Gençlerin faydalı ve zararlı alışkanlıkları nelerdir?

Gençlerin faydalı ve zararlı alışkanlıkları nelerdir?
Gençlik ve Zararlı Alışkanlıklar

Prof. Dr. Ş. BİLİR

Ankara il merkezindeki liselerin ikinci sınıf ve Hacetepe Üniversitesi öğrencilerinin sigara-alkol-ilaç alma ve uyuşturucu madde kullanma alışkanlığının araştırılması.

Ülkemizde yapılan araştırmalar, sigara tüketiminin nüfus artış nisbetine göre daha büyük bir hızla yükseldiğini ve sigara içenlerin yaş ortalamasının eski yıllara göre gittikçe düştüğünü göstermektedir.

Küçük yaşlarda çalışmak zorunda kalan çocuklar (simitçi, ayakkabı boyacısı veya diğer satıcı ve taşıyıcılar gibi), yetişkinlerle sürekli münasebette bulunmaları neticesi, onlara benzeme hissiyle, henüz 10-12 yaşlarında sigaraya başlamaktadırlar. Bu çocuklar, ya parçalanmış ailelerden gelmekte veya evde kendisine model kabul ettiği kişilerin, çocuğa gereken alâka ve sevgiyi göstermemeleri neticesinde, bu tür alışkanlıklar edinmektedirler.

Gençler büluğ çağında büyüklere benzemek için sigara içmeye başlarlar. Grupta kendini kabu1 ettirme, üstünlük sağlama_gibi hazları bu yolla elde etmek isteyen gençler, sonraları sigaraya bağımlılık kazanırlar. Mukayeseli araştırmaların neticesine bakıldığı zaman sigaraya bağımlı olanların kişilik yapılarında hissi dengesizlik, kısa yoldan hazza ulaşma, gerçeklerden kaçma, otoriteye karşı çıkma, aşırı tutku, yarışçılık, tehlike arama, başkalarına benzeme gibi karmaşık vasıfların bulunduğu görülmüştür.

Türkiye’de 1981 yılında 350 milyon litreye yakın alkollü içki tüketilmiştir. Bu içkiler içinde 250 milyon litre ile bira başta gelmektedir. Yine yapılan çalışmalar, alkol tüketenlerin yaşlarının gittikçe düştüğünü, kadınlar arasında alkol kullanma nisbetinin arttığını göstermektedir, (köknel, 1983).

Ergenlik çağında, basın ve yayın yoluyla yapılan reklamların tesiri daha fazla görülmektedir. Gençler arkadaş gruplarıyla biraraya gelmek için gittikleri pastane ve benzeri yerlerde satılan birayı içerek alkole başlamaktadırlar. İçinde bulunduğu yaşın hususiyeti ve ayrıca hissi yönden iyi gelişmemiş, dengesiz, mesuliyetten kaçan, tutarsız, tedirginlik içinde yaşayan bazı gençler, alkole başladıktan sonra bunu sığınak olarak kullanmakta, zamanla alkol miktarını artırmaktadırlar. Bir de bazı gençlerde alkolik olma temayülü vardır. Bu temayülü fazla olan, yani risk altında olan gençlerin şu ortak vasıflan vardır:

Ana-babanın alkolik olması, parçalanmış ailelerden gelme, eğitim seviyesinin düşüklüğü, ekonomik seviyesi yüksek ailelerden gelme, ruhi gelişme devrelerini iyi geçirememiş olma ve tatminden mahrumiyet …

Evlat edinilmiş çocuklar üzerinde yapılan çalışmada, öz ana-babaları alkolik olan çocuklarda, alkolik olmayanlara göre alkole alışma (bağımlılık) nisbetinin yüksek olduğu bulunmuş, genetik geçişin alkolizmde önemli tesiri olduğu belirtilmiştir (Ünal, 1981).

Bir başka çalışmada: Çocukluklarında, her istekleri anne-baba tarafından karşılanmış şahısların, ileriki hayatlarında bazı mahrumiyetlere dayanamadıkları, hayâl kırıklığına, uğradıkları görülmüş ve öfke şeklinde tezahür eden bu hislerini alkol vasıtasıyla bastırmak istedikleri tesbit edilmiştir.

Türkiye’de bazı ilâçlar reçetesiz kolayca temin edilmektedir. Bunların başında salisilatlar, barbitüratlar, analjezikler ve trankilizanlar gelmektedir. Barbitüratlı ilâçlar pek çok insan tarafından daha rahat uyumak için kullanılmakta, ancak bir süre sonra alışkanlık yapmaktadır.

(Evvelce, iştah kesici olduğu için şişmanlar, imtihana hazırlanmak için öğrenciler, gece sürekli dikkat isteyen işlerde çalışanlar uyku giderici olduğu için; sporcular “doping” yapmakta amphetamin grubu, ilâçları kullanmışlardır.)

Üniversite tahsiline başlayan gençler çok farklı yörelerden büyük şehirlere gelmektedirler. Lise tahsilini daha mufazakâr örf ve adetlere bağlı bölgelerde tamamlayıp üniversiteye kaydolan talebeler ilk yıllarda büyük, modern bir kente uyum sağlamak, değişik ve zor şartlarda tahsillerini sürdürebilmek gibi pek çok durumla karşı karşıya kalmaktadırlar. Bu farklı sebepler gençleri; daha önce kullanmamış olmasalar bile sigara, alkol, hatta uyuşturucu madde kullanma alışkanlığı edinmeye kadar götürebilmektedir. Bu arada büyük kentlerde doğup büyüyen gençler daha lise yıllarında diskoteklere gitme fırsatı bulmakta, buralarda bir takım zararlı alışkanlıklar edinmiş olarak üniversiteye başlamaktadırlar.

Temel Problem:
1982 – 83 ders yılında Ankara’daki resmi ve özel liselerin 2. sınıfında okuyan erkek ve kız öğrenciler ile Hacetepe Üniversitesi’ne bağlı yüksek okul ve bölümlerinde okuyan bütün talebeler üzerinde yapılan bir araştırma.

Gerekli izinler alındıktan sonra bu liseler arasında basit tesadüfi örnekleme yöntemiyle 36 lise seçilmiş, aynı yöntemle seçilen sınıflara, hazırlanan anket formları verilmiştir. Bu formlar arasından da tabakalı örnekleme tekniğiyle 25 form seçilmiştir.

Hazırlanan anket formlarına talebelerin isim ve adreslerini yazmamaları,sorulara samimi olarak cevap vermeleri istenmiştir. Hazırlanan anket formlarında: Talebenin; yaşı, cinsiyeti, anne ve babasının tahsil durumu, ailesinin aylık geliri, harçlığı, son karne notlarına göre başarısız olduğu dersleri, müzik, resim ve beden eğitiminden aldığı notları, boş vakitlerini nasıl değerlendirdiği, sigara içip içmediği, alkollü içkiler kullanıp kullanmadığı, sağlığı ile ilgili şikâyetleri, kullandığı ilâçların isimleri, enjeksiyon yoluyla ilâç kullanıp kullanmadığı sorulmuştur.

Tablolar için tıklayınız

Mevzuyla alâkalı olarak 1 Mart 31 Mayıs 1983 tarihleri arasında yapılan araştırmanın neticesine göre:

Sigara, alkollü içki kullanma nisbeti erkek öğrencilerde kız öğrencilere kıyasla daha yüksek bulunmuştur. İlâç alma alışkanlığı kızlarda, erkeklere göre yüksek nisbette bulunmuştur.

Talebelerin cep harçlıkları ile sigara, alkol ve uyuşturucu madde kullanmaları arasındaki fark manidar bulunmuştur (PO. 05).

Ailelerin meslekleri ve tahsil durumları ile talebelerin sigara, alkol, ilâç kullanmaları arasında önemli bir fark bulunmamıştır

Üniversite öğrencileri arasında uyuşturucu madde kullananların nisbeti sosyal ve idari bölümlerde daha yüksek görülmüştür.

Bütün örnek grubu içerisinde uyuşturucu kullananların nisbeti % 3.0’dır.

Türkiye’de uyuşturucu madde ve ilâç kullanımı Amerika, Avrupa ülkeleri ve uzak doğu ülkelerine göre çok düşük bulunmasına rağmen eski yıllara göre Türkiye’de özellikle bazı şehirlerde büyük artış olduğu narkotik şubeden alınan bilgilerden edinilmiştir.

Tehlike büyümeden gerekli tedbirlerin alınması, içtimâi bütünlüğümüzü maddi ve manevi değerlerimizi sarsan bu felaketin önüne geçilmesi zaruri bir durum almıştır. Her ferdin bu mevzuda kendisini mesul bilmesi ve öyle hareket etmesi insani bir vazifedir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu