Geçmişten Günümüze Devam Eden Meslekler

Geçmişten Günümüze Devam Eden Meslekler
Fotoğrafçı
19. yüzyılın ortalarında fotoğraf Osmanlı’ya ulaştı. Resmetmenin dinen cevaz verilmediği bir toplumda fotoğraf görselliği simgeledi; zihniyet değişikliğine neden oldu. Ama yine de Osmanlı’nın son dönemine kadar fotoğrafta kaçgöç hakim oldu. Ayak fotoğrafçıları, dakikalıkçılar ve şipşakçılar vesikalıkta uzmanlaşmışlardı.
Berber
1876’ya kadar, çarşı-pazarları, selâtin cami avlularını ve zaman zaman mahalle aralarını dört dönen berberlerin ayaklarının çıplak ve kollarının sıvalı olması gerekirdi. Bu şekilde müşteri, berberin ellerinin ve ayaklarının temiz olduğunu görebilirdi. Berberler ayrıca diş çekerler, sünnetçilik ve hacamatçılık yaparlardı.
Tüccar


19. yüzyılda Osmanlı ekonomisinin dışa açılması, ticaret hacminin önemli ölçüde artmasına neden oldu. Tüccar, doğmakta olan orta katmanların belkemiğiydi. Özellikle liman kentleri, tüccar kesiminin yoğunlaştığı mekanlardı. Zamanla esnaf olmaktan çıktı; Dersaadet Ticaret Odası bünyesinde toplandı.
Oduncu
Osmanlı’nın temel enerji kaynağı odundu. Isınmak ve ocakta yakmak için kullanılırdı. Odun, civar ormanlardan katır ya da eşek sırtında getirilirdi. Genellikle yaz aylarında mahzene odun istif edilir, kışa tedarikli girilirdi. Çoğu oduncu orman köylerinde yaşar, kasabaya ya da şehire malını pazarlamak için inerdi.
Portakalcı
Dünün İstanbul’unda portakal nadirattandı. Ancak üst gelir grubu portakal tüketebilirdi. Portakalın Yafa gibi uzak yörelerden gelişi, tek tek satılacak kadar değerlenmesine neden oluyordu. Zamanla Anadolu’da da yetiştirilmeye başladı ve ucuzladı. Demiryolu ulaşımı başlayana kadar portakal değerli meyveler arasında yer aldı.
Yumurtacı
Dar gelirli Osmanlı’nın temel protein kaynağı yumurtaydı. Çoğu insan yumurtasını arka bahçesinde beslediği kümes hayvanlarından temin ederdi. Dünün mutfağında yumurta başköşedeydi. Yumurta seyyar satıcıların da el attığı sektörlerden biriydi. Zamanla buzhane yumurtaları, köy yumurtasıymış gibi pazarlanmaya başlandı.
Simitçi
Günümüzde hamburgerin yerine göz diken simit, dünün “fast food”uydu. Seyyar simitçi simidini ya bir çubuğa geçirir, ya orta büyüklükte bir sepete doldurur, ya da tabla üzerinde pazarlardı. Üstü susamlanmış halka biçimindeki bu çörek, kent kültürünün bir parçasıydı. Evden ırak çalışan insanın karın doyurmak için başvurduğu temel besin maddesiydi. Eskiden Safranboluluların mesleği olarak bilinirdi.
Balıkçı
Balık, kıyı kenti insanının temel besin maddelerinden biriydi. Boğazın yukarı yerleşim yerleri, balıkçı köyleriydi. Balıkhanede yapılan mezaddan satın alarak dükkanda yahut tahta kefelere doldurup askı ile omuzda sokak sokak dolaşıp satan ve günlük rızkını çıkaran seyyar satıcıya “tablakâr” denirdi.
Sütçü
Süt, Osmanlı mutfağının olmazsa olmazıydı. Hemen her evde süt kaynar; yoğurt, tereyağı ve peynir yapılırdı. Pastorize şişe sütünün olmadığı bir evrede ağılı ya da damı olan ve küçük ya da büyükbaş hayvan besleyen sütçü, aynı zamanda kapı kapı dolaşarak hayvanından elde ettiği sütü pazarlardı.
Nakliyeci
Nakliyeci taşıma sektörünü temsil ediyordu. Ulaşımda elverdiği ölçüde su yolu tercih edilirdi. Ancak ülkenin içerlek yöreleri ya da kent içi, kara taşımacılığını gerektiriyordu. Arabacı esnafı, kent ekonomilerinin en güçlü loncasını oluşturuyordu. Arabacı, mavnacı ve salapuryacı esnafı, İstanbul’da kent ulaşımının belkemiği durumundaydı.
Kebapçı
Lokanta Osmanlı’ya ancak 19. yüzyılın ortalarında girdi. O dönemde otellere “yataklı lokanta” denirdi. Kebapçı, kentin ya da kasabanın işler yerlerinde dükkân önüne masa sandalye atarak müşteri celbetti. Kebap yöresel özellikleriyle Osmanlı mutfağının ana mönülerinden biri oldu.
Şekerci
Bayramlık akide şekerinin yanı sıra, şekerden ibikli horozlar, şekere bulanmış elmalar, kuru incir ve ceviz, çocukların gözde şeker türleriydi. Seyyar şekerciler bayram günleri seyir yerlerinde gezerlerdi. Diğer günler mahalle aralarında dolaşırladı. Sabit şekerci dükkanlarında Safranbolulu, Geredeli, Dadaylı çıraklar çalışırdı.
Süpürgeci
Ev ekonomisinde temizlik aracı süpürgeydi. Günümüze oranla dünün sokaklarının toz toprağı boldu; yağışta çamur deryasına dönerdi. Süpürge çer-çöpü görüntüden kaldırsa da, dünün evi günlük temizlik yapmayı gerektiriyordu. Hemen her gün yerler nemlendirilir, ev süpürülür, etrafın tozu alınırdı.
Dondurmacı
Seyyar dondurmacılar, Uludağ gibi uzak yörelerden getirilen kar ya da buz içinde döndürülerek buz haline getirilen limonata, şerbet ve şekerli sütü yaz aylarında pazarlarlardı. Hıdrellez günü mutlaka dondurmacılar meydana çıkarlardı. Limonlu, vişneli, kayısılı, çilekli ve kaymaklı türleri revaç bulurdu.

Keçecilik
Kosumculuk
Hasircilik
Nalbantlik
Esanscilik
Semercilik
Kasikcilik
Sedefkarlik
Zembilcilik
Urgancilik
Tas Isciligi
Çömlekcilik

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu