Kelime-i Tevhid Hatmi Fazileti

Kelime-i Tevhid Hatmi Fazileti
“Bir kimse, kendisi veya başkası için yetmiş bin adet kelime-i tevhîd (kelime-i tayyibe) okursa, günahları afv olur.”

(Hadîs-i Şerîf-Makâmât-ı Mazhariyye)

“Hatm-i tehlîl yapıp, sevabını ölülerin ruhlarına hediye etmek çok faydalıdır.”

İmam Rabbânî Ahmed Farukî

Mazhâr-ı Cân-ı Cânân Hazretleri, bir kadının kabri yanına oturmuştu. Kabre yüzünü dönüp, hatırına başka bir şey getirmeyip; yalnız onu düşündü.

“Bu mezarda Cehennem ateşi var. Kadının imanlı olmasından şüphe ediyorum. Ruhuna, hatm-i tehlîl sevabı bağışlayacağım. İmanı varsa, afv olur” buyurdu. Hatm-i tehlil’in sevabını bağışladıktan sonra; “Elhamdülillah imanı varmış, kelime-i tayyibe tesirini gösterip azabtan kurtuldu” buyurdu.

Abdullah-ı Dehlevî kuddise sırruhu’l-azîz

Şeyhülislâm Kemalpaşazade kuddise sırruhu’l-azîzin (d.1468-h.y.t. 15 Nisan 1534) vasiyetnâmesi bize Hakk’a yürüyen bir müslümana yapılması gereken son vazifeyi ve 70 bin kelime-i tevhid’in gerekli olduğunu açıklayan çok güzel bir örnektir.

Bismillahirrahmanirrahim

el-Hamdülillahi Rabbi’l-âlemîn, ve’s-salâtü ve’s-selâ-mü alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlini ve sahbihi ecmaîn.

Haza mâ evsâ bihi Ahmed b.Süleyman b. Kemal evsâ ve hüve yeşhedü en lâ İlâhe İlla’llâh ve enne Muhammeden abdühü ve rasûlüh. Ve enne’s-sâate âtiyetün lâ raybe fihâ ve ennallahe yeb’asü men fi’1-kubûr.

Bismillahirrahmanirrahim

Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah Teâlâ’yadır. Salat ve selam Efendimiz Muhammed’e, âline ve ashabının (radiyallâhü anhüm) hepsine olsun

Bu vasiyet Ahmed b.Süleyman b. Kemal’in vasiyetidir. O şehadet eder ve derki;

Eşhedü en lâ ilahe illallah ve enne Muhammeden abdühü ve rasûlüh.

“Kıyamet vakti de gelecektir; bunda şüphe yoktur. Ve Allah Teâlâ kabirlerdeki kimseleri diriltip kaldıracaktır.” (Hac,7)

Sonra, vasiyet ederim ki, hastalandığımda sünnet üzere kıbleye teveccüh ettireler. Bir kimse yanımda te’ennî ile ve tefekkür ile Kur’an-ı Kerim okuya ve kelime-i şehadeti tekrar edeler. Ruhum kabz olunca ondört ki­mse tesbih çevirip yetmiş bin kerre lâ ilahe illa’llah söyleyip sevabını bana bağışlayalar. Ol kimselere bin akça sadaka vereler. Ve dahi salihlerden hiç cenaze yıkamamış bir kimse benim cenazemi yuya. Dahi yunarken su salâsın etmeyeler. Ve her camide sala verdirmeyeler, Sultan Muhammed Camii’nde sala verdirmek kifayet ider. Ve dahi yunurken cehr ile zikretmeyeler. Ve iş tamamlanınca şöhret etmeyip sünnet üzre olmayanı terk edüp dervişane götüreler. Kabrim müslimîn kabristanında yol üzerinde bir yüksekçe bir yerde kazalar, üzerin yüksek yapmayalar, alâmet için yonulmadık taş dikeler. Defnolduğumda üzerimde cüz okutmayalar, az bir aşır Kur’an-ı Kerim olur. (hiç okumayalar) Ve kurban itmeyeler, fu­karaya akçe dağıtalar. Ve salihlerden bazı kimselere bir miktar akçe vereler, onlar varıp halvetlerinde hatm-i Kur’ân-ı şerif ideler. Ve yedi güne değin ruhum içün yemek pişireler. Ve yedi gün kabirde bekleyip dua ve tesbih ideler, bu kişilere on bin akçe harcıyalar. Ve hac içün dahi beş bin akçe vasiyet ettim, bir kimseye verip hac ettireler. Vasiyetümi kabul edip yerine getireler.

alıntı

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu