İslamda kadının boşanma hakkı

İslamda kadının boşanma hakkı
İslâm hukukunda evlilik akdi, sona erdirilmesi mümkün olmayan ilâhî bir akid olarak görülmemekte, belki diğer akitler gibi tarafların karşılıklı rızaları ile doğan ve erkeğin boşanma irâdesine ağırlık verilmekle beraber, karşılıklı rıza ile de sona erebilen rızai bir akit olarak kabul edilmektedir. İslâm hukukunda boşanma yasağı yoktur. Ancak çok önemli neticeler için kurulan aile yuvasının, hissi ve basit sebeplerle hemen yıkılmaması için de her çeşit tedbir alınmıştır. Erkeğe “talâk” adıyla karısını, kendi hür iradesiyle ve hâkimin yahut bir din adamının müdâhalesi olmadan boşanma hakkı tanınmış ise de, bu hakkın suistimal edilmemesi için herçeşit tedbir de alınmıştır. “Allah’ın katında en hoş olmayan helâl, talâk yani boşanmadır” “Allah, evlenme ve boşanmayı, kendi nefsi heveslerine âlet yapanlara lanet etsin” ve benzeri mânevi tedbirler yanında, maddi müeyyideli tedbirlerle “talâk hakkının” suistimal edilmesi önlenmiştir.

Peki, kadının boşanma hakkı var mıdır? Bu sorunun cevabı evet’tir. Ancak erkeğinkine göre belli şartlara bağlanmıştır. Şu dört halde kadın da boşanma yetkisine sahiptir.


1 — Erkek, karısına boşama yetkisi verebilir. “Tefviz-i talâk” denilen bu müessese, fıkıh kitaplarında uzun uzadıya anlatılmıştır.

2 — Kadın, evlenme akdi yapılırken, boşama hakkının kendisine de tanınmasını şart koşabilir. Hukuk-ı Aile Kararnamesi, bu görüşü kanunlaştırmıştır.

3 — Kocanın cinsi iktidarsızlığı, akıl hastası olması veya bulaşıcı hastalıkları bulunması gibi evlilik hayatını çekilmez hale getiren sebeplerin varlığı halinde, kadın, evliliğin sona erdirilmesi için hâkime başvurabilir. Hâkim de karı—kocayı ayırır. Buna “tefrik” adı verilir.

4 — En önemlisi ve hukuk tarihimiz boyunca en çok tatbik edilen bir usul de karı-koca’nın karşılıklı rızâ ile ayrılmalarıdır. Boşanma teklifi kadından geldiği gibi erkekten de gelebilir. Buna “muhâla’a” adı verilir. Karı ile koca arasında eski tabir ile “hüsn-i muâşeret” bulunmadığı ve evlilik hayatı çekilmez hale geldiği zaman, Kur’ân’ın tavsiye ettiği “muhâla’a” yoluna başvurulur. Osmanlı Devleti zamanında tutulan Şer’iye Sicilleri tetkik edildiği zaman, evliliğin sona erme hallerinde, bu şekilde ayrılmanın % 60’a varan bir paya sahip olduğunu görüyoruz. Şimdi bu binlerce mahkeme kararından misâl olarak bir tanesini zikredeceğiz.

Alıntıdır
sızıntı.com.tr

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu