Gerçek dost kim..?

Gerçek dost kim..?
home1
Dünya dostlukları ekseriyet menfaatleri doğrultusunda gelişir…


Hep bir beklenti havası eser zihnin zirvelerinde…insan yetiştiriliş tarzı bakımından yine ekseriyet iyiliği arar ama davranışların yaşama nasıl atandığı, nasıl tanımlandığı da çok önemlidir,
Sorsanız hiç kimsede suç yoktur herkes karşısındakini suçlamayı boynuna bir borç bilmiş olup deveran etmektedir…
Belkide böyle olmasının hikmeti asıl değer verilmesi gerekene değer vermediğimizdendir.
Bu sanal bebeklere olan tutkumuzdandır…
Allah, her hatada kul rabbine dönmesini murad eder,ona yol açar kulun girişimciliği belirler seviyesini…
Asıl dost, mevla, rabbi rahimdir,ancak onun dosluğu kazanılmaya çalışılmalıdır…Bu doslukta öyle kolay bir iş değildir kulun rabbinin ahlakıyla ahlaklanması çeşitli manevi mertebeleri geçmesi mesabesinde olur…asl olan odur onun dışındakiler elbette yok olucudur…

ALLAH’tan
baska ne bir dost nede bir yardımcımız vardır.

O’nu bılmezsek hersey bıze dusman bılırsek hersey bıze dost olur.ailemizden istemesekte bir gun ayrılacagız. gerçek dost a işte o zaman ihtiyacımız olacak.

yakınlarımızı arkadaslarımızı ALLAH rızası ıcın seviyoruz yada sevmemız gerekıyor.sevgiler allah için olmalı…

Habibullah birgün Hz. Ali’ye: “Allah’ı sever misin?” diye sordu. Evet diye cevap verdi Hz. Ali. Efendimizin soruları devam etti? “Ya beni? Fatıma’yı? Hasan ve Hüseyin’i?” Bütün sorulara evet cevabını verdi Ali. Allah Rasûlu bu kez “Ey Ali, bir tek kalbe bu kadar sevgiyi nasıl sığdırıyorsun?” diye sordu. Hz. Ali cevap veremedi. Bu konuşmayı evde Hz. Fatıma’ya anlattı. Fatıma (ra): “Git söyle Peygambere, Allah’ı sevmen imanından, aklından; Peygamberi sevmen gönlünden; beni sevmen nefsinden; Hasan ve Hüseyin’i sevmen babalığından.” Hz. Ali (ra) Peygamber Efendimize (sav) cevabını söyleyince Rasûlullah (sav) gülümsedi ve ‘Bu meyve peygamberlik ağacından alınmışa benziyor’ dedi.

Peygamber Efendimiz s.a.v buyuruyor ki: “İyi arkadaş ile kötü arkadaş örneği; misk taşıyan ile körük çeken insan gibidir. Misk sahibi sana kokusundan verir ya da sen ondan satın alırsın. Körük çekene gelince ya elbisesini yakar ya da sen onun pis kokusunu alırsın.” (Feyzü’l Kadir, 5/507)

Şüphesiz kişiye beslediğimiz sevgi, samimiyet ve arkadaşlığımız hiç bir karşılık veya beklentiye feda edilmeyecek kadar sağlamsa ve ulvî bir değer ifade ediyor ise kanaatimce gerçek dostluk budur.

ALLAH GERÇEK DOSTLUGUNU KALBIMIZE VERSIN

selam dua ile

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu