Hitit Ölü Gömme Geleneği

Hitit Ölü Gömme Geleneği

hititolugommegelenegi
İnsanlar ölülerini çeşitli törenlerle gömmeye henüz paleolitik yani Eski taş çağındayken başlamışlardı

Ölen kişi için cenaze töreni olarak adlandırılabilecek bir takım uygulamalar yapmak ve mezar kazmak kuşkusuz insan zihninde ölümden sonra bir yaşamın varolduğu düşüncesinin oluşmuş olmasıyla açıklanabilir İranın batısındaki Zagros dağlarında yer alan ve insanların henüz mağaralarda yaşadıkları dönemden kalan gömüler bu türden inanışların kökeninin çok eskiye dayandığının en önemli kanıtıdır Zira Şanidar mağarasında yapılan kazılarda, üzerine çiçekler bırakıldıktan sonra gömülen cesetlerin varlığı söz konusu çiçek polenlerinin günümüze kadar ulaşan kalıntılarından anlaşılmıştır Belli ki burada yaşamış olan ilkel atalarımız ölen kişi için bir tören yapmışlar ve cesedi çiçeklerle birlikte gömmüşlerdir

Kökeni bu kadar eskiye uzanan öte dünya inanışının sonucunda gelişen ölü gömme uygulamalarının Hititlerde de büyük bir çeşitlilik gösterdiğini gözlemliyoruz Bu ritüel zenginliğinin en belirgin göstergelerini ise ceset ile birlikte mezar çukuruna bırakılan ölü hediyelerinde ve mezar yerinde düzenlemiş olan bir ölü yemeğinin kanıtları olan hayvan kemiklerinin kalıntılarında görmek mümkündür Bugüne kadar tespit edilebilmiş tüm Hitit mezarlıklarında bu türden buluntulara rastlanmıştır
Hitit mezarlıklarında gözlemlenen bir diğer özellik ise, Hitit toplumunda yakarak gömme (kremasyon) ve ceset halinde gömme (inhumasyon) uygulamalarının birlikte var olmasıdır Birbirine bu kadar zıt iki uygulamanın aynı toplum içinde üstelik aynı mezarlık alanları içinde gözlemlenmesi ise kanımca Hitit toplumun etnik yapısının çok farklı unsurlardan oluşmasıyla açıklanabilir Hitit halkını oluşturan Hurri, Hatti, Luvi, Hitit, Pala gibi çeşitli etnik grupların ölü gömme inanışları ile ilgili farklı uygulamaları pekala ölü gömme geleneklerindeki bu çeşitliliğe sebep olmuş olabilir
Arkeolojik olarak tespit edilebilen Hitit mezarlıklarından Osmankayası ve Ilıca mezarlığında hem yakılan cesetlerin kalıntılarının yerleştirildiği urne kapları, hem de ceset halinde gömme uygulamasını yansıtan mezarlar bulunmuştur Hattuşa yakınlarındaki Bağlarbaşıkayası mezarlığında sadece yakma gömmelere rastlanırken; Yanarlar, Gordion, Çavlum ve Ferzant- Büget mezarlıklarında yakarak gömme uygulamasına rastlanmamıştır Burada ilave etmem gereken bir diğer nokta ise; yakılmadan gömülen cesetlerin konulduğu mezar türlerinin de kendi içinde farklılık göstermesidir: Örneğin Hattuşa yakınlarında yer alan Osmankayası mezarlığında basit toprak mezarlara rastlanırken; Afyon yakınlarındaki Yanarlar mezarlığında ölülerin bizim pithos dediğimiz büyük küplerin içine yerleştirilerek gömüldüğü görülmüştür Bazı Hitit mezarlıklarında bunlara ek olarak bizim taş sandık mezar dediğimiz mezarların varlığı da gözlenmiştir

Verdiğim örneklerden kolayca anlaşılabileceği gibi Hititlerde farklı mezar türleri ve ölü gömme uygulamaları söz konusuydu Bu farklılığın nedeni olasılıkla etnik çeşitliliğin getirdiği değişik inançlar ve bunlara bağlı uygulamalar olsa gerek Bunun yanı sıra gömülen kişinin ekonomik durumu ve ait olduğu kültür çevresi de tercih edilen mezar türünü etkilemiş olabilir
Hitit kralları ve kral ailesinden gelen soylu kişilerin ise istisnasız yakılarak gömüldüğünü Hitit yazılı kaynakları yoluyla biliyoruz Hitit İmparatorluğunun başkenti Hattuşada bulunan ve kralların on dört gün süren cenaze törenlerini tüm ayrıntılarıyla anlatan metinler, ölen kralın yakıldığını ve Türkçeye taş ev olarak çevirebileceğimiz ENAHekur isimli mezar yapısına götürüldüğünü göstermektedir

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu