Edat Nedir ve Edatların Özellikleri Nelerdir?

Edat Nedir ve Edatların Özellikleri Nelerdir?

Edatlar üç e Ayrılır

1. Çekim edatları (asıl edatlar)
2. Bağlama edatları (bağlaçlar)
3. ünlem edatları

Edat Nedir?

Tek başlarına anlamları olmayan, başka kelimelerle öbekleşerek değişik ve yeni anlam ilgileri kuran, birlikte kullanıldıkları kelimelere cümlede anlam ve görev kazandıran kelimelere Edat Denir.

Edat ile Bağlaç nasıl ayırdedilir?
1. Edatlar cümlenin bir öğesi olurken, bağlaçlar bir öğe özelliği göstermez. (Öğe içinde yer alabilirler). Sabaha karşı eve gelmişlerdi. (Edat-Zarf Tümleci) / Kitapları ve defterleri çantasına koydu. (Nesne) (“Ve” bağlacı nesneleri birbirine bağlamıştır.)

2. “İle, yalnız, ancak” gibi kelimeler hem edat hem bağlaç görevinde kullanılabilir. Cümle içindeki anlamı bu nedenle önemlidir. Ayrıca şu pratik yolla bu kelimelerin edat mı, bağlaç mı olduğunu anlayabiliriz:

“İle” yerine “ve” getirilebiliyorsa; “ile” bağlaçtır. Defter ile kalemi çantaya koydum. / Arkadaşları ile konuşmuyordu. (Birincisinde “ve” gelebildiği için bağlaç; ikincisinde “ve” kullanılamadığı için edattır.)

“Yalnız, ancak” kelimeleri yerine “ama” bağlacı getirilebiliyorsa, bu kelimeler bağlaçtır. “Sadece” kelimesi getirilebilirse bu kelimeler edat olur. Almak isterim ancak param kalmadı. / Bu işi ancak sen yapabilirsin.

3.Edatlar cümleden atılamaz. Cümle anlamsızlaşır. Bağlaçlar cümleden çıkartılınca cümlenin anlamı daralsa da cümle anlamsızlaşmaz.

Senin gibisini görmedim. / Senin görmedim. (Cümle anlamsızlaştı. Bu nedenle “gibi” edattır.) Koştum ama yetişemedim. / Koştum yetişemedim.

Cümle anlamını pek kaybetmedi. Bu nedenle “ama” bağlaçtır. DİKKAT! Bu özellik her zaman için geçerli olmayabilir!…

Ünlem edatları
Her türlü duyguyu, heyecanı (sevinç, keder, ıstırap, teselli, nefret, korku, hayıflanma, coşku, üzüntü vb.), düşünceyi anlatan veya yansımaları, seslenmeleri; onay, red, sorma ve gösterme gibi anlatım biçimlerini ifade eden edatlardır. Ünlemler, seslenme edatları, sorma edatları, gösterme edatları ve cevap edatları olmak üzere beşe ayrılırlar:

a) Ünlemler

Duygu ve heyecanları ifade eden edatlarla doğadaki seslerin yansımalarıdır: ah, ay, çat, eyvah, hoşt, küt, mırıl mırıl, of, oh, pat, püf, vah, vay, yuh vb.

b) Seslenme edatları
Hitap (seslenme) için kullanılan a, ay, be, bre, ey, hey, hu, le, ulan, ya, yahu gibi seslenme sözleridir. Bu edatlar, genellikle hitap edilen isimlerle birlikte kullanılırlar: a çocuğum, ay oğul, ey Türk gençliği gibi.
Seslenmelerde hitabı kuvvetlendiren bu sözler olmadan da hitap mümkündür: Sevgili öğrenciler! Arkadaşlar! Sayın milletvekilleri! Ömer! vb.

c) Sorma edatları
Başka kelimelere bağlanmadan soru için kullanılan edatlardır: acaba, acep, hani, niçin.

d) Gösterme edatları
Birini veya bir şeyi göstermek için kullanılan edatlardır: işte (edebi dilde), aha, daha, ta, te (ağızlarda), nah( argoda).
Gösterme edatları başka kelimelere bağlanmazlar.

e) Cevap edatları
değil, evet, hay hay, hayır, peki, yok gibi kabul veya red bildiren edatlardır. Bunlara konuşma dilinde daha çok geçen elbette, oldu, olur, tabii, tamam, yoo gibi sözleri de ekleyebiliriz.
İşte başlıca edatlar bunlardır. Edatların bir kısmı Arapça, Farsça gibi yabancı dillerden Türkçeye girmiştir. Buraya edatların bugün pek kullanılmayan eski biçimleri ve ağızlardakilerin çoğu alınmamıştır.

Bağlama Edatları
Kelimeleri, kelime gruplarını veya cümleleri biçim ya da anlam yönüyle birbirine bağlayan edatlardır: ama, ancak, belki, çünkü, da (de), eğer, halbuki, hiç değilse, ile, ise, ki, lakin, meğer, nasıl ki, öyle, öyle ki, sanki, şu var ki, ta, üstelik, ve, veya, yahut, yalnız, yani, yoksa, zira gibi.
Bağlama edatları (bağlaçlar) beş grupta toplanır:

a) Sıralama edatları
İki kelimenin arasına girerek arka arkaya gelen unsurları bağlamaya yarayan dahi, ile, ila, ve edatlarıdır: Karagöz ile Hacivat, Suç ve Ceza vb.

b) Denkleştirme edatları
İki kelime, kelime grubu veya cümlenin arasına girerek birbirinin yerini tutabilecek iki unsuru birbiriyle denkleştirme, karşılaştırma ilgisiyle bağlayan veya, veyahut, ya, yahut edatlarıdır: kavun veya karpuz, masa veya sıra, seni böyle gören ya deli diyecek ya gülüp geçecek vb.

c) Karşılaştırma edatları

Karşılaştırılan grupları veya unsurları, mukayese ilgisiyle bağlayan ama….ama, da(de)….da(de), gerek….gerek, ha….ha, hem….hem, ister….ister, ne….ne, ya….ya gibi edatlardır.
Ama haklı ama haksız herkese itiraz eder. Eyere de yakışır semere de. Gerek fakir gerek zengin olsun. Ha Kel Hasan ha Hasan kel. Hem suçlu hem güçlü. İster öldür ister güldür. Ne şair yaş döker ne aşık ağlar. *(F.Nafiz) Ya o zaman yalan söyledi ya şimdi.
Bu edatlar, karşılaştırılan unsurlardan biri, hepsi veya hiçbiri ifadesiyle üç türlü işlevi yerine getirirler:
Ya akıl ver ya para. Ya paranı ya canını. (birini)
Hem kel hem fodul. (hepsi)
Ne kızı veriyor ne dünürü küstürüyor. (hiçbiri)

d) cümle başı edatları
Cümleler arasında türlü anlam ilgileri kurarak onları birbirine bağlayan edatlardır: adeta, ama, ancak, bari, belki, binaenaleyh, çünkü, eğer, fakat, gerçi, güya, hakeza, halbuki, hatta, hazır, hele, illa, illa ki, kaldı ki, keşke, keza, lakin, madem, mademki, mamafih, meğer ki, nasıl ki, nitekim, oysa ki, öyle ki, sanki, şayet, şöyle ki, ta ki, üstelik, yalnız, yani, yeter ki, yoksa, zaten, zati gibi.

Örnekler:
O zamanlar çok okuyordum. Daha sekiz yaşındayken roman okumaya başlamıştım. / Turgut’un kaza yaptığını biliyorum. Fakat bunu sana kim söyledi? / Düğününe beni davet etmedi. Halbuki ben hediyesini bile almıştım. / Bugünlerde dürüst davranmıyor. Mamafih bu sözler aramızda kal*sın. / Üç gündür yataktan çıkamıyor. Zaten son zamanlarda hiç ayağa kalkamı*yordu.
Cümle başı edatlarının kullanıldığı yere göre cümleleri hangi ilgiyle bağladığına dikkat edilmelidir.

e) Sona gelen edatlar
bile, da (de), dahi, değil, ise, ki, ya gibi edatlardır. Bunlardan bile, da (de), dahi, ise, ya edatları kelimeyi önceki unsurlara; değil, ki edatları getirildiği kelimeyi sonraki unsurlara bağlar. Bu edatların pek çoğunda kuvvetlendirme ifadesi de vardır: Baksan a! Ben de özledim. Sağır Sultan bile duydu. Bu da geçer yahu! Hele bir nefes alayım da. Adam sen de. Sorsam mı ki*. Böyle de yatılmaz ki. Onlar şehirliydi biz ise köylüydük. (İse edatı, şart kipi ekiyle karıştırılmamalıdır.) Yorgun değilsin ya. Ev kira değil ya varsın küçük olsun. vb.

Çekim Edatları
Sonuna geldiği isimle cümledeki diğer kelimeler arasında benzerlik, zaman, yer, başkalık vb. gibi bakımlardan türlü ilgiler kuran edatlardır: ait, ara, başka, beri, böyle, dair, değin, dek, dışarı, diye, doğru, dolayı, evvel, geri, gayri, gibi, göre, için, ileri, ile, kadar, kadarınca, karşı, naşi, nazaran, önce, öte, ötürü, özge, rağmen, sıra, sonra, taraf, tek, türlü, üzere, yana vb. gibi. Bu edatlar çekim eki görevindeki edatlar olup, isimlerden sonra gelerek onların çeşitli zarf hallerini yaparlar.
Çekim edatları sonuna geldiği isimle eksiz (yalın hal); yaklaşma hali eki, ayrılma hali eki veya ilgi hali ekiyle birleşerek edat grubunu oluştururlaredat

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu