Sevr Antlaşması’nın Osmanlı’ya etkisi ne olmuştur?

Sevr Antlaşması’nın Osmanlı’ya etkisi ne olmuştur?

Sevr Antlaşması uygulanabilseydi, antlaşmanın başlıca hükümlerine göre, Osmanlı Devleti’nin elinde kalan topraklar üzerinde Kürdistan ve Ermenistan devletleri kurulacak, İzmir ve yöresi Yunanistan’a verilecekti. Ayrıca, Osmanlı Devleti’ne bırakılan toprak üzerinde de İngiltere, Fransa ve İtalya’ya nüfuz bölgeleri tanınıyordu. İstanbul uluslararası açık kent olacak, Boğazlar kendi bütçesi, yönetimi ve silahlı gücü olan bir komisyon tarafından yönetilecekti. Azınlıklara ayrıcalıklar tanınacak, askerlik yapmayacaklardı. İsterlerse Osmanlı vatandaşlığından çıkabilecekler ama yine bulundukları yerlerde yaşayabileceklerdi. Ordu, en fazla 50.700 kişi olacak, ağır silahları, uçak ve denizaltısı olmayacaktı. Donanma ise 13 küçük gemiden oluşacaktı. Fransız, İtalyan ve İngilizler’den oluşan bir malî komisyon devletin gelir ve giderlerini denetleyecek ve düzenleyecekti.
Bilindiği üzere, TBMM bu antlaşmayı imzalayanları ve onaylayanları 19 Ağustos 1919’da “vatan haini” ilan ederek, antlaşmayı tanımadığını belirtecektir.
Bugüne gelelim.

Bir kere bir Kürdistan devletinin kurulma süreci başlamış bulunmaktadır.
Çıkarılan kimi yasalarla neredeyse Türkiye’nin tümü bir bakıma Avrupa Birliği’nin nüfuz bölgesi durumuna gelmek üzeredir.
Yeni yeni azınlıklar yaratılmakta ve bunlara ayrıcalıklar tanınması istenmektedir.
TSK’nın mevcudunun azaltılması gündeme getirilmiştir.
Devletin gelir ve giderleri IMF’nin denetimi altındadır.
Açıkçası, Sevr’in kapısı bir kez daha aralanmıştır!…
Ne var ki, AB’nin bazı dayatmaları, Sevr’de yer almayan yeni yapılanmaları da gündeme getirmiş bulunuyor.
Osmanlı Devleti, hangi süreçten geçerek yaşamını Sevr ile sonuçlandırdı?
Bu soruya verilecek yanıt, ibret verici olduğu kadar, son çeyrek yüzyıldır Türkiye’de yaşananlara da ışık tutacaktır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu