Polikistik Over Sendromu nedir? Tedavisi

Polikistik Over Sendromu belirtileri

Polikistik Over Sendromu nedir

Polikistik over sendromu yumurtlama olmaması ve buna bağlı olarak ortaya çıkan genellikle gecikmeler şeklinde adet düzensizliği, tüylenme, kilo alma, gebe kalamama veya “zor” gebe kalma ve çok çeşitli başka belirtilerle seyredebilen bir durumdur.

Normalde adet döngüsünün ilk gününden itibaren olgunlaşmaya başlayan yumurta hücresini barındıran içi sıvı dolu kesecik, yani folikül, çeşitli nedenlerle gelişememekte ve gelişimin yarıda kalması, her defasında yumurtalıklardan birinde milimetrik boyutlarda bir kistin oluşmasıyla sonuçlanmaktadır.

Sendrom, tıpta “belirtiler topluğu” anlamına gelir. Polikistik Over, tüylenme, adet düzensizliği, gebe kalamama, şişmanlama gibi çeşitli belirtilerle seyrettiğinde Polikistik Over Sendromu adını alır. Bazı yazılarda ise Polikistik Over Hastalığı deyimi vücudun olumsuz etkilenmeye başladığı durumları tarif etmek için kullanılabilmektedir.

Polikistik Over Sendromu Belirtileri
Polikistik Over Sendromu ilk defa 1935 yılında Stein ve Leventhal tarafından adet görememe, vücutta tüylenme ve obeziteden oluşan bir hastalık olarak tanımlanmıştır. Kadınlarda en sık görülen hormonal bozukluklardan biridir. PKO, üreme çağında olan kadınların yaklaşık %5’inde görülür. Polikistik Over “çok sayıda kist içeren yumurtalık” anlamına gelen bir terimdir.

Polikistik over (PKO), yumurtalıklarda çeşitli nedenlerle oluşan bir hormonal ortam dengesizliği sonucu yumurtlama olmaması ve buna bağlı olarak ortaya çıkan genellikle gecikmeler şeklinde adet düzensizliği, tüylenme, kilo alma, sivilcelenme, gebe kalamama veya “zor” gebe kalma ve çok çeşitli başka belirtilerle seyredebilen bir durumdur.

PKOS’da en sık görülen belirtiler nelerdir?
PKOS’u her kadında daha farklı seyreder. Bazı kadınlarda tek belirti tüylenme olabileceği gibi, bazılarında adet düzensizliği ön planda olabilir. Tüm belirtilerin beraberce görüldüğü PKO durumu enderdir.

Adet düzensizlikleri: Yumurtlama, adet döngüsünün düzenli olmasını sağlayan en önemli olaydır. Bu işlevin aksaması 6 haftadan daha uzun aralarla görülen, düzensiz, uzun süren, fazla miktarda kanamalara neden olur. Çok ender durumlarda PKOS’lu bir kadın düzenli olarak adet görmeye devam edebilir.

Kısırlık: Üreme çağında olan ve gebelik planlayan bir kadında yumurtlamanın olmaması gebe kalamama sorununu beraberinde getirir.

Kronik kasık ağrısı: Altı aydan daha uzun süren ağrılar mevcuttur. Ağrının nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, iri yumurtalıkların kasıklarda dolgunluk yaptığına inanılır.

Şişmanlık: PKOS’u genellikle kilosu normalden fazla olan kadınlarda görülen bir durumdur. Kilo alımının PKOS’nun sonucunda mı geliştiği yoksa aşırı kilolu olan kadınlarda mı daha fazla PKOS’unun görüldüğü hala tartışmalıdır. Bugün PKOS’nun ilaçla tedavi edilmesinin kadının ideal kiloya gelmesini kolaylaştırdığını, kendi isteğiyle kilo veren kadınlarda ise PKOS’unun tedavisinin daha kolay olduğu bilinmektedir.

İnsülin hormonunda artış: Polikistik Over Sendromu olan hastalarda diğer önemli bir nokta da insülin direncidir. İnsulin direnci sonuç olarak şeker metabolizmasında bozukluk ve şeker hastalığına eğilimi artırmaktadır. Genel olarak hastaların % 50’sinde insülin direncine rastlanır. Obez hastalarda daha sık görülmektedir. İnsülin direncinin belirlenebilmesi için polikistik over sendromu olan bütün hastalara ağızdan şeker yükleme testi yapılması önerilmektedir. İnsülin direncinin hastalığın bir belirtisi mi veya hastalığın esas nedeni mi olduğu tam olarak bilinmemektedir. Ancak insülin direncini azaltan ilaçlarla yumurtlama fonksiyonunun normale dönmesi insülin direncinin hastalığın belirtilerinin oluşmasında önemli bir rolü olduğunu düşündürmektedir. PKO’su olan kadınlar ileri yaşlarda şeker hastalığına daha kolay yakalanmaktadırlar

Yüksek tansiyon: Kan basıncı 140 / 80 ‘ in üzerinde olabilir.

Tüylenme ve saç dökülmesi: Yarıda kalan yumurtlama sonucunda oluşan kistik yapı içinde hormon üretimi de dengesizdir. Östrojen hormonu yerine testosteron hormonu üretilir ve kana geçer. Bu hormon kadınlarda normalden fazla salgılandığında tüylenme ve sivilcelenme yapabilen bir hormondur Aşırı tüylenme ve bazen erkek tipi saç dökülmesi de izlenmektedir. Daha önceleri çenede ve dudak üzerindeki tek tük ,ince tüyler giderek kalınlaşır ve sayı olarak artarak estetik bir problem yaratır. Daha ileri durumlarda normaldışı tüylenme göğüsler arasında, göğüs uçlarında ve göbekte ortaya çıkabilir.

Cilt yağlanması: Ciltte yağlanma, sivilce, saç derisinde kepeklenme görülebilir. Ayrıca ciltte koyu kahverengi lekelenmeler görülebilir.

Polikistik over Sendromlu hastalarda, şeker hastalığı, hipertansiyon, yüksek kan kolesterol seviyesi ve kalp-damar hastalıkları da daha sık olarak görülür.

Polikistik Over Sendromu Teşhis

Nasıl tanı konur?
Tanı için en önemli nokta hastanın öyküsüdür. Tanı için ayrıca ultrasonografi yapılarak yumurtalık görünümüne bakılır ve hormonal testlere başvurulur. Hormon tetkiklerinde LH hormonunda artma gözlenirken, FSH hormonu değişme göstermez veya hafif azalabilir (LH/FSH oranı 3’ün üzerindedir). Ayrıca erkeklik hormonları olarak bilinen testosteron ve androstenodion’da artma görülebilir. Hastaların % 50’sinde DHEAS ve % 20’sinde Prolaktin hormonunda artış gözlenebilir. Öykü, hormon değerleri ve ultrason görünümünden iki tanesinin pozitif olması durumunda polikistik over sendromu tanısı konulabilir. Aşırı kilo alımı söz konusu olduğunda incelemelere genellikle şeker hastalığı araştırmaları eklenir.

Ne gibi sorunlar yaratabilir?
Polikistik overi kozmetik sorunlara neden olabilen basit bir yumurtlama bozukluğu olarak görmemek gerekir. Yumurtlama bozukluğu neticesinde oluşan hormonal dengesizlik ve kandaki yüksek “erkeklik hormonu” seviyeleri kadını uzun vadede ciddi sorunlarla başbaşa bırakabilmektedir. Bu nedenle PKOS’u mutlaka tedavi edilmesi gereken bir durumdur.

Polikistik over sendromu olan ve seyrek adet gören hastalarda yumurtlama olayı seyrek olduğu veya hiç olmadığı için rahim uzun süre östrojen etkisine maruz kalmaktadır. Normalde yumurtlama sonrasında salgılanan progesteron östrojenin etkilerini kompanze etmektedir. Bu hastalarda bu kompanzasyon olmadığı için rahimin uzun süre sadece östrojen etkisine maruz kalması sürekli kalınlaşması belli bir süre sonra bu dokuda kanser öncüsü değişiklikler oluşmasına (endometrial hiperplazi), hastalık uzun süre devam ettiğinde ise kanser gelişmesine neden olabilmektedir. Çocuk sahibi olmak istemeyen hastalarda doğum kontrol hapı kullanılmasının diğer bir yararı da kanser riskinin azaltılmasıdır.

PKOS’u kadında androjen (“erkeklik”) hormonlarının aşırı salgılandığı bir durumdur. Bu nedenle uzun vadede, kadında artmış androjen hormonları kan lipid (yağ) metabolizmasını olumsuz etkilemekte, kalp-damar sistemi hastalıklarının ortaya çıkma riskini artırmaktdır.

Polikistik Over Sendromu Tedavi

Nasıl Tedavi edilir?
Ne yazık ki kesin bir tedavi olmayıp, tedavi sadece hastanın yakınmalarına yöneliktir. Ancak yaşın ilerlemesi ile birlikte bazı hastalarda adet düzeni normale dönmekte ve yakınmalar azalabilmektedir. Ayrıca daha önce gebe kalamayan veya tedavi ile gebe kalabilen bazı hastalar kendi kendine gebe kalabilmektedir Tedavide ilk aşama kilolu hastalarda kilo verilmesidir. Hastalarda % 5’lik bir kilo kaybı hastaların çok önemli bir bölümünde adetlerin düzelmesini sağlayabileceği gibi, yumurtlamayı sağlayıcı ilaçlara daha düşük dozlarda yanıt alınmasına katkıda bulunabilir. Fakat PKOS’u varlığında kilo vermek zordur. Kalıcı bir kilo kaybı planı gerekir. Kilo kaybını sağlamak için günlük aktivitenin giderek artırılması ve istikrarlı bir diyet programı yüz güldürücü sonuçlar verir. PKOS’nun ilaçla tedavisinde temel prensip yumurtlamanın yarıda kalmasını engellemek ve böylece yumurtalık dokusu içindeki kist sayısının artmasının önüne geçmektir. Bu amaçla çocuk arzusu olmayan bir kadında yumurtlamanın hiç başlamaması, çocuk arzusu olan bir kadında ise yumurtlamanın tamamlanmasına yönelik tedavi yapılır. Yumurtalık dokusundaki kist sayısının artışı bu şekilde engellendiğinde önceden oluşmuş kistik yapılar bir süre sonra kendiliğinden yok olmaya ve böylece kistlerden salgılanan “erkeklik hormonu” miktarı giderek azalmaya başlar. Kullanılan ilaçlar adet düzenini de sağladıklarından eksik olan progesteron hormonunun yaratabileceği olumsuzluklar giderilmiş olur. Çocuk arzusu olmayan bir kadında tedavide genellikle doğum kontrol hapları tercih edilir. Bu ilaçlar yumurtlamayı en temel aşamasında, folikül gelişimi basamağında geçici olarak durduran ilaçlardır. İlaçların içinde bulunan progesteron hormonu rahim iç tabakasını kalınlaşmaktan korur ve adet kanamalarının düzenli olmasını sağlar. Tıbbi nedenlerle doğum kontrol hapı kullanamayan veya kullanmak istemeyen kadınlarda adet düzeni belirli aralıklarla verilen progesteron hormonu sayesinde sağlanır. Çocuk arzusu olan bir kadında yumurtlamayı sağlayıcı ilaçlara başvurulur. Bu ilaçlar ağız yoluyla alınan tablet şeklinde ilaçlar olabileceği gibi, tedaviye yanıt alınamaması durumunda iğne şeklinde kullanılan daha güçlü, ancak yan etkileri daha fazla ilaçlara başvurulması gerekebilir. Bu tedaviler ile polikistik overli kadınların % 80’inden fazlasında yumurtlama sağlanabilir. PKOS’u bir kısır döngü hastalığı olduğundan kısır döngünün daha farklı noktalardan kırılmasıyla tedavi yoluna gidilebilir:

– Büyümüş ve çok sayıda kist içeren yumurtalıklara laparoskopi yöntemiyle ulaşılarak yumurtalık dokusu içindeki kistlerin bir kısmının patlatılarak yok edilmesi kısır döngüyü kırarak hastalığın düzelmesine önemli katkılarda bulunabilir. Günümüzde bu yönteme ender de olsa başvurulmaktadır.

– PKOS’u ile şeker hastalığı arasındaki yakın ilişki, tedavide son yıllarda kan şekerini düşürücü özelliğe sahip ve ağızdan alınan tablet şeklindeki ilaçların kullanılmasını gündeme getirmiştir. Bu tedavi dirençli PKOS’da faydalı olabilmektedir.

Tüylenme şikayeti belirgin olan kadınlarda tedavi de doğum kontrol ilaçları oldukça etkilidir. Buradaki tedavi ile yumurtalıklardan üretilen erkeklik hormonu baskılanmaktadır. Bu tedavi şeklinde amaç vücutta yeni tüylerin oluşumunun engellenmesidir. Ne yazık ki eskiden oluşmuş tüyler için etkili ve hızlı bir ilaç tedavisi yoktur. Daha önceden oluşmuş tüyler için yapılması gereken ağda, elektroliz gibi yöntemlerle bunların giderilmesidir. Doğum kontrol ilaçları kullanılmadan tüyler alınırsa yöntem başarısız olur ve alınan tüyler yeniden ve daha fazla bir şekilde çıkar.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu