalar etrafında oturulup, koyu sohbetlerde, ağır yemeklerin hazmettirici ilacı olarak içilirken keyiflere keyif katan Uludağ gazozu, yudumlarla günümüzde bile sevenlere nostalji yaşatıyor.

Hediyelik eşya almak isteyenler için Bursa Koza Han’da faaliyet gösteren Moripek Galerisi zengin çeşitler sunuyor. Textile Designer Şinasi Çelikler tarafından tasarlanan ipek üzeri baskı resimler, ipek kravatlar, cazip motiflerler süslü eşarplar, fularlar, bluzlar hayranlık uyandırıyor.

NEREDE KALINIR?

Bir çok konaklama tesisinin bulunduğu Çekirge’de yer alan Çelik Palas Hoteli 5 yıldızlı. Doğal sıcak sulu banyolu, kablolu TV’li, minibarlı, klimalı 156 odasıyla hizmet veriyor. Odalarda konuklara verilen karbeyazı bornozlar ve kağıt terliklerle termal havuzdan ve dinlenme ünitelerinden yararlanmaları sağlanıyor. Haftasonu artan talep nedeniyle Hotel ve termal havuza rezervasyon gerekli. Mayonuzu almayı unutmayın. Solaryumda diğer hizmetler arasında.

Çelik Palas Hoteli

Tel: (0-224) 233 38 00

Kervansaray Termal Hoteli

Tel: (0-224) 233 93 00

Almira Hotel

Tel: (0-224) 250 20 38

Holiday Inn Hotel

Tel: (0-224) 442 86 17

Anatolia Hotel

Tel: (0-224) 233 94 00

Büyük Yıldız Hotel

Tel: (0-224) 239 69 90

Dilmen Hotel

Tel: (0-224) 233 95 00

Kervansaray Bursa Hotel

Tel: (0-224) 220 00 00

Özçakır Hotel

Tel: (0-224) 272 23 30

Otantik Club Hotel

Tel: (0-224) 211 32 80

Central Hotel

Tel: (0-224) 273 55 00

Hotel Gönlüferah

Tel: (0-224) 233 92 10

Kent Hotel

Tel: (0-224) 223 54 20

Yıldız Hotel Termal

Tel: (0-224) 239 69 85

Kırcı Hotel

Tel: (0-224) 220 20 00

Ada Palas Hotel

Tel: (0-224) 233 39 90

Boyu Güzel Termal Hotel

Tel: (0-224) 239 99 99

Artıç Hotel

Tel: (0-224) 225 55 05

Efehan Hotel

Tel: (0-224) 225 22 60

Safran Hotel

Tel: (0-224) 224 72 16

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu