Kur’an-ı Kerim’de inanç özgürlüğünü anlatan ayetler nelerdir?

Kur’an-ı Kerim’de inanç özgürlüğünü anlatan ayetler nelerdir?

İrade Hürriyetinin Olduğunu ima Eden Ayetler: “Ey Resulüm sen de ki: İster inansınlar isterlerse inanmasınlar.”

(İsra, 107) “Onlara ne oluyor ki, Rablerine imana davet edildikleri halde Allah’a ve Resulüne iman etmezler.” (Hadid, 8) “Onlar yeryüzünde idareye geçtikleri zaman fesat çıkarmaya, ekini ve nesli mahvetmeye koşarlar, hâlbuki Allah fesadı sevmez.” (Bakara, 205) Müşrikler ‘Allah bize bunu emretti’ diyerek atalarının yanlış yolarına devam ederler. Ey Resulüm sen de ki: ‘Allah çirkin şeyleri emretmez.'” (A’raf, 28) “Kendi iradeleri ile kazandıklarına az gülsün çok ağlasınlar.” (Tövbe, 82) “Onlar yaptıklarının karşılığı olarak ebedi kalmak üzere Cennete girecek olanlardır.” (Ankebut, 14) “Dileyen iman etsin, dileyen küfrü seçsin.” (Kehf, 29)

Tam bir irade hürriyetinin olmadığını ima eden ayetler: “Biz Cehennem için birçok cin ve insan yarattık. Onların kalpleri vardır, ama anlamazlar. Gözleri vardır ama görmezler. Kulakları vardır, ama işitmezler. Onlar hayvanlar gibidirler, hatta onlardan da daha alçaktırlar. İşte gafiller onlardır.” (A’raf, 179) “Allah dileseydi yeryüzünde herkes iman ederdi. Öyle ise sen de insanları inanmaları için zorlama. Allah’ın izni olmadan kimse iman edemez. Allah akıllarını kullanmayanları rezillikle azaba düçar eder. Sen onların akılarına hitap etmek için semavatta ve yeryüzünde ne kadar hikmet delilleri varsa göster. Ancak bütün bu deliller inanmayacak olanlara bir fayda sağlamaz. Onlar ancak başlarına bir bela gelmesini beklerler. Sen de ki: ‘Bekleyin, ben de sizinle beraber bekliyorum.’ Biz sonunda inananları mutlaka kurtarırız.” (Yunus, 99–102) “Allah’ın dilediği hariç. Rabbin dilediğini yapar.” (Hud, 107) “Allah dilemedikçe sizler isteyemezsiniz. Allah dilediğini rahmetine erdirir.” (İnsan, 30–3; Tekvir, 29) “Sizi de yaptıklarınızı da yaratan Allah’tır.” (Saffat, 96) “Allah her şeyin yaratıcısıdır. Her şeyin vekili ve yöneticisi de O’dur. Her şeyin anahtarı O’nun elindedir.” (Zümer, 62–63)

Bu ayetin zahiri insanın fiillerini Allah’ın yarattığını açıkça ifade etmektedir. Hür iradesi ile iyiyi tercih edip isteyen insandır, yaratan Allah’tır. İnsan iradesi ve kasdı ile onu kesbetmiş oluyor. (Kitabu’t-Tevhit, Maturudi, s. 247; Taftazani, Şerhu’l -Akaid, s. 111)

İfrat ve Tefrit Görüşler:
Allah’ın yaratmasının mutlak olduğunu, insanın hiçbir iradi rolünün olmadığını savunan, insanın buna zorunlu olarak uymak mecburiyetinde olduğunu iddia eden görüşe “CEBRİYE” denilmektedir. Buna karşılık “MUTEZİLE” kulun kendi fillerini yaratabilecek kadar hür olduğunu savunur. Sorumluluğun ancak bu şekilde insana ait olabileceğini belirtirler.

Bu konuda Cebriye ifrat ederek insanı kesbinden tamamen mahrum bırakır, Mutezile ise tesiri tamamen insana verip, tefrit ile insanı fiillerinin yaratıcısı görerek Allah’ın işine ortak etmiştir. Ehl-i Sünnet ise fiillerin başlangıcında insan iradesinin tercih edici rolünü kabul ile beraber neticede o işin yapılmasında mutlak İlim, İrade ve Kudret sahibi olan Allah’ın (Külli İrade) yaratıcılığını kabul ederek istikametli olan orta yolu ihtiyar etmiştir. (İşaratü’l-İ’caz, 29–30)

İnsanın Hürriyeti Ne Demektir?
Demokrasinin temeli insan hürriyetine dayanır ve demokrasi bu hürriyetle ayakta kalır. Bundan dolayı demokrasi “İnsan Hürriyeti”ne çok önem verir. İnsan hak ve hürriyetleri kâmil manada verilmeden, demokratik ilkeleri hâkim kılmak mümkün gözükmemektedir.

İnsan hürriyeti çeşitli yönlerden ele alınabilir
1. Ontolojik Hürriyet: Kişinin Allah’a karşı sorumluluk sınırlarını gösteren hürriyettir. İnsanın Allah’a karşı ne derece hür olduğu konusu yukarıda açıklığa kavuşmuştur zannederim.
2. Siyasi Hürriyet: Buna “Dış Hürriyet” de denmektedir. Kişinin toplum içinde yaşama hakkından tutunuz, eğitim, düşünce, din ve vicdan hürriyeti, seyahat ve mülk edinme hürriyetine kadar tüm siyasi hak ve hürriyetleri içine alan geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır. Münzevi yaşayan kişinin bütün bunlara ihtiyacı yoktur. Bunun için medeniyetin gereği olan hürriyet, siyasi hürriyettir.
3. Kişinin Nefsine (=Kendine) Karşı Hür Olabilmesi: Buna da “İç Hürriyet” denilmektedir. Kişinin nefsine esir olmaması, kötü ve kaba içgüdülerine karşı hürriyetini koruyabilmesidir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu